iltasyazilim
FD Üye
Sözlükte “bir şeyin içinde veya arkasında gizlenmek anlamına gelen tesettür, dinî bir kavram olarak, kişinin bir zarûret olmaksızın açılması ve bakılması helâl olmayan uzuvlarını örtmesi demektir Bu kavramdan daha çok kadınların, yabancı erkeklere karşı, eli ve yüzü dışındaki uzuvlarının örtünmesi anlaşılmaktadır
İslâm bilginleri âyet ve hadislere dayanarak avret mahallini (örtülmesi zorunlu yerlerini) erkekler için diz kapağı ile göbek arasının; kadın için; Müslüman kadınlara karşı göbek ile diz kapağı arasının; mahremlere yani dinen evlenemeyeceği erkeklere karşı; yüzü, başı, saçı, göğsü (sadrı), ayakları, bacakları, elleri ve kolları hariç diğer uzuvlarının; namahremlere yani dinen nikâhlanması helâl olan erkeklere karşı; yüzü, elleri ve ayakları hariç bütün uzuvlarının avret yeri olduğunu söylemişlerdir
Kur’ânı Kerim’de kadınların örtünmeleri ile ilgili olarak Ahzâb sûresinde, “Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mümin kadınlara (dışarı çıktıkları zaman) örtülerini üstlerine salmalarını söyle Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur Allah bağışlayandır, esirgeyendir buyurulmuştur (Ahzâb, 3359) Bu âyetten sonra inen Nûr sûresinin 31 âyetinde ise; “Mümin kadınlara da söyle, gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar; ırzlarını korusunlar Kendiliğinden görünen kısmı hariç, zinetlerini açmasınlar Baş örtülerini, yakalarının üzerine salsınlar Süslerini; kocaları, babaları, kayınpederleri, oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, mümin kadınlar, ellerinin altında bulunan köleleri, erkekliği kalmamış hizmetçiler yahut henüz kadınların mahrem yerlerini anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler Gizlemekte oldukları zinetleri bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar Ey müminler! Hep birden Allah’a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz buyurulmuştur Kur’ân’daki bu hükümlerin yanında Hz Peygamber de, vücut hatlarını belli edecek tarzda giyinmeyi, karşı cinsi tahrik edecek şekilde, dar ve şeffaf giyinmeyi yasaklamıştır Bu âyetler ve Hz Peygamberin hadislerinden, avret mahallinin namazda olduğu gibi namaz dışında da örtülmesinin gerektiği anlaşılmaktadır Bu âyetlere bakıldığında, başka bir delile gerek olmaksızın, tesettürün emredildiği anlaşılır Çünkü, açılması yasaklanan uzuvların örtülmesi emredilmeyip sadece tavsiye edilmiş olsaydı, daha sonra kimlerin yanında ziynetlerin açılabileceğinin sayılması anlamsız olurdu Bu da, örtünme ile ilgili bu âyetlerin emir ifade ettiğini göstermektedir
Ayrıca “Evlenme ümidi kalmamış yaşlı kadınların zinetlerini (bütünüyle) açmaksızın (dış) elbiselerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur Ama iffetli olmaları onlar için daha hayırlıdır (Nûr, 2460) âyeti, evlenme ümidi olan kadınların avret mahallerini açmalarının günah olduğuna işaret etmektedir Peygamberimiz, sahâbe, tâbiîn ve daha sonraki nesillerde asırlardır, örtünme ve başörtüsü uygulana gelmiştir
İslâm dini tesettüre böyle önem vermekle birlikte, örtünmenin şekli konusunda ayrıntıya girmemiş, bunu örf ve adete bırakmıştır Böylece her çağda ve her bölgede bu emrin yerine getirilmesine imkân verilmiştir Sonuç olarak tesettür evrensel, sürekli bir hüküm; örtünmenin şekli ise yereldir
TC Diyanet İşleri Başkanlığı
İslâm bilginleri âyet ve hadislere dayanarak avret mahallini (örtülmesi zorunlu yerlerini) erkekler için diz kapağı ile göbek arasının; kadın için; Müslüman kadınlara karşı göbek ile diz kapağı arasının; mahremlere yani dinen evlenemeyeceği erkeklere karşı; yüzü, başı, saçı, göğsü (sadrı), ayakları, bacakları, elleri ve kolları hariç diğer uzuvlarının; namahremlere yani dinen nikâhlanması helâl olan erkeklere karşı; yüzü, elleri ve ayakları hariç bütün uzuvlarının avret yeri olduğunu söylemişlerdir
Kur’ânı Kerim’de kadınların örtünmeleri ile ilgili olarak Ahzâb sûresinde, “Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mümin kadınlara (dışarı çıktıkları zaman) örtülerini üstlerine salmalarını söyle Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur Allah bağışlayandır, esirgeyendir buyurulmuştur (Ahzâb, 3359) Bu âyetten sonra inen Nûr sûresinin 31 âyetinde ise; “Mümin kadınlara da söyle, gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar; ırzlarını korusunlar Kendiliğinden görünen kısmı hariç, zinetlerini açmasınlar Baş örtülerini, yakalarının üzerine salsınlar Süslerini; kocaları, babaları, kayınpederleri, oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, mümin kadınlar, ellerinin altında bulunan köleleri, erkekliği kalmamış hizmetçiler yahut henüz kadınların mahrem yerlerini anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler Gizlemekte oldukları zinetleri bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar Ey müminler! Hep birden Allah’a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz buyurulmuştur Kur’ân’daki bu hükümlerin yanında Hz Peygamber de, vücut hatlarını belli edecek tarzda giyinmeyi, karşı cinsi tahrik edecek şekilde, dar ve şeffaf giyinmeyi yasaklamıştır Bu âyetler ve Hz Peygamberin hadislerinden, avret mahallinin namazda olduğu gibi namaz dışında da örtülmesinin gerektiği anlaşılmaktadır Bu âyetlere bakıldığında, başka bir delile gerek olmaksızın, tesettürün emredildiği anlaşılır Çünkü, açılması yasaklanan uzuvların örtülmesi emredilmeyip sadece tavsiye edilmiş olsaydı, daha sonra kimlerin yanında ziynetlerin açılabileceğinin sayılması anlamsız olurdu Bu da, örtünme ile ilgili bu âyetlerin emir ifade ettiğini göstermektedir
Ayrıca “Evlenme ümidi kalmamış yaşlı kadınların zinetlerini (bütünüyle) açmaksızın (dış) elbiselerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur Ama iffetli olmaları onlar için daha hayırlıdır (Nûr, 2460) âyeti, evlenme ümidi olan kadınların avret mahallerini açmalarının günah olduğuna işaret etmektedir Peygamberimiz, sahâbe, tâbiîn ve daha sonraki nesillerde asırlardır, örtünme ve başörtüsü uygulana gelmiştir
İslâm dini tesettüre böyle önem vermekle birlikte, örtünmenin şekli konusunda ayrıntıya girmemiş, bunu örf ve adete bırakmıştır Böylece her çağda ve her bölgede bu emrin yerine getirilmesine imkân verilmiştir Sonuç olarak tesettür evrensel, sürekli bir hüküm; örtünmenin şekli ise yereldir
TC Diyanet İşleri Başkanlığı