Fobi, normalde korkulmayacak durum ya da nesneden korkmaktır. Aslında korkunun hayata uyum sağlayıcı işlevi vardır. Korkumuz, stresimiz olmasa tüm tehlikelere karşı adeta savunmasız oluruz. Aynı zamanda eğer bu duyguları yaşamasak herhangi bir iş ya da hedef konusunda motive olamayız. Örneğin ertesi gün sınavı olan bir kişi, hiç bir kaygı duymasa sınava çalışma konusunda isteksiz olur. Ancak elbette bu kaygının korkunun aşırı düzeyde yaşanması kişinin hayat kalitesini ciddi ölçüde kötü şekilde etkiler.
Sosyal fobi, herhangi bir konuda utanç duyulacak bir şey yapmaktan aşırı kaygı duymaktır. Bir anlamda utanmaktan utanmaktır. Adeta insana hayatı zehir eder. Çünkü her daim insanlarla iç içe yaşamaktayız. Bu açıdan kişinin sosyal fobisi olması sürekli korku ya da kaygı içinde olması demektir.
Sosyal fobinin üç bileşeni tanımlanmıştır. Bunlar, etkileşim anksiyetesi, gözlem anksiyetesi ve diğerlerinin anksiyete belirtilerini fark edeceği korkusudur. Etkileşim anksiyetesinde kişi diğerleriyle sosyal etkileşime girmekten korkar. Gözlem anksiyetesinde performans göstermesi gereken (biri izlerken yazı yazma, yeme, içme gibi...)durumlarda diğerleri tarafından gözlenme korkusu duymaktır. Son olarak, diğerlerinin anksiyete belirtilerini fark edeceği korkusu, kaygısı nedeniyle terleme, titreme, kızarma, kekeleme gibi daha çok fiziksel belirtilerin fark edileceğinden korkmadır.
Sosyal Fobi Belirtileri
Kişi, diğerleri tarafından değerlendirilebilecek olduğu bir ya da birden fazla toplumsal durumda korku duyar. Örneğin kişi topluluk önünde sunum yapmak, kalabalık bir odaya girmek, yeni insanlarla tanışmak gibi durumlarda aşırı bir kaygı içinde olur, her an bir hata yapabileceğini, rezil olacağını düşünür. Ya da topluma açık yerlerde tuvaletleri kullanamayabilir, yeme, içme gibi performans göstermesi gereken durumlarda gözlendiği duygusuyla rahatsız olup bunlardan kaçınabilir. Normalde topluluk önünde konuşmamız gerektiğinde hepimizin belirli oranlarda kaygı yaşaması kaçınılmazdır. Ancak sosyal fobisi olan bir kişi bu kaygıyı çok üst düzeyde yaşar. Ter içinde kalabilir, titreyebilir, kalp atışları, nefes alışverişleri hızlanır. Bunun yanı sıra eş zamanlı olarak o konuşmayı yaparken içsel sesi sürekli 'küçük düşeceği, hata yapacağı, dalga konusu olacağı' şeklinde düşüncelerle kendisine işkence eder. Bu tarz olumsuz düşünce ve bedensel tepkilerle kişinin kendisini yaptığı işe vermeye çalışması çok yorucu ve oldukça güçtür, adeta insan üstü bir çaba gerektirir. Tedavi edilmediğinde kişinin hayat kalitesini son derece bozar. Kişi kendi benliğini ortaya koyamaz, potansiyelini ortaya çıkaramaz. Tüm bunlar onu öfkeye, depresyona itebilir. Kendisini insanlardan soyutlayabilir, mümkün olduğunca evden dışarı çıkmaz, karşı cinsle romantik ilişkiler kurmada sorunlar yaşar, kaçınma davranışları gösterir. Elbette ki bu rahatsızlığın kişideki belirtileri ve düzeyleri farklı olabilir. Örneğin bir kişi insanlarla konuşurken nispeten rahat ancak performans göstermesi gereken durumlarda aşırı kaygılı olabilir. Ya da hemcinsleri ile rahat etkileşim kurabilirken, karşı cinsle olan ilişkilerinde aşırı kaygılı, ürkek, çekingen olabilir.
