Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
iltasyazilim
FD Üye
Tufan ve Nuh'un Gemisi
Zaman: Efsane İÖ 6 binyıl ortaları
Mekân: Güneybatı Türkiye Karadeniz?
Ve allah Nuh'a dedi: Önüme tüm beşerin sonu geldi; çünkü onların sebebile yeryüzü zorbalıkla doldu ve işte ben onları yeryüzü ile beraber yok edeceğim Kendine gofer ağacından bir gemi yap Ve ben, işte ben kendisinde hayat nefesi olan bütün beşeri yok etmek için yeryüzü üstüne sular tufanı getiriyorum TEKVİN 6: 13,17
Kitabı Mukaddes'te dünyanın tümünü boğan büyük Tufan hikâyesi Tekvin kitabının 69 bölümlerinde anlatılır Tanrı, yarattıklarını insanlığın günahları nedeniyle değil etmeye karar verdiğinde namuslu bir insan olduğu için sadece Nuh'u kurtarmıştı Tanrı ona, minik minik odaları olan bir eve benzeyen bir gemi yapması için ayrıntılı bir açıklamalar verdi Yağmurlar başlayınca Nuh ailesini ve yeryüzündeki yaratıkların her birinden birer çifti gemisine aldı
Yağmurlar toprağın tümü örtülene dek yağdı ama sonradan kesildi ve sel suları çekilmeye başladı Gemi Sancı Dağı üstünde kaldı Nuh gemiyi terk edip edemeyeceğini çakmak için kuşları salıverdi Önce bir kuzgun ve daha sonra da üç kere bir güvercin yolladı Sonuncu kuş geri dönmeyince yeryüzünün kurumakta olduğunu ve gemiden inebileceklerini anladı
Kuru toprağa ayak basınca birincil işi bir kurban adamak oldu Tanrı bunu kabul etti ve bir daha insanların günahları için dünyayı cezalandırmamaya karar verdi Nuh ile bir ahit yaptı ve ona Semereli olun ve çoğalın ve yeryüzünü doldurunemrini verdi (Tekvin 9:1) Yeryüzündeki bütün hayvanlara ırk bakacaktı ve bu ahdin işareti olarak Tanrı gökyüzüne gökkuşağını yerleştirdi
Nuh'un Gemisi'nin Aranması
Millet fazla eski çağlardan beri Nuh'un gemisinin oturduğu dağ tepesini aramışlardı Zamanımızda bile geminin kalıntılarını bulmak için seferler düzenlenmiştir ve Yakındoğu'da seçilecek böylece fazla dağ vardır Bunlardan biri Irak'ta (eski Mezopotamya'da) Kerkük yakınlarında bir zamanlar Nısır Dağı olarak anılan Pir Ömer Gudrun'dur
Burası Zagros Dağları'nda, eski Asur ülkesinin doğusundadır Yeniden gözde yerlerden biri Van Gölü doğusundaki yüksek dağlardır Asur İmparatorluğu vaktinde (İÖ yaklaşık 97 yüzyıllar) burası Urartu krallığıydı (bu adla Kitabı Mukaddes'teki Ararat adının benzerliğine dikkat ediniz) Bu sıradağların en yüksek tepesi olan Masis Dağı da zaman zaman Nuh'un gemisinin arandığı yerlerden biri olmuştur
Van Gölü'nün güneydoğusundaki dağlar da aranmış ve kimi zaman iyimserlik dalgalarına niçin olmuşsa da gemi asla bulunamamıştır Tekvin Kitabı'ndaki Nuh hikâyesi, tarihi terimlerle açıklama edilmiş olmadığı için bunda şaşırtıcı bir şey yoktur Hikâye biçim olarak mitolojiktir Kendisine tapanlarla doğrudan doğruya konuşan bir Tanrı imajını korumaktadır Tanrı tek ve mutlakolarak tanımlanmıştır fakat her nasılsa insan karakterlidir ve o dönemin diğer Yakındoğu halklarının Tanrılarından böylece öbür değildir
(Solda) Nuh'un Gemisi, Sancı Dağı üstünde: Bir güvercin gagasında yapraklı bir dal parçasıyla dönerek suların çekilmekte olduğu haberini getiriyor (Sağda) Eski Babil'den ünlü Gılgamış Destanı'nın Nuh'un Mezopotamya'daki karşıtı olan Utnapiştim'in tufan hikâyesinin anlatıldığı ikinci tableti (İÖ yaklaşık 20001800 yılları)
Tufanın İzlerinin Araştırılması
