Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Süleyman Soylu, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda, CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun aylardır sivil itaatsizlik daveti yaptığını sav ederek, "Yamakları üzerinden hepimize salya sümük 'Yargılanacaksınız' tehdidi... Kederi, seçim ve demokrasi değil. Sıkıntısı, kaos ve anarşizm. 27 Mayıs ruhu hortlayan ve ötekisini böcek gören zihniyet” dedi.
Bakan Soylu, şunları kaydetti:
"Kılıçdaroğlu'nun 'helalleşme' foyası, samimiyetsizliği, son 24 saatte tekrar tepe oldu. Milyonlarca imam hatipliye hakarete, tahkir, aşağılama ve kutuplaştırmaya ses çıkarma; valileri, savcıları, yargıçları tehdit et.
Kılıçdaroğlu, aylardır sivil itaatsizlik daveti yapıyor. Yamakları üzerinden hepimize salya sümük "Yargılanacaksınız." tehdidi... Kaygısı, seçim ve demokrasi değil. Sıkıntısı, kaos ve anarşizm. 27 Mayıs ruhu hortlayan ve ötekisini böcek gören zihniyet.
Eski Türkiye'de CHP, muhalefette idi lakin vesayet ile iktidarda üzere idi. Tüm kıymetlerimizi aşındırma, demokrasiyi ve hukuku etkisiz kılma, herkeste güvensizlik oluşturma, toplumu kutuplaştırma ve bölme. Kılıçdaroğlu’nun tek sıkıntısı: Yeni vesayet Eski Türkiye. Ellerine verilen ABD-FETÖ reçetesi uygulanıyor. Kılıçdaroğlu, şunu biliyor: Yeni vesayet Eski Türkiye projesini ABD'siz uygulayamaz. 27 Mayıs 1960, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997, 15 Temmuz 2016... Daima tıpkı aktörler."
Kılıçdaroğlu ne demişti?
Kılıçdaroğlu, müzikçi Gülşen’in aylar öncesinde gerçekleşen bir konserinde yaptığı latifenin akabinde tutuklanmasıyla ilgili şunları söylemişti:
"Farklı hayat üsluplarına sahip gençlerin ortasında uzun bir vakittir barış rüzgarları esmektedir. Maksadını aşmış bir latifeyi alıp, gençlerimizi birbirine düşürmektir maksat. Biraz daha iktidarda kalmak için, daha çok çalmak ve çırpmak için. Gençlere sesleniyorum, bu adaletsiz sistemin sonu geliyor. Sizleri kışkırtarak ve bölerek bu ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar. Önümüzdeki seçimde sizler büyük bir rol oynayacaksınız. Bir olmak, kışkırtmalara karşı birbirinize kenetlenmek sizin elinizde.Ey vatan kurtaran savcı ve hakim, "Çürükler, adiler, s**tükler, cibilliyetsizler..." bunlar kimin laflarıdır? Bunları bu aziz millete kim söyledi? Hukuka, adalete ihanet etmeyin; sanatçıyı çabucak özgür bırakın!"
Bakan Bozdağ: CHP, samimi değil
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da, Kılıçdaroğlu'nun açıklamasına karşılık vermiş ve şunları söylemişti:
"İHL’lere ve İmam Hatip Liselilere iftira atana; kin, nefret ve ayrımcılık içeren kelamları sarf edene karşı; İmam Hatip Liseleri ve İmam Hatiplilere sahip çıkan CHP’nin Genel Lideri dahil tek bir CHP’li yetkilinin açıklamasını duyduk mu? Yok.Buna şaşırdık mı? Asla.Bildik CHP işte.
İHL’lilere iftira atana; kin,nefret ve ayrımcılık lisanıyla hitap edene sahip çıkarak mı CHP İHL’liler ile helalleşecek?
Anlaşılıyor ki “Helalleşme” siyasetinde CHP,samimi değildir ve “Helalleşme”yi yalnızca bir seçim stratejisi olarak kullanmaktadır. Yargıçları ve savcılara tehdidi,hakareti ve onları gaye göstermeyi alışkanlık hâline getiren Kılıçdaroğlu’nu bir defa daha kınıyorum.
Bilinmeli ki kimse, hakim ve savcılara,emir ve talimat veremez;tavsiye ve telkinde bulunamaz;onları gaye gösteremez.
Hakim ve savcılarımız hakkında söylediği yakışıksız kelamlar,hakim ve savcıların değil söyleyenin karekterini ve ahlak düzeyini gösterir. Bizim ahlakımız,bu yakışıksız kelamları sarfedene karşı motamot iadeye dahi müsaade vermez. Lakin biliriz ki berbat kelam, yalnızca ve yalnızca sahibini tavsif eder."
