iltasyazilim
FD Üye
LAF SANATLARI
9Tariz
İğnelemek, taşlamak, eleştirmek demektir Birini aşağılamak ve onunla alay etmek nedeniyle, sözün veya kavramın gerçek ve mecazlı anlamı dışarıya tamamen tersini kastetmektir Övüyor gibi görünerek tersini kastetmekle de yapılabilir
Cimri birisine “Ne değin eli bol davranıyorsunuz! çağrıda bulunmak, geç gelen birine “Ne değin da erkencisiniz!demek bir tarizdir
Örnekler:
Bize kâfir demiş müfti efendi
Tutalım ben ona diyem müselman
Varıldıkta yarın rûzı mahşere
İkimiz de çıkarız anda yalan
(17 yüzyıl şairi Nefi ile çağdaşı Şeyhülislam Yahya arasında geçen bir ağız dalaşı için Nefi kadar söylenmiştir Müftü efendi bize kâfir demiş, ben de buna karşılık şimdi ona Müslüman desem, yarın mahşerde Allah ’ın huzuruna çıktığımızda ikimizin de yalancı olduğu ortaya çıkar Şair, müftü efendinin kendisine kâfir diye suçlama etmesine kibar bir cevap vererek, sahiden bu ithamın müftü efendiye daha fazla yakıştığını belirtmiştir)
Bize Tahir Efendi kelb demiş
İltifatı bu sözde zahirdir
Maliki mezhebim benim zira
İtikadımca kelb Tahir ’dir
(Tahir Efendi bize köpek demiş, Bize yaptığı iltifat sözünden de anlaşılıyor Çünkü ben maliki mezhebine mensubum ve maliki mezhebine kadar köpek temizdir Dörtlükteki son mısrada Tahir kelimesi iki manaya gelecek şekilde kullanılmıştır Tahir sözcüğü aynı zamanda pak anlamına gelmektedir Bu Nedenle tevriye aracılığıyla tariz yapılmıştır)
Ne emirler ne yasaklar ne namaz ne niyaz
Asrımız, padişahımız baştan sona cennet gibidir
(Devrin bozukluğundan ve düzensizliğinden şikâyet edilirken övgü ediyormuş gibi davranılarak tariz sanatı yapılmıştır)
9Hüsnİ Talil(Hoş Nedene Bağlama)
Herhangi bir reel olayın meydana gelmesini, hayali ve daha güzel bir nedene bağlama sanatıdır Herhangi bir varlığın veya olayın meydana gelişini, hakiki sebebinin haricen, daha ayrı ve uyduruktan, düşüncesiz bir nedene bağlanması aracılığıyla da yapılabilir
Örnekler:
Renk aldı özge ateşimizden şarab ü gül
Peymâne söylesün bunu gülzâr söylesün
(Şarap ve gül rengini bizim özge ateşimizden aldı Bunu kadeh ve gül bahçesi anlatsın Şair, şarap ve gülün kırmızı rengi kendi içindeki ateşten aldığını söyleyerek, hakiki sebebi değil sayıyor ve yerine gerçek dışı ve şairane bir sebep getiriyor)
Renk verirsin, ses verirsin yaylalara
Kuzular sen olduğun için emerler analarını
(Kuzuların analarını emmesi gerçek nedeni gizlenmiştir)
Hurşide baksa gözleri halkın dola gelir
Zira görünce hatıra ol mehlikâ kazanç
(“Halk Müziği, güneşe baktığında gözleri dolar; fakat fiilen gözlerin dolması güneşten yok ay yüzlü sevgilinin hatırlanmasındandır Denilerek gözlerin dolmasının hakiki nedeni gizli, sevgilinin görülmesi gibi gerçek dışı bir sebebe bağlanmıştır)
Yeni bir ülkede yem saptamak için atlarına
Nice bin atlı kapılmıştı fetih rüzgârına
(Şair, akıncıların yeni ülkeler fethetme isteklerinin sebebi olarak, atlarına yeni bir ülkede yem tahsis etmek isteyişlerini gösteriyor)
Aşağıdaki mısralarda da hüsni talil sanatı vardır
Senin için kandiller tutuştu kendisinden
Resmine sürme çektim kandillerin isinden
(Kandillerin tutuşması, olduğundan daha bambaşka bir sebebe bağlanmıştır)
Haki payine yetem der ömürlerdir muttasıl
Başını taştan taşa vurup gezer avare su
(Su, senin ayağını bastığın toprağa –Hz Peygamber ’in yakalamak için hiç durmaksızın ömür boyu başını taştan taşa vurarak gezmektedir
10TECAHÜLİ ARİF( Bilmezlikten Gelme)
Sanatçının bildiği bir şeyi, bilmiyormuş veya başka türlü biliyormuş gibi anlatma sanatına “ tecahüli arif denir Tecahüli Arif ne hiç bilmemektir, ne de bildiğini saklamaktır; bildiğini türlü nedenlerle bilmezlenerek, dolaylı yollardan anlatmaktır
Şiirde bir kasıt inceliği oluşturmak için başvurulan bu sanatta hayret, övme, aşağılama, minik görme, ulvileştirme vs nedenlerden biriyle mutlaka bir nükte yapmış elde etmek gerekir
Örnekler:
Ey şuh Nedima ile bir seyrin işittik
Tenhaca varıp Göksu ’ya işret var içinde
(Beyitte Nedim, “Ey keyifli güzel, Nedim ile Göksu ’ya bir gezinti yaptığını işittik; oraya sadece varıp, yalnızca yeyip içmişsiniz demektedir Beyitte anlatılan şeyi yapan da Nedim ’dir, bu beyiti söyleyen de Fakat olayı başkasından işitmiş gibi davranmaktadır)
Bilmiyorum, dönen kubbe mi, su rengindedir?
