Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Tevhid

Tevhid
0
113

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Tevhid, Lâ ilâhe illallah cümlesi ile ifade edilen, Allah'tan başka tanrıları reddedip tanrı olarak yalnızca onu kabul etmek anlamına gelİR İslam'a girişin anahtarıdır : Kim tağutu inkâr edip de Allah'a iman ederse, şüphesiz kopmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır(Bakara 256)

Tevhid Allah'ın varlığına, birliğine, tüm yetkin niteliklerin kendisinde toplandığına, eşi ve benzeri bulunmadığına inanmaktır Bu inancı açıklayan Lâ İlâhe İllallah cümlesine kelimei tevhid denir ve sık sık tekrarlanır Tevhide inanan kişi mümin ve muvahhit adını alır


Ulûhiyetin başkaları için reddedilmesi, tanrılığı sadece ortağı olmayan Allah'a ait kılmayı ve onun yanında ikinci bir tanrı edinmemeyi gerektirir: Allah'a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın(Nisa: 436) Biz her ümmete, yalnız Allah'a kulluk etmeleri ve tağuttan da sakınmaları için Resul gönderdik(Nahl: 1636) Kim La İlahe İllallah der ve Allah'tan başka tapınılanları (ibadet edilenleri) reddederse malı ve kanı haram olur2 Bütün resullerin kavimlerini davet ettikleri söz şudur: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin Sizin ondan başka tanrınız yoktur(A'raf: 759)

Tağutu reddetmek, Allah’ın emir ve yasağına ters düşen hevayı ve şeytanı reddetmektir Lâ ilâhe illallahın gereği olarak kişi ibadette Allah'ı birlediğini, Allah'tan başkalarına, putlara, kabirlere, evliyalara ve salihlere ibadet etmenin batıl olduğunu ilan eder Allah'a yaklaşmak için ölülere kurban kesen, türbelerden yardım isteyen, kabirlerin etrafını tavaf eden ve adak adayanlar, Allah'ın yaratıcı ve her şeyin sahibi olduğuna inansalar bile, Arap paganlar gibi Allah'a ortak koşmuş olurlar Mekke paganları, kabirlere ve putlara tapmadıklarını söylüyor fakat uygulamada aksini yapıyorlardı Onlar yaratıcı ve rızık verici olduğuna inanmadıkları halde, sırf kendilerini Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye salih olduğuna inandıkları bazı kişilere ibadet ediyorlardı

Tevhid ibadet, muamelat ve bütün meselelerde Allah'ın hükümlerini kabul edip beşeri kanunları reddetmek, insan ve cin şeytanlarının revaca çıkardığı bütün hurafeleri ve bidatleri ortadan kaldırmak bu kelimenin ameli gereklerindendir

Kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridirMaide Sûresi, 44

Dinde haram olmayanı haram, farz olmayanı farz ilan etmek de tevhid açısından sakıncalı bulunur ve şirkle eşdeğer tutulur: Onlar Allah'ı bırakıp hahamlarını, rahiplerini ve Meryemoğlu Mesih'i Rabler edindiler(Tevbe: 931) Nebi bu ayeti okudu Bunun üzerine Adiyy b Hatem dedi ki: Muhakkak onlar, onlara ibadet etmiyorlar ki'' Resulullah: Onlar Allah'ın helal kıldığı bir şeyi haram, haram kıldığı bir şeyi helal kıldıkları zaman onlara itaat etmiyorlar mı?dedi Adiyy b Hatim: Evetdeyince, Resulullah: İşte böylece onlara ibadet ediyorlarbuyurdu 34

Tevhid bir başka açıdan Allah'ın isim ve sıfatları konusunda şirki reddetmektir Araf suresi 180 ayetinde En güzel isimler (esmaül hüsna) Allah'ındırdenir Antropomorfizm veya onu mahlûkata benzetmek teolojik olarak reddedilen bir davranıştır; Allah'ın kemal sıfatlara sahip olduğuna ve bütün noksan sıfatlardan ve mahlukata benzemekten uzak olduğuna mutlaka inanmak gerekirHamd, ezelde ve ebedde celal ve kemal sıfatlara sahip olana aittir Çünkü hamde layık olan sadece odur

