Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Şükrün Ölçüsü: Kanaat, İktisat, Rıza ve Memnuniyet

Şükrün Ölçüsü: Kanaat, İktisat, Rıza ve Memnuniyet

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Şükrün mikyâsı (Ölçüsü) kanaattir ve iktisattır ve rızadır ve memnuniyettir Şükürsüzlüğün mizanı (Ölçüsü) hırstır ve israftır, hürmetsizliktir, haramhelâl demeyip rast geleni yemektir

Evet, hırs, şükürsüzlük olduğu gibi, hem sebebi mahrumiyettir (Yoksunluk Sebebidir), hem vasıtai zillettir (Eziklik Vasıtasıdır) Hattâ, hayatı içtimaiyeye (Sosyal Hayata) sahip olan mübarek karınca dahi, güya hırs vasıtasıyla ayaklar altında kalmış, ezilir Çünkü, kanaat etmeyip, senede birkaç tane buğday kâfi gelirken, elinden gelse binler taneyi toplar Güya mübarek arı, kanaatinden dolayı başlar üstünde uçar Kanaat ettiğinden, balı insanlara emri İlâhî (İlahi Emir) ile ihsan eder, yedirir

Evet, Zâtı Akdesin alemi zâtîsi (Zatının Nişanı) ve en âzamî ismi olan lâfzullahtan sonra en âzam ismi olan Rahmân, rızka bakar Ve rızıktaki şükürle ona yetişilir Hem Rahmân'ın en zâhir (Açık) mânâsı, Rezzaktır

Hem şükrün envâı (Çeşitleri) var O nevilerin en câmii (Toplu) ve fihristei umumiyesi (Genel Fihristesi), namazdır

Hem şükür içinde sâfi bir İmân var; hâlis bir tevhid bulunur Çünkü, bir elmayı yiyen ve Elhamdülillâhdiyen adam, o şükürle ilân eder ki: O elma doğrudan doğruya desti kudretin (Kudret Elinin) yadigârı (Armağanı) ve doğrudan doğruya hazinei rahmetin (Rahmet Hazinesinin) hediyesidirdemesiyle ve itikad etmesiyle (Gönülden Tasdik Etmesiyle), herşeyi, cüz'î olsun küllî olsun, Onun desti kudretine (Kudret Eline) teslim ediyor Ve herşeyde rahmetin cilvesini bilir Hakikî bir imanı ve hâlis bir tevhidi, şükürle beyan ediyor
İnsanı gafil (Dikkatsiz İnsan), küfranı nimetle (Nankörlük İle) ne derece hasârete (Ziyana) düştüğünü, çok cihetlerden (Yönlerden) yalnız bir veçhini (Tarafını) söyleyeceğiz Şöyle ki:

Lezzetli bir nimeti insan yese, eğer şükretse, o yediği nimet, o şükür vasıtasıyla bir nur olur, uhrevî bir meyvei Cennet (Cennet Meyvesi) olur Verdiği lezzetle, Cenâbı Hakkın iltifatı rahmetinin ( Allah`ın Sonsuz Rahmetinin Lütuf ve İhsanının) eseri olduğunu düşünmekle, büyük ve daimî bir lezzet ve zevk veriyor Bu gibi mânevî lübleri (Özleri) ve hülâsaları (Sonuçları) ve mânevî maddeleri ulvî makamlara gönderip, maddî ve tüflî (posa) ve kışrî (Kabuk), yani vazifesini bitiren ve lüzumsuz kalan maddeleri fuzulât (İşe Yaramaz) olup aslına, yani anâsıra (Unsurlara) inkılâp etmeye gidiyor Eğer şükretmezse, o muvakkat (Geçici) lezzet, zeval (Sona Ermesi) ile bir elem ve teessüf bırakır ve kendisi dahi kazurat (Atık Madde) olur Elmas mahiyetindeki nimet, kömüre kalb olur (Dönüşür) Şükürle, zâil (Geçici) rızıklar, daimî lezzetler, bâki meyveler verir Şükürsüz nimet, en güzel bir suretten, çirkin bir surete döner Çünkü, o gafile (Dikkatsize, İyi Düşünmeyene) göre rızkın âkıbeti, muvakkat (Geçici) bir lezzetten sonra fuzulâttır (Ziyade Olup İşe Yaramayan Şeylerdir)


Bediüzzaman Said Nursî


 
858,500Konular
982,373Mesajlar
32,973Kullanıcılar
Üst Alt