Sünnet Namazlarına Nasıl Niyet Edilir?
Peygamberimiz (asm) namaz kılarken "sünnet" ifadesini kullanmamıştır. Ancak onun sünnetini icra ederken sünnet namazını kılmaya denilebilir.
Namaz konusunda niyet namazın şartlarından olup, Allah rızası için ihlasla namaz kılmayı dilemek ve hangi namazın kılınacağını bilmekten ibarettir. İbadetin adetten ayrılması ve ihlasın gerçekleşmesi için niyet bir farzdır. Bu da ibadeti yalnız Allah'a tahsis etmeyi gerektirir. Ayette şöyle buyurulur:
"Oysa onlar, yalnız dini kendisine tahsis ederek... Allah'a ibadet etmekle emrolundular." (Beyyine, 98/5).
"Ameller niyetlere göredir."(Buhari, Bedü’l-Vahy, 1)
hadisi de başka bir delildir.
Niyet kalbe ait olmakla birlikte dil ile de söylenmesi daha uygundur. Bu müstehaptır. Çünkü burada dil kalbe yardımcı olur. "Niyet ettim bu günkü öğle namazının farzını kılmaya" demek gibi. Farz namazın veya vitir, tilavet secdesi, adak ve bayram namazları gibi vacib bir namazın niyetinde, bu namaz cinsinin belirtilmesi gerekir.
Kaza namazlarında da hem vaktin hem de "ilk veya son kazaya kalan" şeklinde günün belirlenmesi gerekir. Mesela; "Bugünkü cuma namazının farzına veya Kurban Bayramı namazına niyet ettim." demek gibi. Genel olarak "farz namaza" diye niyet etmek yeterli değildir. Nafile namazlarda; "Niyet ettim şu vaktin ilk veya son sünnetini kılmaya" diye niyet edilir. Bununla birlikte nafilelerde mutlak niyet de yeterlidir. Müekked veya gayri müekked sünnet olduğunu veya rekat sayısını tayin etmek gerekmez. Yalnız teravih namazı için, "Teravih namazını veya vaktin sünnetini kılmaya niyet ettim." denilmesi ihtiyata daha uygundur.
Peygamberimiz (asm) namaz kılarken "sünnet" ifadesini kullanmamıştır. Ancak onun sünnetini icra ederken sünnet namazını kılmaya denilebilir.
Namaz konusunda niyet namazın şartlarından olup, Allah rızası için ihlasla namaz kılmayı dilemek ve hangi namazın kılınacağını bilmekten ibarettir. İbadetin adetten ayrılması ve ihlasın gerçekleşmesi için niyet bir farzdır. Bu da ibadeti yalnız Allah'a tahsis etmeyi gerektirir. Ayette şöyle buyurulur:
"Oysa onlar, yalnız dini kendisine tahsis ederek... Allah'a ibadet etmekle emrolundular." (Beyyine, 98/5).
"Ameller niyetlere göredir."(Buhari, Bedü’l-Vahy, 1)
hadisi de başka bir delildir.
Niyet kalbe ait olmakla birlikte dil ile de söylenmesi daha uygundur. Bu müstehaptır. Çünkü burada dil kalbe yardımcı olur. "Niyet ettim bu günkü öğle namazının farzını kılmaya" demek gibi. Farz namazın veya vitir, tilavet secdesi, adak ve bayram namazları gibi vacib bir namazın niyetinde, bu namaz cinsinin belirtilmesi gerekir.
Kaza namazlarında da hem vaktin hem de "ilk veya son kazaya kalan" şeklinde günün belirlenmesi gerekir. Mesela; "Bugünkü cuma namazının farzına veya Kurban Bayramı namazına niyet ettim." demek gibi. Genel olarak "farz namaza" diye niyet etmek yeterli değildir. Nafile namazlarda; "Niyet ettim şu vaktin ilk veya son sünnetini kılmaya" diye niyet edilir. Bununla birlikte nafilelerde mutlak niyet de yeterlidir. Müekked veya gayri müekked sünnet olduğunu veya rekat sayısını tayin etmek gerekmez. Yalnız teravih namazı için, "Teravih namazını veya vaktin sünnetini kılmaya niyet ettim." denilmesi ihtiyata daha uygundur.