1RUBUBİYYETİN TEVHİDİ
Herşeyin tek Rabbinin ve mutlak sahibinin Allah olduğuna, ortağının bulunmadığına, tek yaratıcının O olduğuna, bütün kâinatı çekip çeviren, işlerini idare eden, onda tasarruf edenin O olduğuna, kulları yaratıp onları rızıklandıran, hayat veren ve canlarını alanın O olduğuna kesin olarak inanmak, Allah’ın kaza ve kaderine, zatında vahdaniyetine yani bir ve tek olduğuna inanmaktır Bunun özü, fiilleriyle Allah’ı tevhid etmek yani birlemektir

Yüce Allah’ın Rububiyetine iman etmenin gereğine dair şeri deliller pek çokturYüce Allah’ın şu buyruklarında olduğu gibi:

Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun(Fatiha 1)

Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O’nun durAlemlerin Rabbi olan Allah’ın şanı yücedir(Araf 54)

Yerde ne varsa hepsini sizin için yaratan… O’dur(Bakara 29)

Çünkü şüphesiz ki Allah’tır hem rızkı veren, hem pek çetin kudret ve kuvvet sahibi olan(Zariyat 58)

2ULUHİYYETİN TEVHİDİ
Kulların fiilleriyle, yüce Allah’ı bir ve tek olarak tanımalarıdır Buna ibadet tevhidi adı da verilir Bu anlam itibariyle kesin olarak şu hususlara inanmayı ihtiva eder

Hak ilah kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan O’dur O’nun dışındaki bütün mabudlar batıldır Yalnızca yüce Allah’a ibadet edilmeli, O’na boyun eğilmeli, mutlak olarak sadece O’na itaat olunmalıdır

Kim olursa olsun, kimse O’na ortak koşmamalıdır Namaz, oruç, zekat, hac, dua, istiane (yardım dilemek), adak, zebh (eti yenir hayvan kesmek), sevgi ve buna benzer zahir ve batın (açık ve gizli) ibadet türlerinden hiç bir şeyin O’ndan başkası için yapılmamasıdır

Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
Yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım dileriz(Fatiha 5)

Kim buna dair bir delili bulunmaksızın, Allah ile birlikte başka bir ilaha ibadet ederse, onun hesabı ancak Rabbinin katındadır Kâfirler hiç şüphesiz kurtuluşa eremezler(Mü’minun 117)

Uluhiyetin tevhidi, bütün rasullerin kendisine çağırdıkları bir husustur Önceki ümmetleri helak yoluna götüren bu tevhidin inkarıdır
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
Senden önce gönderdiğimiz herbir peygambere mutlaka şunu vahyettik: Benden başka ilah yoktur, o halde yalnız bana ibadet edin(Enbiya 25)

Rububiyetin tevhidi, ulûhiyetin tevhdini gerektirir Müşrikler bir tek ilaha ibadet etmiyorlardı Onlar birden çok (ilah yerine koydukları) putlara ibadet ediyorlar ve bunların, kendilerini yüce Allah’a yakınlaştırdığını ileri sürüyorlardı Bununla birlikte bu uydurma ilahların fayda ve zarar vermediklerini biliyorlardı
İşte bundan dolayı yüce Allah rububiyetin tevhidini kabul etmelerine rağmen onları mü’min olarak değerlendirmemiş aksine ortak koşmaları dolayısıyla onları kâfir olarak değerlendirmiştir

İşte bu noktada Selefi Salihin yani Ehli sünnet velcemaatin inancı, ulûhiyet hususunda diğerlerinden ayrılmaktır Bazılarının kasdettiği gibi tevhidin anlamı onlara göre yalnızca Allah’tan başka hiçbir ilah olmamasından ibaret değildirOnlara göre bu inanç şu iki esasın varlığı ile gerçekleşir:

a) Bütün ibadet çeşitlerinin yalnızca yüce Allah’a yapılması, yaratılmış hiçbir varlığa yaratıcının hak ve özelliklerinden hiçbirisinin verilmemesi Buna göre; Allah’tan başkasına ibadet edilemez, Allah’tan başkasına adakta bulunamaz, tevekkül edilemez

