Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Tolunoğullari beyliği hakkında bilgi

Tolunoğullari beyliği hakkında bilgi
0
100

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
37
F-D Coin
19
TOLUNOĞULLARI BEYLİĞİ


Darı'da ve Suriye'de kurulan ve Abbasî hilafetine ismen tabi ilk MüslümanTürk devletidir Devletin kurucusu Ahmed, bir Türk askeri idi Babası Tulun (Tulun: Türkçe'deki dolun, yani dolun aydan kazanç) takriben 815816'da Buhara valisi tarafından Bağdad'a gönderilmişti Ahmed, Eylül 835'te Bağdad'da doğdu

O mükemmel askerî ve dinî bir edep gördü ve tahsilini Tarsus'ta tamamladı sonradan cesareti doğru Halife Mustain'in beğenisini kazandı Üvey babası Bayıkbeg'in vekili olarak Mısır valiliği yaptı Ahmed, 15 Eylül 868'de Fuslat'a ulaşmasıyla Tulunîlerin kuruluşu başlıyordu Ondan önce de Mısır'da Türk valileri ödev yapmış, bunlardan Muzâhim b Hakan'ın devrinde buraya Türk askerleri gelmeye başlamış ve Darı, Samarra'dan sonra Türklerin ikinci üssü olmuştu


Ahmed bin Tulun'un Fuslat'a ulaşmasıyla Müslüman Mısır tarihinde yeni bir tahsis başlıyordu Fakat o Darı'da hakimiyeti ele geçirmek ve nüfuzunu tüm ülkeye dağıtmak istediği zaman bazı engeller ile karşılaştı Ahmed'in karşılaştığı en büyük güçlük malî hususlarda oldu Mısır'ın maliyesi bu sırada kaslı ve artist bir maliyeci olan Ahmed bin Müdebbir'in elinde idi ve o Ahmed bin Tulun'a muhalefete kalkışmıştı Ahmed bin Tulun, İbni Müdebbir ile dört sene süreyle yaptığı mücadeleyi kazanmaya ve onu Suriye'ye uzaklaştırmaya muvaffak oldu Bundan Böyle Ahmed Darı'da malî bağımsızlığa da sahipti öte taraftan Bayık beg Haziran 870'te öldürülmüş ve Darı ıkta'ı İbn Tulun'un kayınpederi Yarcuh elTürkî'ye geçmişti Yarcuh, damadı İbn Tulun'a Berka ve İskenderiye'nin idaresini de verdi Böylece bütün Mısır onun hakimiyeti altına girdi


Tekrar 870 yılında, Abbasî halifesi, elMu'temid oldu ElMu'temid tahta geçtikten birazcık sonradan idarî işlerinin büyük bir kısmını kardeşi elMuvaffak'a bıraktı Abbasî halifesi sonra 20 Temmuz 875'te oğlu Cafer'i elMuvaffızlakabıyla veliahd atama etmiş ve batı eyaletlerinin valiliğini ona vermişti Ondan daha sonra elMuvaffak'ı da ikinci veliahdlığa ve doğu eyaletlerinin valiliğine tayin etti Böylece Darı, Cafer'in hakimiyeti sahasına giriyordu Ama Ahmed b Tulun, Mısır'da hüküm sürmekte olduğundan burada lüzum halîfenin ve gerekse oğlunun sözü geçmemekte idi ElMuvaffak ise sanatçı idareciliği ve kabiliyeti tamamen kısa zamanda devlette hakikî hükümdar durumuna gelmişti ve onu Ahmed b Tulun ile çatışması kaçınılmazdı


Ahmed b Tulun, ise bu olaylar olurken Bağdad'a gidecek olan haracı düzgün bir şekilde azaltarak ve sınırlandırarak büyük bir mal varlığı toplamıştı bununla birlikte o farklı alanlara yönlendirilmiş fırsatlardan yararlanarak Türk ve Sudanlı esirlerden iyi talim görmüş bütün teçhizatlı bir ordu meydana getirdi Saltanat naibi elMuvaffak ile Ahmed bin Tulun arasındaki çatışma, elMuvaffak'ın doğudaki zenci isyanları ve Saftarîler ile uğraşması sebebiyle patlak verdi ElMuvaffak, kendi hakimiyeti sahasında olmamasına karşın, bu sırada Darı hazinesini de kendi imkânları için göstermek istedi ve İbn Tulun'a elçi göndererek para istedi


