iltasyazilim
FD Üye
Sorbon’da başörtüsü de haç da serbest
Fransa’da ilk ve orta öğretim kurumlarında dinî sembol kullanmak, başörtü takmak yasak Ancak laikliğin anavatanı bu ülkedeki üniversitelerde dinî sembol ve kıyafet yasağı uygulanmıyor Öğrenciler, kimlik kartlarında başörtülü fotoğraf kullanıp derslere başörtülü girebiliyor
Caroline ve Cemile, Fransa’nın dünyaca ünlü üniversitesi Sorbon’da (Sorbonne) öğrenci Cemile hukuk, Caroline ise Arap Dili ve Edebiyatı okuyor Her ikisi de başörtülü Derslere de tesettürlü olarak giriyorlar Caroline, önce Biyoloji Fakültesi’ni bitirmiş Ardından Fransa’nın köklü bilim enstitüsü Bilimsel Araştırmalar Merkezi’nde (CNRS) staj yapmış Arapça öğrenmek ise onun için bir merak Daha sonra tekrar kendi alanına dönmeyi düşünüyor
Türkiye’de bilinenin aksine laikliğin anavatanı Fransa’da üniversitelerde herhangi bir dinî sembol veya kıyafet yasağı uygulanmıyor Tüm Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Fransa’da da Yahudi öğrenciler kippayla, Hint asıllılar türbanla, Müslüman kız öğrenciler ise başörtüsüyle üniversitelere girebiliyor İsteyen uzun sakalıyla, arzu eden fötr şapkasıyla dersleri izleyebiliyor İsteyen öğrenci, üniversite kimlik kartlarında başları türbanlı ya da kippalı fotoğraf bile kullanabiliyor Halbuki laikliğin belki de dünyadaki en katı yorumuyla uygulandığı bu ülkede bütün kamusal alan ‘dinden’ arındırılmış durumda
Geçtiğimiz yıl, uzun tartışmaların ardından çıkarılan laiklik yasası ile devlet ilk ve ortaöğretim okullarında eğitim gören öğrencilerin başörtüsü, kippa ve büyük haç takması yasaklandı Yasak okulla sınırlı değil, dinî sembol kullanan kişiler hastane, mahkeme ve valilik gibi çok sayıda devlet kurumunda engelle karşılaşabiliyor Kimlik kartları ve pasaportlarda başı açık fotoğraf kullanmak zorunlu Bazı bankalar, kapılarından içeri girerken ‘güvenlik gerekçesiyle’ başını açmaya bile zorlayabiliyor Fakat söz konusu üniversiteler olunca her şey değişiyor
“Zamanla sizin laiklik de gelişir
Başörtülü Türk ve Fransız öğrencilerle Sorbonne Üniversitesi’ndeki meşhur ‘Onur Alanı’nda (Cour d’Honneur) görüşüyoruz Sorbonne’da Biyoloji okuyan Caroline, altı yıllık üniversite eğitimi sırasında giyiminden dolayı hiçbir sorunla karşılaşmamış Diplomasını aldıktan sonra Fransa’nın TÜBİTAK’ı diyebileceğimiz Ulusal Bilimsel Araştırmalar Merkezi’ne (CNRS) staj için başvurmuş “CNRS ve iki tane daha araştırma merkezine başörtülü fotoğrafımın olduğu başvuru dosyamı yolladım Üçü de mülakat için çağırdı Üçüne de tesettürlü gittim Hepsinden de kabul aldım Ama ben kalitesinden dolayı CNRS’i seçtim diyen Caroline, stajını da başörtülüyken yapmış
Hukuk ikinci sınıftaki Cemile ise okulda sorunla karşılaşmamasına rağmen staj yeri bulmakta zorlanmış Eğitiminin bir kısmını Türkiye’de yapan Türk öğrenci, başvurduğu çok sayıda noter bürosundan olumsuz cevap almasını başörtülü olmasına bağlıyor “Okulda özgürüz Fakat kamuoyu çok önyargılı, noter ve avukat kabineleri örtülü bir stajyer almaya iyi bakmıyor diye yakınan Cemile, her şeye rağmen devam etmeye kararlı Fransız toplumunun, bir gün gelip bu sorunu aşacağından ümitli