Büyük bir Tufan ve sonradan dünyaya yeni bir hayat getirmek üzere oradan sağ çıkan kahramanın hikâyesi Güney Amerika'dan Avustralasya'ya ve Akdeniz' den Mezopotamya'ya değin eski mitolojilerin çoğunda görülür Yunan Tufan kahramanının adı Deucalion'du Nuh gibi o da karısıyla bir gemi yapmış, içini hayvanlarla doldurmuş ve değil olmaktan kurtulmak için denizlere açılmıştı Eski Mezopotamya'da Tufan kahramanı değişik dönemlerde Ziusudra, Atrahasis ve Utnapiştim adlarını almıştır
Tevrat'taki Nuh hikâyesine en fazla eş bu Mezopotamya efsanesidir Brİtish Museum'dan George Smith 1873'te Gılgamış Destanı'nı yayınlamıştır Uruklar'ın bu efsane kralı yakın dostu Enkidu'yla bir fazla macera yaşar Enkidu ölünce fazla üzülen Gılgamış, karısıyla beraber Tufan'dan sağ meydana çıkan ve Tanrılar'ın ölümsüzlük bağışladığı atası Utnapiştim'den baki hayatın sırrını öğrenmek üzere yola çıkar Utnapiştim'in hikâyesi uzun uzadıya anlatılır ve Tanrılar'ının çokluğu dışında Tevrat'ın Nuh ve Gemisi hikâyesinin benzeridir
Mezopotamya'nın bütün kentleri zorunlu olarak bu nehirlerin ya da onların kollarının birinin baştan başa kurulmuşlar ve nehirler ikâmetgâh birimlerine yaşam verirken taşkın tehlikesi de getirmişlerdi Eğer nehrin yukarısında, Suriye ya da Türkiye'de fazla yağışlar olmuşsa veya karlar dağlarda çok ivedi erimişse, o vakit bu büyük nehirler taşar ve çevrelerindeki küçük yerlere büyük zararlar verirdi Bu gibi durumlarda bir taşma izi, beklenen bir şeydir Günümüzde güneyde böylece fazla eski mesken birimi artık çöllerde kalmıştır Bunun nedeni zamanla nehirlerin yataklarını değiştirmiş olmasıdır
Venedik'te San Marco kilisesinin mozaikleri: Nuh ile ailesi gemide Nuh hayvanları çifter çifter gemiden indiriyor
Karadeniz mi Taştı?
William Ryan ve Walter Pitman adlı iki Amerikalı bilimadamı yeni ve gayet acayip bir hipotez ortaya atmışlardır Bunların ikisi de bilhassa Karadeniz'le ilgilenen jeofizikçilerdir Onlara tarafından Büyük Tufan, Karadeniz'de İÖ 6 binyılda sahiden olmuş çok büyük bir âfettir Karadeniz o zamanlar derhal jeologların Yeni Euxine Gölü adını verdikleri bir tatlı su gölüydü
O sıralarda yüzeyi deniz düzeyinin 150 metre altındaydı Buzul çağı sonunda buzdağlarının erimesi dünyanın tümünde denizlerin yükselmesine neden oldu Akdeniz (ki, o da Cebelitarık Boğazı aracılığıyla Atlas Okyanusu'ndan beslenmekteydi) tuz suyunu Çanakkale Boğazı'ndan Marmara Denizi'ne boşalttı Denizin doğusunda bir kara parçası Marmara'nın Yeni Euxine'yle birleşmesini önlüyordu Ama deniz yükseldikçe su bu bölgeyi ilk başlarda yavaş ve daha sonra olur ya daha büyük bir şipşak aşmaya başladı
Sonra illaki Türkiye'de fazla olan depremlerden biri esnasında toprak ayrıldı ve milyonlarca ton tuz su günümüz Boğaziçi'ne dolup oradan da fazla aşağılardaki göle dolmaya başladı Ryan ve Pitman iki sene baştan başa bu bakımlı kanaldan günde 10 dingil küp suyun batıdan doğuya boşaldığını ve böylece kendisine bir yatak kazarak önündeki her şeyi silip süpürdüğünü tahmin etmektedirler Bu durumda bile Karadeniz'in tümü günde 15 santim yükselecek, gölün kıyısındaki düz arazi günde 1,5 km kadar toprak aşağı kalacaktır
Gölün çevresinde tıpkı Yakındoğu'nun öteki yerlerinde olduğu gibi çiftçilikle geçinen insanlar yaşamaktaydı Bunların çoğu yükselen sulardan hayvanlarını alıp kayıklarla, eşeklerle hatta gerekirse olarak kaçmış olacaklardır Dört bir yanlamasına kaçan bu gruplar Tufan'ın korkunç anılarını da taşıyacaklardı Bu anılar zamanla kuşaklar boyu saz şairleri ve bayağı ahali kadar şarkılar ve hikâyeler olarak anlatıldıkça folklora ve efsanelere dönüşeceklerdi