De ki; Şüphesiz benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir O’nun hiçbir ortağı yoktur Ben bununla emrolundum ve ben Müslümanların ilkiyim(Enam 162)

b) İbadet, yüce Allah’ın ve Resulunun emrettiğine uygun olmalıdır

3İSİM VE SIFATLARIN TEVHİDİ
Bu, en güzel isimlerin ve yüce sıfatların yüce Allah’a ait olduğuna kesin olarak inanmak demektir O bütün kemal sıfatlarına sahib ve bütün eksik sıfatlardan münezzehtir O bu özelliği ile bütün varlıklardan ayrı ve eşsizdir

Ehli Sünnet velcemaat’e göre: Şanı yüce olan Allah’ın,
kendisinden önce hiçbir şeyin olmadığı ilk,
kendisinden sonra hiç bir şeyin olmadığı ahir,
kendisinden üstün hiçbir şeyin zahir,
kendisinden öte hiçbir şeyin olmadığı batın’dır…

O hem ilktir, hem ahirdir, hem zahirdir, hem batındır O her şeyi en iyi bilendir(Hadid 3)

Yine Ehli sünnet velcemaat yani en temiz inanca göre; Allah’ın zatı diğer zatlara, varlıklara benzemez Şanı yüce olan Allah’a benzer, denk olabilecek hiçbir varlık yoktur O, yrattığı varlıklar ile kıyas edilemez

Hafız İmam Nuaym b Hammad elHuzai şöyle demiştir:
Allah’ı, yarattıklarına benzeten kafir olur Allah’ın kendi zatını, kendisi ile nitelendirdiği şeyleri inkar eden de kafir olur Yüce Allah’ın kendi zatını kendisi ile vasfettiği şey de, Resulünün nitelendirdiği şey de asla teşbih değildir


Zümer 29 Allah, çekişip duran birçok ortakların sahip olduğu bir adam (köle) ile yalnız bir kişiye bağlı olan bir adamı misal olarak verir Bu ikisi eşit midir? Hamd Allah’a mahsustur Fakat onların çoğu bilmezler


En’âm 161 De ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, dosdoğru dine, Allah’ı birleyen İbrahim’in dinine iletti O, ortak koşanlardan değildi

Yunus 1O5 “Ve (bana) hanîf (Allah’ın birliğini tanıyıcı) olarak yüzünü dine çevir; sakın müşriklerden olma, diye (emredildi)

Yunus 32 İşte O, sizin gerçek Rabbiniz olan Allah’tır Artık haktan (ayrıldıktan) sonra sapıklıktan başka ne kalır? O halde nasıl (sapıklığa) döndürülüyorsunuz?

Hacc 31 Kendisine ortak koşmaksızın Allah’ın hanifleri (O’nun birliğini tanıyan müminler olun) Kim Allah’a ortak koşarsa sanki o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini kuşlar kapmış, yahut rüzgâr onu uzak bir yere sürüklemiş (bir nesne) gibidir

Fussilet 6 De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım Bana ilâhınızın bir tek İlâh olduğu vahy olunuyor Artık O’na yönelin, O’ndan mağfiret dileyin Ortak koşanların vay haline!

Zuhruf 45 Senden önce gönderdiğimiz elçilerimize (ümmetlerine) sor! Rahmân’dan başka tapılacak tanrılar (edinin diye) emretmiş miyiz?

Şûra 15 İşte onun için sen (tevhide) dâvet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol Onların heveslerine uyma ve de ki: Ben Allah’ın indirdiği Kitab’a inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz de sizedir Aramızda tartışılabilecek bir konu yoktur Allah hepimizi bir araya toplar, dönüş de O’nadır
HADİSİ ŞERİFLERDEN
* Ebû Hüreyre radiya’llâhu anh’den: Şöyle demiştir: (Bir kere) “Yâ Resûlâ’llâh, Kıyâmet gününde Sen’in şefâatin en ziyâde kime râyegân olacak? diye sordum Buyurdu ki: “Yâ Ebâ Hüreyre, hadîs (bellemek) için sende gördüğüm hırsa göre bu hadîsi senden evvel kimsenin bana sormayacağını (zâten) tahmîn ediyordum Kıyâmet gününde halk içinde şefâatime en ziyâde mazhar olacak kimse kalbinden (yâhud içinden) hâlis olarak Lâ ilâhe illâ’llâh diyendir

