iltasyazilim
FD Üye
DEYİMLER
Deyim, en düşük iki kelimenin kalıplaşarak yeni bir amaç kazanmasıyla oluşan mecazlı sözlerdir Kelimelerden biri ya da her ikisi amaç kaybına uğrar
Bu sözlerle gönlümü almış mı oldun?
Kendi düşüncelerinde ayak diriyordu
Korktuğu başına gelmiş, arabası bozulmuştu
Her gördüğüne dudak büküyordu
Senin yaptığın pire için yorgan yanmak
İki genç adam boğaz boğaza geldi
Olur olmaz konularla baş ağrıtmayı seversin
Bu şekilde anlatırsanız aklı yatar
Matematiği aklım almıyor
Öğrenciler, beni can kulağı ile dinliyordu
Hiçbir işte dikiş tutturamamıştı
Bizimkinin tamamen çenesi düştü
Göze girmek için her şeyi yapıyor
İşin ağırlığın gözümüzü korkutmuştu
Bu soruya kafa yormanı istemiştim
Çocuk eli uzun biri, cüzdanımı almış
Burası fazla ayak altı, şurada duralım
Deyimlerin özellikleri:
a) Deyimler kalıplaşmış sözlerdir
b) Sözcüklerin yerleri değiştirilemez, herhangi biri atılamaz, yerlerine başka kelimeler konulamaz
Meselâ yüzün ak olsunyerine yüzün beyaz olsundenilemez,
ocağına incir ağacı dikmekyerine ocağına çam ağacı dikmekdenilemez,
ayıkla pirincin taşınıyerine ayıkla bulgurun taşınıdenilemez,
dilinin altındaki baklayı çıkaryerine dilinin altındaki şekeri çıkardenilemez,
tüyleri diken diken olyerine kılları diken diken oldenemez
Fakat istisnalar yok değildir: “baş başa atamak ve “kafa kafaya atamak gibi
Araya başka kelimeler girebilir:
“Başını derde sokmak Başını son günlerde her zaman derde soktu
c) Deyimler kısa ve özlü anlatımlardır Eksik sözle çok şey anlatırlar: “Çam sakızı çoban armağanı, “dili çözül, “dilinde tüy bit, “dilini yut
d) Deyimler en az iki sözcükten oluşurlar Bu özellik deyimi mecazdan ayırır
1 Ya kelime öbeği ve mastar şeklinde olurlar:
ağzı açık, kulağı delik,
eli uzun, kaşla göz aralarında,
bulanık suda balık avla, dikiş tutturama,
can kulağı ile dinle, köprüleri beygir,
pire için yorgan yak, pişmiş aşa su kat,
kafayı ye, aklı alma,
akıntıya kürek çek, ağzı kulaklarına var,
bel bağla, çenesi düş,
göze gir, dara hayal,
2 ya da tümce şeklinde olurlar fakat bunların bir kısmı hakiki olaylara yada öykücüklere dayanır
Yorgan gitti, kavga bitti
Dostlar alışverişte görsün,
Atı bölge Üsküdar'ı geçti,
Tut kelin perçeminden,
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı,
Kızım sana söylüyorum, gelinim sen alın
Ben diyorum hadımım, o soruyor kaç çocuğun var?,
Ne şiş yansın ne kebap
e) Deyimler özel anlamlı sözlerdir Deyimler genel adalet bildirmezler Deyimler bir kavramı belirtmek için bulunmuş sözlerdir Öğütte bulunmazlar Atasözleri ise genel manalı sözlerdir Ders devretmek, öğütte bulunmak için ortaya konulmuşlardır Deyimle atasözünü ayıran en manâlı nitelik budur Meselâ: İşleyen demir ışıldaratasözüdür Çalışmanın önemini anlatmaktadır Bu yargı dünyanın her yerindeki insan için geçerlidir
f) Deyimlerin çoğunda kelimeler gerçek anlamından çıkarak mecaz anlam kazanmışlardır Çantada keklik, ağzı açık, kulağı delik, aşık olmak, devede kulak, hapı yutmak, fol yok yumurta yok, ayrıca nalına keza mıhına, ne şiş yansın ne kebap, ben diyorum hadımım, o soruyor kaç çocuğun var?
