Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Çin Ticaret Bakanı Zhong Shan ile telekonferans yöntemiyle görüştü.
Yaklaşık 1.5 saat süren görüşmede, ikili ticaret ilişkileri , ticaretin dengeli bir yapıya kavuşturulması, KEK gündemleri, yerel paralarla ticaret, Kuşak ve Yol girişimi, e-ticaret, Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatı gibi konular ele alındı.
Toplantıda ayrıca DTÖ reformu, gümrükler, sivil havacılık alanında işbirliği, ihtisas serbest bölgeleri, ticari vizelerin kolaylaştırılması konuları da görüşüldü.
Bakan Pekcan, konuşmasının başında, Çin’de Covid-19 salgını sebebiyle yakınlarını kaybeden ailelere başsağlığı dileklerini iletirken, Wuhan’da ve Çin’in diğer bölgelerinde hayatın normalleşme sürecine geçmesi ülkenin bu konudaki başarısının önemli bir göstergesi olduğunu söyledi.
Türkiye’nin hem sağlık hem de ticari ve ekonomik açıdan aldığı önlemlerle salgınla en iyi mücadele eden ülkelerden biri olduğuna işaret eden Pekcan, “Ülkelerimizin karşılıklı dayanışma ve işbirliği içerisinde bu zorlu süreci en kısa sürede atlatacağına inanıyorum.” ifadesini kullandı.
Türkiye ile Çin arasında 2001 yılında 1,1 milyar dolar olan ikili ticaret hacminin, 2019 yılında 21 milyar 854 milyon dolara ulaştığına dikkati çeken Pekcan, ancak Çin’in 2019 yılında Türkiye’nin dış ticaret açığı verdiği ülkeler içerisinde yüzde 20,8 ile 2. sırada yer aldığını kaydetti.
Pekcan “Çin’e daha yüksek katma değerli ihracatı mümkün kılarak, ikili ticaretimizi daha sürdürülebilir ve dengeli bir yapıya kavuşturmak istiyoruz. Bu kapsamda ayakkabı, hazır giyim ürünleri, seramik materyalleri, zeytinyağı, bazı tarım ürünleri gibi bir çok ürün grubunda Çin’e önemli ihracat potansiyelimiz olduğunu tespit ettik. Ayrıca, Çin’in hangi ürünleri Türkiye’den tedarik edebileceğine yönelik olarak Bakanlığımız bünyesinde bir çalışma yaptık. Bu çerçevede Çin’in özellikle motorlu taşıt aksam ve parçaları, medikal ekipmanlar, elektrikli-elektriksiz makinalar, bazı tarım ürünleri başta olmak üzere belirli ürün tedariklerini Türkiye’den kaliteli ve uygun koşullarda yapabileceğini düşünüyoruz. Bu konuda Çin ile işbirliği yapmaya hazırız.
Bu potansiyel ürünler üzerinden yola çıkarak iş çevrelerimizi bir araya getirmek ve tespit ettiğimiz ürün grupları çerçevesinde işbirliği olanakları yaratmak istiyoruz.”dedi.
-Çinli firmaları yatırıma davet
Çin’in bugüne kadar Türkiye’de gerçekleştirdiği doğrudan yatırımların sınırlı kaldığına dikkati çeken Pekcan, kaliteli beşeri sermaye havuzu, AB ile Gümrük Birliği ilişkisi ve yatırımcılara sunduğu esnek teşvik sistemi ile Türkiye’nin Çinli global şirketler için ideal bir bölgesel merkez olma potansiyeline sahip olduğunu vurguladı.
AR-GE ve teknoloji içeriği yüksek, yüksek katma değerli mal ve hizmet üretim faaliyetlerinin, ihracat hedefli olarak kümelenmelerine imkan tanıyacak ihtisas serbest bölgelerini oluşturduklarını hatırlatan Pekcan, bu çatı altında yapacakları uluslararası işbirliklerini daha da hızlandırmak ve Türkiye’yi bu alanda global bir merkez haline getirmek arzusunda olduklarını belirtti.
Pekcan, bu çerçevede Çin firmalarını Türkiye’de ve ihtisas serbest bölgelerde yatırıma davet etti.
-“ Yerel Paralarla Ticaret Artırılmalı”
İki ülke arasında yerel paralarla ticaretin artırılması gerektiğinin altını çizen Pekcan, Çin’in Türkiye ile ticaret yapan veya yatırım ilişkisi içerisinde bulunan firmalarının yerel paralar üzerinden işlemlerini gerçekleştirmelerinin teşvik edilmesi yönünde bir politikaya da yoğunluk verdiklerini kaydetti.
Bakan Pekcan, Türkiye’nin ticaret açığı verdiği ülkelerle yerel paralarla ticaret ve ithalat düzenlemeleri konusunda kararlı adımlar atmaya başladığını ve buna adımlara devam edeceğini vurguladı.
