Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Tevratta Resûlullahın alâmetlerini görüp Müslüman olan sahâbî: ABDULLAH BİN SELÂM

Tevratta Resûlullahın alâmetlerini görüp Müslüman olan sahâbî: ABDULLAH BİN SELÂM
0
87

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
85
Puan
48
F-D Coin
0
Tevratta Resûlullahın alâmetlerini görüp Müslüman olan sahâbî: ABDULLAH BİN SELÂM Abdullah bin Selâm hazretleri, Eshâbı kirâmdan olup, Ensârın büyüklerindendir Medîne'deki Yahûdî Benî Kaynuka kabîlesinden idi Soyu HzYûsüf'e dayanıyordu Esas ismi Husayn idi Müslüman olunca Resûlullah efendimiz ona Abdullah ismini verdi Îmân etmeden önce, Yahûdî âlimlerinden idi Müslüman olması çok ibretlidir Müslüman oluşunu kendisi şöyle anlatır: Âhir süre peygamberi Babam Yahûdîlerin ileri gelen âlimlerinden idi Bana Tevrat'ı okutur, dindar yetişmem için elinden geleni yapardı Bir gün âhir vakit Peygamberinin alâmetlerini ve yapacağı işleri anlatarak dedi ancak: Eğer âhir zaman Peygamberi, Hârûn aleyhisselâmın neslinden ya'nî kendi kavmimizden gelirse inanırım, başka kavimden gelirse inanmam! Sen de inanma! Resûlullah efendimiz Medîne'ye hicret etmeden önce babam vefât etti Resûlullah efendimiz Medîne'ye hicretinden önce, Mekke'de Peygamberliğini açıkladıktan daha sonra, sıfatlarına ve yaptığı işlere baktım, tıpa tıp babamın anlattıklarına uyuyordu Ama, kavmimizin ileri gelenleri, sırf Arab kavminden geldi diye Resûlullaha aleyhinde çıkıyorlardı Tevrat'ta bildirilen alâmetler gâyet açıktı Bir gün Yahûdîlerin hurma bahçelerine gittim Kendi arasında, Arabların adamı geldi!diye konuşuyorlardı Bu sözü duyunca beni bir titreme tuttu Elimde olmadan Allahü Ekberdiye bağırdım Benim tekbîr getirdiğimi görebilen halam Hâlide binti Hâris bana kızıp dedi fakat: Allah seni umduğuna kavuşturmasın, elini nafile çıkarsın? Vallahi sen Mûsâ bin İmrân'ın geleceğini işitmiş olsaydın bundan fazla sevinmezdin Ben de ona şöyle karşılık verdim: Ey hala! Vallahi O, Hz Mûsâ gibi Peygamberdir Mûsâ aleyhisselâmın tevhîd dînindendir Buna neden karşı çıkıyorsunuz? Ey kardeşimin oğlu! Yahut o Kıyâmete yakın gönderileceği bize bildirilen Peygamber midir? Evet Öyleyse sevinmekte haklısın Dayanamayıp, Resûlullahı bakmak için bulunduğu yere gittim Daha birincil gördüğümde kendi kendime, Bu güzel yüzün sâhibi yalan söyliyemez!dedim Resûlullah millet arasına oturmuş, onlara nasîhat ediyordu Birincil işittiğim hadîsi şerîf şuydu: Selâmı aranızda yayınız, aç kimseleri doyurunuz, sılai rahm yapınız, yakın akrabalarınızı ziyâret ediniz! Millet uykuda iken namaz kılınız! Bu Nedenle Cennete selâmetle girersiniz Allah birdir Daha Sonra bana dönüp sordu: Sen Medîne âlimi İbni Selâm değil misin? Evet Ey Abdulah, Allah için söyle! Tevrat'ta benim vasıflarımı okuyup öğrenmedin mi? Evet, öğrendim Yâ Resûlallah cenâbı Hakkın sıfatlarını söyler misin? Resûlullah efendimiz bana İhlâs sûresini okudu De ki: O Allah birdir Hiçbir şey O'nun dengi değildir!meâlindeki âyeti kerîmeyi işitince: Şehâdet ederim ama, Allahtan başka ilâh yoktur Sen O'nun kulu ve resûlüsün, diyerek îmân ettim Abdullah bin Selâm Müslüman olduktan sonrasını şöyle anlatıyor: Müslüman olduktan sonradan Resûlullaha dedim ki: Yâ Resûlallah! Yahûdîler kadar, yalancı, inatçı, zâlim kimse yoktur Hiçbir iftirâdan çekinmezler Acilen benim Müslüman