Bir Takım deyimler ise anlamlarından çıkmamışlardır: Birçok gitti azı kaldı, ismi var cismi yok, adet yerini bulsun, Allah bana ben de sana, yükte hafif pahada ağır, özrü kabahatinden büyük, dosta düşmana karşı, iyi gün dostu, canı sağ olsun
g) Deyimler cümlenin öğesi olabilir, cümlede başka görevler de alabilir:
Üzüntüsünden ağzını bıçak açmıyordu (Yüklem)
Damarıma basmadan konuşamaz mısın? (Zarf tümleci)
Aslan payı ona düştü (Özne, isim tamlaması)
O, tepede olan kafalı biridir (sıfat tamlaması, önad)
h) Uyaklı deyimler de vardır:
Ele verir talkımı, kendi yutar salkımı
TERİM MANÂ
Bir bilim, sanat veya meslek dalıyla ilgili bir kavramı tedarik eden kelimelere terim denir Terimlerin anlamları sıcacık ve sınırlıdır
Ekvatorkelimesi tek bir kavrayış gelir ve tek bir nesneyi karşılar
kök, dize, muson
“yüklem, özne, kök, zarf, dil bilgisi terimleri; “üçgen, daire, çap, kelimeleri de geometri terimleridir
Terimler halkın söz varlığında yer almaz, lakin insanlar ağzında kullanılıp da sonradan terim özelliği kazanmış kelimeler vardır
Budalakelimesi halkın laf varlığında aptal, sevimsiz, sersem anlamlarıyla kullanılır, fakat bu sözcük psikolojide belli bir akıl seviyesine sahip anlamında kullanıldığında terimdir
Terimler, genel olarak reel anlamıyla kullanılan sözlerdir Terimlerin, mecaz anlamı, emrindeki anlamı, deyim anlamı yoktur
Boğaz ’ı geçip Karadeniz ’e ulaştık
Ayağı olmayan göllerde tuzlu oranı yüksek olur
Ağacın kökleri fazla derinde
Üçgenin iç açıları toplamı 180 ’dir
ARGO MANÂ
Sadece belirli bir topluluk veya iş tarafından kullanılan özel sözcüklerden oluşan dile küfürbaz denir
Küfürlü, dil içinde bir dil gibidir
Külhanbeylerinin anlaşma vasıtası da denebilir Küfürle karıştırılmamalıdır
Argonun varlık sebebi basit ve çekici anlatımı yakalama isteğidir
Şekil konut anlamda ölçüsüzlük ve mübalâğa esastır
Egemen ve güvenilmez yaşayışın dilidir de denebilir
Dışa dönüklük, boşalma, rahatlama argoda sınırsızdır Her şeye küfür kelimeleri kullanmadan küfredilir
“Canına yandığımın dünyası gibi
aklına tükürmek: birinin düşüncesini beğenmemek
mektep çocuğu: deneyimsiz, toy
zokayı yutmak: aldatılıp zarara sokulmak
yutmak: ayrıntılarıyla eksiksiz olarak öğrenmek
arakçı: hırsız
bal kabağı: aptal, mankafa
çakmak: sınıfta kalmak
SOYUT ANLAM
Beş duyu organından biriyle algılanamayan, maddesi olmayan, varlıkları inançla ve his ile tanıdık kavram ve varlıkları tedarik eden kelimelere görünmeyen kelimeler denir; bu kelimelerin gösterdiği kasıt özelliklerine de görünmeyen anlam denir
Düş, rüya, düşünce, avantaj, sevgi, nefret, güzellik
8 MADDI AMAÇ
Beş duyu organında biriyle algılanabilen, maddesi olan kavram ve varlıkları tedarik eden kelimelere maddi kelimeler denir; bu kelimelerin gösterdiği amaç özelliklerine de maddesel kasıt denir
Ağaç, taş, konut, mavi, soğuk, su, masa, yol, yürümek, koşmak
Görünmeyen manalı kelimeler mecazlı kullanılarak somuta aktarılabilir
“Yazınızda kuru bir anlatım görüyorum
“Adam yıldızlara basa basa yürüyordu *
Deyim, en düşük iki kelimenin kalıplaşarak yeni bir amaç kazanmasıyla oluşan mecazlı sözlerdir Kelimelerden biri ya da her ikisi amaç kaybına uğrar
Bu sözlerle gönlümü almış mı oldun?