Yoksa gözyaşlarım mı gökyüzünü kaplamış?
(Şair dönen şeyin kubbe olup olmadığını, gözyaşlarının da gökyüzünü kaplamadığını gerçekte bilmektedir)
Göz gördü gönül sevdi seni yüzü mâhım
Kurbanın olam var mı benim bunda günahım
(Şair sevgili, sevmekten nedeniyle kendisini günahsız sayıyor Hâlbuki sevgiliyi görebilen göz de kendisine ait, sevgiliye tutulan da kendi gönlü)
11Cinas
Söylenişleri aynı, anlamları ayrı sözcüklerin birlikte kullanılmasıyla yapılan sanattır Söz aralarında, çok anlamlı bir kelimenin her defasında ayrı anlayış gelecek şekilde tekrarlanmasıyla oluşur
Örnekler:
Aşağıdaki mısralarda yer alan altı çizili kelimelerde cinas sanatı vardır
Her kimin evinde olsa dü zeni
Bozulurmuş o kişinin düzeni
(dü zen: iki kadın, düzen: düzen, nizam)
Yaktı çeşmim aşk odın dedi dile gir tabi başlıca
Âh kim rahm itmedi bu didei giryân belli başlı
(Gir emrindeki: girmek ve tutuşmak fiillerinden dikte
Giryân: ağlamaklı)
Ey kimsesizler, el veriniz kimsesizlere
Onlardır ancak el verecek kimse sizlere
Rengi uçmuş, nen var ah sunam
Söyle bana emret, sana can sunam
Aşağıdaki gazelin bütün beyitlerinde cinas sanatı vardır
Gazel
Bir güzel şuha dedim iki gözün sürmelidir
Dedi vallahi seni Hind ’e dek sürmelidir
Dedim ateşlere yaktın ciğerim oldu kebap
Dedi söndürmek için pâyıma yüz sürmelidir
Dedim ey mehlika al bu gece bezme beni
Dedi nafile yorulma kapılar sürmelidir
Dedim âşıklara cevrin ne cefadır güzelim
Dedi âşık olanın üstüne at sürmelidir
12Leff Ü Neşr (Söz Simetrisi)
Genellikle bir beyit içinde, birinci dizede asgari iki şeyi söyleyip, ikinci dizede bunlarla ilgili benzerlik ve karşıtlıkları verme sanatıdır Divan şiirinde fazla sevilmiş ve kullanılmış bir sanattır
Yanağın u dudağın u teninle suretin olmuş
Biri rengin biri şirin biri nazuk biri ra ’nâ
(Yukarıdaki beyitte yanak sözcüğüne karşılık olarak renk; dudak sözcüğüne karşılık olarak; şirin, deri sözcüğüne karşılık olarak nazik; suret sözcüğüne karşılık olarak ise rana sözcükleriyle simetri yapılmıştır)
Bakıp ol şûh ile nâz ü niyâze meşk ederiz
Gülün tebessümüne bülbülün teranesine
(Bu beytin birincil mısrasında önce “naz ve niyaz sözcükleri söylenmiş, sonradan ikinci mısrada naz ’ın karşısına gül, niyazın karşısına da bülbül getirilmiştir)
13Tenasüp (Uyma)
Amaç bakımından birbirine yerinde düşen sözcükleri benzer beyitte bir araya getirme sanatına “tenasüp denir
Ne nergis, ne leylak ne lale ne gül
Hepsiyle doymuş bir selesin sevgili