olduğumu öğrenirlerse olmadık iftirâ ederler, bunu açıklamadan önce onlara beni sorunuz! çok büyük âlimimizdir Sonra ben bir perdenin arkasına saklandım Resûlullah bir grup Yahûdîyi çağırdı Onlara sordu: Aranızdaki Husayn Abdullah bin Selâm nasıl bir kimsedir? koskocoman bir âlimimizdir Onun gibi uğurlu birisi eksik bulunur O içten sözlüdür Eğer o Müslüman olduysa siz ne dersiniz? Allah onu böyle birşeyden korusun! Daha Sonra saklandığım yerden çıkıp dedim fakat: Ey Yahûdî topluluğu, Allahtan korkunuz! Size geleni kabûl ediniz! Allaha yemîn ederim oysa, siz Resûlullahın yargı Peygamber olduğunu biliyorsunuz Çünkü alâmetleri Tevrat'ta açık olarak yazılıdır Başka kavimden geldiği için inadınızdan îmân etmiyorsunuz Ben şehâdet ederim ki, Allahtan diğer ilâh yoktur Ve yeniden şehâdet ederim ancak, Muhammed aleyhisselâm Allahın resûlüdür Bunun üzerine Yahûdîler: Bizim en kötümüz budur Aramızda bundan daha fena biri yoktur, deyip olmadık iftirâlar etmeye başladılar Peygamber efendimiz Yahûdîlere dönüp buyurdu fakat: Birinci şehâdetiniz bize kâfidir, ikincisi ise lüzûmsuzdur Hz Abdullah hemen evine döndü Ailesini ve akrabalarını İslâmiyete da'vet etti Halası da dâhil hepsi Müslüman oldular O'nun îmân etmesi Yahûdîleri fazla kızdırdı Bunun için kendisini sıkıştırmaya başladılar Hattâ Yahûdî âlimlerinden ba'zıları: Araplardan peygamber çıkmaz Senin adamın hükümdardır, diyerek, Abdullah bin Selâm'ı İslâmiyetten vazgeçirmeye kalkıştılarsa da muvaffak olmadılar Kendisi ile birlikte Sa'lebe bin Sa'ye, Üseyd bin Sa'ye, Esed bin Ubeyd ve ba'zı Yahûdîler samîmî olarak Müslüman oldular Ama ba'zı Yahûdîler dediler oysa: İslâmiyete yalnız bizim kötülerimiz inandı Eğer, onlar hayırlılarımızdan olsalardı, atalarının dînini bırakmazlardı Bunun üzerine inen âyeti kerîmede meâlen şöyle buyuruldu: (Onların, Ehli kitabın hepsi bir değildir Ehli kitabın içinde bir cemâ'at vardır oysa, onlar gece vakitlerinde secdeye kapanarak Allahın âyetlerini okurlar) Ali İmran: 113 Âdil şâhid Abdullah bin Selâm'ın îmân ettiğine ve fazîletine Kur'ânı kerîmin şu âyeti kerîmesinin şehâdet ettiğini müfessîrler ifâde etmektedirler Bu âyeti kerîme meâlen şudur: (İnkâr edenlere de fakat: Eğer Kur'ânı kerîm Allah tarafından gönderilmiş olup da siz inanmayıp red ettiyseniz ve İsrailoğullarından bir şâhid Kur'ânı kerîmi benzerine, Tevrat'a göre bu da Allah kelâmıdır diye şehâdet edip inandı da siz yine de büyüklük taslarsınız, bana söyleyin kendinize eyvah etmiş olmaz mısınız? Kuşkusuz Allah zalim milleti içten yola eriştirmez) Ahkâf: 10 Tefsîr âlimlerine göre, âyetteki İsrailoğullarından bir şâhid olarak bahsedilen kimse Abdullah bin Selâm'dır Çünkü O kendi milletine: Hz Mûsâ'ya inen Tevrat'ı Allah kelâmı olarak kabûl edip de Hz Muhammed'i ve O'na inen Kur'ânı kerîmi inkâr etmek zulümdür, diyerek Müslüman olmuştur Abdullah bin Selâm hazretleri, Yahûdî âlimi iken Müslüman olup îmân ile şereflenince, kendini tamamen İslâm dînine verdi Yahûdilerin kendisi hakkında uydurdukları iftirâlara kulak asmadı Kur'ânı kerîme dört elle sarılıp, Resûlullahı bir gölge gibi peşine düşüp takip etmeye başladı Peygamber efendimiz onun hakkında buyurdu ama: Cennetlik birini görmek istiyen, Abdullah bin Selâm'a baksın Bahçede gördüm Bir gün Resûlullahın huzûruna gelip dedi ancak: Yâ Resûlallah, rü'yâmda kendimi