Travmatik olay doğal afetler, savaş, göç, cinsel ya da fiziksel tacize uğrama, trafik kazaları, ölümcül bir hastalık teşhisi konması, ani ölümler gibi çoğu kez beklenmedik zamanlarda ortaya çıkan kişide yoğun stres ve çaresizlik hissi yaratan, kişiyi aşırı korkutan dehşete düşüren zorlayıcı olaylar olarak tanımlanır. Travma olduğunu eğer kişi olayla ilgili anıları gerçekmişcesine tekrar yaşıyorsa, kaçınma ve aşırı uyarılmışlık hali varsa anlarız. Travmatik olaylardan sonra iki durum ortaya çıkar; Akut Stres Bozukluğu (ASB) ilk 4 hafta, Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB).
Travma Sonrası Stres Bozukluğu; gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi içermelidir. Ağır yaralanma, bireyin fiziksel bütünlüğünü tehdit eden bir durumla karşılaşması, böyle bir duruma tanık olma gibi ağır travmatik olaylardan sonra ortaya çıkabilen, özgül semptomlarla kendini gösteren bir tablo olarak tanımlanmaktadır. TSSB’den etkilenme ve tedavinin gidişatı; kişinin travmatik algısı, kişinin kişilik yapısı, sosyal destek alması, eşlik eden veya öncesinde psikolojik rahatsızlığın bulunması (majör depresyon ve anksiyete bozukluğu gibi), psikiyatrik hastalığa yatkınlığına bağlı olarak değişir. Travmayı özümseme sırasında, travmatik olayla ilgili korku ağı, başka düğümlerle de bağlantı kurabilir. TSSB mağdurlarının büyük bir oranının gelecekle ilgili anksiyetesi vardır. Geçmişe gidiyorsa depresyondur.
Süregiden Tehdit Algısı Modeline göre;
Kişinin otobiyografik belleğinde olay anını her hatırladığında yeniden işlenir. Buna yeniden işlenmiş bellek deriz. Yani travmayı bir hatırladığıyla ikinci hatırladığı aynı değildir. Olay örgüsü kopuk veya silik olabilir. Bazen de travmatik yaşantımızı beynimiz işleyemez. Epizodik belleğimizde işlenmeyen bir anıdır.Kişi o olayla ilgili bir şeyi yok sayabilir. Bu yüzden terapilerde gün yüzüne çıkmayıp ilkte kendini başka bir rahatsızlık fobi, anksiyete, okb gibi gösterebilir. Anılarla boğuşurlar. Tıpkı bitmeyen filmler veya fotoğraf kareleri gibidir. Bir tür flashback(geriye dönüş) yaşarlar. Geçmişte kalmışlarsa her an tehdit halinde hissederler. Kaçınma davranışları korku ve kaygıyı sürdürür. TSSB de görülen halüsinasyonlar psikotik süreç değildir.
Bilişsel Davranışçı Tepki Tipolojisine göre;
‘’Gelirse gelsin ya dur bakalım’’ dediği anda gitmeye başlar. Düşünceleri baskıladıkça çıkar. (Stres topu gibi)
TRAVMA MAĞDURUNUN YAŞADIĞI SÜREÇLER
Travmatik bilgiyi konuşamaz, onun dışında çok heyecanlı konuşabilir. Eksik bilgi var gibidir.
Kaygı uyandıran bir durum olmasa bile korku duyar.
Depresif özellikler gösterir.
Ya ajite olmuş davranışlar ya da tam tersi duygusal küntlük gösterebilir.
Aşırı uyarılmışlık hali uyku bozukluğu yaşamasına yol açar.
Uyarılmışlık; taşikardi, kan basıncında artış, terleme, kaslarda gerginlik titreme ve anksiyete şeklinde kendini gösterebilir.
İrritabilite(hafif uyaranlara karşı aşırı tepki gösterme) ve impulsivite (dürtüsellik) sergileyebilir.
Kaçınma (örneğin deprem yaşayan birinin kapalı yerlerde bulunmaktan kaçınması)
Olumsuz düşünce ve ruh hali. Duygusal olarak hissiz, ilgi kaybı.
Aşırı gergin ve tetikte olmak.
Sürekli uyumak veya uykusuzluk.
İştah kaybı.
Olayla ilgili ciddi ve rahatsızlık verici rüyalar görme.
NE ZAMAN DESTEK ALINMALI
Bu belirtiler 1 aydan fazla sürdüğünde mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurulması gerekir. Kişide işlevsellik yani yeti yitimine sebep olur. Travma odaklı terapiler; explosure therapy (maruz bırakma), EMDR (göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme), BDT (bilişsel davranışçı terapi) uygulanabilir. Travma ile ilişkili uyaranları ve kaçınma davranışlarını belirleyerek terapi süreci başlar.