Dünya tarihinin en akıl almaz doktorlarından olan Stubbins Ffirth'ün (1784 - 1820) alışılmadık hikayesini sizler için derledik.
Amerikalı bir pratisyen hekim olan Ffirth, sarıhumma salgınının yükselişte olduğu 18. yüzyıl sonlarında yaşadı.
Özellikle ABD'nin Pensilvanya eyaletinde etkin olan salgın, nüfusun %10'unun ölümüne sebep oldu. Bu dönemde, eyalette bulunan Philadelphia kentinde nüfusun 50,000 olduğunu hatırlatmakta fayda var...
Ffirth, sarıhumma salgınının patlamasından birkaç sene sonra Pensilvanya Üniversitesi'nde hastalık üzerinde çalışmaya başladı.
Ffirth'in iddiası, yaz aylarında artış gösteren ve kış aylarında görece durulan hastalığın bulaşıcı olmadığıydı. Ona göre hastalığın bulaşıcı sanılmasının sebebi ise yaz mevsiminde bastıran sıcakların insanlar üzerinde yarattığı stresti. Doktor, hastalığın kış mevsiminde daha az gözlemleniyor olmasını bu tezle açıklıyordu.
Ffirth'ün iddiasını kanıtlamak için kullandığı denek ise, kendisinden başkası değildi.
Sarıhummanın bulaşıcı bir hastalık olmadığını kanıtlamak isteyen Ffirth, kısa süre içerisinde deneylerine başladı. Çalışmalarının tamamını ikinci sarıhumma salgını zamanı olan 1802-1803 yıllarında gerçekleştiren doktor, amacına ulaşmak için hastalığa yakalanan insanların vücut sıvısına ihtiyaç duyuyordu.
Arayışını bir müddet sürdüren doktor, ihtiyaç duyduğu malzemeyi hastalığın son evrelerinde olan insanlardan sağladı.
İlk dönem deneylerinde, kollarında yaralar açarak sarıhumma hastalarının kusmuğunu bu yaralara süren Ffirth, bu deney sonucunda hastalığa yakalanmayınca, ikinci adım olarak kusmukları gözlerine dökerek yaratacağı etkiyi gözlemledi.
Bu deney neticesinde de hastalığa yakalanmayan doktor, daha farklı ve daha iğrenç deneylere girişti.
Bir sonraki adımda hastaların kusmuğunu kaynatarak kokusunu içine çekti ve ardından hastaların kusmuğunu içti. Tüm bunlardan etkilenmeyen ve hiçbir sağlık sorunuyla karşılaşmayan Ffirth, hastalığın bulaşıcı olmadığını kanıtladığına inandı.
Savını kusmuklarla kanıtlayan Ffirth, daha sonra başka vücut sıvılarıyla çalışmaya başladı.
Bu yolda hastaların idrarını, salyasını ve kanını içen, yaralarına temas ettiren doktora yine hiçbir şey olmadı ve o da bu sebeple sarıhummanın bulaşıcı bir hastalık olmadığını ilan etti.
Ancak gerçekleştirdiği tüm iğrenç deneylere rağmen, Ffirth'ün bulguları tamamen yanlıştı.
Çünkü sarıhumma gerçekte bulaşıcı bir hastalıktı ve insanlara sivrisinek ısırığıyla geçiyordu. Salgınların yaz aylarında görülmesinin sebebi de tam olarak buydu. Bunu Ffirth'ün ölümünden altmış sene sonra kanıtlayacak olan ise Kübalı bilim insanı Carlos Finlay'di. Ffirth'ün hastalığı kendisine bulaştıramamasının sebebi ise hastalığın son evrelerinde oldukları için artık hastalığı bulaştıramayan kişilerin vücut sıvılarını kullanmış olmasıydı. Kanıtlayamaması iyi mi olmuş, kötü mü, orası ayrı bir soru işareti...