iltasyazilim
FD Üye
Töre hakkında bilgi
töre nedir,anadoluda töre,
Töre, Adet, Gelenek, Görenek
Töre Tanımı
Töre, bir toplulukta benimsenmiş, resmileşmiş tavır ve yaşama biçimlerinin, kuralların, gelenek ve görenekklerin, müşterek alışkanlıkların, tutulan yolların bütünüdür Yazılmış olmayan ahali kanunlarıdır
Türk Töresi
Divanü LûgatitTürkde töre evin en kayda değer yeri ve sediri olarak ifade edilirken, kavram esas mânâsı ile törü şeklinde geçmekte olup, görenek ve âdet olarak açıklanmıştır Buna tarafından;
1 Töre, Türk örf ve geleneklerinin belirli hükümleri birliğidir Orhun kitabelerinde töresiz bir devlet ya da kalabalık olamayacağı belirtilmiştir Bundan hareketle eski Türklerde illegal veya hükümdarın şahsî iradesine bağlı bir yönetim şekli olmamıştır Dolayısıyla kağanlar emirlerini, yargıçlar kararlarını töreye göre vermişlerdir Yani ahali direkt törenin himayesindedir Bozkırlarda sahiden yaşanan hayatın zamanla hukukîsosyal değerinde kazanmış davranışlarını ihtiva eden ve genellikle kanun mânâsına alınan töre (törü) , eski Türk sosyal hayatını aranjör mecburî normlar bütünüdür Bu tüm, yani kanunlar, millîdir Türklerde töre kanun mânâsına gelmekle birlikte, onunla sınırlı değildir Çünkü yazılı kanunlarla, yazılmamış teamüller de törenin içindedir Hattâ, hukukî töreden diğer dinî, ve ahlâkî töreler de vardır Dolayısıyla, Türk töresi, eski Türklere atalarından kalan tüm kaidelerin toplamı demektir Töre, ahlâkî, sosyal, siyasî birçok ilke koymuş, müesseseler kurmuş, insanlığa kendi hakikatlerini anlatmak ve onları sükûnetle rahat içinde yaşatmak maksadıyla devlet gibi insanlığa en büyük faydayı getiren yüksek bir merkez müessese vücûda getirmiştir Yani törenin devleti de, insanı kendi hakîkatine götürmek maksadının bir vasıtasıdır Bu bakımdan töre büyük bir ihtimalle eski Türk dininin adıdır
Türk töresi, epeyce sert ve belirlenmiş hükümler ihtiva etmiştir Cezaları ağır olmakla birlikte, töre, Türk cemiyetinin belkemiğini teşkil ettiği için hiç kimse bu cezaları hileli ve adaletsiz görmemiştir Törenin defalarca doğru ve adil olanı emrettiğini herkes her yerde kabul etmiştir Çünkü töre, milletin yüzlerce yıllık hayat tecrübesinden süzülmüş kaidelerden ibarettir
Gökalp, töre kelimesinin, Türk kelimesiyle benzer cevherden olabileceğini söylemektedir Buna kadar, Türk kelimesi töreli mânâsına gelebilir
Töre ile birlikte kullanılan bir diğer terim de yasadır Yasa (yasağ) terimi Moğol istilâsından sonra İslâm tarih ve etnoğrafya edebiyatına girmiş ve yayılmıştır Gök Türkler, Hakanlılar ve Selçuklularda kanun ve nizam ifade eden törütüre teriminin yerini tutmuştur
TÖRENİN OLUŞUMU VE GELİŞİMİ
Tüm bozkırlarda olur ya binlerce seneden beri yaşamış bir töre vardır Büyük Türk hükümdarlarının bizatihi kendileri, halkın sosyal yapısında yaşamış bu törelere tâbî olmuştur Türk beyleri, devlet ve milletleri vaktiyle beri müteamil olan töreye tâbi kaldıkça, Türk cemiyetinin hayatı tam yolunda ve alışılagelmiş olarak akım ediyor demektir; hükümdardan istenen de ancak bu törenin geçerliliğini tedarik etmektir
Töre üç kaynaktan oluşur Bunlar halk müziği, kurultay ve handır Yani bir kısım töre direkt millet içerisinde zuhur eder Bunlar gelenek şeklinde nesilden nesle intikal eder İkincisi beylerin, kurultayda aldıkları kararlardır Üçüncüsü ise bizatihi Hanın teşebbüsleri ile gelişir Töre nesilden nesle intikal ederken, hakanlar ve baylar bunlara kendilerinden bazı şeyler ilâve etmişlerdir Her büyük tarihî olaydan ve yeni bir sülâle tahta geçtikten sonra töre, kurultaylarda gözden geçirilmiş ve bir takım hükümlerin münakaşası yapılmıştır Ama buradan Hanın kimsesiz istediği töreyi yatırma selâhiyetinin olduğunu göz önünde bulundurmak yanlış olur Nitekim, Bilge Kağanın Budizmin kabûlünü istemesine karşın isteği reddedilmiştir
