Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Troya (Truva) Efsanesi

Troya (Truva) Efsanesi

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Troya (Truva) Efsanesi hakkında bilgi
Troya (Truva) Efsanesi nedir

Zamanımızdan aşağı yukarı 3200 yıl önce Çanakkale Boğazı yakınlarında Troya isimli bir şehir varmış Bu kentin, barışçı; fakat cesur insanları, kralları, Priamos'un idaresi aşağıda uzun yıllar uzlaştırma içinde çok mutlu bir hayat sürmüşler

Tanrılar, bu mutluluğu onlara çok görmiş olacaklar fakat Troyalıların başına bir çorap örmeye karar verdiler

Birgün, Kral Priamos'un karısı Hekabe fazla fena bir rüya fark etti Rüyasında, karnından ateşler çıkmakta ve ateşin dumanı, tüm Troya surlarını sarmaktaydı Hekabe, bu rüyasını önce karısına; daha sonra da bir kahine anlattı Kahinin yaptığı yorum, hiç de iç açıcı değildi Ona göre, Hekabe, hamileydi ve doğacak olan çocuk, ilerde Troyalıların başına büyük dertler açacaktı Onun için bebek doğar doğmaz öldürülmeliydi Bu kehanete inanan Kral Priamos, çocuk doğduktan daha sonra bir adamını bebeği öldürmek için görevlendirdi Savunmasız yeni doğmuş bir bebeği öldüremeyen Troya'lı onu o zamanki adı İDAolan Kazdağına götürüp, bir ormana bıraktı Nasıl olsa, yabani hayvanlar onu öldürür diye aklından geçirdi Lakin bebeği, yabani hayvanlardan önce bir çoban buldu Bu çocuk ilerde fiilen Troya'lıların başına çoğu dertler açacak olan Paris'ti

O sırada Tanrıların yaşadığı Olympos dağında, ilginç bir şamata cereyan etmekteydi

Kral Peleus ile Deniz perisi Thetis'in evlenme merasimine ağız dalaşı tanrıçası Eris, rahatsızlık çıkartır gerekçesiyle ağırlama edilmemişti Bu işe fazla gücenen Eris intikam almaya karar verdi Üzerinde EN GÜZELEyazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip elde etmek istediklerinden uzun tartışmalar oldu Sonunda 3 büyük tanrıça dışarıya diğerleri çekildiler Fakat Kudret tanrıçası Hera, Akıl tanrıçası Pallas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta ısrar ettiler Her üçü de tanrı Zeus'a giderek, onun hakemlik yapmasını istediler Baba tanrı Zeus, onların hiçbirini gücendirmek istemediği için diplomatça davranıp, bu işlerden öyle anlamadığını söyledi Başlıca amacı ise bu belayı Olympos'tan uzaklaştırmaktı Onların Olympos'un tadını kaçıracaklarını anladığı için, hakemliği bir ölümlünün yapması gerektiğini söyledi Gidindiye gürledi tanrıların babası Irmakları bol İda dağına, orada Paris adında Troya'lı bir prems yaşamaktadır Bu işlerden en iyi anlayan odur

Böyle söyleyip uzaklaştırdı onları Olympos'tan Onlar da Haberci tanrı Hermes'in rehberliğinde, kaynakları bol olan İda dağının doruklarına geldiler O sırada Paris, hiçbir şeyden habersiz aşağılarda koyunlarını otlatıyordu Haberci tanrı Hermes, meseleyi Paris'e anlatıp Altın Elmayı ona verdi Hangisini en hoş bulursa elmayı ona verecekti Fakat bu iş, böylece o kadar kolay olacağa benzemiyordu Çünkü her 3 tanrıça da birbirinden güzeldi Ne yapacağını şaşırmıştı Onun hayranlığını ve şaşkınlığını görebilen Tanrıçalar, karar vermesini kolaylaştırmak için Paris'e rüşvetler öneri ettiler

Hera kendisine kudret vaadetti Altın Elmayı kendisine verdiği takdirde Paris Avrupa ve Asya'nın en zinde Kralı olacaktı

