iltasyazilim
FD Üye
Sünnet Yerine Kaza kılınırmı ?
Kaza borcu olanalar nasıl kılar
Kazaya kalmış namazların gecikmeye bırakılmadan acilen kazası farz olduğu için, kaza borcu olanların sünnet ve beyhude namazlarla meşgul olması, Şafiî mezhebinde caiz görülmemiştir Malikîler de kazası olanlar için sabahleyin namazının sünneti hariç, sünnet ve nafileye vakit ayırmayı caiz görmezler Hanbelîler ise, kaza namazı olanların sünnet kılmalarını caiz görmekle birlikte, sabahleyin sünneti hariç, sünnet yerine kaza kılmayı daha erdemli ve öncelikli görürler
Hanefilere kadar ise, kaza borcu olanların bir taraftan kazaları kılarken, beş vaktin sünnetlerini de kılmaya çalışması efdaldir, daha iyidir Hatta kazaya namazları kalanlar, kuşluk ve teheccüd namazı gibi nafileler de kılabilir Oysa sünnetler dıştan, öteki nafilelere fazlaca süre ayırıp kazaları geciktirmek doğru değildir (2)
Sünnet yerine kaza kılmaktan hedef, sünnetleri ayrılmak değil, farz olan kazaya vakit kazanmaktır Yani gerekirse zaman namazlarının gerçekten sevap olan sünnetini de bırakarak, ağır borç olan farz namazların kazasını bir lahza önce tamamlamaktır Bu konudaki mezhep görüşlerini belirttik Lakin hiçbir müctehid bilgin, sünnet yerine kaza kılmak caiz yokdememiştir Bazı iyi niyetli, fakat sağlam bir dayanağı olmayan iddialar dışarıda, tek niyetle ayrıca kılınmamış bir namazın kazası, keza vaktin sünneti kılınabilirdiyen bir müctehid ve esas fıkıh kaynağı da görülmemiştir
Hanefi müctehidlerinden İmam Muhammed'e kadar, bir niyetle kaza ya da eda hem farz ayrıca sünnet kılmaya niyetlenen kimsenin bu namazı geçersiz olur Yani farz da sünnet de kılınmamış olur Öteki Hanefi müctehidi İmam Ebu Yusuf'a tarafından ise, böyle bir durumda yalnız daha adaleli olan farz namaz kılınmış olur, sünnet namazı kılınmış olmaz (3) Tercih edilen hüküm de budur
Koşul böyle olunca, herkesi tüm sünnetler yerine kaza kılmaya zorlamanın da, hiç terketmeden sünnet kılmaya öncelik verip, sadece boş vakit buldukçakaza kılmayı yeterli görmenin de lüzumu yoktur Hele kaza ve sünnetleri bir niyetle birleştirme gibi yararsız bir uygulamaya girmenin hiç gereği değil
Bir orta yol olarak diyebiliriz ama: Aylarca ve yıllarca kazası olan kimseler, Hanefi mezhebinde olsalar bile, bir an önce kazalarını son vermek için her fırsatta kaza kılmaları gerektiği gibi; ikindi ve yatsının ilk sünneti, diğer taraftan öğlenin ilk sünneti yerine, zaman galip gelmek için bu sünnetleri bırakıp kaza kılabilirler Böylece her gün kolayca en azından beş süre kaza kılınabilir
Sünnet ve öteki nafileleri kıldığı halde geçmiş farzları kaza etmeyenler, şüphesiz günahkâr olurlar Lakin kazaları daha kısa zamanda tamamlamak için, bazı sünnet ve faziletlerden vazgeçenlerin günahı olmaz Aslında bu durumda, sünnet yolu da terkedilmiş sayılmaz Bu konuda seçim hakkı, kaza kılanlara kalmıştır
Kaynaklar:
1 Şevkânî: Neylü'lEvtâr, Beyrut1998, 243940; Dikte Abdülaziz: Fıkhu'lKitab ve'sSünne, Kahire1999, 1592
2 elCezirî: Kitâbü'lFıkıh, Kahire1994, 1403; İbni Âbidin: Reddü'lMuhtâr, Beyrut1994, 2536
3 İbnu'lHümam: Fethu'lKadir, Beyrut1995, 1274
Yusuf Özcan Semerkand Dergisi Ocak 2000 13 rakam