İslâmla müşerref olmayı müteakip, töredin çatışması bazı noktalarda görüldü ise de, hanlar ve efendiler, aile ve askerlik işlerinde XV asra dek töreyi tatbikten vazgeçmediler Uluğ Bey gibi islâm bilgini olan bir hükümdarın bir çok işlerde yasa, türeye ihtiyacımız vardır demesinin sebebi de budur
Selçuklu ve Osmanlılar, dedelerinden kalma teamüllere Oğuz töresi derlerdi Ancak töre, yalnız Oğuzların teamüllerinden ibaret değildir Tüm Türklük âlemi için geçerlidir
Töre günümüzde de yaşamaktadır Nitekim Eröz, Yörük ve Türkmen oymakları ile yaptığı araştırmalarında, töre kelimesinin kullanıldığını tesbit etmiştir Görüşülenlerin derhal hepsi kavramı El âdeti, Türkmen töresi olarak dile getirmişlerdir
SOSYAL HAYATTA TÖRENİN YERİ VE ÖNEMİ
Orhun âbidelerinde, bir çok yerde töre ve öneminden bahsedilmektedir
Yedi yüz er olup ilsizleşmiş, kağansızlaşmış milleti, cariye olmuş, kul olmuş milleti, Türk töresini bırakmış milleti, ecdadımın töresince yaratmış, yetiştirmiş
İli tutup töreyi düzenlemiş
Üstte mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisi arasında insan oğlu kılınmış İnsan oğlunun üzerine ecdadım Bumin Kağan, İstemi Kağan oturmuş Oturarak Türk milletinin ilini, töresini tutuvermiş, düzenleyivermiş
Babam kağan öylece ili, töreyi kazanıp, uçup gitmiş
Türk, Oğuz beyleri, milleti, işitin: Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, ilini, töreni kim bozabilecekti?
Töreyi kazanıp, minik kardeşim Kül Tigin kendisi öylece vefat etti
Yine törenin önemini ifade etmesi bakımından Divanü LûgatitTürkde geçen ifadeler oldukça dikkate değerdir Nitekim bu ifadelerden birinde devlet gitse zeka törenin bakî olduğu vurgulanmaktadır Buna tarafından vilâyet (devlet) terkedilir fakat töre terkedilemez: El kaldı törü kalmas
Bahaeddin Ögel, törenin devlet ve halk müziği töresi edinmek üzere ikiye ayrıldığını belirtmektedir Çıkış noktası olarak da büyük oğlanla ufak oğlanın devlet ve insanlar hayatında farklı yerlerinin olmasını almaktadır Bu çerçevede eski Türk töresine tarafından, babanın tahtına defalarca büyük oğul çıkardı Halbuki halk müziği töresine tarafından küçük oğul önemlidir Çünkü minik erkek çocuk, babasının evinde oturan ve baba ocağını devam ettiren çocuktu Oysa buradan iki törenin birbiri ile çatıştığı sonucu çıkmamalıdır Zira, devlet hayatı için deneyim, dirayet ve veri önemlidir Bu vasıfları da en iyi taşıyan olarak büyük oğlan görülmektedir Keza küçüklerin büyüğe riayet etmeleri daha kolaydır Ancak aile ocağının devamı meselesinde vazife tabiî olarak küçüğe düşmektedir Büyüklerin sıra ile kendi ailelerini kurarak baba ocağından ayrılmalarıyla, en sona ufak erkek çocuk kalmaktadır aynı zamanda, devlet hayatında büyük oğlandan yanlamasına bir törenin bulunmasına karşın, Türk tarihinde liyakat da kayda değer bir faktör olarak yer aldığından, tahta küçük oğlanların geçtiği de görülmektedir
Törenin kendisini gösterdiği kayda değer müesseselerden biri de ordudur Ahali ile ordunun bütünleşmiş olduğu Türklerde, konargöçer hayat tarzı halkı defalarca devingen olmaya zorlamış, böylece enerjik bir ordunun durmadan hazır bulundurulması elzem olmuştur İşte KaraHan Oğlu AlmanBet destanında, AlmanBet babasına İslâmiyete girmesini önerge eder Fakat babası reddedince, buralardan gideceğini söyler Bunun üzerine babası il ve yurdunu toparlar ve oğluna hitaben şöyle der:
Gel, gitme bölünme! Bu Geyik Kayasından!
