iltasyazilim
FD Üye
Güneş Sistemi'ndeki diğer 63 gök cisminden hiç birinde yaşamın temel şartı olan suyun bulunmadığını biliyor muydunuz? Oysa yeryüzünün büyük bölümü sularla kaplıdır Okyanuslar ve denizler Dünya yüzeyinin toplam dörtte üçünü meydana getirir Öte yandan karalarda da sayısız göl ve nehir vardır Yüksek dağların zirvelerini kaplayan kar ise suyun donmuş halidir Dünya'daki suyun önemli bir bölümü de gökyüzündedir; bulutların her birinde binlerce, bazen milyonlarca ton su bulunur Bu suların bir kısmı da zaman zaman damlalar halinde yere iner, yani yağmur olur Şu an solumakta olduğunuz havanın içinde de mutlaka belirli miktarda su buharı vardır
Yağmurlar, denizler, nehirler, akarsular, okyanuslar, musluğu açtığınızda akan içilebilir su? İnsanlar suyun varlığına o kadar alışıktırlar ki yeryüzünün büyük bölümünün sularla kaplı olmasının önemini belki de hiç düşünmezler Oysa su uzayda gerçekten de çok nadir rastlanan bir bileşimdir Bu nedenle bilinen bütün gök cisimlerinin içinde yalnızca Dünya'da suyun bulunuyor olması, üstelik de bu suların içilebilir nitelikte olması son derece önemli bir konudur
Sıkıp suyu çıkaran (bulut)lardan 'bardaktan boşanırcasına su' indirdik Bununla taneler ve bitkiler bitiripçıkaralım diye Ve birbirine sarmaşdolaş bahçeleri de
(Nebe Suresi, 1416)
Susuz bir hayatın var olabilmesi mümkün değildir Su, Allah'ın hayatın temeli olması için özel olarak var ettiği, her türlü fiziksel ve kimyasal özelliği ile hayat için yarattığı bir maddedir Yeryüzündeki milyonlarca çeşit canlı su sayesinde hayatlarını sürdürür, yaşam için gerekli olan dengeler de suyun varlığı sayesinde devamlılığını korur
Suyun Şaşırtıcı Özellikleri
Suyun özellikle ısıyla ilgili (termal) özellikleri dünya üzerindeki canlı yaşamının sürekliliğinde büyük rol oynar Bunlardan birkaç tanesini şöyle sıralayabiliriz:
Bilinen tüm sıvılar ısıları düştükçe büzüşür, hacim kaybederler Hacim azalınca yoğunluk artar ve böylece soğuk olan kısımlar daha ağır hale gelir Bu yüzden sıvı maddelerin katı halleri, sıvı hallerine göre daha ağırdır Ama su, bilinen tüm sıvıların aksine, belirli bir ısıya (+ 4°C'ye) düşene kadar büzüşür, daha sonra birdenbire genleşmeye başlar Donduğunda ise daha da genleşir Bu nedenle suyun katı hali, sıvı halinden daha hafiftir Yani buz, aslında normalfizik kurallarına göre suyun dibine batması gerekirken, su üstünde yüzer
Suyun bu özelliği dünya üzerindeki denizler açısından çok önemlidir Eğer bu özellik olmasa, yani buz suyun üzerinde yüzmese, dünya üzerindeki suyun çok büyük bir bölümü tamamen donacak, göllerde ve denizlerde hiçbir yaşam kalmayacaktı
Yağmur damlalarının şekli de özel bir tasarım ürünüdür
Buz eridiğinde ya da su buharlaştığında, etraftan ısı çekilir Bunun tersi gerçekleştiğinde ise, dışarıya ısı verilir Bu, gizli ısıolarak bilinen kavramdır Tüm sıvıların gizli ısıları vardır Ancak suyun gizli ısısı, bilinen tüm sıvıların en yükseği sayılabilir Ayrıca suyun termal kapasitesi, yani suyun ısısını bir derece artırmak için gereken ısı miktarı, bilinen diğer sıvıların çok büyük bölümünden daha yüksektir