Kendi düşüncelerinde ayak diriyordu
Korktuğu başına gelmiş, arabası bozulmuştu
Her gördüğüne dudak büküyordu
Senin yaptığın pire için yorgan yanmak
İki genç adam boğaz boğaza geldi
Olur olmaz konularla baş ağrıtmayı seversin
Bu şekilde anlatırsanız aklı yatar
Matematiği aklım almıyor
Öğrenciler, beni can kulağı ile dinliyordu
Hiçbir işte dikiş tutturamamıştı
Bizimkinin tamamen çenesi düştü
Göze girmek için her şeyi yapıyor
İşin ağırlığın gözümüzü korkutmuştu
Bu soruya kafa yormanı istemiştim
Çocuk eli uzun biri, cüzdanımı almış
Burası fazla ayak altı, şurada duralım
Deyimlerin özellikleri:
a) Deyimler kalıplaşmış sözlerdir
b) Sözcüklerin yerleri değiştirilemez, herhangi biri atılamaz, yerlerine başka kelimeler konulamaz
Meselâ yüzün ak olsunyerine yüzün beyaz olsundenilemez,
ocağına incir ağacı dikmekyerine ocağına çam ağacı dikmekdenilemez,
ayıkla pirincin taşınıyerine ayıkla bulgurun taşınıdenilemez,
dilinin altındaki baklayı çıkaryerine dilinin altındaki şekeri çıkardenilemez,
tüyleri diken diken olyerine kılları diken diken oldenemez
Fakat istisnalar yok değildir: “baş başa atamak ve “kafa kafaya atamak gibi
Araya başka kelimeler girebilir:
“Başını derde sokmak Başını son günlerde her zaman derde soktu
c) Deyimler kısa ve özlü anlatımlardır Eksik sözle çok şey anlatırlar: “Çam sakızı çoban armağanı, “dili çözül, “dilinde tüy bit, “dilini yut
d) Deyimler en az iki sözcükten oluşurlar Bu özellik deyimi mecazdan ayırır
1 Ya kelime öbeği ve mastar şeklinde olurlar:
ağzı açık, kulağı delik,
eli uzun, kaşla göz aralarında,
bulanık suda balık avla, dikiş tutturama,
can kulağı ile dinle, köprüleri beygir,
pire için yorgan yak, pişmiş aşa su kat,
kafayı ye, aklı alma,
akıntıya kürek çek, ağzı kulaklarına var,
bel bağla, çenesi düş,
göze gir, dara hayal,
2 ya da tümce şeklinde olurlar fakat bunların bir kısmı hakiki olaylara yada öykücüklere dayanır
Yorgan gitti, kavga bitti
Dostlar alışverişte görsün,
Atı bölge Üsküdar'ı geçti,
Tut kelin perçeminden,
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı,
Kızım sana söylüyorum, gelinim sen alın
Ben diyorum hadımım, o soruyor kaç çocuğun var?,
Ne şiş yansın ne kebap
e) Deyimler özel anlamlı sözlerdir Deyimler genel adalet bildirmezler Deyimler bir kavramı belirtmek için bulunmuş sözlerdir Öğütte bulunmazlar Atasözleri ise genel manalı sözlerdir Ders devretmek, öğütte bulunmak için ortaya konulmuşlardır Deyimle atasözünü ayıran en manâlı nitelik budur Meselâ: İşleyen demir ışıldaratasözüdür Çalışmanın önemini anlatmaktadır Bu yargı dünyanın her yerindeki insan için geçerlidir
f) Deyimlerin çoğunda kelimeler gerçek anlamından çıkarak mecaz anlam kazanmışlardır Çantada keklik, ağzı açık, kulağı delik, aşık olmak, devede kulak, hapı yutmak, fol yok yumurta yok, ayrıca nalına keza mıhına, ne şiş yansın ne kebap, ben diyorum hadımım, o soruyor kaç çocuğun var?