Athena kendisini dünyanın en akıllı kralı yapacağını ve Yunanistan'la yapılacak bir savaşta kendisine zafer vaadetti

Afrodit ise dünyanın en güzel kadınını Paris'e önerge etti

Çoban Paris'in, o kadar büyük krallıklarda o kadar gözü yoktu En güzel kadın benim olsun diye düşünüp, Altın Elmayı Afrodit'e verdi İşte ne olduysa o süre oldu Bu işe çok bozulan Athena ile Hera, Troya'nın yıkımı için planlar kurmaya koyuldular

Afrodit ise, verdiği sözü yapmak için bir plan yaparak Paris'in, Yunanistan'daki Isparta şehrine gitmesini sağladı Çünkü o sırada dünyanın en hoş kadını, Isparta Kralı Menelaos'un karısı Güzel Helendi

Menelaos ve Helen, Paris'i karşıladılar Kral, kendisine kendisine dilediği kadar sarayında kalabileceğini söyledi Ona güvenerek karısı ile Paris'i sarayda yalnız bırakıp, kendisi Girit'e gitti Menelaos'un Girit'te olmasından yararlanan Paris, Helen'i Troya'ya kaçırdı

Girit'ten dönen Menelaos, karısını evde bulamayınca yaptığı hatayı anladı ve karısını geri almak için Troya'ya savaş açtı Bütün Yunan krallarına da haberciler göndererek Helen'in kurtarılması için onları yardıma çağırdı Çünkü kendisi evlenirken, diğer tüm krallar, Helen'in başına bir hal gelmesi halinde Menelaos'a yardım edeceklerine laf vermişlerdi Verdikleri laf gereği, bütün krallar denizi aşıp zinde Troya kentini yerle bir etmeye fazla hevesli idiler Menelaos'un ağabeyi Agamemnon, yaşlı Nestor, Ajax, Patroklos tümü hazırdılar Ama Odysseus ile Akhilles, o kadar ortalarda görünmüyordu

Yunanistan'ın en akıllı, en uyanık kralı olan Odysseus, kocasına sadakati olmayan bir kadın için, evini ve ailesini terk etmek istemedi Bunun için kendisini ordu kampına çağırmaya gelen haberciye delirmiş gibi davrandı Bir taraftan tarlayı sürüyor, daha sonra da toprağa tohum yerine tuz ekiyordu Lakin Başkomutan Agamemnon'un gönderdiği haberci de açıkgöz birisiydi Haberci, Odysseus'un minik oğlunu yakalayıp sabanın önüne bırakıverdi Minik oğlunu, sabanın önünde gören Odysseus, sabanı kenara atarak oğlunun hayatını kurtardı Bu da onun en düşük eskisi dek zeki olduğunu gösterdi Isteksiz de olsa, orduya katılmaya mecbur kaldı

Akhilles ise Troya'ya gittiği takdirde, Troya'nın yağmalanmasını ve yanışını görmeden öleceğini biliyordu Bunu kendisine bir deniz perisi olan annesi Thetis, söylemişti Onun için bayan elbiseleri giyerek, kral Lycomedes'in sarayında, saray kadınları arasında saklanıyordu

Kumandanlar Akhilles'i bulma görevini açıkgöz Odysseus'a verdiler Oddyseus bir işportacı kılığına girerek saraya gitti Sergisinin bir tarafında kadınların seveceği cinsten çok güzel takılar, öteki tarafında ise inanılmaz silahlar bulunuyordu Sarayın bütün kızları cevherlerin etrafında kümelenirken, sadece Akhilles kılıç ve kumalarla ilgileniyordu Böylce Odysseus onu tanıdı O da kaderini mahsus Odysseus'la birlikte ordu kampına katıldı

