Sendroma adını veren olayın detayları ise şu şekildedir;
Olay 23 ağustos 1973 gunu jan erik olsson’un stockholm’un normalmstorg semtinde bir banka şubesine girmesiyle başladı saat 10:03’te banka şubesine giren soyguncu, silahını cekip elindeki patlayıcıları da havaya kaldırarak “hepiniz yere yatın parti başlıyor diye bağırdı ve tavana da birkac el ateş etti muşterilerin ve bu arada bazı memurların dışarıya kacmasına goz yuman sıyguncu uc banka memuresini esir aldı
Polis, banka şubesine uc dakika sonra ulaştı ve iceriye giren ilk polis, soyguncunun ateşiyle yaralandı Polis, soyguncuyla bir saat sonra iletişim kurdu Jan Erik Olsson, yarısı isvec kronu, yarısı da doviz olmak uzere 3 milyon kron tutarında para ile, kapının onune bir surat arabası getirilmesini talep etti Soyguncu bu şartlarının yanı sıra, cezaevindeki arkadaşı Clark Olofsson’un da bankaya getirilmesini istedi Paraları teslim aldıktan sonra rehineleri yanına alarak, kapı onune getirileck surat arabasıyla banka şubesinden ayrılacaklarını soyledi
Polis oğleden sonra, soyguncunun cezaevindeki arkadaşını bankaya getirdi İcerisiyle bağlantı, cezaevinden getirilen clark olofsson aracılığıyla yurutulmeye başlandı Akşam ise, kapının onune bir mustang park edildi Talep edilen 1,5 milyon isvec kronu da soygunculara teslim edildi Soyguncular da rehinelerden ikisini bırakmayı onerdiler Ama polis kuşatmayı kaldırmadı
Başbakan Olof Palme’ye telefon
Soyguncular ve rehineler geceyi bankada gecirdi ertesi gunu polis rehinelerle konuşmak istedi Jan Erik Olsson, rehineleri teker teker gosterdi Cezaevinden gelen soyguncu oğleden sonra polisle temasa gecerek, arkadaşının bankayı havaya ucurmak istediğini bildirdi Gece icerden patlama sesi duyuldu Kasaların patlayıcılarla acıldığı oğrenildi Jan Erik Olsson, gece başbakan Olof Palme’yi telefonla arayarak, olay yerinden serbestce kacabilmeleri icin polis kuşatmasının kaldırılması yolunda polise emir vermesini istedi Rehine kadın memurlardan biri de palme ile konuşarak, soyguncunun talebinin yerine getirilmesi icin yalvardı Palme de kadına bu konuda yardımcı olmayacağını, soyguncu kabul ederse, rehineleri serbest bırakması karşılığında kendisini rehin olarak teslim edebileceğini soyledi Olof palme’den istediğini koparamayan soyguncu, dagens nyheter gazetesini arayarak onlarla da konuştu
Polis kordonunun dışında gazeteciler kritik bir durumu atlamamak icin surekli nobet tutarken, halk da olay yerine yığıldı ve geceyi orada gecirmeye başladı Radyo ve televizyonlar, her gelişmeyi anında aktarırken, olay başka ulkelerde de yankı yarattı
Halk Polisi Agresiflikle Sucladı
24 ağustos gunu dagens nyheter’deki soyleşiyi okuyan halk polise kızmaya başladı Rehinelerle kacsalar bile soyguncuların onları oldurmeyeceğine inanan halk polisin, kacma şanslarını ortadan kaldırarak rehinelerin yaşamlarını tehlikeye attığını duşunmeye başladı Polis ise banka şubesinin arka bolumundeki soyguncuları ve rehineleri uzerlerinden kilitledi Kilitlenen bolumun tavanından delik acıldı ve yemek sevkiyatı oradan yapıldı Soyguncular acılan delikten uyuşturucu gaz puskurtuleceği endişesiyle rehineleri tehdit etmeye başladılar Rehinelerden birinin boynuna sicim bağladılar ve polisin uyuşturucu gaz verimesi halinde boynuna sicim bağlanan rehinenin uyuşurken oleceğini bildirdiler Gergin bekleyiş 28 ağustos akşamı 21:28’e kadar surdu Polis gercekten iceriye gaz puskurttu, soyguncularda silahlarını atarak teslim oldular