Bir Takım deyimler ise anlamlarından çıkmamışlardır: Birçok gitti azı kaldı, ismi var cismi yok, adet yerini bulsun, Allah bana ben de sana, yükte hafif pahada ağır, özrü kabahatinden büyük, dosta düşmana karşı, iyi gün dostu, canı sağ olsun
g) Deyimler cümlenin öğesi olabilir, cümlede başka görevler de alabilir:
Üzüntüsünden ağzını bıçak açmıyordu (Yüklem)
Damarıma basmadan konuşamaz mısın? (Zarf tümleci)
Aslan payı ona düştü (Özne, isim tamlaması)
O, tepede olan kafalı biridir (sıfat tamlaması, önad)
h) Uyaklı deyimler de vardır:
Ele verir talkımı, kendi yutar salkımı
TERİM MANÂ
Bir bilim, sanat veya meslek dalıyla ilgili bir kavramı tedarik eden kelimelere terim denir Terimlerin anlamları sıcacık ve sınırlıdır
Ekvatorkelimesi tek bir kavrayış gelir ve tek bir nesneyi karşılar
kök, dize, muson
“yüklem, özne, kök, zarf, dil bilgisi terimleri; “üçgen, daire, çap, kelimeleri de geometri terimleridir
Terimler halkın söz varlığında yer almaz, lakin insanlar ağzında kullanılıp da sonradan terim özelliği kazanmış kelimeler vardır
Budalakelimesi halkın laf varlığında aptal, sevimsiz, sersem anlamlarıyla kullanılır, fakat bu sözcük psikolojide belli bir akıl seviyesine sahip anlamında kullanıldığında terimdir
Terimler, genel olarak reel anlamıyla kullanılan sözlerdir Terimlerin, mecaz anlamı, emrindeki anlamı, deyim anlamı yoktur
Boğaz ’ı geçip Karadeniz ’e ulaştık
Ayağı olmayan göllerde tuzlu oranı yüksek olur
Ağacın kökleri fazla derinde
Üçgenin iç açıları toplamı 180 ’dir
ARGO MANÂ
Sadece belirli bir topluluk veya iş tarafından kullanılan özel sözcüklerden oluşan dile küfürbaz denir
Küfürlü, dil içinde bir dil gibidir
Külhanbeylerinin anlaşma vasıtası da denebilir Küfürle karıştırılmamalıdır
Argonun varlık sebebi basit ve çekici anlatımı yakalama isteğidir
Şekil konut anlamda ölçüsüzlük ve mübalâğa esastır
Egemen ve güvenilmez yaşayışın dilidir de denebilir
Dışa dönüklük, boşalma, rahatlama argoda sınırsızdır Her şeye küfür kelimeleri kullanmadan küfredilir
“Canına yandığımın dünyası gibi
aklına tükürmek: birinin düşüncesini beğenmemek
mektep çocuğu: deneyimsiz, toy
zokayı yutmak: aldatılıp zarara sokulmak
yutmak: ayrıntılarıyla eksiksiz olarak öğrenmek
arakçı: hırsız
bal kabağı: aptal, mankafa
çakmak: sınıfta kalmak
SOYUT ANLAM
Beş duyu organından biriyle algılanamayan, maddesi olmayan, varlıkları inançla ve his ile tanıdık kavram ve varlıkları tedarik eden kelimelere görünmeyen kelimeler denir; bu kelimelerin gösterdiği kasıt özelliklerine de görünmeyen anlam denir
Düş, rüya, düşünce, avantaj, sevgi, nefret, güzellik
8 MADDI AMAÇ
Beş duyu organında biriyle algılanabilen, maddesi olan kavram ve varlıkları tedarik eden kelimelere maddi kelimeler denir; bu kelimelerin gösterdiği amaç özelliklerine de maddesel kasıt denir
Ağaç, taş, konut, mavi, soğuk, su, masa, yol, yürümek, koşmak
Görünmeyen manalı kelimeler mecazlı kullanılarak somuta aktarılabilir
“Yazınızda kuru bir anlatım görüyorum
“Adam yıldızlara basa basa yürüyordu *