Myriam ise siyaset bilimi okuyor Başörtülü “Üniversitelerde de yasak olacaksa, nerede serbest olacak Gördüğünüz gibi baskın toplumun da azınlık grupların da dinî takıları serbest diyerek haç ve kippa takan arkadaşlarından örnekler veriyor Başkalarını rahatsız etmedikçe dinî veya kültürel sembollerin ‘ergin insanların eğitim gördüğü üniversitelerde’ yasaklanmasının anlamsız olduğunu düşünen Fransız öğrenci, Türk üniversitelerinde başörtüsünün yasak olduğunu bilmiyormuş Türkiye hakkındaki en ilginç yorumu ise laiklik ve cumhuriyet ideolojisi üzerine çalışan David isimli Fransız öğrenci yapıyor: “Siz bizim 19 yüzyıl versiyonumuzu uyguluyorsunuz Zamanla sizin laiklik de gelişir
Fransa’da dinî simge takmayı tercih eden öğrenciler için sıkıntı üniversite eğitiminden sonra başlıyor Hiçbir devlet kurumunda etnik ve dinî sembole izin verilmiyor Myriam, iyi bir eğitimden sonra özel şirketlerde kolayca iş bulacağını düşünüyor Caroline ise, başörtüsünün devlet okullarında yasaklanmasının ardından açılmaya başlayan özel Müslüman okullarında çalışmayı düşünüyor Cemile ise daha karamsar Geleceğe dönük henüz bir planı olmayan Türk öğrencinin en büyük ümidi Fransa’nın diğer Avrupa ülkeleri gibi ‘özgürleşmesi’ Başörtülü öğrenciler Fransa’da özgürce eğitim alabilseler de Türkiye’de üniversitelere bile giremeyen arkadaşları gibi ‘daha özgür’ günlerin ümidini besliyor Özgürce çalışabilecekleri, kimsenin onları hor görmeyeceği, başörtülerinin kullanılmayacağı, Caroline’in ifadesiyle ‘herkes gibi davranılacakları’ günlerin ümidini
Üniversitelerde yasak tartışıldı
Laiklik ilkesinin kıyasıya tartışıldığı, dinî sembollerin devlet okullarında yasaklanmasına giden süreçte üniversitelerin durumu da gündeme geldi Fransa’nın önde gelen laiklik uzmanları ve üniversite yetkilileri 2003 yılında Üniversite Başkanları Birliği (CPU) öncülüğünde Paris’te yapılan ‘Üniversitelerde Laiklik’ başlıklı toplantılarda konuyu ele aldı Daha çok, sayıları giderek artan Müslüman öğrencilerin durumunun gündeme geldiği toplantıların ardından CPU, ‘Laiklik ve Yüksek Öğrenim Rehberi’ isimli bir bildiri yayımladı Bildiride, üniversitede hocaların dinî inançlarını açıkça ifade edemeyeceği fakat öğrencilerin inançlarını açıklama özgürlüğünün olduğu belirtildi
Ayrıca, inancını gösterme hakkının ‘mutlak’ olmadığı, bu hakkın “bir yandan prozelitizm (dini yayma) yasağı bağlamında (derslerin engellenmesi, propaganda, sınav sırasında ibadet, seccade açmak gibi) diğer yandan hijyen ve güvenlik gerekçesiyle sınırlandırılabileceği ve bu nedenlerden ötürü bazı giysilerin bazı derslerde yasaklanabileceği bildirildi Ayrıca, üniversite yönetiminin ve hocaların imtihan tarihlerini seçerken dinî bayramların tarihlerine dikkat ettiğine işaret eden CPU, öğrencilerin dinî nedenlerden ötürü ders ve imtihan tarihlerinin değiştirilmesini isteme hakkının olmadığını duyurdu Yasak sadece devlet liselerinde