öte yandan Halife Mu'temid kardeşi elMuvaffak'tan korkarak bana kalırsa Ahmed'e mektup yazmış, istenilen paranın kendisine gönderilmesini istemişti Buna karşın Ahmed b Tulun, elMuvaffak'a 1200000 dinar göndererek onunla uzlaşmayı tercih etti Ancak Muvaffak bu parayı yetersiz bularak daha fazlasını istedi Ahmed'in bu isteği sert bir şekilde reddetmesi, aradaki anlaşmazlığı şiddetlendirdi ElMuvaffak bu durumda onu azletmeye karar verdi ve yerine Suriye valisi Amacur'u atama etti Fakat bu karar tatbik edilemedi Amacur elTürkî 877878 yılında öldüğü zaman Ahmed b Tulun kolayca Suriye'yi ele geçiriyordu


Oysa onun bu galibiyet sevinci Darı'da delege olarak bıraktığı oğlu Abbas'ın isyanıyla yarıda kalmıştı Abbas, 879 tarihinde Mısır'ı terketmiş ve Berberîleri para kuvvetiyle elde ederek yeni bir devlet düzenlemek istemişti Ahmed b Tulun Mısır'a dönerek bu isyanı bastırdı, artık o Darı ve Suriye'nin hakimi idi, paralar üstüne Halifeden sonra kendi adını da bastırmıştı Ahmed b Tulun ile elMuvaffak aralarında düşmanlık 882'de Tulunîlerin Suriye valisi Lu'lu'nun elMuvaffak tarafına geçmesiyle son haddine ulaştı Ahmed, buna karşılık almak üzere Muvaffak'ın baskısı aşağıda yer alan Halife Mu'temid'i yanında gelmesi için ısrarla misafir etme etti O olur ya de Halifenin gelmesiyle saltanat naibliğini ele geçirerek kendi devletini bütün Abbasî imparatorluğu'nun merkezi yapmayı ümid ediyordu


Sonuç Olarak Halife, Ahmed b Tulun'un yanına gitmeye karar vererek Samarra'dan harekete geçti (882 Kasım ayı sonları) Fakat o Musul'a ulaştığı vakit elMuvaffak'ın emriyle İshak bin Kundacık tarafından Samerra'ya dönmeye zorunlu edildi ElMuvaffak bununla da yetinmedi, Halife'yi İshak b Kundacık'ı Mısır ve Suriye valisi tahsis etmesi için zorladı Oysa bu tahsis hiç bir netice vermedi Buna karşılık Ahmed de kendisine katılan fakihlerin fetvasıyla Şam'da elMuvaffak'ın azlini bildiri etti sonradan lüzum Ahmed ve gerekse elMuvaffak dominant oldukları ülkelerin minberlerinde birbirlerine lanetler yağdırmakla yetindiler Nihayet bir vakit daha sonra iki taraf aralarında uzlaştırma görüşmelerinin başladığı sırada, Ahmed b Tulun kuzey Suriye'ye tertiplediği bir seferde hastalanarak öldü (10 Mayıs 884)


Ahmed b Tulun'un yerine yirmi yaşındaki oğlu Humareveyh geçti Büyük oğlu Abbas buna itiraz etti ise de öldürüldü öte yandan Humareveyh'in başa geçmesi, Abbasîler ile Tulunîler aralarında yapılan uzlaştırma görüşmelerinin sona ermesine sebep oldu Bu sırada daha önce Mısır ve Suriye valisi tahsis edilmiş olan İshak b Kundacık ve Saracoğullarından Diyarı Mudar valisi Muhammed elAfşin birleşmişler ve Humâreveyh'in tecrübesizliğinden yararlanarak onun hakimiyeti altındaki toprakları fethetmek için hazırlıklara başlamışlardı Hem onlar elMuvaffak'a da müracaat ederek asistan zorlama istediler

ElMuvaffak bu teklifi siyasetine uygun bularak kabul ve onlara Dımaşk üzerine yürümelerini emretti Bu emri bölge iki kumandan harekete geçerek Haleb, Hıms, Antakya'ya hâkim oldular Tulunîlerin Dımaşk'daki naibi de onlara iltihak etmiş, yalnızca Şeyzer şehri Humâreveyh'e bağlılığını sürdürmüştü Humâreveyh Suriye'deki bu olayları haber aldığı süre anında bir ordu yolladı ise de bu ordu Dımaşk'a hakim oldu ve kışın yaklaşmasıyla bir netice alamadı öte taraftan elMuvaffak da oğlu Ahmed'i iki kumandanla birleşmesi için Suriye'ye göndermişti