Sonunda ordu bitmiş ve gemiler yola çıkmaya hazırdı Lakin bu defa, günlerden beri esen Kuzey Rüzgarı, bir türlü vermek bilmiyor ve gemilerin Troya'ya yelken açmalarına olanak vermiyordu Ordu çaresizdi Sonunda kahinlerden birisi Artemis'in Akhalara fazla kızdığını, çünkü Agamemnon adamlarından birinin, onun en çok sevdiği tavşanlarından birini öldürdüğünü söyledi Bu yüzden rüzgarı estirdiğini ve estirmeye de devam edeceğini, fakat Agamemnon'un kızı İphiginia'yı kendisine kurban etmesi halinde öfkesinin dindirilebileceğini anlattı
Bu, Agamemnon için dayanılır birşey değildi Buna karşın, zafer için buna razı oldu Bir efsaneye kadar İphiginia, Artemis'e kurban edildi Bir başka efsaneye kadar de, İphiginia yerine Agamemnon'un gönderdiği geyik kurban edildi

Bu olaydan sonra Kuzey Rüzgarı durdu ve sayıları bini aşan gemi 100 00'i aşkın Akhalı savaşçıyı Troya önlerine taşıdı Çanakkale Boğazı'nın kumsallarında kamp kurdular Akhalar çok enerjik ve kalabalıktılar Tekrar Tekrar kente saldırdılar Ama Troya, dinç surlarla çevriliydi Hem Priamos'un bu hücumları bertaraf edebilcek, Kutasl Troya'yı koruyacak kahraman oğulları vardı Atları eğiten Hektor bunların en cesuru ve Troya ordusunun başkumandanıydı

öte taraftan Akhaları ortak düşman kabul eden öteki Anadolu halkları da Troyalıların yanına yer aldılar Savaş on sene sürdü 9 sene her tarafında galibiyet aralıksız olarak yön değiştirdi Ara Sıra Troyalılar üstün geliyor, ara sıra de Akhalılar Troyalıları surların içine dek kovalıyorlardı Uzun süre hiçbir taraf keskin bir üstünlük elde edemedi

Akhalar, civardaki yerleşmeleri talan ediyor, kızları evlerinden alıp çadırlarına kapatıyorlardı Gene böyle bir talandan daha sonra Agamemnon'un kaçırdığı rahibin kızı yüzünden, fazla sayıda Akhalı asker hastalandı ve öldü Bu olay Akhilles ile Agamemnon'un arasını açtı Akhilles onu Zeus'a şikayet edince savaş bundan böyle Olympos dağına da sıçradı Tanrıların bir kısmı Troyalıları destekliyor, bir kısmı ise Akhalıların yanına yer alıyordu Akhilles de artık savaşa gitmiyordu

sırası gelmişken savaş devam ediyordu Akhilles'in yokluğuna karşın Akhalar Troyalıları büyük kasaba surlarına kadar kovaladılar Surların yanında çok kanlı savaşlar oldu Kral Priamos ve öteki yaşlı Troyalılar da ,savaşı bir kuleden seyrediyorlardı Bir ara savaş durdu Her iki taraf da askerlerini geriye doğru çektiler Paris ile Menelaos karşısında karşıya gelmişlerdi İkisi yalnız savaşacaklardı Eğer Menelaos kazanırsa Helen'i alıp Isparta'ya geri dönecek, eğer Paris kazanırsa Helen Troya'da kalacaktı Her iki halde de savaş bitecekti Teklif Paris'ten gelmişti Hektor bunu Akhalara iletti Ve düello başladı Mızrağı ilk fırlatan Paris oldu Menelaos, mızrağı kalkanı ile savuşturup kendi mızrağını fırlattı Mızrak Paris'in gömleğini yırttı fakat onu yaralamadı sonradan kılıcını çekip, Paris'i tolgasından ( savaşırken başa giyilen demir başlık ) vurdu, ama kılıç kırılıp yere düştü Silahsız olmasına rağmen, Paris'in üstüne atılıp onu miğferinin ibiğinden tuttu Eğer Aphrodit karışmasaydı onu sürükleyip Yunanlıların sıralarına kadar götürecekti fakat Afrodit, miğferin ipini kopartıp, onun Troya'ya kaçmasına yardım etti

