Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Birçok kişinin de bildiği üzere dünya üzerinde 844 milyon kişinin sabit temiz su kaynağına erişimi bulunmuyor. Başka bir deyişle insanlığın en büyük ihtiyacı olan içme suyu bile 844 milyon kişi için bir lüks durumunda.
Bu sorunu çözmek için bir çok araştırmacı, ucuz ve pratik yöntemler arıyor. Son zamanlarda gerçekleştirilen bir araştırmaysa bu sorunu çözebilecek bir fikri ortaya attı. Denizdeki tuzu yok ederek temiz suya erişimi olmayan kişilerin su ihtiyacını gidermeyi öneren bu yöntem yalnızca güneş enerjisini kullanıyor.
Işık emilimi için karbon nano tüplerle kaplanmış süper hidrofilik filtre kağıtlarından yapılmış küçük diskleri kullanan yeni yöntem, yalnızca güneş enerjisini kullansa da deniz suyu içerisindeki tuzu %100'e kadar yok edebiliyor.
Yeni yöntem, aslında son derece basit ve 'eski' diyebileceğimiz bir şekilde çalışıyor. Deniz suyu buharlaştırılarak su buharı yakalanıyor. Bu sayede suyun içerisinde bulunan tüm tuz ve benzeri maddeler katı halde kalırken su buharı tuzdan ayrılmış oluyor.
Bu işlemi güneş enerjisiyle birlikte gerçekleştirebilmek için güneş enerjisi ekipmanları kullanılması gerekiyor. Bu sayede enerji kolay bir şekilde ısıya dönüştürülebiliyor.
Kullanılan ekipmanların su buharından gelen tuz kristalleriyle kaplanması durumunda tüm işlem tıkanabilir. Yeni yöntem bu soruna da bir çözüm üretti ve sabit bir oranda su buharı akışı gerçekleştirirken tuzlar da toplanarak sistemden dışarı çıkarıldı.
Avustralya'daki Monash Üniversitesi'nden Xiwang Zhang, araştırmalarının sonuçları sayesinde güneş enerjisini kullanarak oldukça düşük maliyetlerle deniz suyundaki tuzun yok edilmesi ve bir damla suyun dahi bu süreçte ziyan olmamasının mümkün hale getirildiğini belirtti. Bu sayede temiz su erişimi olmayan milyonlarca insana temiz su sağlanması hedefleniyor.
Güneş enerjisiyle çalışan sistem, bir metrekarelik alandan günde 6 ila 8 litre temiz su çıkarabiliyor. Bilim insanları bir sonraki aşamada bu üretim oranını artırmayı hedefliyor.