Varsayım buydu ve bu varsayım da acilen Karadeniz'in tabanı uzakta kumandalı kameralı denizaltı araçlarıyla araştırılarak sınanmaktadır Kameraların gönderdiği görüntüler grubun gemisinde izlenmektedir birincil bulgular heyecan vericidir: 91 metre derinlikte binaya aynı kalıntılara rastlanılmıştır ve bu çalışmalar sıklaştırılacaktır
İki Amerikalı bilimadamına göre Tufan efsanesinin kökeni budur Nuh'un hikâyesi bunun bir anısı, Mezopotamya destanları ikinci ve hatta Yunanistan'daki Deucalion efsanesi bir üçüncüsü olabilir Bu fikrin kanıtlanması güçse de, kolaylıkla gözardı edilemeyeceği de kesindir
(Solda) Sir Leonard Woolley'nin 1920'lerde güney Mezopotamya'da Bitkiler'da kazdırdığı Büyük Tufan Çukuru Woolley, Tufan'ın kanıtlarını bulduğunu sanmışsa da, iki iskân katmanının arasındaki alüvyon katmanı, Tümör kentinin bile tümünü etkilemeyen bir taşkına işaret etmekteydi (Sağda) Karadeniz'in acilen batmış olan eski kıyı çizgisini araştıran bir gemide, Robert Ballard başkanlığındaki takım uzak kumandalı kameralarla deniz dibini tarıyor
Tekvin'den Tufan Seçmeleri
Ve onu şöyle yapacaksın: Geminin uzunluğu üç yüz arşın, genişliği elli arşın ve yüksekliği otuz arşın olacaktır Gemiye ışıklık yapacaksın ve onu yukarı içten bir arşına tamamlayacaksın ve geminin kapısını emrindeki tarafına koyacaksın; daha alçak, ikinci ve üçüncü katlı olarak onu yapacaksın ()
Fakat seninle ahdimi sabit kılacağım ve sen ve seninle beraber oğulların ve senin karın ve oğullarının karıları gemiye gireceksiniz Ve seninle beraber sağ kalmak için her yaşamış, bütün vücut sahibi olanlardan, her nevinden ikişer olarak gemiye getireceksin, erkek ve kadınsı olacaklar
Cinslerine kadar kuşlardan ve cinslerine göre sığırlardan, cinslerine kadar toprakta her sürünenden, her neviden ikişer olarak, sağ kalmak için sana gelecekler Ve sen yenilen her yemekten kendine al ve yanını topla ve sana ve onlara da gıda olacaktır Ve Nuh, Allah'ın kendisine emrettiği her şeye göre yaptı; o kadar yaptı
Tekvin, 6: 1522
İÖ 6 binyılda Karadeniz taşkını Deniz yüzeyi 150 metre yükselmiş ve tatlı sudan tuzlu suya bir geçiş olmuştur *
Zaman: Efsane İÖ 6 binyıl ortaları
Mekân: Güneybatı Türkiye Karadeniz?
Ve allah Nuh'a dedi: Önüme tüm beşerin sonu geldi; çünkü onların sebebile yeryüzü zorbalıkla doldu ve işte ben onları yeryüzü ile beraber yok edeceğim Kendine gofer ağacından bir gemi yap Ve ben, işte ben kendisinde hayat nefesi olan bütün beşeri yok etmek için yeryüzü üstüne sular tufanı getiriyorum TEKVİN 6: 13,17
Kitabı Mukaddes'te dünyanın tümünü boğan büyük Tufan hikâyesi Tekvin kitabının 69 bölümlerinde anlatılır Tanrı, yarattıklarını insanlığın günahları nedeniyle değil etmeye karar verdiğinde namuslu bir insan olduğu için sadece Nuh'u kurtarmıştı Tanrı ona, minik minik odaları olan bir eve benzeyen bir gemi yapması için ayrıntılı bir açıklamalar verdi Yağmurlar başlayınca Nuh ailesini ve yeryüzündeki yaratıkların her birinden birer çifti gemisine aldı
Yağmurlar toprağın tümü örtülene dek yağdı ama sonradan kesildi ve sel suları çekilmeye başladı Gemi Sancı Dağı üstünde kaldı Nuh gemiyi terk edip edemeyeceğini çakmak için kuşları salıverdi Önce bir kuzgun ve daha sonra da üç kere bir güvercin yolladı Sonuncu kuş geri dönmeyince yeryüzünün kurumakta olduğunu ve gemiden inebileceklerini anladı