Minelaos, elinde Paris'in miğferi olduğu halde öfkeyle Troya sıralarına giderek, Paris'i aramaya başladı Doğrusu Troyalılar tarafında Paris'e takviye edecek hiç kimse yoktu Çünkü mızrağını fırlatmaktan diğer hiç dövüşmediği için cümbür cemaat ondan korku ediyordu Her nasılsa kaçmayı başarmıştı Nasıl kaçtığını, nereye gittiğini hiç kimse bilmiyordu Bunun üstüne, erlerin başbuğu Agamemnon, her iki orduya aniden konuşarak Menelaos'u galip bildiri etti Daha önce kararlaştırıldığı gibi Troyalıların Helen'i geri vermeleri gerekiyordu Troyalılar da buna razıydılar Lakin kudret tanrıçası Hera ile zeka tanrıçası Athena Troya kenti yerle bir edilmedikçe savaşın bitmesini istemiyorlardı Çekicilik yarışmasını kaybetmeyi kendilerine yediremiyorlardı En aptal Troyalı olan Pandorus'u kandırıp onun Menelaos'u okla yaralamasına niçin oldular Bu da savaşı her yerde açmak için yeterliydi Her iki taraftan sayısız millet öldü Tanrılar ve tanrıçalar da savaş meydanında birbiriyle savaştılar Daha Sonra da Zeus'a birbirlerini şikayet ettiler Bu olay Zeus'u kızdırdı Troyalılara yardıma gitti

Zeus'un işe karışmasıyla, her şey birdenbire değişiverdi Troyalılar, Akhalar'ı gemilerine değin püskürttüler Hektor da yaklaşık olarak ordusunun başında kahramanlaştı Agamemnon ve Akhalılar, Akhilles'i bitmiş savaşması için ikna etmeye çalıştılar Troyalılar, gemileri ateşe vercek dek yaklaşmışlardı Akhilles kendi zırhını en iyi arkadaşı Petroklos'a verdi, fakat Petroklos da Hektor göre öldürüldü

Bunun üzerine sinirlenen Akhilles kaderini yani savaşırsa öleceğini bilmesine karşın, öç almak için Hektor'a karşısında savaşmaya karar verdi ve askerlerin başına geçti her yerde Hektor'u arıyordu Önce Troyalılar püskürtüldü, sonradan da hışımla surlara yaklaştı Troyalılar şehir kapılarını açıp savaşçıları içeri aldılar Sadec Hektor dışarda surların önünde dimdik kaldı Etrafa parıltılar saçan tunç zırhı içinde yaklaşan Akhilleus'u (Aşil) görünce Hektor'u bir titreme aldı Kaçmaya başladı, Akhilles onu surların civarda 3 defa kovaladıktan sonra, Hektor cesaretini topladı ve onun karşısına dikildi Mızrağını fırlattı Akhilles'in kalkanını tam ortadan vurdu ama delemedi Kılıcını çekip, ona Akhilles'e saldırdı Daha ona yaklaşamadan Akhilles onu uzun mızrağıyla boynundan vurdu Yere yuvarlanan Hektor son nefesinde, vücudunu ailesine geri vermesi için Akhilles'e yalvardı Ama demir yürekli Akhilles'in öfkesi, o kadar dineceğe benzemiyordu Ve cesedin ayaklarını arabaya bağlayıp başını yere bıraktı Ölüyü surların önünde her zaman sürükledi, sonradan da gemilerin yanında götürdü Cesedi yaktırmadı ve köpeklere yedireceğini söyledi

Bilhassa baba tanrı Zeus bu saygısızlığa çok kızmıştı Zeus, Priamos'u cesaretlendirerek onun Akhilles'in kampına gitmesini sağladı Cesedin verilmesi için yanına değerli eşyalar getirerek yalvardı O da insafa gelip, hediyeler karşılığında cesedi verdi Cisim yakıldıktan daha sonra savaş baştan başladı Akhilles yine coşmuştu Fakat bu onun olur ya de son kükreyişi olacaktı Tüm Troyalıları önüne katmış surlara içten kovalıyordu Surlara yaklaştığı bir sırada, orada, çalıların aralarında gizli duran Paris'in attığı zehirli bir okla topuğundan vurularak öldü

