Tasavvufta Edep Adap Usul
Tasuvvufta adap
Edep Ya HU!
Nakşibendi buyukleri, Hz ResUlullah (sav) Efendimizin oğrettiği hem zahir hem de batıni edeplere sımsıkı sarılmışlardır
Seyri suluk esnasındaki sohbet, vird, hatme ve diğer zikirler zahiri edepler icine girer
Kalbin gaflet ve kotuluklerden temizlenmesi, nefsin terbiye edilmesi ve ruhun ilahi huzura yukselecek hale getirilmesi de batıni edepler icine girer
Edeb, her şeyi gereğince ve yerince yapmaktır Bunun yolu da, butun fikir ve fiillerde edeb abidesi, peygamberlerin imamı Hz ResUlullah (sav) Efendimize uymaktır Butun Allah dostları, Hak yolunda ne elde etmiş iseler, Efendimizin edebine uyarak elde etmişlerdir
Buyuk veli Seriy esSakati: (ks):
Edeb, aklın tercumanıdır8 demiştir Demek ki herkes edebi kadar akıllı, aklı kadar şerefli, şerefi kadar kıymetlidir
Edebine gore yapılmayan şeyler ne kadar cok olursa olsun fayda sağlamaz İnsan bir işin usulune gore gitmez ise o işte omrunu verse hayırlı bir sonuc alamaz
Allahın yeryuzundeki şahidi ve halifesi olan ariflere hurmet kalpteki takvadan ileri gelir Onlara karşı edebi koruyamayan kimsenin tasavvuf yolunda hic bir nasibi olmaz9
Arifler: Once usul, sonra vusuldemişlerdir Yani, maksadına ulaşmak isteyen kimse, once o işin usulune gore yola cıkarsa, hedefine varır, yoksa yolda kalır
Buyuk alim Abdullah b Mubarek (ra) ne guzel soylemiş:
Bizler daha cok ilme değil, daha fazla edebe muhtacız10
Hak yoluna giren talip icin ana sermaye edeptir Edebi olmayanın Allah yolunda elde edeceği hic bir şeyi yoktur
Edeb, kalbte, sozde ve fiilde olur
Kalbin edebi, niyette ihlas ve samimiyettir Bunların sonucu, Allah icin sevmek, Allah icin vermek, Allah icin yermek ve Allah icin menetmektir Bu hal, imanın en yuksek zirvesidir ve kamil insan olmanın alametidir O, Allahu Tealanın sevdiği kullarına bir hediyesidir Buyukler, bu ahlakın ihsan mertebesi olduğunu ve onun vucuda ancak zati zikir sayesinde yerleşeceğini belirtiyorlar Zati zikir; her yerde, her işte, her halde kalb, ruh, sır ve diğer latifelerle Allahu Tealayı zikretmekten ibarettir
Gavsı Bilvanisi Seyyid Abdulhakim elHuseyni (ks) zikir ve edep hakkındaki bir sohbetinde şoyle buyurmuştur:
Bakınız, bu milletin başına ne geldiyse gafletten geldi Şahı Hazne (ks): gaflet kadar hicbir kotu hal yokturderdi Kimin başına ne geldiyse nefsinin hilelerinden gafil kaldığı icin gelmiştir Bir kişi kendi kuvveti ile gafleti terk edemiyorsa edebe sarılsın Şoyle ki, Rabbim her an her yerde beni goruyor diye duşunsun ve o konuda nefsini zorlasın Acık ve gizli edeplere uymakla insanın kalbi uyanır Boylece gaflet yok olur11
Sozun edebi, makama uygun soylenmesidir Her makam, ayrı bir tarz ve tavır ister Her soz yerinde, zamanında, gereği kadar soylenirse değerli ve gecerlidir Soz, hacet kadar sarf edilmelidir Sozde yalan ve yapmacık olmamalıdır Soz sahibinin sozu ile ozu, ici ile dışı aynı olmalıdır Murşide ve muminlere karşı samimiyet ancak boyle mumkun olur
Fiilinişin edebi, makama uygun davranmaktır Her şahsın, her makamın, her ibadet ve taatın kendine has edebi vardır Butun edepler, sunneti seniyyede oğretilmiştir Edep, Hakka ve halka karşı nasıl davranacağını bilmektir Kısaca guzel ahlaktır Bu edepleri, tek tek oğrenmeli ve guc nisbetinde yapmalıdır
İlim edeple guzel olur Hak yolcusu ancak edeple yol alır Zikir, edeple fayda verir İbadet edeple yapılırsa Allaha yukselir Tovbe, edeple kabul edilir Bunun icin Allah dostları talebelerinden her işte edep ister, edep bekler Tasavvuf yolunda, butun menzil ve makamlarda insanın onune tek levha cıkar:
Edep Ya HU!