Mısır ordusu bu müttefik kuvvetler aleyhinde başarılı olamayarak Remle'ye çekilirken Ahmed, OcakŞubat 885 tarihinde Dımaşk'a giriyordu Bu olaylar Humâreveyh'in Darı'dan şahsen harekete geçmesini zorunlu kılmış ve Remle'de beklemeye başlamıştı Bu sırada İshak ve Muhammed bir uyuşmazlık nedeniyle Ahmed'den ayrıldılar Bu durumda ordusu oldukça zayıflayan Ahmed ile Humâreveyh, DımaşkRemle arasında elTavvâhin denilen yerde karşılaştılar (ŞubatMart 885) Humâreveyh gençliği ve tecrübesizliği sebebiyle daha başlangıçta savaş meydanını terketti


Abbasî ordusu bu durumda Mısır ordugâhını yağmalamaya başladı Ama Humareveyh'in çekildiğinden haberi olmayan Darı ordusundan Sa'd elAysar pusuda bulunan birlikleriyle Ahmed'in kuvvetlerine saldırdı Bu kere kaçma sırası Ahmed de idi, geride ağır kayıplar ve esirler bırakarak savaş meydanını terketti Humareveyh bundan sonra Suriye, Sugur(uc) şehirleri ve Musul'a egemen oldu ElMuvaffak, elTavvahîn yenilgisiyle bundan böyle Mısır'a sahip olamayacağını anlamıştı bu nedenle Humareveyh ile bir barışma yapmak zorunda kaldı İki taraf arasındaki barışa göre (886), Humareveyh, Mısır, Suriye ve Anadolu hudud bölgelerinde otuz yıl süreyle vali olarak tanınıyordu Buna karşılık o yılda 300000 dinar vergi ödeyecekti Fakat bu arz daha önce Ahmed b Tulun göre yalnızca Mısır için ödenmişti


öte yandan İshak b Kundacık ile Muhammed elAfşin arasındaki iyi münasebetler bozulmuş, bu iki kumandan birbirlerinin topraklarına göz dikmişlerdi Muhammed elAfşin, Humareveyh'e yanaşarak onunla birleşti Oysa bu ittifak bir yıl kadar sürmüştü İshak, Humareveyh ile anlaşmanın kendisi için daha faydalı olduğunu anlamış ve bunu da gerçekleştirmişti Buna mukabil Muhammed elAfşin Dımaşk'ı zaptetmek için harekete geçti Humâreveyh ile Muhammed'in orduları Dımaşk yakınında Senîyet elU'kab mevkiinde karşılaştı (MayısHaziran 888)

Savaşı Darı ordusu kazandı Muhammed kaçmayı tercih etti Humareveyh onun peşinden İshak b Kundacık'ı yolladı Neticede Muhammed elAfşin bu iki müttefike karşı koyamayacağını anlamış ve Bağdad'a elMuvaffak'ın yanında gitmek zorunda kalmıştı (Temmuz 889)


sonra elMu'temid Ekim 892'de öldü ve yerine elMuvaffak'ın oğlu Ahmed, elMu'tezid lakabıyla halife oldu Mu'tezid de Humareveyh'in görevinde kalmasını tasdik etti Bu Nedenle Tulunîler ile Abbasîler arasındaki münasebetlerde samimi gelişmeler görüldü Nitekim Hümareveyh'in Katr elNadâ namıyla meşhur kızı Esmâ, Halife Mu'tezid ile evlendi Humâreveyh yaşadığı vakit içinde harcamalarda savurgan davranmış ve bu devletin malî durumunu çok sarsmıştı O Suriye'ye yaptığı bir sefer esnasında köleleri tarafından yaklaşık olarak otuz iki yaşında iken öldürüldü (8 Ocak 896) Onun genç yaşta öldürülmesi öldürülmesi Tulunîler Devleti ve Darı için büyük bir talihsizlikti