Ajax, Akhilles'in ölüsünü savaş meydanından taşıdı Akhilles'in ölümünden daha sonra mükemmel zırhı kumandanlar aralarında yeni bir huzursuzluğa yol açtı Kumandanlar aralarında yapılan gizli bir oylama sonucu zırha sahip olma hakkı Odysseus'a verildi Ajax da kendini aşağılanmış görüp, kılıcının üzerine atlayarak intihar etti Bu iki kahramanın kısa zamanda sırt sırta ölmeleri Akhaların cesaretlerini kırdı Galibiyet, fazla uzaktan görünüyordu, lakin vazgeçmeye de hiç niyetleri yoktu Akhilles'in genç oğlu Neoptolemus, Paris'i öldürdü Lakin onun ölümü Troyalılar için öyle de büyük bir kayıp değildi Zaten bu belalalrı Troyalıların başına her zaman o açmıştı

Troyalılar güçlerini koruyorlardı Büyük Kasaba surları el değmemiş bir şekilde hala ayaktaydılar Bu, sonu olmayan savaşa bir son verebilmek için orduyu şehrin içine alıp, Troyalıları bir baskınla değil etmekten diğer tedavi yoktu Bunu nasıl yapacaklardı ?

Akhaların en akıllısı açıkgöz Odysseus, bir tahta beygir yapma fikriyle ortaya çıktı Büyük ve içi anlamsız bir beygir olacak ve içine belirtilen sayıda asker alabilecekti Odysseus ve öteki baı seçkin komutanlar atın içine gizlenirken, diğerleri denize açılıp gemileri Bozcaada'nın arkasına, Troyalıların onları göremeyeceği bir şekilde gizleneceklerdi Eğer işleri ters giderse, Yunanistan'a geri dönecekler, emrindeki bu arad atın içindekiler ölüme terk edilecekti Lakin herşey Odysseus'un planladığı gibi giderse, Troya'ya geri dönüp, şehrin içine girmek için verilecek işareti bekleyeceklerdi Planın yürümesi için de geride bir Akhalı asker bırakacaklardı Bu askerin görevi; tahta atın şehrin içine alınmasını temin etmek için, Troyalıların ikna edilmesiydi Her şey Odysseus'un planladığı gibi gitti Bir sabah, Troyalılar büyük bir şaşkınlıkla uyandılar Her yer çok sakindi Gürültülü Akha kampı, adamakıllı boştu ve gemilerde gitmişlerdi Batı kapısında önünde de daha önce hiç görülmemiş büyüklükte ve biçimde tahtadan bir beygir duruyordu O Kadar görünüyordu ama; Akhalar bu işte vazgeçmişler, mağlubiyeti kabul edip Yunanistan'a geri dönmüşlerdi Ancak bu iri tahta at da, neyin nesiydi ? Troyalılar, bu soruları kendi kendilerine sorarken, Akhaların geride bıraktıkları Sinon isimli asker ortaya çıktı Troyalılar Sinon'u yakalayıp kral Priamos'a götürdüler İyi bir aktör olan Sinon, ağlıyor, sızlıyor ve Yunanlıolardan korku ettiğini söylüyordu Bunun sebebini ise şöyle açıklıyordu :

Akhalar, Troya'ya yelken açmalarını engelleyen kuzey rüzgarını durdurmak için kral Agamemnon'un kızını kurban ettiler Geriye Doğru dönüşleri için ise ben şanssız kurban olarak seçildim Bütün yola çıkarlarken beni kurban edeceklerdi Herşey hazırdı Ama gece olunca karanlıktan yararlanarak bir bataklığa saklandım ve gemilerin uzaklaşmalarını seyrettim

Sinon'un anlattığı bu hikayeye derhal herkes inandı Çünkü o rolünü mükemmel oynuyordu

Hikayesinin ikinci ve asıl can tip kısmına şöyle devam etti :

Tahta at Tanrıça Athena'ya tanrısal bir sunak olarak yapılmıştır Böyle Büyük olmasının sebebi Troyalıların onu bakımlı kent kapılarından şehrin içine almalarını alıkoymak içindir Akhaların beklentisi Troyalıların bu atı yakıp yıkmalarıdır Böylece Tanrıça Athena'nın öfkesini Troya üzerine çekmiş olacaklardır Fakat Troyalılar atı şehrin içine alıp onu korurlarsa tanrıçanın lutfu Troyalılara yönelecektir