Suyun gizli ısısının ve termal kapasitesinin diğer sıvılara göre çok yüksek olması da denizlerin karalara göre daha geç ısınıp daha geç soğumalarını sağlar Bu nedenle Dünya'da kara üzerindeki ısı farklılıkları en sıcak yer ile en soğuk yer arasında 140°C'ye kadar çıkarken, denizlerin ısı farklılığı en fazla 1520°C arasında değişir Aynı durum gecegündüz arasındaki ısı farkında da yaşanır Karada gece ile gündüz arasındaki fark kurak ortamlarda 2030°C'ye kadar çıkarken, denizlerde en fazla birkaç derecelik bir ısı farkı olur Sırf denizler değil, atmosferdeki su buharı da çok büyük bir denge sağlamaktadır Gecegündüz arasındaki ısı farkının, su buharının çok az bulunduğu çöllerde çok fazla, deniz iklimi yaşayan yerlerde ise çok daha az olması, bunun bir sonucudur
Bundan başka suyun termal iletkenliği, yani ısıyı iletebilme yeteneği de bilinen diğer herhangi bir sıvıdan en az dört kat daha yüksektir Buzun ve karın termal iletkenlikleri ise düşüktür Suyun bu özelliği de çok önemli bir işlev görmektedir Buz, havadaki soğuğu, altındaki su tabakasına çok az iletir Böylece dışarıdaki hava 50°C'yi bulsa bile, denizin üstündeki buz tabakası 12 metreyi geçmez Foklar, penguenler ve diğer kutup hayvanları, bu sayede denizin üstündeki buzu delip alttaki suya ulaşabilirler
Suyun bu kendine özgü termal özellikleri sayesinde, kış ile yaz ya da gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı daima insanların ve diğer canlıların dayanabileceği bir sınırda kalmaktadır Dünya üzerindeki su miktarı karalara oranla daha az olmuş olsaydı, gece ile gündüz sıcaklıkları arasındaki fark çok artacak, karaların büyük kısmı çöle dönecek ve yaşam imkansızlaşacak ya da en azından çok zorlaşacaktı Okyanusların varlığını düşünelim Okyanuslar güneş ışınlarını karadan daha az yansıtır, böylece karalardan daha fazla güneş enerjisi alır, ama bu ısıyı kendi içinde karalara göre daha dengeli biçimde dağıtır Bu sayede okyanuslar daha sıcak olan ekvator bölgelerini serinleterek aşırı sıcak olmalarını, kutup bölgelerinin soğuk sularını da ısıtarak aşırı soğuk olmalarını ve bunun sonucunda da tamamen donmalarını engeller Eğer böyle olmasa ne olurdu?
Su NormalDavransaydı Ne Olurdu?
Su normaldavransaydı, tüm diğer sıvılar gibi onun da ısı kaybına paralel olarak yoğunluğu artsaydı, yani buz suyun dibine batsaydı ne olurdu?
Bu durumda okyanuslar, denizler ve göllerde, donma alttan başlayacaktı Alltan başlayan donma, yüzeyde soğuğu kesecek bir buz tabakası olmadığı için, yukarı doğru devam edecekti Böylece Dünya'daki göllerin, denizlerin ve okyanusların çok büyük bölümü dev birer buz kütlesi haline gelecekti Denizlerin yüzeyinde sadece birkaç metrelik bir su tabakası kalacak ve hava sıcaklığı artsa bile, dipteki buz asla çözülmeyecekti Böyle bir Dünya'nın denizlerinde hiçbir canlı yaşayamazdı Denizlerin ölü olduğu bir ekolojik sistemde kara canlılarının varlığı da mümkün olamazdı Kısacası Dünya, eğer su normaldavransaydı, ölü bir gezegen olacaktı
Suyun neden normaldavranmadığı, yani 4°C'ye kadar büzüştükten sonra neden birdenbire genleşmeye başladığı ise, hiç kimsenin cevaplayamadığı bir sorudur
Burada yalnızca birkaç tane örneği verilmiş olan suyun özellikleri, bu sıvının insan yaşamı için özel olarak yaratılmış olduğunu göstermektedir Başka hiçbir gezegende böyle bir su kütlesinin olmaması, bunun sadece Dünya üzerinde bulunması elbette ki bir tesadüf değildir İnsan yaşamı için özel olarak yaratılmış olan Dünya, yine özel olarak yaratılmış olan suyla canlandırılmıştır Tüm canlılar için büyük bir nimet olarak suyu yaratan Allah'tır Allah Vakıa Suresi'nde şöyle buyurmaktadır:
