Tevfik Fikretin şiirleri
Tevfik Fikret butun şiirleri
Bana Kimsin Diye Sorma Meleğim
Bana kimsin diye sorma meleğim
Pek guzel dinle de izah edeyim
Namı nacizime `Fikret' derler
Şi're de nisbetimi soylerler
Kaldığım varsa da gah ekmeksiz
Kalmadım şimdiye dek mesleksiz
Nur bekler gibi nısfı şebde
Bekledim on iki yıl mektebde
Sonra cıktım ne icin bilmeyerek
Bu da bir cilvei baht olsa gerek
Babı Ali'ye mudavimlendim
Ehli namus diye mimlendim
Şimdi bir hayli eser sahibiyim
Ahmed İhsan'da musahhih gibiyim
Sayei lutfi cihanbanide
Hocayım Mektebi Sultani'de
Balıkcılar
Bugun acız yine evlatlarım, diyordu peder,
Bugun acız yine; lakin yarın, Umid ederim,
Sular biraz daha sakinleşir Ne care, kader!
Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim
Diyordu oğlu, yarın sen biraz ninemle otur;
Zavallıcık yine kac gundur işte hasta
Olur;
Biraz da sen calış oğlum, biraz da sen cabala;
Ninen baban, iki miskin, biz artık olmeliyiz
Cocuk duşundu şikayetli bir nazarla: Ya biz,
Ya ben nasıl yaşarım siz olurseniz?
Hala
Dışarda gurleyerek kukremiş bir ordu gibi
Doğerdi sahili binlerce dalgalar asabi
Yarın sen ağları gun doğmadan hazırlarsın;
Sakın yedek biraz ip, mantar almadan gitme
Acınca yelkeni hic bakma, oynasın varsın;
Kayık cocuk gibidir: Oynuyor mu kaydetme,
Dokunma keyfine; yalnız tetik bulun, zira
Deniz kadın gibidir: Hic inanmak olmaz ha!
Deniz dışarda uzun sayhalarla bir hırcın
Kadın gurultusu neşreyliyordu ortalığa
Yarın kucuk gidecek yalnız, oyle mi, balığa?
O gitmek istedi; Sen evde kal!diyor
Ya sakın
O gelmeden ben olursem?
Kadın bu son sozle
Duşundu kaldı; balıkcıyla oğlu yan gozle
Soluk dudaklarının ihtizazı hasirine
Bakıp sukut ediyorlardı, başlarında ucan
Kazayı anlatıyorlardı boyle birbirine
Dışarda fırtına gittikce purgazab, cuşan
Bir ihtilac ile etrafa ra'şeler vererek
Uğulduyordu
Yarın yavrucak nasıl gidecek?
şafak sokerken o, yalnız, bir eski tekneciğin
Duğumlu, ekli, curuk ipleriyle uğraşarak
ılerliyordu; deniz aynı şiddetiyle şırak
şırak doğup eziyor kohne teknenin şişkin
Siyah kaburgasını Ah aclık, ah umid!
Kenarda, bir taşın ustunde bir hayali sefid
Eliyle engini guya işaret eyleyerek
Diyordu: Haydi nasibin o dalgalarda, yuru!
Yurur zavallı kırık teknecik, yurur; Yurumek,
Nasibin işte bu! Hala gozun kenarda Yuru!
Yurur, fakat suların boyle kahrı hiddetine
Nasıl tahammul eder eski, hasta bir tekne?
Deniz ufukta, kadın evde muhtazır oluyor:
Kenarda uc gecelik barı intizariyle,
Butun felaketinin darbei hasariyle,
Tehi, kazazede bir tekne karşısında peder
Uzakta bir yeri yumrukla gosterip guluyor;
Yuzunde giryeli, muzlim, boğuk şikayetler
Tevfik Fikret butun şiirleri
Bana Kimsin Diye Sorma Meleğim
Bana kimsin diye sorma meleğim
Pek guzel dinle de izah edeyim
Namı nacizime `Fikret' derler
Şi're de nisbetimi soylerler
Kaldığım varsa da gah ekmeksiz
Kalmadım şimdiye dek mesleksiz
Nur bekler gibi nısfı şebde
Bekledim on iki yıl mektebde
Sonra cıktım ne icin bilmeyerek
Bu da bir cilvei baht olsa gerek
Babı Ali'ye mudavimlendim
Ehli namus diye mimlendim
Şimdi bir hayli eser sahibiyim
Ahmed İhsan'da musahhih gibiyim
Sayei lutfi cihanbanide
Hocayım Mektebi Sultani'de
Balıkcılar
Bugun acız yine evlatlarım, diyordu peder,
Bugun acız yine; lakin yarın, Umid ederim,
Sular biraz daha sakinleşir Ne care, kader!
Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim
Diyordu oğlu, yarın sen biraz ninemle otur;
Zavallıcık yine kac gundur işte hasta
Olur;
Biraz da sen calış oğlum, biraz da sen cabala;
Ninen baban, iki miskin, biz artık olmeliyiz
Cocuk duşundu şikayetli bir nazarla: Ya biz,
Ya ben nasıl yaşarım siz olurseniz?
Hala
Dışarda gurleyerek kukremiş bir ordu gibi
Doğerdi sahili binlerce dalgalar asabi
Yarın sen ağları gun doğmadan hazırlarsın;
Sakın yedek biraz ip, mantar almadan gitme
Acınca yelkeni hic bakma, oynasın varsın;
Kayık cocuk gibidir: Oynuyor mu kaydetme,
Dokunma keyfine; yalnız tetik bulun, zira
Deniz kadın gibidir: Hic inanmak olmaz ha!
Deniz dışarda uzun sayhalarla bir hırcın
Kadın gurultusu neşreyliyordu ortalığa
Yarın kucuk gidecek yalnız, oyle mi, balığa?
O gitmek istedi; Sen evde kal!diyor
Ya sakın
O gelmeden ben olursem?
Kadın bu son sozle
Duşundu kaldı; balıkcıyla oğlu yan gozle
Soluk dudaklarının ihtizazı hasirine
Bakıp sukut ediyorlardı, başlarında ucan
Kazayı anlatıyorlardı boyle birbirine
Dışarda fırtına gittikce purgazab, cuşan
Bir ihtilac ile etrafa ra'şeler vererek
Uğulduyordu
Yarın yavrucak nasıl gidecek?
şafak sokerken o, yalnız, bir eski tekneciğin
Duğumlu, ekli, curuk ipleriyle uğraşarak
ılerliyordu; deniz aynı şiddetiyle şırak
şırak doğup eziyor kohne teknenin şişkin
Siyah kaburgasını Ah aclık, ah umid!
Kenarda, bir taşın ustunde bir hayali sefid
Eliyle engini guya işaret eyleyerek
Diyordu: Haydi nasibin o dalgalarda, yuru!
Yurur zavallı kırık teknecik, yurur; Yurumek,
Nasibin işte bu! Hala gozun kenarda Yuru!
Yurur, fakat suların boyle kahrı hiddetine
Nasıl tahammul eder eski, hasta bir tekne?
Deniz ufukta, kadın evde muhtazır oluyor:
Kenarda uc gecelik barı intizariyle,
Butun felaketinin darbei hasariyle,
Tehi, kazazede bir tekne karşısında peder
Uzakta bir yeri yumrukla gosterip guluyor;
Yuzunde giryeli, muzlim, boğuk şikayetler