(Beyitte nergis, leylak, lale, gül sözcükleri birbiriyle ahenkli sözcüklerdir ve tenasüp sanatı yapılmıştır)
“Gâh sakisi gehi sagarı geh badesi yok
Görmedim meclisi maksudu tamamlanmış amade
(Beyitteki saki, sağar, bade sözcükleri arasında tenasüp sanatı vardır)
14Telmih (Hatırlatma)
Tümce içinde, bir sözcükle geçmişteki bir olayı ya da kişiyi muhabere etmeye “telmih (hatırlatma) denir Laf arasında, aşina tarihi bir olaya, geçmişte yaşayan meşhur bir kişiye, bir inanca ya da yaygın bir atasözüne işaret edilerek, durum veya birey hatırlatılır Telmih edilen şey enine boyuna açıklanmaz, bir iki sözcükle anımsatılır
Ey arkadaş senin yoluna
Canım vereyim Mevlâ
Aşkını komayayım
Od ’a gireyim Mevlâ
(Dörtlükte “od ’a girmek ifadesi Hz İbrahim ’i hatırlattığı için telmih sanatı vardır)
Gökyüzünde İsa ile
Tur dağında Musa ile
Elindeki asa ile
Çağırayım Mevlam seni
(Birinci mısrada “Hz İsa ’nın göğe çekilmesi inancını, ikinci mısrada “Hz Musa ’nın Turı Sina dağında Allah ile konuşması olayını ve üçüncü mısrada da yine “Hz Musa ’nın yere atılınca yılan olan asasıyla gösterdiği mucizeler hatırlattığı için telmih vardır)
15Tekrir: Bir sözcüğün tekrarıyla amaç ve anlatımın güçlendirilmesidir
Dokun bana dokun ne olur
Hasretinden öldüm
Kopar zincirlerini bitmiş gel
Durmadan gel daima gel
(Yukarıdaki mısralarda da dokun ve gel sözcükleri tekrar edilmiştir)
16Rücu
Söylenen bir sözü geri çevirip onun yerine daha zinde düşünceyi söylemektir Aşağıdaki mısralarda bulunan altı çizili sözcüklerle rücu(geri dönme) sanatı yapılmıştırŞair önce söylediklerini reddederek yeni ve daha enerjik sözler söylemiştir
Erbabı te ’aşür çoğalıp şair azaldı
Yok o kadar yok, şairin ancak adı kaldı
Eder isyanıma gönlümde nedâme galebe
Neyleyeyim yüz bulamam ye ’s ile afvime talebe
Ne dedim? Tövbeler olsun, bu dafi ’i şerdir
Benim özrüm günehimden iki kat beterdir
Nûri rahmet niye güldürmeye rûyi siyehim
Tanrı ’nın mağfiretinden de büyük mü günehim
17Nida
Şairin çok duygulanmasına ve heyecanlanmasına sebep olan olayları ve varlıkları göz önüne getirerek “ey, hey gibi ünlemlerle onlara seslenmesine denir
Örtün, evet, ey haile Örtün, evet, ey şehr,
Örtün ve müebbeden uyu, ey fâcirei dehr!
Gel ey mahbube Çin ’den
O sevimli köşk içinden
18İstifham
Sözü, soruları şeye yanıt isteme amacını gütmeden, duyguyu ve anlamı takviye etmek için soru biçiminde söylemektir
Kimin aşkıyla nalânsın?
Kimin hicriyle suzansın?
Niçin böyle perişansın?
Gönül derdin nedir söyle?