Sosyal Fobinin Nedenleri
Sosyal fobide genetik yatkınlık önemli bir nedendir. Ailesindeki herhangi bir bireyde sosyal fobi görülen bir kişinin bu hastalığa yakalanma riski daha fazladır. Bunun yanı sıra erken dönemde yaşanan travmatik olaylar ve beyindeki kimya ve hormonel sistemin bozulması gibi faktörler sosyal fobinin oluşması açısından risk oluşturur. Aynı zamanda bir ortamda travmatik bir sosyal deneyime maruz kalmış kişinin de özellikle genetik yatkınlık taşıyorsa bu hastalığa yakalanma riski olduğu gözlenmiştir.
Sosyal Fobi ile Görülen Diğer Psikolojik Hastalıklar
Kişide sosyal fobi ile eşzamanlı olarak şu hastalıklar gözlenebilir:
1. Agorafobi: Kalabalık alanlarda bulunmak, evde yalnız kalmak, evden dışarı çıkmak, sinema salonu, tiyatro salonu, alışveriş merkezleri, otobüs, tren, uçak gibi toplu yerlerde bulunmak gibi durumlarda ortaya çıkan korkulardır.
2. Majör Depresyon: Kendi benliğini olduğu gibi açığa çıkaramayan, her daim kaygı içinde bulunan bir kişinin, sosyal fobinin yanı sıra depresyon yaşaması oldukça sık görülmektedir.
3. Alkol ve Madde Kötüye Kullanımı: Alkolün dozajında kullanıldığında kişiye rahatlatıcı etki etmesi, sosyal fobili bir kişinin alkol bağımlılığı geliştirmesi açısından bir risk taşımaktadır.
4. Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Sosyal fobi, sadece insanlara ve performansa bağlı olarak kaygı yaratabileceği gibi, genelleşerek pek çok olay ve duruma, düşünceye bağlı olarak kaygı yaratan yaygın anksiyete bozukluğuna dönüşebilir.
5. OKB: Sosyal fobi ile birlikte görülen bir diğer psikolojik bozukluk, obsesif kompulsif bozukluktur. Bu rahatsızlık kendisini genelde bulaşma, simetri, kontrol, şüphe gibi belirtilerle göstermektedir.
Sosyal Fobi Tedavisi
Son zamanlarda bu fobiyle savaşan insanların yardım alma isteklerinde artış görülse de hala pek çok sosyal fobili insan, buna adım atmak konusunda kaygı yaşamaktadır. Oysa ki sosyal fobi tedavisi olan bir hastalıktır. Etkili bir tedavi programı, kişinin bu kaygısını minimuma indirmesine ve hayat kalitesini arttırmasına yardımcı olur. Tedavinin ne olacağı kişiye bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bunun nedeni, her bireyin kendine özgü olması, geçirdiği yaşantıların farklılığı, çevresel etkenler, düşünce sisteminin farklılığıdır. Örneğin bazı kişiler psikoterapinin yanında ilaç kullanımına da ihtiyaç duyabilir. Bir psikologla çalışmak, kişinin kendi güçlü ve zayıf yönlerini görmesini, farkındalık kazanmasını, kaygısıyla baş etme yollarını geliştirmesini sağlar. Genellikle psikoterapide yararlanılan ekoller; psikodinamik yaklaşım, bilişsel davranışçı tedavi, interpersonel yaklaşım ve nesne ilişkileri yaklaşımıdır. Aynı zamanda kişiyi fobiye karşı aşamalı maruz bırakma, sosyal beceri eğitimi, kaygı duyulan durumlarda danışanın uygulaması için gevşeme tekniklerinin öğretilmesi gibi pek çok tedavi yöntemi bulunmaktadır.