Şimdi siz, içmekte olduğunuz suyu gördünüz mü? Onu sizler mi buluttan indiriyorsunuz, yoksa indiren Biz miyiz? Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık; şükretmeniz gerekmez mi? (Vakıa Suresi, 6870)
Yağmurlar, denizler, nehirler, akarsular, okyanuslar, musluğu açtığınızda akan içilebilir su? İnsanlar suyun varlığına o kadar alışıktırlar ki yeryüzünün büyük bölümünün sularla kaplı olmasının önemini belki de hiç düşünmezler Oysa su uzayda gerçekten de çok nadir rastlanan bir bileşimdir Bu nedenle bilinen bütün gök cisimlerinin içinde yalnızca Dünya'da suyun bulunuyor olması, üstelik de bu suların içilebilir nitelikte olması son derece önemli bir konudur
Sıkıp suyu çıkaran (bulut)lardan 'bardaktan boşanırcasına su' indirdik Bununla taneler ve bitkiler bitiripçıkaralım diye Ve birbirine sarmaşdolaş bahçeleri de
(Nebe Suresi, 1416)
Susuz bir hayatın var olabilmesi mümkün değildir Su, Allah'ın hayatın temeli olması için özel olarak var ettiği, her türlü fiziksel ve kimyasal özelliği ile hayat için yarattığı bir maddedir Yeryüzündeki milyonlarca çeşit canlı su sayesinde hayatlarını sürdürür, yaşam için gerekli olan dengeler de suyun varlığı sayesinde devamlılığını korur
Suyun Şaşırtıcı Özellikleri
Suyun özellikle ısıyla ilgili (termal) özellikleri dünya üzerindeki canlı yaşamının sürekliliğinde büyük rol oynar Bunlardan birkaç tanesini şöyle sıralayabiliriz:
Bilinen tüm sıvılar ısıları düştükçe büzüşür, hacim kaybederler Hacim azalınca yoğunluk artar ve böylece soğuk olan kısımlar daha ağır hale gelir Bu yüzden sıvı maddelerin katı halleri, sıvı hallerine göre daha ağırdır Ama su, bilinen tüm sıvıların aksine, belirli bir ısıya (+ 4°C'ye) düşene kadar büzüşür, daha sonra birdenbire genleşmeye başlar Donduğunda ise daha da genleşir Bu nedenle suyun katı hali, sıvı halinden daha hafiftir Yani buz, aslında normalfizik kurallarına göre suyun dibine batması gerekirken, su üstünde yüzer
Suyun bu özelliği dünya üzerindeki denizler açısından çok önemlidir Eğer bu özellik olmasa, yani buz suyun üzerinde yüzmese, dünya üzerindeki suyun çok büyük bir bölümü tamamen donacak, göllerde ve denizlerde hiçbir yaşam kalmayacaktı
Yağmur damlalarının şekli de özel bir tasarım ürünüdür
Buz eridiğinde ya da su buharlaştığında, etraftan ısı çekilir Bunun tersi gerçekleştiğinde ise, dışarıya ısı verilir Bu, gizli ısıolarak bilinen kavramdır Tüm sıvıların gizli ısıları vardır Ancak suyun gizli ısısı, bilinen tüm sıvıların en yükseği sayılabilir Ayrıca suyun termal kapasitesi, yani suyun ısısını bir derece artırmak için gereken ısı miktarı, bilinen diğer sıvıların çok büyük bölümünden daha yüksektir
Suyun gizli ısısının ve termal kapasitesinin diğer sıvılara göre çok yüksek olması da denizlerin karalara göre daha geç ısınıp daha geç soğumalarını sağlar Bu nedenle Dünya'da kara üzerindeki ısı farklılıkları en sıcak yer ile en soğuk yer arasında 140°C'ye kadar çıkarken, denizlerin ısı farklılığı en fazla 1520°C arasında değişir Aynı durum gecegündüz arasındaki ısı farkında da yaşanır Karada gece ile gündüz arasındaki fark kurak ortamlarda 2030°C'ye kadar çıkarken, denizlerde en fazla birkaç derecelik bir ısı farkı olur Sırf denizler değil, atmosferdeki su buharı da çok büyük bir denge sağlamaktadır Gecegündüz arasındaki ısı farkının, su buharının çok az bulunduğu çöllerde çok fazla, deniz iklimi yaşayan yerlerde ise çok daha az olması, bunun bir sonucudur