Töremizle büyüdün, yuğruldun mayasından!
Atamın yuvasından, Keçilerkayasından,
Gel gitme, ayrılma! Ananın yuvasından!
Yeniden Çinliler Meteden karısını isteyince, devlet ileri gelenleri bu duruma aleyhinde çıkarken töreye aksan yaparak Mete Hana şöyle derler Bu Tunghular, töre diye bir şey tanımıyorlar! Bu kez da Hatunumuzu istiyorlar! Biz onlara hemencecik atak ederek, hepsini ortadan kaldırmağı teklif ediyoruz!
Töre müessesesinin önemi sadece töreye gösterilen hürmet ve itaatten ibaret değildir bununla beraber Türk devletlerinde töreyi bilenlere aleyhinde gösterilen hürmet da önemin bir göstergesidir
SOSYAL BÜTÜNLEŞME VE TÖRE
Töre, sosyal bütünleşmenin temel kaynağıdır Bilhassa normatif bütünleşmenin esas kural ve teamüllerini töre sunmaktadır Törenin buradaki etkisi, geleneği temsil etmesinden doğmaktadır Çünkü, bu normun oluşması ve kabul görmesi onun gelenekselleşmesine bağlıdır Gücünü geçmişten bölge norm etkilidir ve kendi merkezi etrafında birleştiricidir Bu çerçevede en zinde normlar töre olarak nitelendirilmektedir Töre buradaki gücünü, uzun geçmişe sahip olmasından ve görmüş olduğu genel kabulden almaktadır Sosyal bütünleşmeyi temin etmesi açısından Divanü Lûgatit Türkde törenin yayılması ile birlikte başı dönen kişilerin ayılacağı, kurtla kuzunun birlikte yürüyeceğini belirten şu dörtlük dikkate değerdir
Endik birey?
El törü yetilsün
Toklu böri yetilsün
Kadhgu yeme savılsun
Bu Nedenle törenin toplumun nizamının sağlanmasındaki fonksiyonu da epeyce kuvvetli bir şekilde ortaya çıkmaktadır Çünkü sosyal nizam, fakat eksiksiz bir şekilde görünürde bir kurallar geleneği ile mümkündür Bu gelenek bizatihi törenin kendi içerisindedir Yüzyılların derinliğine kök salmış olan töre, büyük bir birikim ve tecrübeyi temsilcilik eder Bu bakımdan, uyruk bağının zinde kılınmasına hizmet eden de odur
TÜRK YÖNETIM SİSTEMİ OLARAK TÖRE
Töre, Türk sosyal hayatını aranjör kaideler bütünüdür Diğer bir ifadeyle, kişiler ve zümreler arası münasebetleri aranjör; idarecilerle yöneticilik edilenler arasındaki işleri, hak ve vazifeleri bildiren usullerdir24 Idare sistemine baktığımızda ise hükümdarın yetkilerini meclisler (Kurultay ve Hükûmet meclisi) sınırlandırmakta, ayrıca hükümdarın ayrıca de meclislerin üzerinde ise Töre bulunmaktadır Ne ırk ne de idare sisteminin herhangi bir unsurunun, çevresini törenin çizmiş olduğu normlar bütününün dışına çıkması mümkündür Bu noktadan hareketle, Türk devletini kanun devleti olarak nitelendirebiliriz Çünkü devletlerinin nevi şahsına münhasır bir yönetim sistemine sahip oldukları görülmektedir Ama, mutlaka bir isim tahsis etmek gerekiyorsa, eski Türklerde yönetim sistemine Töre Sistemi demek hatalı olmayacaktır Zira il gider, töre kalır
Özel Baskı *
töre nedir,anadoluda töre,
Töre, Adet, Gelenek, Görenek
Töre Tanımı
Töre, bir toplulukta benimsenmiş, resmileşmiş tavır ve yaşama biçimlerinin, kuralların, gelenek ve görenekklerin, müşterek alışkanlıkların, tutulan yolların bütünüdür Yazılmış olmayan ahali kanunlarıdır
Türk Töresi
Divanü LûgatitTürkde töre evin en kayda değer yeri ve sediri olarak ifade edilirken, kavram esas mânâsı ile törü şeklinde geçmekte olup, görenek ve âdet olarak açıklanmıştır Buna tarafından;