Kaynak: Serhaber *
Kaza borcu olanalar nasıl kılar
Kazaya kalmış namazların gecikmeye bırakılmadan acilen kazası farz olduğu için, kaza borcu olanların sünnet ve beyhude namazlarla meşgul olması, Şafiî mezhebinde caiz görülmemiştir Malikîler de kazası olanlar için sabahleyin namazının sünneti hariç, sünnet ve nafileye vakit ayırmayı caiz görmezler Hanbelîler ise, kaza namazı olanların sünnet kılmalarını caiz görmekle birlikte, sabahleyin sünneti hariç, sünnet yerine kaza kılmayı daha erdemli ve öncelikli görürler
Hanefilere kadar ise, kaza borcu olanların bir taraftan kazaları kılarken, beş vaktin sünnetlerini de kılmaya çalışması efdaldir, daha iyidir Hatta kazaya namazları kalanlar, kuşluk ve teheccüd namazı gibi nafileler de kılabilir Oysa sünnetler dıştan, öteki nafilelere fazlaca süre ayırıp kazaları geciktirmek doğru değildir (2)
Sünnet yerine kaza kılmaktan hedef, sünnetleri ayrılmak değil, farz olan kazaya vakit kazanmaktır Yani gerekirse zaman namazlarının gerçekten sevap olan sünnetini de bırakarak, ağır borç olan farz namazların kazasını bir lahza önce tamamlamaktır Bu konudaki mezhep görüşlerini belirttik Lakin hiçbir müctehid bilgin, sünnet yerine kaza kılmak caiz yokdememiştir Bazı iyi niyetli, fakat sağlam bir dayanağı olmayan iddialar dışarıda, tek niyetle ayrıca kılınmamış bir namazın kazası, keza vaktin sünneti kılınabilirdiyen bir müctehid ve esas fıkıh kaynağı da görülmemiştir
Hanefi müctehidlerinden İmam Muhammed'e kadar, bir niyetle kaza ya da eda hem farz ayrıca sünnet kılmaya niyetlenen kimsenin bu namazı geçersiz olur Yani farz da sünnet de kılınmamış olur Öteki Hanefi müctehidi İmam Ebu Yusuf'a tarafından ise, böyle bir durumda yalnız daha adaleli olan farz namaz kılınmış olur, sünnet namazı kılınmış olmaz (3) Tercih edilen hüküm de budur
Koşul böyle olunca, herkesi tüm sünnetler yerine kaza kılmaya zorlamanın da, hiç terketmeden sünnet kılmaya öncelik verip, sadece boş vakit buldukçakaza kılmayı yeterli görmenin de lüzumu yoktur Hele kaza ve sünnetleri bir niyetle birleştirme gibi yararsız bir uygulamaya girmenin hiç gereği değil
Bir orta yol olarak diyebiliriz ama: Aylarca ve yıllarca kazası olan kimseler, Hanefi mezhebinde olsalar bile, bir an önce kazalarını son vermek için her fırsatta kaza kılmaları gerektiği gibi; ikindi ve yatsının ilk sünneti, diğer taraftan öğlenin ilk sünneti yerine, zaman galip gelmek için bu sünnetleri bırakıp kaza kılabilirler Böylece her gün kolayca en azından beş süre kaza kılınabilir
Sünnet ve öteki nafileleri kıldığı halde geçmiş farzları kaza etmeyenler, şüphesiz günahkâr olurlar Lakin kazaları daha kısa zamanda tamamlamak için, bazı sünnet ve faziletlerden vazgeçenlerin günahı olmaz Aslında bu durumda, sünnet yolu da terkedilmiş sayılmaz Bu konuda seçim hakkı, kaza kılanlara kalmıştır
Kaynaklar:
1 Şevkânî: Neylü'lEvtâr, Beyrut1998, 243940; Dikte Abdülaziz: Fıkhu'lKitab ve'sSünne, Kahire1999, 1592
2 elCezirî: Kitâbü'lFıkıh, Kahire1994, 1403; İbni Âbidin: Reddü'lMuhtâr, Beyrut1994, 2536
3 İbnu'lHümam: Fethu'lKadir, Beyrut1995, 1274
Yusuf Özcan Semerkand Dergisi Ocak 2000 13 rakam
Kaynak: Serhaber *