19Aliterasyon
Şiirde seri gelen mısralarda ünsüz seslerin tekrarlanmasına denir Ünlü sesler tekrarlandığında “asonans meydana kazanç Fakat bu iki sanatı tıpkı tanı ve intak gibi birbirinden yarmak pek muhtemel değildir Zira birçok vakit hecelerde meşhur ve ünsüz sesler bir arada bulunurlar Dolayısıyla aliterasyon ve asonans sanatı aynı anda meydana gelir:
Uzanıverse gövdem taşlara boydan badana,
Alsa bu soğuk taşlar alnımdaki ateşi
Dalıp sokaklar değin esrarlı bir uykuya
Ölse kaldırımların kara sevdalı eşi
(“t, “ş, “l, “k ünsüzlerinin tekrarı şiirde kendine has bir uyum oluşturuyor İşte Aliterasyon budur Kelimelerin mana yok laf özelliklerine dayandığı için söz sanatlarındandır )
20Seci
Sözlük manası güvercin ve kumruların nağmelerini tekrarlayarak ötüşleri demektir Edebiyatta ise nesirde kafiye yerine getirmek anlamına kazanç Günümüzde yapılan namaz dualarında secili ifadelere bol bol rastlanır Divan nesrinde ise âdeta vazgeçilmez bir süstür
“Hangi Yusufı devrandır ki Züleyhâ ’yı zamane çak etmemiş ola ve hangi Süleymanı zamandır ama dîvi cihan hatıra tutup helâk etmemiş ola? Çak etmemiş ola ve helâk etmemiş ola
(Yukarıdaki parçada “ak sesiyle seci yapılmıştır)
22İrsalİ Mesel
Misal verme, konuşurken atasözü kullanmadır Edebiyatta bir duyguyu, bir düşünceyi daha iyi, daha etkin tarif etmek için, cümlenin içinde veya mısrada konuya uygun düşecek bir söz, atasözü ya da özdeyiş kullanmaktır
Sanatta irsali mesel'e başvurularak konu daha canlı, duygu ve fikir daha zinde ülkü getirilir
Tok olanlar bilemez çektiğini aç kalanın
Sırtı pek kimseye ahvali şita yaz görülür
Balık her tarafta kokar bunu bilmemek
Seyrani gafilin ahmaklığından
23 Akrostiş
Bir şiirde dizelerin birincil harflerinin yukarıdan aşağıya dürüst sıralandığında manalı bir sözcük meydana getirmesidir Divan edebiyatında akrostiş ’e muvaşşah ya da istihrac denir Eski Yunan ve Latin edebiyatında ise akrostiş üç mısraanlamına kazanç
Nasıl ağlar hazan erince yapraklar
İntizar ile bimecal sararıp düşerken
Hayali kaplar ufku geçen yazın
Artık sade hatırası kalacaktır
Leylaklarda müteessir solan beyazın
(Şiirin dizelerinin ilk sözcükleri alt alta okunduğunda NİHAL ismi çıkıyor)
24Mecaz
Sözcükleri ve sözcük öbeklerini bilinen ilk amaçlarından diğer anlamda kullanmaya mecaz denir Mecaz, söz güç alımlılık, canlılık katmak lakincıyla yapılır
Öğrenciler beni soru yağmuruna tuttular
Para tuzağı her insanı hissettirmeden yakalayan ölümcül bir hastalık gibidir
25Mecazı MÜRSEL
(Ad AktarmasıMetanomi):
Benzetme amacı güdülmeden bir sözcüğün bir şekilde anlam ilişkisi bulunan başka bir sözcük yerine kullanılmasıdır
Çankaya, emeklilik yasasını iptal etti
(Çankaya ’dan gaye cumhurbaşkanlığıdır)
Üç yıldır Necip Fazıl ’ı okuyorum
(Necip Fazıl yok, Necip Fazıl ’ın eserleri kastedilmiştir
26Terdid
Bir anlatımda sözü dinleyici ya da okuyucunun alakasini yoğunlaştırdıktan sonra konuyu hiç beklenmedikey bir sonuca götürme aracılığıyla yapılan edebi sanattır Sözü umulmadık bir şekilde bitirme veya şaşırtma, tereddüde düşürme sanat da diyebiliriz
Dizilirler ayakta
Ana baba ve kardeş
Hayal ırak Irakta
Eder fiillerle güreş
Başından kayar yastık
Nura döner karanlık
Sırlar çözülür artık
Kırka çıkınca alev
27İktibas(Seçme Parça Yapma)
Anlamı desteklemek için ayet ve hadislerden başkasına ait olan söz ve mısralardan adet edinmek aracılığıyla yapılan sanattır
Zalimlere bir gün dedirtir kudreti Mevlâ
Tallahi lekad âsereke ’llahü aleyna
Ziya Paşa
(Yusuf Suresi ayet 91: Tanrı hakkı için Allah seni bize üstün kıldı)
Ayvaz çıkar Hoylu çıkar
Bir yandan Köroğlu çıkar
“Hemencecik Mevla ile sana dayandım
Arkam sensin, kalem sensin dağlar hey
Orhan Veli(Köroğlundan iki mısra almış)
Bir şarkı dökülüyor sokağa
Unutulmuş bir pencereden
“Geçtim yeniden dün eski hazan bahçelerinden
(Şair, Yahya Kemal ’den bir mısra almış) *
9Tariz
İğnelemek, taşlamak, eleştirmek demektir Birini aşağılamak ve onunla alay etmek nedeniyle, sözün veya kavramın gerçek ve mecazlı anlamı dışarıya tamamen tersini kastetmektir Övüyor gibi görünerek tersini kastetmekle de yapılabilir