bir bahçede gördüm Bahçenin içinde demirden bir sırık vardı Direğin bir ucu yerde, bir ucu gökte idi Yukarısında bir kulp, bir çember vardı Bana, Haydi bu direğe çık!denildi Ben de Gücüm yetmezdedim Bunun üzerine yanıma birisi gelerek, sırtımdaki elbiseyi çıkardı Böylece rahatça direğin tepesine çıktım, kulpundan tuttum İyi tut, bırakma!diye de tenbîh edildi Bu Nedenle direğin kulpu elimde olduğu hâlde uyandım Peygamber efendimiz rü'yâsını şöyle ta'bîr etti: Gördüğün bahçe İslâm dînidir Uç de İslâm dîninin direği, tevhîdidir O kulp da sağlam olan îmândır Sen ölünceye değin İslâm dîni üzere yaşayacaksın! Diğer bir zamanda Peygamber efendimiz, Eshâbı ile sohbet ederken buyurdu fakat: Şu kapıdan birincil girecek olan, Cennet ehlinden biridir Eshâbı kirâm ilgiyle kimin gireceğini beklerken, Abdullah bin Selâm'ın girdiğini gördüler daha sonra bu müjdeli haberi kendisine bildirerek sordular: Yâ Abdullah, bu dereceye hangi amel ile ulaştın? Ben çelimsiz bir kimseydim En kuvvetli ümidim, kalb selâmeti ya'nî kimseye karşı içimde kötülük beslememem ve abes sözleri terk etmemdir diğer taraftan beni kurtaracağından ümit verici olduğum bir amel bilmiyorum Kibirli Cennete girmez Abdullah bin Selâm hazretleri nefsini fena huylardan ve isteklerden en ince ayrıntısına kadar temizleyip nezaket etmişti Kendisi varlıklı olduğu hâlde, ba'zan Medîne çarşısında sırtında yük taşıdığı görülürdü Bir gün tekrar onu bu hâlde görenler dediler ki: Senin çocukların, hizmetçilerin var Bu işleri neden onlara gördürmüyorsun? Evet bu işleri görecek kimselerim vardır Fakat ben nefsimi sınamak istiyorum Böyle işler nefsime ağır geliyor mu, gelmiyor mu? Maksadım bunu anlamaktır Çünkü Peygamber efendimiz bir hadîsi şerîflerinde, (Kalbinde hardal parça başına dek gurur, büyüklenme bulunan kimse, Cennete girmiyecektir) buyurmuştur Diğer bir hadîsi şerîflerinde de, (Meyve ya da herhangi bir şeyi kendi eliyle evine götüren, kibirden uzaklaşmıştır) buyurmuştur İşte bunun için yükümü kendim taşıyorum Abdullah bin Selâm hazretleri, Hz Osman'ın şehâdeti esnâsında yanında bulunuyordu İsyâncılara dedi oysa: Tarihte öldürülen her peygamber için yetmiş bin asker öldürülmüştür Öldürülen her halîfe için de onbeş bin kişi öldürülmüştür Gelin bu işten vazgeçin! Yoksa âhirette bunun cezâsını çok şiddetli olarak çekeceksiniz! Ayrıca Hz Osman'ın üzerinizde çok hakkı vardır Lakin âsîler sözünü dinlemediler, ayrıca kendisine hakâret ettiler Hz Abdullah gerçekten, ahlâk ve ilim ile kendini süsleyen Cennetlik insanlardan idi Eshâbı kirâmdan Mu'âz bin Cebel, 639'da Suriye taraflarında ortaya meydana çıkan veba hastalığına yakalanmıştı Vefât edeceği sıralarda, başucunda ağlayan talebesi Yezid bin Âmire'ye dedi ama: Niçin ağlıyorsun? Ben dünya için ağlamıyorum İlmi senden öğrenmekteydim, bunu kaybedeceğime üzülüyorum! Bunun üstüne Mu'âz bin Cebel buyurdu ki: İlim kaybolmaz İlim benim vefâtımla kaybolmaz Benden sonra ilmi şu dört kişiden öğren: Abdullah bin Mes'ud'dan, Abdullah bin Selâm'dan, çünkü Resûlullah onun hakkında, O, Cennetlik olan on kişinin onuncusudurbuyurdu Hz Ömer'den ve Selmânı Fârisî'den öğren Abdullah bin Ömer şöyle anlatır: Medîne'de bir takım Yahûdî topluluğu Resûlullaha gelerek dediler oysa: Senin getirdiğin dinde recm var mıdır? Resûlullah efendimiz de onlara sordu: Recm cezâsı