* Ebû Hüreyre radiya’llâhu anh’den, Resûlullâh salla’llâhu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir:
Her doğan çocuk muhakkak İslâm fıtratı üzerine doğar Sonra anasiyle babası onu yehûdî yâhud nâsrânî, yâhud mecûsî yaparlar Nasıl ki, her hayvanın yavrusu tâmmü’la’zâ’ olarak doğar Hiç o yavrunun burnunda, kulağında eksik, kesik bir şey görülür mü? Sonra Ebû Hüreyre radiya’llâhu anh: Habîbim! Allâh’ın insanları hakkı idrâk ve kabûle müsâid yarattığı fıtratı asliyyeyi ki, fıtratı İslâmiyyedir rehberi hareket ittihâziyle Allâh’ın yarattığı bu İslâm ve tevhid seciyyesini şirk ile tebdîl etmek muvâfık değildir Bu İslâm ve tevhid dîni, en doğru bir dindir meâlindeki nazmı şerîfi okumuştur

* Müseyyeb İbni Hazn radiya’llâhu anhümâ’dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ebû Tâlib’e ölüm (alâmetleri) geldiği sırada ona, Resûlullâh salla’llâhu aleyhi ve sellem geldi Ve amcasının yanında Ebû Cehl İbni Hişâm ile Abdullâh İbni Ebî Ümeyye’yi buldu Resûlullâh salla’llâhu aleyhi ve sellem Ebû Tâlib’e: – “Ey ammi! (Lâ ilâhe illâ’llâh) de, nezdi Bârî’de kendisiyle sana şehâdet ve şefâat edebileceğim (bu mübârek) kelimeyi söyle! buyurdu Ebû Cehl ve Abdullâh İbni Ebî Ümeyye: – Ey Ebû Tâlib! Abdülmuttalib milletinden yüz mü çevireceksin? diye men’ ettiler Resûli Ekrem amucasına bu kelimei tevhîdi arza devâm ediyordu Bu ikisi de mütemâdiyen o sözlerini tekrar eyliyorlardı Nihâyet Ebû Tâlib bunlara söylediği son söz olarak: – “O, (yâni ben) Abdülmuttalib milleti üzredir dedi, ve “Lâ ilâhe illâ’llâh demekten çekindi Resûlullâh salla’llâhu aleyhi ve sellem: – “İyi bil amcacığım! Yemîn ederim ki ben, hakkında mağfiret dilemekten nehy olunmadıkça herhalde Allâhu Teâlâ’dan senin için af ve mağfiret dilerim! dedi Bunun üzerine Cenâbı Hak: (âyeti kerîmesini) inzâl buyurdu

* Alî radiya’llâhu anh’in şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (Biz bir kere) Bakîi Garkad (kabristanında) bir cenâzede bulunduk Nebî salla’llâhu aleyhi ve sellem de yanımıza gelip oturdu, biz de etrâfına oturduk Resûli Ekrem’in elinde bir asâ vardı O hazret başını eğdi Asâsiyle yere vurmağa başladı Sonra buyurdu ki:
– Sizden hiçbir kimse ve nüfûsu mahlûkadan hiçbir nefis yoktur ki, onun (Allâhu Teâlâ tarafından) Cennet’teki ve Cehennem’deki yeri takdîr ve ta’yîn edilmemiş olsun! Onun şakî ve saîd olduğu tesbit olunmamış bulunsun! Bunun üzerine Ashâbı Kirâm’dan birisi dedi ki:
– Öyle ise yâ Resûla’llâh! Ameli ve ibâdeti bırakıp Cenâbı Hakk’ın takdîrine i’timâd edemez miyiz? Bizden, saâdet ehli (olması mukadder) olan her kişiyi kazâyı ilâhî, ehli saâdetin (hayır) ameline sevkeder, (kişi Cennet’e nâil olur) Yine bizden ehli şakâvetten (olması mukadder) olan her kişiyi de kazâyı İlâhî, ehli şakâvetin (şer) ameline sevkeder, (bu da Cehennem’e girer) Resûli Ekrem salla’llâhu aleyhi ve sellem cevâben:
– Saâdet ehline, saâdet sâhiblerinin (hayır) ameli (sevdirilerek) îfâsı kolaylaştırılır Ehli şakâvete de eşkıyâ zümresinin (şer) işleri (sevdirilerek) îfâsı teshîl edilir, buyurdu Sonra Resûlullâh salla’llâhu aleyhi ve sellem şu mealdeki âyeti kerîmeyi okudu:
– O kimse ki Allah hakkını verir, Allah’tan korkar, güzel kelimeyi, (Lâ ilâhe illâ’llâh) Kelimei Tevhîd’ini tasdîk eder, muhakkak biz o kimseye hayra karşı yüsrü mûcib bir haslet müyesser kılarız O kimse ki, hakku’llâh’a buhl edip inâyeti ilâhiyyeden istiğnâ ve güzel kelimeyi tekzîb eder, ona da hayra karşı usrü şiddeti mûcib bir haslet müyesser kılarız