Cimri birisine “Ne değin eli bol davranıyorsunuz! çağrıda bulunmak, geç gelen birine “Ne değin da erkencisiniz!demek bir tarizdir
Örnekler:
Bize kâfir demiş müfti efendi
Tutalım ben ona diyem müselman
Varıldıkta yarın rûzı mahşere
İkimiz de çıkarız anda yalan
(17 yüzyıl şairi Nefi ile çağdaşı Şeyhülislam Yahya arasında geçen bir ağız dalaşı için Nefi kadar söylenmiştir Müftü efendi bize kâfir demiş, ben de buna karşılık şimdi ona Müslüman desem, yarın mahşerde Allah ’ın huzuruna çıktığımızda ikimizin de yalancı olduğu ortaya çıkar Şair, müftü efendinin kendisine kâfir diye suçlama etmesine kibar bir cevap vererek, sahiden bu ithamın müftü efendiye daha fazla yakıştığını belirtmiştir)
Bize Tahir Efendi kelb demiş
İltifatı bu sözde zahirdir
Maliki mezhebim benim zira
İtikadımca kelb Tahir ’dir
(Tahir Efendi bize köpek demiş, Bize yaptığı iltifat sözünden de anlaşılıyor Çünkü ben maliki mezhebine mensubum ve maliki mezhebine kadar köpek temizdir Dörtlükteki son mısrada Tahir kelimesi iki manaya gelecek şekilde kullanılmıştır Tahir sözcüğü aynı zamanda pak anlamına gelmektedir Bu Nedenle tevriye aracılığıyla tariz yapılmıştır)
Ne emirler ne yasaklar ne namaz ne niyaz
Asrımız, padişahımız baştan sona cennet gibidir
(Devrin bozukluğundan ve düzensizliğinden şikâyet edilirken övgü ediyormuş gibi davranılarak tariz sanatı yapılmıştır)
9Hüsnİ Talil(Hoş Nedene Bağlama)
Herhangi bir reel olayın meydana gelmesini, hayali ve daha güzel bir nedene bağlama sanatıdır Herhangi bir varlığın veya olayın meydana gelişini, hakiki sebebinin haricen, daha ayrı ve uyduruktan, düşüncesiz bir nedene bağlanması aracılığıyla da yapılabilir
Örnekler:
Renk aldı özge ateşimizden şarab ü gül
Peymâne söylesün bunu gülzâr söylesün
(Şarap ve gül rengini bizim özge ateşimizden aldı Bunu kadeh ve gül bahçesi anlatsın Şair, şarap ve gülün kırmızı rengi kendi içindeki ateşten aldığını söyleyerek, hakiki sebebi değil sayıyor ve yerine gerçek dışı ve şairane bir sebep getiriyor)
Renk verirsin, ses verirsin yaylalara
Kuzular sen olduğun için emerler analarını
(Kuzuların analarını emmesi gerçek nedeni gizlenmiştir)
Hurşide baksa gözleri halkın dola gelir
Zira görünce hatıra ol mehlikâ kazanç
(“Halk Müziği, güneşe baktığında gözleri dolar; fakat fiilen gözlerin dolması güneşten yok ay yüzlü sevgilinin hatırlanmasındandır Denilerek gözlerin dolmasının hakiki nedeni gizli, sevgilinin görülmesi gibi gerçek dışı bir sebebe bağlanmıştır)
Yeni bir ülkede yem saptamak için atlarına
Nice bin atlı kapılmıştı fetih rüzgârına
(Şair, akıncıların yeni ülkeler fethetme isteklerinin sebebi olarak, atlarına yeni bir ülkede yem tahsis etmek isteyişlerini gösteriyor)
Aşağıdaki mısralarda da hüsni talil sanatı vardır
Senin için kandiller tutuştu kendisinden
Resmine sürme çektim kandillerin isinden
(Kandillerin tutuşması, olduğundan daha bambaşka bir sebebe bağlanmıştır)
Haki payine yetem der ömürlerdir muttasıl
Başını taştan taşa vurup gezer avare su
(Su, senin ayağını bastığın toprağa –Hz Peygamber ’in yakalamak için hiç durmaksızın ömür boyu başını taştan taşa vurarak gezmektedir
10TECAHÜLİ ARİF( Bilmezlikten Gelme)
Sanatçının bildiği bir şeyi, bilmiyormuş veya başka türlü biliyormuş gibi anlatma sanatına “ tecahüli arif denir Tecahüli Arif ne hiç bilmemektir, ne de bildiğini saklamaktır; bildiğini türlü nedenlerle bilmezlenerek, dolaylı yollardan anlatmaktır
Şiirde bir kasıt inceliği oluşturmak için başvurulan bu sanatta hayret, övme, aşağılama, minik görme, ulvileştirme vs nedenlerden biriyle mutlaka bir nükte yapmış elde etmek gerekir
Örnekler:
Ey şuh Nedima ile bir seyrin işittik
Tenhaca varıp Göksu ’ya işret var içinde
(Beyitte Nedim, “Ey keyifli güzel, Nedim ile Göksu ’ya bir gezinti yaptığını işittik; oraya sadece varıp, yalnızca yeyip içmişsiniz demektedir Beyitte anlatılan şeyi yapan da Nedim ’dir, bu beyiti söyleyen de Fakat olayı başkasından işitmiş gibi davranmaktadır)
Bilmiyorum, dönen kubbe mi, su rengindedir?