Mu'tezid'in yerine daha sağlığında veliahd ödev ettiği oğlu Ebü'lAsakir Ceyş geçmişti Ancak o henüz ondört yaşında tecrübesiz bir gençti, etrafındaki kötü niyetli kimselerin etkisiyle deneyimli emir ve kumandanlara karşı harekete geçti Onun bu davranışı lüzum hükümdarlık gerekse yaşam süresinin kısa olmasına sebep oldu Sonuç Olarak ayaklanan kumandanlar onu azlederek öldürdüler (25 Temmuz 896) Ceyş'in yerine benzer derecede ehliyetsiz ve acemi kardeşi Harun geçirildi


Tulunî hanedanının son yılları idarede iktidarsızlık, entrikalar ve Abbasîlerin gittikçe çoğalan bir şekilde Darı'a müdahalesiyle geçmişti 899 yılında Halife Mu'tezid ile yeni bir anlaşma yapıldı Bu üçüncü anlaşmayla Tulunîlerin idaresindeki ülkelerin sayısı azalıyor ve Abbasîlere verdikleri vergi 450000 dinara çıkarılıyordu öte yandan Karmatîlerin Suriye'deki isyanları yalnız Tulunîler için yok Abbasîler için de güvenli olmayan olmaya başlamıştı

Bu sırada Halife Mu'tezid ölmüş (902) ve yerine oğlu elMuktefî geçmişti Halîfe Muktefî, Suriye'ye Muhammed b Süleyman idaresinde bir ordu gönderdi Sonuç Olarak Abbasî ordusu Karmatîler'i mükemmel bir mağlubiyete uğrattı (903) Bu seferden daha sonra Muhammed b Süleyman Abbasî orduları başkumandanı atama edilerek Darı meselesini neticelendirmekle görevlendirildi Muhammed b Süleyman karadan ve denizden Mısır'a hücum etti Bu sırada Harun, kesin olarak sebebi anlaşılamayan bir şekilde öldürüldü (31 Aralık 904) Ona amcası Şeyban Halef oldu

Şeyban, Tulunî kuvvetlerini müdafaa için bir düzene sokmaya çalıştı ise de artık çok geçti Nihayet Muhammed b Süleyman Mısır kapılarına dayandı Şeyban teslim edinmek teklifini kabul ederek aile fertleriyle Muhammed b Süleyman'a sığındı Tulunî ordusundan bir kısmı durumdan habersiz olarak mücadele ettilerse de bu mukavemeti hayatlarıyla ödediler Muhammed b Süleyman bundan daha sonra 12 Ocak 905'te Fustat'a girdi Bu Nedenle Tulunî Devleti sona erdi ve ailenin geride kalan fertleri zincire vurularak Bağdad'a götürüldü

Tulunîler vaktinde Mısır her tarafta bir canlanma, ilerleme ve rahat devri yaşamıştı Bu devlet, temelde kuvvetli bir orduya ve ülkenin iktisadî bakımdan kalkınmasına dayanmıştı Ayrıca ticaret de fevkalâde gelişmişti

Nitekim Ahmed b Tulun bu sebeple Afrika'nın Darı ve Suriye üzerinden geçen ticaret yollarının kontrolünü elinde tutmak istiyordu Mısır'da Tulunîler ile beraber bir saray teşkilatı sabit ve bu Abbasîleri de geride bırakacak şekilde bir gelişme göstermişti öte taraftan Ahmed b Tulun halk hizmetlerine yarayacak çok büyük imar faaliyetlerinde bulundu Kataî adı verilen yeni bir şehir kurdu


Burada bir saray ve kendi ismiyle anılan büyük bir camii ve Gizli elİmare (hükümet konağı) yaptırmıştı Keza 837 yılında bir hastane (mâristan) ve bugün hâlâ duran bir su kemeri yapı ettirmişti İbn Tulun'un en büyük eseri olan camii, 876879 yılları aralarında bitmiş olup bugün de varlığını sürdürmektedir Oğlu Humareveyh de Kataî şehrini genişletmiş ve burada bahçeler ve havuzlar yaptırmıştı


Ahmed b Tulun edebiyat ve musıkiye de meraklı olup Türkçe şiirler yazmıştı Humareveyh de âlim ve şairleri himâye etmesiyle ün kazanmıştı Nitekim gramerci Muhammed b Abdullah (öl 944) onun himâyesinde ve aynı zamanda oğullarının hocası idi ElKasım b Yahya elMeryemî (öl 929) de Humavereyh'in savaşlardaki zaferlerini hatırasına yapmak için kasideler yazmıştı *
 
858,506Konular
982,855Mesajlar
33,082Kullanıcılar
iptvmaSon üye
Üst Alt