* Ebû Eyyûb (Hâlid İbni Zeydi Ensârî) radiya’llâhu anh’den şöyle rivâyet edilmiştir: Bir kimse Nebî salla’llâhu aleyhi ve sellem’e: Yâ Resûla’llâh! (Kendisi ile amel edince) beni Cennet’e koyacak mûteber bir ibâdet haber verseniz, diye bir niyaz ve temennîde bulunmuştu Mecliste bulunanlardan birisi:
– Buna ne oluyor ki, ne dileği var ki? diye istifsâr etmesi üzerine Nebî salla’llâhu aleyhi ve sellem:
– Bu bir gûnâ hâcet sâhibidir, nesi olacak, buyurup sâile karşı:
– Allâh’ı tevhîd edersin ve Allâh’a ibâdette hiç bir şeyi şerik kılmazsın, namaz kılar, zekât verir, sılai rahm edersin, diye cevab verdi

http:forumnicealemcomhttp:hizliresimcompPnMOo

http:forumnicealemcomhttp:hizliresimcomgo6vaZ

Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız)
 

Similar threads

Yeryüzünün en güzel dini olan İslam, yüze kitabımız Kuranı Kerim’de geçen birçok kural ve özellikleri içermektedir Muhakkak temiz bir gönül ve tam bir imanla yapılan her ibadet Allah katında değer kazanır ancak, dinimizi Allah’ın bize koyduğu kurallar dahilinde gerçekleştirmek elbette en doğru...
Cevaplar
0
Görüntüleme
283
Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem buyurdu ki: “Allah’ın en sevdiği dört söz şunlardır: Subhanallah, Elhamdulillah, La ilahe illallah ve Allahu ekber Hangisiyle başlasan sakınca yok (Müslim; Kitabu’lEdeb) Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem buyurdu ki: “Muhakkak ki benim Subhanallah...
Cevaplar
0
Görüntüleme
97
EHLİ KİTAP İLE AMENTÜ'DE İTTİFAKIMIZ YOKTUR Bazıları ısrar ile ehli kitâb ile âmentü’de ittifakımızın olduğunu ileri sürüyorlar Bu bağlamda diyorlar ki; “İslam’a göre ilk peygamberin tebliğ ettiği din ile daha sonra gelen peygamberlerin ve son Peygamber Hz Muhammed’in tebliğ ettiği din...
Cevaplar
0
Görüntüleme
73
Kelimei Tevhid Anlamı: Kelime i tevhidin derin ve geniş bir manası vardır Zira nice İslam alimleri Kelimei Tevhidin içerisinde barındırdığı mana ve ilmi zikrede zikrede bitirememişlerdir Lakin kelime anlamı açısından ve kısaca manası şöyledir “Allah’tan başka İlah yoktur Hazreti Muhammed (sas)...
Cevaplar
0
Görüntüleme
100
Kelimei Tevhid Anlamı: Kelime i tevhidin derin ve geniş bir manası vardır Zira nice İslam alimleri Kelimei Tevhidin içerisinde barındırdığı mana ve ilmi zikrede zikrede bitirememişlerdir Lakin kelime anlamı açısından ve kısaca manası şöyledir “Allah’tan başka İlah yoktur Hazreti Muhammed (sas)...
Cevaplar
0
Görüntüleme
134
858,496Konular
981,633Mesajlar
29,718Kullanıcılar
MercestgSon üye
Üst Alt