Bundan başka suyun termal iletkenliği, yani ısıyı iletebilme yeteneği de bilinen diğer herhangi bir sıvıdan en az dört kat daha yüksektir Buzun ve karın termal iletkenlikleri ise düşüktür Suyun bu özelliği de çok önemli bir işlev görmektedir Buz, havadaki soğuğu, altındaki su tabakasına çok az iletir Böylece dışarıdaki hava 50°C'yi bulsa bile, denizin üstündeki buz tabakası 12 metreyi geçmez Foklar, penguenler ve diğer kutup hayvanları, bu sayede denizin üstündeki buzu delip alttaki suya ulaşabilirler
Suyun bu kendine özgü termal özellikleri sayesinde, kış ile yaz ya da gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı daima insanların ve diğer canlıların dayanabileceği bir sınırda kalmaktadır Dünya üzerindeki su miktarı karalara oranla daha az olmuş olsaydı, gece ile gündüz sıcaklıkları arasındaki fark çok artacak, karaların büyük kısmı çöle dönecek ve yaşam imkansızlaşacak ya da en azından çok zorlaşacaktı Okyanusların varlığını düşünelim Okyanuslar güneş ışınlarını karadan daha az yansıtır, böylece karalardan daha fazla güneş enerjisi alır, ama bu ısıyı kendi içinde karalara göre daha dengeli biçimde dağıtır Bu sayede okyanuslar daha sıcak olan ekvator bölgelerini serinleterek aşırı sıcak olmalarını, kutup bölgelerinin soğuk sularını da ısıtarak aşırı soğuk olmalarını ve bunun sonucunda da tamamen donmalarını engeller Eğer böyle olmasa ne olurdu?
Su NormalDavransaydı Ne Olurdu?
Su normaldavransaydı, tüm diğer sıvılar gibi onun da ısı kaybına paralel olarak yoğunluğu artsaydı, yani buz suyun dibine batsaydı ne olurdu?
Bu durumda okyanuslar, denizler ve göllerde, donma alttan başlayacaktı Alltan başlayan donma, yüzeyde soğuğu kesecek bir buz tabakası olmadığı için, yukarı doğru devam edecekti Böylece Dünya'daki göllerin, denizlerin ve okyanusların çok büyük bölümü dev birer buz kütlesi haline gelecekti Denizlerin yüzeyinde sadece birkaç metrelik bir su tabakası kalacak ve hava sıcaklığı artsa bile, dipteki buz asla çözülmeyecekti Böyle bir Dünya'nın denizlerinde hiçbir canlı yaşayamazdı Denizlerin ölü olduğu bir ekolojik sistemde kara canlılarının varlığı da mümkün olamazdı Kısacası Dünya, eğer su normaldavransaydı, ölü bir gezegen olacaktı
Suyun neden normaldavranmadığı, yani 4°C'ye kadar büzüştükten sonra neden birdenbire genleşmeye başladığı ise, hiç kimsenin cevaplayamadığı bir sorudur
Burada yalnızca birkaç tane örneği verilmiş olan suyun özellikleri, bu sıvının insan yaşamı için özel olarak yaratılmış olduğunu göstermektedir Başka hiçbir gezegende böyle bir su kütlesinin olmaması, bunun sadece Dünya üzerinde bulunması elbette ki bir tesadüf değildir İnsan yaşamı için özel olarak yaratılmış olan Dünya, yine özel olarak yaratılmış olan suyla canlandırılmıştır Tüm canlılar için büyük bir nimet olarak suyu yaratan Allah'tır Allah Vakıa Suresi'nde şöyle buyurmaktadır:
Şimdi siz, içmekte olduğunuz suyu gördünüz mü? Onu sizler mi buluttan indiriyorsunuz, yoksa indiren Biz miyiz? Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık; şükretmeniz gerekmez mi? (Vakıa Suresi, 6870)