Yoksa gözyaşlarım mı gökyüzünü kaplamış?
(Şair dönen şeyin kubbe olup olmadığını, gözyaşlarının da gökyüzünü kaplamadığını gerçekte bilmektedir)
Göz gördü gönül sevdi seni yüzü mâhım
Kurbanın olam var mı benim bunda günahım
(Şair sevgili, sevmekten nedeniyle kendisini günahsız sayıyor Hâlbuki sevgiliyi görebilen göz de kendisine ait, sevgiliye tutulan da kendi gönlü)
11Cinas
Söylenişleri aynı, anlamları ayrı sözcüklerin birlikte kullanılmasıyla yapılan sanattır Söz aralarında, çok anlamlı bir kelimenin her defasında ayrı anlayış gelecek şekilde tekrarlanmasıyla oluşur
Örnekler:
Aşağıdaki mısralarda yer alan altı çizili kelimelerde cinas sanatı vardır
Her kimin evinde olsa dü zeni
Bozulurmuş o kişinin düzeni
(dü zen: iki kadın, düzen: düzen, nizam)
Yaktı çeşmim aşk odın dedi dile gir tabi başlıca
Âh kim rahm itmedi bu didei giryân belli başlı
(Gir emrindeki: girmek ve tutuşmak fiillerinden dikte
Giryân: ağlamaklı)
Ey kimsesizler, el veriniz kimsesizlere
Onlardır ancak el verecek kimse sizlere
Rengi uçmuş, nen var ah sunam
Söyle bana emret, sana can sunam
Aşağıdaki gazelin bütün beyitlerinde cinas sanatı vardır
Gazel
Bir güzel şuha dedim iki gözün sürmelidir
Dedi vallahi seni Hind ’e dek sürmelidir
Dedim ateşlere yaktın ciğerim oldu kebap
Dedi söndürmek için pâyıma yüz sürmelidir
Dedim ey mehlika al bu gece bezme beni
Dedi nafile yorulma kapılar sürmelidir
Dedim âşıklara cevrin ne cefadır güzelim
Dedi âşık olanın üstüne at sürmelidir
12Leff Ü Neşr (Söz Simetrisi)
Genellikle bir beyit içinde, birinci dizede asgari iki şeyi söyleyip, ikinci dizede bunlarla ilgili benzerlik ve karşıtlıkları verme sanatıdır Divan şiirinde fazla sevilmiş ve kullanılmış bir sanattır
Yanağın u dudağın u teninle suretin olmuş
Biri rengin biri şirin biri nazuk biri ra ’nâ
(Yukarıdaki beyitte yanak sözcüğüne karşılık olarak renk; dudak sözcüğüne karşılık olarak; şirin, deri sözcüğüne karşılık olarak nazik; suret sözcüğüne karşılık olarak ise rana sözcükleriyle simetri yapılmıştır)
Bakıp ol şûh ile nâz ü niyâze meşk ederiz
Gülün tebessümüne bülbülün teranesine
(Bu beytin birincil mısrasında önce “naz ve niyaz sözcükleri söylenmiş, sonradan ikinci mısrada naz ’ın karşısına gül, niyazın karşısına da bülbül getirilmiştir)
13Tenasüp (Uyma)
Amaç bakımından birbirine yerinde düşen sözcükleri benzer beyitte bir araya getirme sanatına “tenasüp denir
Ne nergis, ne leylak ne lale ne gül
Hepsiyle doymuş bir selesin sevgili