1 Töre, Türk örf ve geleneklerinin belirli hükümleri birliğidir Orhun kitabelerinde töresiz bir devlet ya da kalabalık olamayacağı belirtilmiştir Bundan hareketle eski Türklerde illegal veya hükümdarın şahsî iradesine bağlı bir yönetim şekli olmamıştır Dolayısıyla kağanlar emirlerini, yargıçlar kararlarını töreye göre vermişlerdir Yani ahali direkt törenin himayesindedir Bozkırlarda sahiden yaşanan hayatın zamanla hukukîsosyal değerinde kazanmış davranışlarını ihtiva eden ve genellikle kanun mânâsına alınan töre (törü) , eski Türk sosyal hayatını aranjör mecburî normlar bütünüdür Bu tüm, yani kanunlar, millîdir Türklerde töre kanun mânâsına gelmekle birlikte, onunla sınırlı değildir Çünkü yazılı kanunlarla, yazılmamış teamüller de törenin içindedir Hattâ, hukukî töreden diğer dinî, ve ahlâkî töreler de vardır Dolayısıyla, Türk töresi, eski Türklere atalarından kalan tüm kaidelerin toplamı demektir Töre, ahlâkî, sosyal, siyasî birçok ilke koymuş, müesseseler kurmuş, insanlığa kendi hakikatlerini anlatmak ve onları sükûnetle rahat içinde yaşatmak maksadıyla devlet gibi insanlığa en büyük faydayı getiren yüksek bir merkez müessese vücûda getirmiştir Yani törenin devleti de, insanı kendi hakîkatine götürmek maksadının bir vasıtasıdır Bu bakımdan töre büyük bir ihtimalle eski Türk dininin adıdır
Türk töresi, epeyce sert ve belirlenmiş hükümler ihtiva etmiştir Cezaları ağır olmakla birlikte, töre, Türk cemiyetinin belkemiğini teşkil ettiği için hiç kimse bu cezaları hileli ve adaletsiz görmemiştir Törenin defalarca doğru ve adil olanı emrettiğini herkes her yerde kabul etmiştir Çünkü töre, milletin yüzlerce yıllık hayat tecrübesinden süzülmüş kaidelerden ibarettir
Gökalp, töre kelimesinin, Türk kelimesiyle benzer cevherden olabileceğini söylemektedir Buna kadar, Türk kelimesi töreli mânâsına gelebilir
Töre ile birlikte kullanılan bir diğer terim de yasadır Yasa (yasağ) terimi Moğol istilâsından sonra İslâm tarih ve etnoğrafya edebiyatına girmiş ve yayılmıştır Gök Türkler, Hakanlılar ve Selçuklularda kanun ve nizam ifade eden törütüre teriminin yerini tutmuştur
TÖRENİN OLUŞUMU VE GELİŞİMİ
Tüm bozkırlarda olur ya binlerce seneden beri yaşamış bir töre vardır Büyük Türk hükümdarlarının bizatihi kendileri, halkın sosyal yapısında yaşamış bu törelere tâbî olmuştur Türk beyleri, devlet ve milletleri vaktiyle beri müteamil olan töreye tâbi kaldıkça, Türk cemiyetinin hayatı tam yolunda ve alışılagelmiş olarak akım ediyor demektir; hükümdardan istenen de ancak bu törenin geçerliliğini tedarik etmektir
Töre üç kaynaktan oluşur Bunlar halk müziği, kurultay ve handır Yani bir kısım töre direkt millet içerisinde zuhur eder Bunlar gelenek şeklinde nesilden nesle intikal eder İkincisi beylerin, kurultayda aldıkları kararlardır Üçüncüsü ise bizatihi Hanın teşebbüsleri ile gelişir Töre nesilden nesle intikal ederken, hakanlar ve baylar bunlara kendilerinden bazı şeyler ilâve etmişlerdir Her büyük tarihî olaydan ve yeni bir sülâle tahta geçtikten sonra töre, kurultaylarda gözden geçirilmiş ve bir takım hükümlerin münakaşası yapılmıştır Ama buradan Hanın kimsesiz istediği töreyi yatırma selâhiyetinin olduğunu göz önünde bulundurmak yanlış olur Nitekim, Bilge Kağanın Budizmin kabûlünü istemesine karşın isteği reddedilmiştir
