Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Teslise inanan bir Hıristiyan’ın Allah inancı ne derece makbûl ve ne ölçüde geçerlidi

Teslise inanan bir Hıristiyan’ın Allah inancı ne derece makbûl ve ne ölçüde geçerlidi

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
İman bir bütündür İmanın altı esasına birden inanan kimseye mümin denilir Bunlardan birine iman etmeyen, yahut bu inancı İslâm’a uygun düşmeyen bir insana, Kur’anî manada mümin denilmez Kur’an’da tevhit inancı esastır Yani Allah birdir; zatında, sıfatlarında ve icraatında ortağa, yardımcıya muhtaç olmaktan münezzehtir Bu tevhit esasına ters düşen her türlü inanç İslâm’a göre şirktir, Allah’a ortak koşmaktır Böyle bir iman ise Allah katında makbul değildir

Bilindiği gibi, dinler üçe ayrılıyor: semavî dinler, tahrif edilmiş dinler ve bâtıl dinler “Doğrusu Allah katında din ancak İslâm’dır (Âli İmran Sûresi, 19 Ayet) âyetinin açık hükmüne göre, beşer aklının mahsulü olan batıl dinler gibi, Tevrat ve İncil’in bozulmasıyla semavîlik özelliğini kaybeden Yahudilik ve Hıristiyanlık da Allah indinde geçerli değildir

“Kim, islâm’dan başka bir din ararsa, o kimseden bu din asla kabul edilmez ve o, âhirette kaybedenlerden olur (Âli İmran Sûresi, 85 Ayet)

Din denilince önce itikat, sonra da ibadet akla gelir Buna göre, islâm dışında kalan dinlerdeki Allah inancı, melâike, kitap, resul telakkisi, âhiret ve kader anlayışı hakikatle tam uygunluk göstermiyor demektir

“Bir şey sabit olursa levazımıyla sabit olur kaidesi meşhurdur Bir şey için kaçınılmaz lâzımlar, yani özellikler, şartlar vardır O şeyi bunlardan ayrı düşünemezsiniz Meselâ, ruh dendi mi hayat onun lâzımıdır; hayatı ruhtan ayıramazsınız Diğer bir önemli itikat kaidesi: “İman tecezzi kabul etmez Yani iman rükünlerini birbirinden ayrı düşünerek, bir kısmına inanıp diğerlerine inanmamak olmaz

Meselâ Allah’a inanan fakat âhirete inanmayan insan mü’min değildir Bu adam için, “Allah inancında mü’min fakat “âhiret inancında kâfir gibi ikili bir tasnif yapılamaz Bu böyle olduğu gibi, Allah inancı da bölünme kabul etmez

Yani, “Allah’ın varlığına inanırım, ama kadim olduğunu kabul etmem diyen bir insan Allah’a değil kendi zihninde kurduğu bir ilâha inanmış olur

Bu iki kaideye göre, Allah’a imanın sahih olabilmesi için imanın altı rüknünün tamamına Kur’an’ın bildirdiği gibi inanılması gerekiyor Zira ins ve cinne Allah’ı tanıtan en son ve en mükemmel kitap odur; hiçbir tahrife ve değişikliğe uğramayan yegâne semavî kitap da odur

Bilindiği gibi, Cenâbı hakk’ın sıfatları ikiye ayrılıyor: sıfatı selbiye ve sıfatı sübutiye olmak üzere

Sıfatı selbiye; “ vücut, kıdem, beka, muhalefetü’n li’lhavadis, kıyam binefsihi, vahdaniyet sıfatlarıdır ‘vacip bir varlık ile var olan’, ‘ezelî ve ebedî bulunan’, ‘hiçbir varlığa benzemeyen’, ‘varlığı zatından olup varlığında ve devamında kimseye muhtaç olmayan’ ve ‘bir olan’ ilâh ancak Allah’tır