(Beyitte nergis, leylak, lale, gül sözcükleri birbiriyle ahenkli sözcüklerdir ve tenasüp sanatı yapılmıştır)
“Gâh sakisi gehi sagarı geh badesi yok
Görmedim meclisi maksudu tamamlanmış amade
(Beyitteki saki, sağar, bade sözcükleri arasında tenasüp sanatı vardır)
14Telmih (Hatırlatma)
Tümce içinde, bir sözcükle geçmişteki bir olayı ya da kişiyi muhabere etmeye “telmih (hatırlatma) denir Laf arasında, aşina tarihi bir olaya, geçmişte yaşayan meşhur bir kişiye, bir inanca ya da yaygın bir atasözüne işaret edilerek, durum veya birey hatırlatılır Telmih edilen şey enine boyuna açıklanmaz, bir iki sözcükle anımsatılır
Ey arkadaş senin yoluna
Canım vereyim Mevlâ
Aşkını komayayım
Od ’a gireyim Mevlâ
(Dörtlükte “od ’a girmek ifadesi Hz İbrahim ’i hatırlattığı için telmih sanatı vardır)
Gökyüzünde İsa ile
Tur dağında Musa ile
Elindeki asa ile
Çağırayım Mevlam seni
(Birinci mısrada “Hz İsa ’nın göğe çekilmesi inancını, ikinci mısrada “Hz Musa ’nın Turı Sina dağında Allah ile konuşması olayını ve üçüncü mısrada da yine “Hz Musa ’nın yere atılınca yılan olan asasıyla gösterdiği mucizeler hatırlattığı için telmih vardır)
15Tekrir: Bir sözcüğün tekrarıyla amaç ve anlatımın güçlendirilmesidir
Dokun bana dokun ne olur
Hasretinden öldüm
Kopar zincirlerini bitmiş gel
Durmadan gel daima gel
(Yukarıdaki mısralarda da dokun ve gel sözcükleri tekrar edilmiştir)
16Rücu
Söylenen bir sözü geri çevirip onun yerine daha zinde düşünceyi söylemektir Aşağıdaki mısralarda bulunan altı çizili sözcüklerle rücu(geri dönme) sanatı yapılmıştırŞair önce söylediklerini reddederek yeni ve daha enerjik sözler söylemiştir
Erbabı te ’aşür çoğalıp şair azaldı
Yok o kadar yok, şairin ancak adı kaldı
Eder isyanıma gönlümde nedâme galebe
Neyleyeyim yüz bulamam ye ’s ile afvime talebe
Ne dedim? Tövbeler olsun, bu dafi ’i şerdir
Benim özrüm günehimden iki kat beterdir
Nûri rahmet niye güldürmeye rûyi siyehim
Tanrı ’nın mağfiretinden de büyük mü günehim
17Nida
Şairin çok duygulanmasına ve heyecanlanmasına sebep olan olayları ve varlıkları göz önüne getirerek “ey, hey gibi ünlemlerle onlara seslenmesine denir
Örtün, evet, ey haile Örtün, evet, ey şehr,
Örtün ve müebbeden uyu, ey fâcirei dehr!
Gel ey mahbube Çin ’den
O sevimli köşk içinden
18İstifham
Sözü, soruları şeye yanıt isteme amacını gütmeden, duyguyu ve anlamı takviye etmek için soru biçiminde söylemektir
Kimin aşkıyla nalânsın?
Kimin hicriyle suzansın?
Niçin böyle perişansın?
Gönül derdin nedir söyle?