İslâmla müşerref olmayı müteakip, töredin çatışması bazı noktalarda görüldü ise de, hanlar ve efendiler, aile ve askerlik işlerinde XV asra dek töreyi tatbikten vazgeçmediler Uluğ Bey gibi islâm bilgini olan bir hükümdarın bir çok işlerde yasa, türeye ihtiyacımız vardır demesinin sebebi de budur
Selçuklu ve Osmanlılar, dedelerinden kalma teamüllere Oğuz töresi derlerdi Ancak töre, yalnız Oğuzların teamüllerinden ibaret değildir Tüm Türklük âlemi için geçerlidir
Töre günümüzde de yaşamaktadır Nitekim Eröz, Yörük ve Türkmen oymakları ile yaptığı araştırmalarında, töre kelimesinin kullanıldığını tesbit etmiştir Görüşülenlerin derhal hepsi kavramı El âdeti, Türkmen töresi olarak dile getirmişlerdir
SOSYAL HAYATTA TÖRENİN YERİ VE ÖNEMİ
Orhun âbidelerinde, bir çok yerde töre ve öneminden bahsedilmektedir
Yedi yüz er olup ilsizleşmiş, kağansızlaşmış milleti, cariye olmuş, kul olmuş milleti, Türk töresini bırakmış milleti, ecdadımın töresince yaratmış, yetiştirmiş
İli tutup töreyi düzenlemiş
Üstte mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisi arasında insan oğlu kılınmış İnsan oğlunun üzerine ecdadım Bumin Kağan, İstemi Kağan oturmuş Oturarak Türk milletinin ilini, töresini tutuvermiş, düzenleyivermiş
Babam kağan öylece ili, töreyi kazanıp, uçup gitmiş
Türk, Oğuz beyleri, milleti, işitin: Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, ilini, töreni kim bozabilecekti?
Töreyi kazanıp, minik kardeşim Kül Tigin kendisi öylece vefat etti
Yine törenin önemini ifade etmesi bakımından Divanü LûgatitTürkde geçen ifadeler oldukça dikkate değerdir Nitekim bu ifadelerden birinde devlet gitse zeka törenin bakî olduğu vurgulanmaktadır Buna tarafından vilâyet (devlet) terkedilir fakat töre terkedilemez: El kaldı törü kalmas
Bahaeddin Ögel, törenin devlet ve halk müziği töresi edinmek üzere ikiye ayrıldığını belirtmektedir Çıkış noktası olarak da büyük oğlanla ufak oğlanın devlet ve insanlar hayatında farklı yerlerinin olmasını almaktadır Bu çerçevede eski Türk töresine tarafından, babanın tahtına defalarca büyük oğul çıkardı Halbuki halk müziği töresine tarafından küçük oğul önemlidir Çünkü minik erkek çocuk, babasının evinde oturan ve baba ocağını devam ettiren çocuktu Oysa buradan iki törenin birbiri ile çatıştığı sonucu çıkmamalıdır Zira, devlet hayatı için deneyim, dirayet ve veri önemlidir Bu vasıfları da en iyi taşıyan olarak büyük oğlan görülmektedir Keza küçüklerin büyüğe riayet etmeleri daha kolaydır Ancak aile ocağının devamı meselesinde vazife tabiî olarak küçüğe düşmektedir Büyüklerin sıra ile kendi ailelerini kurarak baba ocağından ayrılmalarıyla, en sona ufak erkek çocuk kalmaktadır aynı zamanda, devlet hayatında büyük oğlandan yanlamasına bir törenin bulunmasına karşın, Türk tarihinde liyakat da kayda değer bir faktör olarak yer aldığından, tahta küçük oğlanların geçtiği de görülmektedir
Törenin kendisini gösterdiği kayda değer müesseselerden biri de ordudur Ahali ile ordunun bütünleşmiş olduğu Türklerde, konargöçer hayat tarzı halkı defalarca devingen olmaya zorlamış, böylece enerjik bir ordunun durmadan hazır bulundurulması elzem olmuştur İşte KaraHan Oğlu AlmanBet destanında, AlmanBet babasına İslâmiyete girmesini önerge eder Fakat babası reddedince, buralardan gideceğini söyler Bunun üzerine babası il ve yurdunu toparlar ve oğluna hitaben şöyle der:
Gel, gitme bölünme! Bu Geyik Kayasından!