hakkında Tevratta ne yazıyor? Tevratta recm cezâsı yoktur Abdullah bin Selâm Yahûdîlere dedi ki: Yalan söylüyorsunuz! Tevratta recm âyeti vardır Bunun üstüne Tevratı getirip açtılar Yahûdîlerden birisi elini recm âyetinin üzerine koyarak bundan önceki ve sonraki âyetleri okumaya başladı Abdullah bin Selâm ona: Elini kaldır! dedi O da elini kaldırınca recm âyeti gözüktü O süre Yahûdîler dediler ancak: Ey Muhammed! Abdullah bin Selâm dürüst söyledi Tevratta gerçekten recm âyeti vardır Birgün Hz Abdullah bin Selâm, Ka'bül Ahbâr'a şöyle bir soru sordu: Âlimler ilmi öğrenip zihinlerine yerleştirdikten sonra, onu oradan söküp atan nedir? Hz Ka'b dedi ancak: Tama', hırs ve gereklilik peşinden koşmaktır Hırsın kaynağı Birisi de Fudayl bin Iyâd'a dedi ancak: Ka'b'ın bu sözünü bana izâh eder misin? Bunun üstüne Fudayl şöyle yanıt verdi: Tama', insanın bir şeyi araması ve mukaddes değerlerini bu uğurda fedâ etmesi demektir Doyumsuzluk ise nefsinin herşeyi istemesi, senin de onun istediklerini yerine getirmendir Bunun için de ona buna, fena insanlara vb ihtiyacın olur İhtiyacını yerine getirenler de seni burnundan yakalamış olurlar Ya'nî seni emirleri altına alırlar, istedikleri yerlere sürüklerler, sen de onlara boyun eğersin Onlar hasta oldukları zaman, dünya sevgisinden nedeniyle onların ziyâretlerine gider, tesadüf ettiğin süre kendilerine selâm verirsin Bu verdiğin selâmı, yaptığın ziyâreti Allah rızâsı için yapmazsın Eğer bu kimselere ihtiyaç göstermezsen, senin için çok daha bahtı açık olurdu Bu benim sana anlattığım, yüz hadîsi şerîf rivâyet etmekten senin için daha hayırlıdır  
 

Similar threads

ABDULLAH BİN SELÂM (Tevratta Resûlullahın alâmetlerini görüp Müslüman olan sahâbî) Abdullah bin Selâm hazretleri, Eshâbı kirâmdan olup, Ensârın büyüklerindendir Medînedeki Yahûdî Benî Kaynuka kabîlesinden idi Soyu HzYûsüfe dayanıyordu Ana ismi Husayn idi Müslüman olunca Resûlullah efendimiz...
Cevaplar
0
Görüntüleme
159
Birer Cümle ile Sahabi Efendilerimiz Peygamberlerden daha sonra insanların en üstünü: Hz EBÛ BEKRİ SIDDÎK Adâletin timsâli ikinci büyük halîfe: Hz ÖMER in bile hayâ ettiği halîfe: Hz OSMAN Allahın arslanı ve Resûlullahın dâmâdı: Hz ALİ BİN EBÎ TÂLİB Cennetle müjdelenen on sahâbîden...
Cevaplar
0
Görüntüleme
64
Resûlullahın şâiri: ABDULLAH BİN REVÂHA Hicretin yedinci senesi idi Sevgili Peygamberimiz ve Eshâbı daima birlikte, Medîne'den hareket ettiler Niyetleri; Mekke'ye varıp mübârekKâbe'ye yüzlerini sürmekti Çünkü geçen yıl müşrikler, buna engel olmuşlardı Fakat bu yıl için anlaşmaları vardı...
Cevaplar
0
Görüntüleme
54
in yıkadığı sahâbî: HANZALA BİN EBÛ ÂMİR Hanzala Bedir gazâsında bulundu O vakit henüz bekârdı Bedir gazâsından bir müddet daha sonra Abdullah bin Übey’in kızı Cemîle ile nikâhlandı Ertesi gün de Uhud’da Kureyş müşrikleriyle çarpışılacaktı Hanzala geceyi Medîne’de hanımının yanında devretmek...
Cevaplar
0
Görüntüleme
74
Peygamberlerden sonra insanların en üstünü: Hz EBÛ BEKRİ SIDDÎK Adâletin timsâli ikinci büyük halîfe: Hz ÖMER in bile hayâ ettiği halîfe: Hz OSMAN ALLAHın arslanı ve Resûlullahın dâmâdı: Hz ALİ BİN EBÎ TÂLİB Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri: ABDURRAHMAN BİN AVF Cennetle müjdelenen...
Cevaplar
0
Görüntüleme
76
858,468Konular
981,196Mesajlar
29,542Kullanıcılar
abcalcioSon üye
Üst Alt