Çinli makamlarla daha önce çeşitli düzeylerde gerçekleştirilen temaslarda yerel paralar üzerinden ticaretin desteklenmesi hususunu görüştüklerini belirten Pekcan, Çin Hükümetinden, Türkiye ile ticaret yapan Çinli firmalara yerel para kullanmaları yönünde net bir yönlendirme ve teşvik beklediklerini ifade etti.
Covid-19 ile mücadelede küresel işbirliğinin de çok önemli olduğunu vurgulayan Pekcan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Covid-19, tüm ülkeler olarak birbirimize ne kadar bağımlı olduğumuzu bir kez daha göstermiştir. Yaşanılan bu istisnai dönemde bir yandan sağlık hizmetlerinin hayati fonksiyonunun diğer taraftan da günlük ihtiyaçların karşılanmasında e-ticaretin, taşımacılık ve lojistik hizmetlerinin, telekomünikasyon ve online ödeme hizmetleri gibi temel hizmetlerin ekonomilerimiz için öneminin daha da ön plana çıktığını görüyoruz.
Türkiye olarak biz, 2020 yılı Mayıs ayında kabul ettiğimiz “COVID-19’la Mücadelede Dünya Ticaret ve Yatırımını Desteklemeye Yönelik G20 Eylemleri”ni sonuna kadar destekliyoruz. Aynı şekilde, DTÖ Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması’nın uygulanmasının hızlandırılması önemlidir. Serbest, açık, temassız ve kurallara dayalı bir uluslararası ticaret sisteminin, pandemiyi kontrol altına almak için alınan önlemlerin negatif etkilerini azaltmada büyük rol oynayacağına inanıyoruz.”
-Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında işbirliği
Kuşak ve Yol Girişimi ile Kervansaray Projesine de değinen Pekcan, “Türkiye olarak Bir Kuşak Bir Yol çatısı altında, Hazar Geçiş koridorunun (Orta Koridor) önemli olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda gerekli işbirliğine hazırız. BTK demiryolu hattında 2020 Ocak ayında aylık 4 bin 200 ton olan yük çıkışını salgın süresince aylık 28 bin 243 tona kadar çıkardık. BTK hattının da Orta Koridor ve Kuşak ve Yol Girişimi çatısı altında ülkelerimiz arasında iki yönlü ticarete hizmet edecek şekilde desteklenmesi oldukça önemli. Covid-19, bu hattın önemini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Ülkemizde yapılacak altyapı projelerinde Çin ile çalışmaya hazırız.” dedi.
Pekcan, Türk firmalarının Asya Yatırım ve Altyapı Bankası (AIIB) finansmanı ile gerçekleştirilecek projelerde etkin bir biçimde yer almasını istediklerini kaydetti.
-“Tarım ürünleri ihracatının önündeki engeller kaldırılmalı”
Öte yandan Çin’e süt ürünleri ihracatının açılmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Pekcan, Türkiye’den Çin’e kanatlı et , limon ve turunçgil nar-taze üzüm-elma-taze incir gibi ürünler ihracatına yönelik de bekleyen süreçlerin bir an önce başlatılmasını ve tarım ürünlerinin ihracatının önündeki engellerin kaldırılmasını beklediklerini ifade etti. Bakan Pekcan, iki ülke arasında daha güçlü ekonomik ve ticari ilişki tesisi için kolaylaştırılmış bir ticari vize sürecine ihtiyaç bulunduğunu da sözlerine ekledi.
-“KEK Toplantısını sanal ortamda yapma” teklifi
Kendilerinin eş başkanlıklarında Şubat ayında gerçekleştirilmesi öngörülen KEK toplantısının da salgın nedeniyle gerçekleştirilemediğine işaret eden Pekcan, 17. Dönem KEK Toplantısını ilgili Türk ve Çinli kurum ve kuruluşların temsilcilerinin katılımı ile online olarak yapmayı teklif etti.
KEK Toplantısıyla iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin önümüzdeki dönemine ilişkin yol haritasını birlikte belirlemek istediklerini ifade eden Pekcan, iki ülke arasında Ortak ticaret ve yatırım çalışma grubu oluşturulması, e-ticaret, tarım ürünleri ticareti alanlarında işbirliği, ortak İhtisas Serbest Bölgesi ve Gümrük Komitesi kurulması, mali bilgi değişimi, gibi konularda işbirliği mutabakat zabıtlarının da KEK vesilesiyle imzalanmasını beklediklerini söyledi.
Çinli Bakan Zhong Shan da son derece olumlu ve verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek, ikili ekonomik ve ticaret ilişkilerini ivmelendirerek daha da geliştirmek, ticareti dengeli hale getirmek ve karşılıklı yatırımları çoğaltmak için ortaklaşa çalışmaya hazır olduklarını söyledi. Bakan Shan, KEK toplantısını online olarak yapılması önerisini de çok olumlu bulduklarını ifade ederek, çalışmaların bir an önce başlamasını talimatlandıracağını sözlerine ekledi. Çinli Bakan Shan, mevkidaşı Pekcan’ı ve Türk firmalarını, 5-10 Kasım’da Şhangay’da gerçekleştirilecek Çin Uluslararası İthalat Fuarına davet etti.