Töremizle büyüdün, yuğruldun mayasından!
Atamın yuvasından, Keçilerkayasından,
Gel gitme, ayrılma! Ananın yuvasından!
Yeniden Çinliler Meteden karısını isteyince, devlet ileri gelenleri bu duruma aleyhinde çıkarken töreye aksan yaparak Mete Hana şöyle derler Bu Tunghular, töre diye bir şey tanımıyorlar! Bu kez da Hatunumuzu istiyorlar! Biz onlara hemencecik atak ederek, hepsini ortadan kaldırmağı teklif ediyoruz!
Töre müessesesinin önemi sadece töreye gösterilen hürmet ve itaatten ibaret değildir bununla beraber Türk devletlerinde töreyi bilenlere aleyhinde gösterilen hürmet da önemin bir göstergesidir
SOSYAL BÜTÜNLEŞME VE TÖRE
Töre, sosyal bütünleşmenin temel kaynağıdır Bilhassa normatif bütünleşmenin esas kural ve teamüllerini töre sunmaktadır Törenin buradaki etkisi, geleneği temsil etmesinden doğmaktadır Çünkü, bu normun oluşması ve kabul görmesi onun gelenekselleşmesine bağlıdır Gücünü geçmişten bölge norm etkilidir ve kendi merkezi etrafında birleştiricidir Bu çerçevede en zinde normlar töre olarak nitelendirilmektedir Töre buradaki gücünü, uzun geçmişe sahip olmasından ve görmüş olduğu genel kabulden almaktadır Sosyal bütünleşmeyi temin etmesi açısından Divanü Lûgatit Türkde törenin yayılması ile birlikte başı dönen kişilerin ayılacağı, kurtla kuzunun birlikte yürüyeceğini belirten şu dörtlük dikkate değerdir
Endik birey?
El törü yetilsün
Toklu böri yetilsün
Kadhgu yeme savılsun
Bu Nedenle törenin toplumun nizamının sağlanmasındaki fonksiyonu da epeyce kuvvetli bir şekilde ortaya çıkmaktadır Çünkü sosyal nizam, fakat eksiksiz bir şekilde görünürde bir kurallar geleneği ile mümkündür Bu gelenek bizatihi törenin kendi içerisindedir Yüzyılların derinliğine kök salmış olan töre, büyük bir birikim ve tecrübeyi temsilcilik eder Bu bakımdan, uyruk bağının zinde kılınmasına hizmet eden de odur
TÜRK YÖNETIM SİSTEMİ OLARAK TÖRE
Töre, Türk sosyal hayatını aranjör kaideler bütünüdür Diğer bir ifadeyle, kişiler ve zümreler arası münasebetleri aranjör; idarecilerle yöneticilik edilenler arasındaki işleri, hak ve vazifeleri bildiren usullerdir24 Idare sistemine baktığımızda ise hükümdarın yetkilerini meclisler (Kurultay ve Hükûmet meclisi) sınırlandırmakta, ayrıca hükümdarın ayrıca de meclislerin üzerinde ise Töre bulunmaktadır Ne ırk ne de idare sisteminin herhangi bir unsurunun, çevresini törenin çizmiş olduğu normlar bütününün dışına çıkması mümkündür Bu noktadan hareketle, Türk devletini kanun devleti olarak nitelendirebiliriz Çünkü devletlerinin nevi şahsına münhasır bir yönetim sistemine sahip oldukları görülmektedir Ama, mutlaka bir isim tahsis etmek gerekiyorsa, eski Türklerde yönetim sistemine Töre Sistemi demek hatalı olmayacaktır Zira il gider, töre kalır
Özel Baskı *