Toplantılarda üniversite idarecileri özellikle Müslüman ve Yahudi öğrencilerin ibadet yeri tahsis edilmesi ve ders saatlerinin değiştirilmesi gibi dinî gerekçeli isteklerinden ortaya çıkan sıkıntıları ele aldı Üniversite yöneticilerinin tecrübelerini paylaştığı zirvede 13 Paris Üniversitesi İdari Konsey Başkan Yardımcısı MarieJosé Michel, geçtiğimiz yıllarda önemli bir sorun olarak önlerine çıkan laiklik konusunu hocalar ve öğrencilerle ‘inceleyerek ve anlaşarak’ çözdüklerini söyledi Hukukçulardan, öğrenci temsilcilerinden ve hocalardan oluşan bir komisyon kuruldu Bazı yetkililer başörtüsünün kimya ve spor gibi derslerde yasaklanmasını savundu Başörtüsünün, güvenlik endişesine yol açacak nitelikte olmadığı müddetçe sorun olmadığını belirten Michel ise jimnastik gibi derslerde yaşanan sorunu, o dönem ‘örtülü kızların kurallara uyması şartıyla’ erkeklerin olmadığı bir grup oluşturarak çözdüklerini söyledi
Fransa’da geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren dinî simgeler yasağı kanunu sadece devlete ait ilk ve orta dereceli okulları kapsıyor Öğretmen maaşlarına kadar devletin finanse ettiği devletsözleşmeli özel okullarda yasak uygulanmıyor Bu okulların başında, Katolik ve Musevi vakıflarına ait özel okullar geliyor Fransız Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetiminde çalışan bu kurumlar, devlet okulları ile aynı programı takip ediyor Fakat okul derslerinin dışında öğrencilere seçmeli olarak din dersleri alma imkanı tanınıyor Okul kampüslerinde ibadet yerleri bulunabiliyor Okullar devlet destekli olduğu için eğitim paralı değil Ailelerden, maaş durumlarına göre sembolik sayılabilecek bir ücret talep ediliyor Fransız hükümeti, devlet okullarını laikleştirirken, çocuklarının dinî hassasiyetle yetişmesini isteyen ailelere bu şekilde alternatif sunuyor Devlet okullarındaki eğitim seviyesinin düşmesi ülke genelinde bu okullara ilgiyi giderek artırıyor
Devlet okullarında başörtüsü, haç ve kippayı yasaklayan laiklik kanununa ilişkin tartışmaların daha çok başörtüsü eksenli gelişmesinin nedeni ise Fransa’da Müslümanlara ait devlet sözleşmeli özel okulun olmaması Kanunun yürürlüğe girmesinin ardından Hıristiyan ve Musevi aileler, çocuklarını özel okullara transfer ederken Müslüman aileler ortada kaldı Çok sayıda Katolik koleji, yasak olmamasına rağmen başörtülü öğrencilerin okullarına akın edeceği endişesiyle iç yönetmelik çıkararak başörtülü öğrenci almadı Bu süreç, Fransa’daki Müslüman federasyonlarını kendi okullarını açmaya zorlamış bulunuyor
Müslümanlar kolej açmaya çalışıyor
Geçtiğimiz yıllarda Lille şehrinde bir lise ve Paris’te bir kolej açan Müslümanlar önümüzdeki yıl yeni okullar açmayı planlıyor Fakat, devlet ilk beş yıl okullara maddi destek vermediği için bu konuda büyük sıkıntı yaşanıyor Müslüman federasyonları yetkilileri, okul açma konusunda Müslümanlara yönelik önyargılardan etkilendiklerini ve idari sorunlarla karşılaştıklarını belirtiyor Başörtüsü yasağından dolayı okula gidemeyen çok sayıda Müslüman öğrencinin uzaktan eğitim sistemiyle eğitimlerine devam ettikleri belirtiliyor
Geçtiğimiz ay incelemelerde bulunmak üzere Fransa’yı ziyaret eden Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu temsilcisi Pakistanlı Esma Cihangir, Fransa’nın çıkardığı yasayı eleştirerek uygulamanın Müslüman ve Sih öğrencilerin dinî inançlarına uygun davranmasını engellediğini söylemişti Komisyon’un din özgürlüğü raportörü olan Cihangir, sokakta kendisiyle bile alay edildiğini belirterek Fransa’daki Müslümanların ayrımcılığa ve hakarete maruz kaldığını açıklamıştı Fransa’yı özgürlükleri sınırlamakla suçlayan Cihangir, Fransız hükümetine tavsiyelerini içeren raporunu önümüzdeki yılın başlarında açıklayacak