Tasuvvufta adap
Edep Ya HU!
Nakşibendi buyukleri, Hz ResUlullah (sav) Efendimizin oğrettiği hem zahir hem de batıni edeplere sımsıkı sarılmışlardır
Seyri suluk esnasındaki sohbet, vird, hatme ve diğer zikirler zahiri edepler icine girer
Kalbin gaflet ve kotuluklerden temizlenmesi, nefsin terbiye edilmesi ve ruhun ilahi huzura yukselecek hale getirilmesi de batıni edepler icine girer
Edeb, her şeyi gereğince ve yerince yapmaktır Bunun yolu da, butun fikir ve fiillerde edeb abidesi, peygamberlerin imamı Hz ResUlullah (sav) Efendimize uymaktır Butun Allah dostları, Hak yolunda ne elde etmiş iseler, Efendimizin edebine uyarak elde etmişlerdir
Buyuk veli Seriy esSakati: (ks):
Edeb, aklın tercumanıdır8 demiştir Demek ki herkes edebi kadar akıllı, aklı kadar şerefli, şerefi kadar kıymetlidir
Edebine gore yapılmayan şeyler ne kadar cok olursa olsun fayda sağlamaz İnsan bir işin usulune gore gitmez ise o işte omrunu verse hayırlı bir sonuc alamaz
Allahın yeryuzundeki şahidi ve halifesi olan ariflere hurmet kalpteki takvadan ileri gelir Onlara karşı edebi koruyamayan kimsenin tasavvuf yolunda hic bir nasibi olmaz9
Arifler: Once usul, sonra vusuldemişlerdir Yani, maksadına ulaşmak isteyen kimse, once o işin usulune gore yola cıkarsa, hedefine varır, yoksa yolda kalır
Buyuk alim Abdullah b Mubarek (ra) ne guzel soylemiş:
Bizler daha cok ilme değil, daha fazla edebe muhtacız10
Hak yoluna giren talip icin ana sermaye edeptir Edebi olmayanın Allah yolunda elde edeceği hic bir şeyi yoktur
Edeb, kalbte, sozde ve fiilde olur
Kalbin edebi, niyette ihlas ve samimiyettir Bunların sonucu, Allah icin sevmek, Allah icin vermek, Allah icin yermek ve Allah icin menetmektir Bu hal, imanın en yuksek zirvesidir ve kamil insan olmanın alametidir O, Allahu Tealanın sevdiği kullarına bir hediyesidir Buyukler, bu ahlakın ihsan mertebesi olduğunu ve onun vucuda ancak zati zikir sayesinde yerleşeceğini belirtiyorlar Zati zikir; her yerde, her işte, her halde kalb, ruh, sır ve diğer latifelerle Allahu Tealayı zikretmekten ibarettir
Gavsı Bilvanisi Seyyid Abdulhakim elHuseyni (ks) zikir ve edep hakkındaki bir sohbetinde şoyle buyurmuştur:
Bakınız, bu milletin başına ne geldiyse gafletten geldi Şahı Hazne (ks): gaflet kadar hicbir kotu hal yokturderdi Kimin başına ne geldiyse nefsinin hilelerinden gafil kaldığı icin gelmiştir Bir kişi kendi kuvveti ile gafleti terk edemiyorsa edebe sarılsın Şoyle ki, Rabbim her an her yerde beni goruyor diye duşunsun ve o konuda nefsini zorlasın Acık ve gizli edeplere uymakla insanın kalbi uyanır Boylece gaflet yok olur11
Sozun edebi, makama uygun soylenmesidir Her makam, ayrı bir tarz ve tavır ister Her soz yerinde, zamanında, gereği kadar soylenirse değerli ve gecerlidir Soz, hacet kadar sarf edilmelidir Sozde yalan ve yapmacık olmamalıdır Soz sahibinin sozu ile ozu, ici ile dışı aynı olmalıdır Murşide ve muminlere karşı samimiyet ancak boyle mumkun olur
Fiilinişin edebi, makama uygun davranmaktır Her şahsın, her makamın, her ibadet ve taatın kendine has edebi vardır Butun edepler, sunneti seniyyede oğretilmiştir Edep, Hakka ve halka karşı nasıl davranacağını bilmektir Kısaca guzel ahlaktır Bu edepleri, tek tek oğrenmeli ve guc nisbetinde yapmalıdır
İlim edeple guzel olur Hak yolcusu ancak edeple yol alır Zikir, edeple fayda verir İbadet edeple yapılırsa Allaha yukselir Tovbe, edeple kabul edilir Bunun icin Allah dostları talebelerinden her işte edep ister, edep bekler Tasavvuf yolunda, butun menzil ve makamlarda insanın onune tek levha cıkar:
Edep Ya HU!