Altı gunluk gergin bekleyiş sırasında polisin tutumu halk arasında tepki yarattı Polisi agresif bulan halk, soygunculara acımaya başladı Pazarlık sırasında soyguncularla rehineler arasında iyi bir diyalog olduğu ve rehinelerin de polise kızdığı oğrenildi Olay bu boyutuyla dunyanın ilgini cekerken, bu ruh hali ‘stockholm sendromu’ diye anıldı ve zamanla benzeri durumlar icin bu tanımlama kullanılmaya başlandı
Vicdan Pusulası
Soygunculardan Jan Erik Olsson’a on yıl hapis cezası verildi sekiz yıl sonra cezaevinden cıkan soyguncu, bir daha yasadışı işlere karışmadı Once domuz yetiştiriciliği yaptı Ardından da Tayland’a taşındı
Otuz yıl sonra, olay tum ayrıntılarıyla tekrar anılıyor Gazeteler Jan Erik Olsson’u Tayland’da buldular Banka soygunu girişiminden sonra sakin bir yaşam secen olsson’un bir dukkan işlettiği oğrenildi Clark Olofsson ise sadece bir yıl ceza aldı ancak o gunden sonra işlediği sayısız suc nedeniyle cok az dışarda kaldı Şu anda da Kopenhag Cezaevi’nde uyuşturucu kacakcılığından dolayı aldığı cezayı cekiyor
Stockholm sendromu bir anlamda vicdan pusulasındaki ibrenin yoneldiği manyetik cekim merkezini de gosteriyor O manyetik cekim merkezi de, insanların davranışlarındaki makul olcuden başka bir şey değil polis de olsa, asker de olsa fark etmiyor Banka soyguncuları, rehinelerin hayatı tehlikeye atılmadan yakalanmış olsalar ve aldıkları cezadan cok daha fazlasına carptırılmış olsalar bile, belki insanlar “oh olsun diyeceklerdi ama polis, insan hayatını tehlikeye atan davranışıyla halkın tepkisini uzerine cekti bunun sonucunda da halk, giderek soygunculara sempati beslemeye başladı
Olay 23 ağustos 1973 gunu jan erik olsson’un stockholm’un normalmstorg semtinde bir banka şubesine girmesiyle başladı saat 10:03’te banka şubesine giren soyguncu, silahını cekip elindeki patlayıcıları da havaya kaldırarak “hepiniz yere yatın parti başlıyor diye bağırdı ve tavana da birkac el ateş etti muşterilerin ve bu arada bazı memurların dışarıya kacmasına goz yuman sıyguncu uc banka memuresini esir aldı
Polis, banka şubesine uc dakika sonra ulaştı ve iceriye giren ilk polis, soyguncunun ateşiyle yaralandı Polis, soyguncuyla bir saat sonra iletişim kurdu Jan Erik Olsson, yarısı isvec kronu, yarısı da doviz olmak uzere 3 milyon kron tutarında para ile, kapının onune bir surat arabası getirilmesini talep etti Soyguncu bu şartlarının yanı sıra, cezaevindeki arkadaşı Clark Olofsson’un da bankaya getirilmesini istedi Paraları teslim aldıktan sonra rehineleri yanına alarak, kapı onune getirileck surat arabasıyla banka şubesinden ayrılacaklarını soyledi
Polis oğleden sonra, soyguncunun cezaevindeki arkadaşını bankaya getirdi İcerisiyle bağlantı, cezaevinden getirilen clark olofsson aracılığıyla yurutulmeye başlandı Akşam ise, kapının onune bir mustang park edildi Talep edilen 1,5 milyon isvec kronu da soygunculara teslim edildi Soyguncular da rehinelerden ikisini bırakmayı onerdiler Ama polis kuşatmayı kaldırmadı
Başbakan Olof Palme’ye telefon