Fransa’da ilk ve orta öğretim kurumlarında dinî sembol kullanmak, başörtü takmak yasak Ancak laikliğin anavatanı bu ülkedeki üniversitelerde dinî sembol ve kıyafet yasağı uygulanmıyor Öğrenciler, kimlik kartlarında başörtülü fotoğraf kullanıp derslere başörtülü girebiliyor
Caroline ve Cemile, Fransa’nın dünyaca ünlü üniversitesi Sorbon’da (Sorbonne) öğrenci Cemile hukuk, Caroline ise Arap Dili ve Edebiyatı okuyor Her ikisi de başörtülü Derslere de tesettürlü olarak giriyorlar Caroline, önce Biyoloji Fakültesi’ni bitirmiş Ardından Fransa’nın köklü bilim enstitüsü Bilimsel Araştırmalar Merkezi’nde (CNRS) staj yapmış Arapça öğrenmek ise onun için bir merak Daha sonra tekrar kendi alanına dönmeyi düşünüyor
Türkiye’de bilinenin aksine laikliğin anavatanı Fransa’da üniversitelerde herhangi bir dinî sembol veya kıyafet yasağı uygulanmıyor Tüm Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Fransa’da da Yahudi öğrenciler kippayla, Hint asıllılar türbanla, Müslüman kız öğrenciler ise başörtüsüyle üniversitelere girebiliyor İsteyen uzun sakalıyla, arzu eden fötr şapkasıyla dersleri izleyebiliyor İsteyen öğrenci, üniversite kimlik kartlarında başları türbanlı ya da kippalı fotoğraf bile kullanabiliyor Halbuki laikliğin belki de dünyadaki en katı yorumuyla uygulandığı bu ülkede bütün kamusal alan ‘dinden’ arındırılmış durumda
Geçtiğimiz yıl, uzun tartışmaların ardından çıkarılan laiklik yasası ile devlet ilk ve ortaöğretim okullarında eğitim gören öğrencilerin başörtüsü, kippa ve büyük haç takması yasaklandı Yasak okulla sınırlı değil, dinî sembol kullanan kişiler hastane, mahkeme ve valilik gibi çok sayıda devlet kurumunda engelle karşılaşabiliyor Kimlik kartları ve pasaportlarda başı açık fotoğraf kullanmak zorunlu Bazı bankalar, kapılarından içeri girerken ‘güvenlik gerekçesiyle’ başını açmaya bile zorlayabiliyor Fakat söz konusu üniversiteler olunca her şey değişiyor
“Zamanla sizin laiklik de gelişir
Başörtülü Türk ve Fransız öğrencilerle Sorbonne Üniversitesi’ndeki meşhur ‘Onur Alanı’nda (Cour d’Honneur) görüşüyoruz Sorbonne’da Biyoloji okuyan Caroline, altı yıllık üniversite eğitimi sırasında giyiminden dolayı hiçbir sorunla karşılaşmamış Diplomasını aldıktan sonra Fransa’nın TÜBİTAK’ı diyebileceğimiz Ulusal Bilimsel Araştırmalar Merkezi’ne (CNRS) staj için başvurmuş “CNRS ve iki tane daha araştırma merkezine başörtülü fotoğrafımın olduğu başvuru dosyamı yolladım Üçü de mülakat için çağırdı Üçüne de tesettürlü gittim Hepsinden de kabul aldım Ama ben kalitesinden dolayı CNRS’i seçtim diyen Caroline, stajını da başörtülüyken yapmış
Hukuk ikinci sınıftaki Cemile ise okulda sorunla karşılaşmamasına rağmen staj yeri bulmakta zorlanmış Eğitiminin bir kısmını Türkiye’de yapan Türk öğrenci, başvurduğu çok sayıda noter bürosundan olumsuz cevap almasını başörtülü olmasına bağlıyor “Okulda özgürüz Fakat kamuoyu çok önyargılı, noter ve avukat kabineleri örtülü bir stajyer almaya iyi bakmıyor diye yakınan Cemile, her şeye rağmen devam etmeye kararlı Fransız toplumunun, bir gün gelip bu sorunu aşacağından ümitli