19Aliterasyon
Şiirde seri gelen mısralarda ünsüz seslerin tekrarlanmasına denir Ünlü sesler tekrarlandığında “asonans meydana kazanç Fakat bu iki sanatı tıpkı tanı ve intak gibi birbirinden yarmak pek muhtemel değildir Zira birçok vakit hecelerde meşhur ve ünsüz sesler bir arada bulunurlar Dolayısıyla aliterasyon ve asonans sanatı aynı anda meydana gelir:
Uzanıverse gövdem taşlara boydan badana,
Alsa bu soğuk taşlar alnımdaki ateşi
Dalıp sokaklar değin esrarlı bir uykuya
Ölse kaldırımların kara sevdalı eşi
(“t, “ş, “l, “k ünsüzlerinin tekrarı şiirde kendine has bir uyum oluşturuyor İşte Aliterasyon budur Kelimelerin mana yok laf özelliklerine dayandığı için söz sanatlarındandır )
20Seci
Sözlük manası güvercin ve kumruların nağmelerini tekrarlayarak ötüşleri demektir Edebiyatta ise nesirde kafiye yerine getirmek anlamına kazanç Günümüzde yapılan namaz dualarında secili ifadelere bol bol rastlanır Divan nesrinde ise âdeta vazgeçilmez bir süstür
“Hangi Yusufı devrandır ki Züleyhâ ’yı zamane çak etmemiş ola ve hangi Süleymanı zamandır ama dîvi cihan hatıra tutup helâk etmemiş ola? Çak etmemiş ola ve helâk etmemiş ola
(Yukarıdaki parçada “ak sesiyle seci yapılmıştır)
22İrsalİ Mesel
Misal verme, konuşurken atasözü kullanmadır Edebiyatta bir duyguyu, bir düşünceyi daha iyi, daha etkin tarif etmek için, cümlenin içinde veya mısrada konuya uygun düşecek bir söz, atasözü ya da özdeyiş kullanmaktır
Sanatta irsali mesel'e başvurularak konu daha canlı, duygu ve fikir daha zinde ülkü getirilir
Tok olanlar bilemez çektiğini aç kalanın
Sırtı pek kimseye ahvali şita yaz görülür
Balık her tarafta kokar bunu bilmemek
Seyrani gafilin ahmaklığından
23 Akrostiş
Bir şiirde dizelerin birincil harflerinin yukarıdan aşağıya dürüst sıralandığında manalı bir sözcük meydana getirmesidir Divan edebiyatında akrostiş ’e muvaşşah ya da istihrac denir Eski Yunan ve Latin edebiyatında ise akrostiş üç mısraanlamına kazanç
Nasıl ağlar hazan erince yapraklar
İntizar ile bimecal sararıp düşerken
Hayali kaplar ufku geçen yazın
Artık sade hatırası kalacaktır
Leylaklarda müteessir solan beyazın
(Şiirin dizelerinin ilk sözcükleri alt alta okunduğunda NİHAL ismi çıkıyor)
24Mecaz
Sözcükleri ve sözcük öbeklerini bilinen ilk amaçlarından diğer anlamda kullanmaya mecaz denir Mecaz, söz güç alımlılık, canlılık katmak lakincıyla yapılır
Öğrenciler beni soru yağmuruna tuttular
Para tuzağı her insanı hissettirmeden yakalayan ölümcül bir hastalık gibidir
25Mecazı MÜRSEL
(Ad AktarmasıMetanomi):
Benzetme amacı güdülmeden bir sözcüğün bir şekilde anlam ilişkisi bulunan başka bir sözcük yerine kullanılmasıdır
Çankaya, emeklilik yasasını iptal etti
(Çankaya ’dan gaye cumhurbaşkanlığıdır)
Üç yıldır Necip Fazıl ’ı okuyorum
(Necip Fazıl yok, Necip Fazıl ’ın eserleri kastedilmiştir
26Terdid
Bir anlatımda sözü dinleyici ya da okuyucunun alakasini yoğunlaştırdıktan sonra konuyu hiç beklenmedikey bir sonuca götürme aracılığıyla yapılan edebi sanattır Sözü umulmadık bir şekilde bitirme veya şaşırtma, tereddüde düşürme sanat da diyebiliriz
Dizilirler ayakta
Ana baba ve kardeş
Hayal ırak Irakta
Eder fiillerle güreş
Başından kayar yastık
Nura döner karanlık
Sırlar çözülür artık
Kırka çıkınca alev
27İktibas(Seçme Parça Yapma)
Anlamı desteklemek için ayet ve hadislerden başkasına ait olan söz ve mısralardan adet edinmek aracılığıyla yapılan sanattır
Zalimlere bir gün dedirtir kudreti Mevlâ
Tallahi lekad âsereke ’llahü aleyna
Ziya Paşa
(Yusuf Suresi ayet 91: Tanrı hakkı için Allah seni bize üstün kıldı)
Ayvaz çıkar Hoylu çıkar
Bir yandan Köroğlu çıkar
“Hemencecik Mevla ile sana dayandım
Arkam sensin, kalem sensin dağlar hey
Orhan Veli(Köroğlundan iki mısra almış)
Bir şarkı dökülüyor sokağa
Unutulmuş bir pencereden
“Geçtim yeniden dün eski hazan bahçelerinden
(Şair, Yahya Kemal ’den bir mısra almış) *