Soyguncular ve rehineler geceyi bankada gecirdi ertesi gunu polis rehinelerle konuşmak istedi Jan Erik Olsson, rehineleri teker teker gosterdi Cezaevinden gelen soyguncu oğleden sonra polisle temasa gecerek, arkadaşının bankayı havaya ucurmak istediğini bildirdi Gece icerden patlama sesi duyuldu Kasaların patlayıcılarla acıldığı oğrenildi Jan Erik Olsson, gece başbakan Olof Palme’yi telefonla arayarak, olay yerinden serbestce kacabilmeleri icin polis kuşatmasının kaldırılması yolunda polise emir vermesini istedi Rehine kadın memurlardan biri de palme ile konuşarak, soyguncunun talebinin yerine getirilmesi icin yalvardı Palme de kadına bu konuda yardımcı olmayacağını, soyguncu kabul ederse, rehineleri serbest bırakması karşılığında kendisini rehin olarak teslim edebileceğini soyledi Olof palme’den istediğini koparamayan soyguncu, dagens nyheter gazetesini arayarak onlarla da konuştu
Polis kordonunun dışında gazeteciler kritik bir durumu atlamamak icin surekli nobet tutarken, halk da olay yerine yığıldı ve geceyi orada gecirmeye başladı Radyo ve televizyonlar, her gelişmeyi anında aktarırken, olay başka ulkelerde de yankı yarattı
Halk Polisi Agresiflikle Sucladı
24 ağustos gunu dagens nyheter’deki soyleşiyi okuyan halk polise kızmaya başladı Rehinelerle kacsalar bile soyguncuların onları oldurmeyeceğine inanan halk polisin, kacma şanslarını ortadan kaldırarak rehinelerin yaşamlarını tehlikeye attığını duşunmeye başladı Polis ise banka şubesinin arka bolumundeki soyguncuları ve rehineleri uzerlerinden kilitledi Kilitlenen bolumun tavanından delik acıldı ve yemek sevkiyatı oradan yapıldı Soyguncular acılan delikten uyuşturucu gaz puskurtuleceği endişesiyle rehineleri tehdit etmeye başladılar Rehinelerden birinin boynuna sicim bağladılar ve polisin uyuşturucu gaz verimesi halinde boynuna sicim bağlanan rehinenin uyuşurken oleceğini bildirdiler Gergin bekleyiş 28 ağustos akşamı 21:28’e kadar surdu Polis gercekten iceriye gaz puskurttu, soyguncularda silahlarını atarak teslim oldular
Altı gunluk gergin bekleyiş sırasında polisin tutumu halk arasında tepki yarattı Polisi agresif bulan halk, soygunculara acımaya başladı Pazarlık sırasında soyguncularla rehineler arasında iyi bir diyalog olduğu ve rehinelerin de polise kızdığı oğrenildi Olay bu boyutuyla dunyanın ilgini cekerken, bu ruh hali ‘stockholm sendromu’ diye anıldı ve zamanla benzeri durumlar icin bu tanımlama kullanılmaya başlandı
Vicdan Pusulası
Soygunculardan Jan Erik Olsson’a on yıl hapis cezası verildi sekiz yıl sonra cezaevinden cıkan soyguncu, bir daha yasadışı işlere karışmadı Once domuz yetiştiriciliği yaptı Ardından da Tayland’a taşındı
Otuz yıl sonra, olay tum ayrıntılarıyla tekrar anılıyor Gazeteler Jan Erik Olsson’u Tayland’da buldular Banka soygunu girişiminden sonra sakin bir yaşam secen olsson’un bir dukkan işlettiği oğrenildi Clark Olofsson ise sadece bir yıl ceza aldı ancak o gunden sonra işlediği sayısız suc nedeniyle cok az dışarda kaldı Şu anda da Kopenhag Cezaevi’nde uyuşturucu kacakcılığından dolayı aldığı cezayı cekiyor
Stockholm sendromu bir anlamda vicdan pusulasındaki ibrenin yoneldiği manyetik cekim merkezini de gosteriyor O manyetik cekim merkezi de, insanların davranışlarındaki makul olcuden başka bir şey değil polis de olsa, asker de olsa fark etmiyor Banka soyguncuları, rehinelerin hayatı tehlikeye atılmadan yakalanmış olsalar ve aldıkları cezadan cok daha fazlasına carptırılmış olsalar bile, belki insanlar “oh olsun diyeceklerdi ama polis, insan hayatını tehlikeye atan davranışıyla halkın tepkisini uzerine cekti bunun sonucunda da halk, giderek soygunculara sempati beslemeye başladı