Myriam ise siyaset bilimi okuyor Başörtülü “Üniversitelerde de yasak olacaksa, nerede serbest olacak Gördüğünüz gibi baskın toplumun da azınlık grupların da dinî takıları serbest diyerek haç ve kippa takan arkadaşlarından örnekler veriyor Başkalarını rahatsız etmedikçe dinî veya kültürel sembollerin ‘ergin insanların eğitim gördüğü üniversitelerde’ yasaklanmasının anlamsız olduğunu düşünen Fransız öğrenci, Türk üniversitelerinde başörtüsünün yasak olduğunu bilmiyormuş Türkiye hakkındaki en ilginç yorumu ise laiklik ve cumhuriyet ideolojisi üzerine çalışan David isimli Fransız öğrenci yapıyor: “Siz bizim 19 yüzyıl versiyonumuzu uyguluyorsunuz Zamanla sizin laiklik de gelişir
Fransa’da dinî simge takmayı tercih eden öğrenciler için sıkıntı üniversite eğitiminden sonra başlıyor Hiçbir devlet kurumunda etnik ve dinî sembole izin verilmiyor Myriam, iyi bir eğitimden sonra özel şirketlerde kolayca iş bulacağını düşünüyor Caroline ise, başörtüsünün devlet okullarında yasaklanmasının ardından açılmaya başlayan özel Müslüman okullarında çalışmayı düşünüyor Cemile ise daha karamsar Geleceğe dönük henüz bir planı olmayan Türk öğrencinin en büyük ümidi Fransa’nın diğer Avrupa ülkeleri gibi ‘özgürleşmesi’ Başörtülü öğrenciler Fransa’da özgürce eğitim alabilseler de Türkiye’de üniversitelere bile giremeyen arkadaşları gibi ‘daha özgür’ günlerin ümidini besliyor Özgürce çalışabilecekleri, kimsenin onları hor görmeyeceği, başörtülerinin kullanılmayacağı, Caroline’in ifadesiyle ‘herkes gibi davranılacakları’ günlerin ümidini
Üniversitelerde yasak tartışıldı
Laiklik ilkesinin kıyasıya tartışıldığı, dinî sembollerin devlet okullarında yasaklanmasına giden süreçte üniversitelerin durumu da gündeme geldi Fransa’nın önde gelen laiklik uzmanları ve üniversite yetkilileri 2003 yılında Üniversite Başkanları Birliği (CPU) öncülüğünde Paris’te yapılan ‘Üniversitelerde Laiklik’ başlıklı toplantılarda konuyu ele aldı Daha çok, sayıları giderek artan Müslüman öğrencilerin durumunun gündeme geldiği toplantıların ardından CPU, ‘Laiklik ve Yüksek Öğrenim Rehberi’ isimli bir bildiri yayımladı Bildiride, üniversitede hocaların dinî inançlarını açıkça ifade edemeyeceği fakat öğrencilerin inançlarını açıklama özgürlüğünün olduğu belirtildi
Ayrıca, inancını gösterme hakkının ‘mutlak’ olmadığı, bu hakkın “bir yandan prozelitizm (dini yayma) yasağı bağlamında (derslerin engellenmesi, propaganda, sınav sırasında ibadet, seccade açmak gibi) diğer yandan hijyen ve güvenlik gerekçesiyle sınırlandırılabileceği ve bu nedenlerden ötürü bazı giysilerin bazı derslerde yasaklanabileceği bildirildi Ayrıca, üniversite yönetiminin ve hocaların imtihan tarihlerini seçerken dinî bayramların tarihlerine dikkat ettiğine işaret eden CPU, öğrencilerin dinî nedenlerden ötürü ders ve imtihan tarihlerinin değiştirilmesini isteme hakkının olmadığını duyurdu Yasak sadece devlet liselerinde
Toplantılarda üniversite idarecileri özellikle Müslüman ve Yahudi öğrencilerin ibadet yeri tahsis edilmesi ve ders saatlerinin değiştirilmesi gibi dinî gerekçeli isteklerinden ortaya çıkan sıkıntıları ele aldı Üniversite yöneticilerinin tecrübelerini paylaştığı zirvede 13 Paris Üniversitesi İdari Konsey Başkan Yardımcısı MarieJosé Michel, geçtiğimiz yıllarda önemli bir sorun olarak önlerine çıkan laiklik konusunu hocalar ve öğrencilerle ‘inceleyerek ve anlaşarak’ çözdüklerini söyledi Hukukçulardan, öğrenci temsilcilerinden ve hocalardan oluşan bir komisyon kuruldu Bazı yetkililer başörtüsünün kimya ve spor gibi derslerde yasaklanmasını savundu Başörtüsünün, güvenlik endişesine yol açacak nitelikte olmadığı müddetçe sorun olmadığını belirten Michel ise jimnastik gibi derslerde yaşanan sorunu, o dönem ‘örtülü kızların kurallara uyması şartıyla’ erkeklerin olmadığı bir grup oluşturarak çözdüklerini söyledi