Bilgece düzenlenmiş bu hikayeye Troyalı rahip Laokoon ve Hektor'un kızkardeşi Kassandra haricen cümbür cemaat inandı Rahip Laokoon,hediye veren Yunanlılardan sakınındiyerek Troyalıları uyardı Atın hemencecik yakılmasını söyledi Hiç kimse ona inanmadı

Troyalılar, hiç hemen, atı şehrin içine sürüklediler On yıl süren korkunç savaş her yerde, nihayet özlenen barış geröekleşmişti Troyalılar bunu eğlenceler düzenleyip şölenlerle kutladılar Gece yarısı herkesin derin uykuda olduğu bir sırada Odysseus ve arkadaşları teker teker attan dışarı sarkarak nöbetçileri öldürdüler ve kapıları sonuna kadar açtılar Zaten Akha Ordusu, şehir surlarına fazla yaklaşmıştı Açık kapılardan sessizce şehrin içine sızarak tekrar yangınlar çıkattılar

Yangınları söndürmek için sokaklara fırlayan Troyalılar daha ne olduğunu anlamaya fırsta bulamadan kılıçtan geçirildiler Bu yapılan meslek savaş yok kasaplıktı Troyalılar bir vakit direnseler de artık sona yaklaşılmıştı Akhilles'in oğlu Neoptolemus, yaşlı Priamos'u karısının ve kızlarının gözleri önünde öldürdü
Troya'nın baştan başa yakıldığı o dehşet gece Helen eski kocası Menelaos'a gitti Menelaos da onu memnuniyetle kabul etti Ertesi gün hep beraber Yunanistan'a yelken açarken, Asya'nın bu en mağrur kentinden geriye doğru bıraktıkları şey, sadece için için yanmakta olan bir harabe idi *
 

Similar threads

Yunan Mitolojisi Truva efsanesi Yunan Mitolojisi Truva efsanesi Troya Zamanımızdan takriben 3200 yıl once Canakkale Boğazı yakınlarında ''Troya'' isimli bir kent varmış B:u kentin , barışsever , fakat cesur insanları, kralları, Priamos'un idaresi altında uzun yıllar barış icinde cok mutlu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
187
truva atı hikayesi, TRUVA VE ASSOS ANTİK KENTLERİ Çanakkale'nin en manâlı ziyaret alanlarından Truva Antik Kenti'ne, Çanakkale'den 30 dakikalık yolculuğun ardından ulaşılıyor Ziyaretçilerin, kendi başına gezip anlayabilecekleri bir ören yeri olmadığı kayıtlı Truva, mutlaka bilirkişi bir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
95
Çanakkale Truva Atının Hikayesi Çanakkale Boğazı ’nın Ege Denizi ’ne açıldığı noktadan 6 km dek içerdeki Hisarlık ’da yer alan höyük tipinde bir yerleşime sahip Troya… MÖ 3 ve 2 bin yıllarda hüküm sürmüş bir krallık Alan birçok medeniyete konut sahipliği yapmış ve bu medeniyetlerin tarihi...
Cevaplar
0
Görüntüleme
108
Kısaca Çanakkale Truva Atının Hikayesi Çanakkale Truva atının tarihteki hikayesi şöyledir: Antik Truva şehrinin kralı olan Priamos ’un oğlu Paris, Menelaus ’un genç ve hoş karısı güzel Helena aşık olur ve Helen ’i Truva'ya kaçırırBu olaya tepki olarak Menelaos, müttefiklerini de alarak...
Cevaplar
0
Görüntüleme
115
Truva efsanesi özeti, Truva Efsanesinin özeti, Truva Efsanesi Hakkında bilgi, Truva Efsanesi nedir Troya Savaşı Efsanesi üç hoş bayan arasındaki rekabet hikayesiyle başlar: Zeus'un karısı Hera ve kızları Aphrodite ve Athena Aralarındaki kıskançlık ölümlü Kral Peleus ile yeni karısı deniz...
Cevaplar
0
Görüntüleme
89
858,475Konular
981,230Mesajlar
29,547Kullanıcılar
sonertSon üye
Üst Alt