nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
Şaklaban Kitabının Yazarı Kimdir
Soytarı Kitabını Kim Yazdı
Soytarı Kitabının Yazarı: Maksim Gorki 'dir
Soytarı Kitabı, Her zamanki gibi şık giyinmişti Üstünde siyah bir redingot, benzer renkte bir pantolon, başında aydınlık bir silindir şapka, ayağında ise hoş fotinler vardı Oysa uygun bir şekilde giyinmiş soytarıların, sokakta çocuk gibi hareket edebileceğini düşündüm Genelde bana böylece gelir oysa, herkese yabancı olan ve dil bilmeyen bu adam, ama soytarı olduğu için şehrin ve panayırın kalabalığı içinde kendini bu değin serbest hissediyordu!
kaldırımlarda kimseye yol vermeyerek ve ancak kadınlara rastladıkça kenara çekilerek, önemli bir kişilik edasıyla yürüyordu Kalabalığın aralarında yürürken biri dirseğiyle ya da omuzuyla kendisine dokunsa, sessizce ve azıcık da tiksinerek, eleni ile dokunulan yeri temizlediğini gördüm Önemli Ruslar ve başkaları kaygısızca itişip kakışırlar, hatta birbirinin üzerine bile çıkarlar, birbirlerinden affetme dilemezler, şapka ve kasketlerini nazik bir jestle çıkarmazlar
Ciddi insanların yürüyüşlerinde kör, mukadder bir şeyler var Bunların tümü de, gidip gelen şu insanların acele ettiğini, kimsenin birbirine yol vermeye vakti olmadığını açıkça görüyorlar Şaklaban ise savaş meydanındaki tok bir karga edasıyla, düşüncesizce dolaşıyordu Bana böylece geliyor oysa, o, nezaketiyle, yolu üzerindeki herkesi afallatmak ve mahvetmek istiyordu Bu, veya onun diğer bir hali, bende hoşa gitmeyen bir tesir bırakıyordu
özel baskı *
Soytarı Kitabını Kim Yazdı
Soytarı Kitabının Yazarı: Maksim Gorki 'dir
Soytarı Kitabı, Her zamanki gibi şık giyinmişti Üstünde siyah bir redingot, benzer renkte bir pantolon, başında aydınlık bir silindir şapka, ayağında ise hoş fotinler vardı Oysa uygun bir şekilde giyinmiş soytarıların, sokakta çocuk gibi hareket edebileceğini düşündüm Genelde bana böylece gelir oysa, herkese yabancı olan ve dil bilmeyen bu adam, ama soytarı olduğu için şehrin ve panayırın kalabalığı içinde kendini bu değin serbest hissediyordu!
kaldırımlarda kimseye yol vermeyerek ve ancak kadınlara rastladıkça kenara çekilerek, önemli bir kişilik edasıyla yürüyordu Kalabalığın aralarında yürürken biri dirseğiyle ya da omuzuyla kendisine dokunsa, sessizce ve azıcık da tiksinerek, eleni ile dokunulan yeri temizlediğini gördüm Önemli Ruslar ve başkaları kaygısızca itişip kakışırlar, hatta birbirinin üzerine bile çıkarlar, birbirlerinden affetme dilemezler, şapka ve kasketlerini nazik bir jestle çıkarmazlar
Ciddi insanların yürüyüşlerinde kör, mukadder bir şeyler var Bunların tümü de, gidip gelen şu insanların acele ettiğini, kimsenin birbirine yol vermeye vakti olmadığını açıkça görüyorlar Şaklaban ise savaş meydanındaki tok bir karga edasıyla, düşüncesizce dolaşıyordu Bana böylece geliyor oysa, o, nezaketiyle, yolu üzerindeki herkesi afallatmak ve mahvetmek istiyordu Bu, veya onun diğer bir hali, bende hoşa gitmeyen bir tesir bırakıyordu
özel baskı *