Sıfatı sübutiye ise; “hayat, ilim, irade, kudret, sem’, basar, kelam, tekvin sıfatları Zatî olarak, “hayat, ilim, irade, kudret, işitme, görme, kelâm ve tekvin (var etme) sıfatlarına sahip olan ancak Allah’tır Biz “lâ ilâhe illâllah derken, bütün bu mânâları ifade etmiş oluruz

Allah’a iman denildi mi, bu sıfatların tümüne iman anlaşılır; bir tekine dahi inanılmadığı takdirde o iman, Kur’anî mânâda bir iman değildir

Kur’anı kerimde, “O’ndan başka ilâh yoktur hükmünün yer aldığı âyetleri gözden geçirdiğimizde bu ilâhî hükmün ya hemen devamında yahut hemen öncesinde değişik mesajların verildiğini görürüz Sadece bir kaçını takdim edelim:

“Allah, üçün üçüncüsüdür diyenler, elbette inkâr ettiler Halbuki bir tek ilâhtan başka ilâh yoktur (Mâide Suresi, 73 Ayet) Demek ki, teslise inananlar inkâra sapmış ve haktan uzaklaşmış oluyorlar

“O Allah ki, göklerin ve yerin mülkü onundur Ondan başka ilâh yoktur Hem diriltir, hem öldürür (A’raf Suresi, 158 Ayet) o halde, göklerin ve yerin mâliki olmayan, ölüm kanununa mahkûm ve mahşerde yeniden dirilmesi için de Allah’a muhtaç bulunan bir mahlûku ilâh edinen, yahut onu Allah’a ortak koşan bir insanın bu inancı gerçek mânâsıyla Allah inancı değildir

“Allah’tan başka ilâh yoktur O sizi kıyamet günü mutlaka bir araya toplayacaktır (Nisa Suresi, 87 Ayet) İnsanları kıyamet günü bir araya toplamaya güç yetiremeyen ilâh olamaz “O Allah ki, sizi ana rahimlerinde dilediği gibi şekillendirir O’ndan başka ilâh yoktur (Âli İmran Suresi, 6 Ayet) Ana rahminde Allah’ın dilediği gibi şekillendirdiği bir mahlûka ilâh denemez

“Ondan başka ilâh yoktur Onun zatından başka her şey yok olucudur Hüküm yalnız onundur Ve ancak ona döndürüleceksiniz (Kasas Suresi, 88 Ayet) Yok olmaya mahkûm hiç bir varlık ilâh değildir

“Size gökten ve yerden rızık verecek Allah’tan başka bir yaratıcı mı var? Ondan başka ilâh yoktur(Fatır Suresi, 3 Ayet) Yergök ikilisini bir fabrika gibi muntazam çalıştırarak rızkımızı yaratan Allah birdir Bu güce sahip olmayana ilâh diye inanılmaz

“De ki, o rahman benim Rabbimdir Ondan başka ilâh yoktur Ben o’na dayandım Tövbem de o’nadır (Ra’d suresi, 30 Ayet) Kulların günah bağışlayabileceklerini sanarak onların karşısına geçip tövbe edenlerin inancı Kur’anî mânâda Allah inancı değildir

Tevhitle ilgili bir başka ayet: “O, evvel’dir, âhir’dir, zahir’dir, batın’dır Ve o her şeyi bilendir (Hadid Suresi, 3 Ayet) Başlangıcı ve sonu olan, dışı, içi ve her şeyiyle Allah’ın tedbir ve idaresi altında bulunan bir varlığa ilâh denilemez

Teslis’e inananların bu âyetlerden alacakları çok dersler var Hz İsa (as) Her şeyden önce bir kuldur; ama risalet şerefiyle şereflenmiş bir kuldur Annesi de, peygamber validesi olma lütfuna ermiş saliha bir hanımdır Onlara ilâhlık isnat edecek kadar ileri giden, yahut gerilerde kalan insanların kur’anî mânâda Allah inancına sahip olduklarını söylemek güçtür



 
858,496Konular
981,879Mesajlar
29,918Kullanıcılar
gorkemnocSon üye
Üst Alt