Fransa’da geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren dinî simgeler yasağı kanunu sadece devlete ait ilk ve orta dereceli okulları kapsıyor Öğretmen maaşlarına kadar devletin finanse ettiği devletsözleşmeli özel okullarda yasak uygulanmıyor Bu okulların başında, Katolik ve Musevi vakıflarına ait özel okullar geliyor Fransız Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetiminde çalışan bu kurumlar, devlet okulları ile aynı programı takip ediyor Fakat okul derslerinin dışında öğrencilere seçmeli olarak din dersleri alma imkanı tanınıyor Okul kampüslerinde ibadet yerleri bulunabiliyor Okullar devlet destekli olduğu için eğitim paralı değil Ailelerden, maaş durumlarına göre sembolik sayılabilecek bir ücret talep ediliyor Fransız hükümeti, devlet okullarını laikleştirirken, çocuklarının dinî hassasiyetle yetişmesini isteyen ailelere bu şekilde alternatif sunuyor Devlet okullarındaki eğitim seviyesinin düşmesi ülke genelinde bu okullara ilgiyi giderek artırıyor
Devlet okullarında başörtüsü, haç ve kippayı yasaklayan laiklik kanununa ilişkin tartışmaların daha çok başörtüsü eksenli gelişmesinin nedeni ise Fransa’da Müslümanlara ait devlet sözleşmeli özel okulun olmaması Kanunun yürürlüğe girmesinin ardından Hıristiyan ve Musevi aileler, çocuklarını özel okullara transfer ederken Müslüman aileler ortada kaldı Çok sayıda Katolik koleji, yasak olmamasına rağmen başörtülü öğrencilerin okullarına akın edeceği endişesiyle iç yönetmelik çıkararak başörtülü öğrenci almadı Bu süreç, Fransa’daki Müslüman federasyonlarını kendi okullarını açmaya zorlamış bulunuyor
Müslümanlar kolej açmaya çalışıyor
Geçtiğimiz yıllarda Lille şehrinde bir lise ve Paris’te bir kolej açan Müslümanlar önümüzdeki yıl yeni okullar açmayı planlıyor Fakat, devlet ilk beş yıl okullara maddi destek vermediği için bu konuda büyük sıkıntı yaşanıyor Müslüman federasyonları yetkilileri, okul açma konusunda Müslümanlara yönelik önyargılardan etkilendiklerini ve idari sorunlarla karşılaştıklarını belirtiyor Başörtüsü yasağından dolayı okula gidemeyen çok sayıda Müslüman öğrencinin uzaktan eğitim sistemiyle eğitimlerine devam ettikleri belirtiliyor
Geçtiğimiz ay incelemelerde bulunmak üzere Fransa’yı ziyaret eden Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu temsilcisi Pakistanlı Esma Cihangir, Fransa’nın çıkardığı yasayı eleştirerek uygulamanın Müslüman ve Sih öğrencilerin dinî inançlarına uygun davranmasını engellediğini söylemişti Komisyon’un din özgürlüğü raportörü olan Cihangir, sokakta kendisiyle bile alay edildiğini belirterek Fransa’daki Müslümanların ayrımcılığa ve hakarete maruz kaldığını açıklamıştı Fransa’yı özgürlükleri sınırlamakla suçlayan Cihangir, Fransız hükümetine tavsiyelerini içeren raporunu önümüzdeki yılın başlarında açıklayacak