Kuru toprağa ayak basınca birincil işi bir kurban adamak oldu Tanrı bunu kabul etti ve bir daha insanların günahları için dünyayı cezalandırmamaya karar verdi Nuh ile bir ahit yaptı ve ona Semereli olun ve çoğalın ve yeryüzünü doldurunemrini verdi (Tekvin 9:1) Yeryüzündeki bütün hayvanlara ırk bakacaktı ve bu ahdin işareti olarak Tanrı gökyüzüne gökkuşağını yerleştirdi
Nuh'un Gemisi'nin Aranması
Millet fazla eski çağlardan beri Nuh'un gemisinin oturduğu dağ tepesini aramışlardı Zamanımızda bile geminin kalıntılarını bulmak için seferler düzenlenmiştir ve Yakındoğu'da seçilecek böylece fazla dağ vardır Bunlardan biri Irak'ta (eski Mezopotamya'da) Kerkük yakınlarında bir zamanlar Nısır Dağı olarak anılan Pir Ömer Gudrun'dur
Burası Zagros Dağları'nda, eski Asur ülkesinin doğusundadır Yeniden gözde yerlerden biri Van Gölü doğusundaki yüksek dağlardır Asur İmparatorluğu vaktinde (İÖ yaklaşık 97 yüzyıllar) burası Urartu krallığıydı (bu adla Kitabı Mukaddes'teki Ararat adının benzerliğine dikkat ediniz) Bu sıradağların en yüksek tepesi olan Masis Dağı da zaman zaman Nuh'un gemisinin arandığı yerlerden biri olmuştur
Van Gölü'nün güneydoğusundaki dağlar da aranmış ve kimi zaman iyimserlik dalgalarına niçin olmuşsa da gemi asla bulunamamıştır Tekvin Kitabı'ndaki Nuh hikâyesi, tarihi terimlerle açıklama edilmiş olmadığı için bunda şaşırtıcı bir şey yoktur Hikâye biçim olarak mitolojiktir Kendisine tapanlarla doğrudan doğruya konuşan bir Tanrı imajını korumaktadır Tanrı tek ve mutlakolarak tanımlanmıştır fakat her nasılsa insan karakterlidir ve o dönemin diğer Yakındoğu halklarının Tanrılarından böylece öbür değildir
(Solda) Nuh'un Gemisi, Sancı Dağı üstünde: Bir güvercin gagasında yapraklı bir dal parçasıyla dönerek suların çekilmekte olduğu haberini getiriyor (Sağda) Eski Babil'den ünlü Gılgamış Destanı'nın Nuh'un Mezopotamya'daki karşıtı olan Utnapiştim'in tufan hikâyesinin anlatıldığı ikinci tableti (İÖ yaklaşık 20001800 yılları)
Tufanın İzlerinin Araştırılması
Büyük bir Tufan ve sonradan dünyaya yeni bir hayat getirmek üzere oradan sağ çıkan kahramanın hikâyesi Güney Amerika'dan Avustralasya'ya ve Akdeniz' den Mezopotamya'ya değin eski mitolojilerin çoğunda görülür Yunan Tufan kahramanının adı Deucalion'du Nuh gibi o da karısıyla bir gemi yapmış, içini hayvanlarla doldurmuş ve değil olmaktan kurtulmak için denizlere açılmıştı Eski Mezopotamya'da Tufan kahramanı değişik dönemlerde Ziusudra, Atrahasis ve Utnapiştim adlarını almıştır
Tevrat'taki Nuh hikâyesine en fazla eş bu Mezopotamya efsanesidir Brİtish Museum'dan George Smith 1873'te Gılgamış Destanı'nı yayınlamıştır Uruklar'ın bu efsane kralı yakın dostu Enkidu'yla bir fazla macera yaşar Enkidu ölünce fazla üzülen Gılgamış, karısıyla beraber Tufan'dan sağ meydana çıkan ve Tanrılar'ın ölümsüzlük bağışladığı atası Utnapiştim'den baki hayatın sırrını öğrenmek üzere yola çıkar Utnapiştim'in hikâyesi uzun uzadıya anlatılır ve Tanrılar'ının çokluğu dışında Tevrat'ın Nuh ve Gemisi hikâyesinin benzeridir
Mezopotamya'nın bütün kentleri zorunlu olarak bu nehirlerin ya da onların kollarının birinin baştan başa kurulmuşlar ve nehirler ikâmetgâh birimlerine yaşam verirken taşkın tehlikesi de getirmişlerdi Eğer nehrin yukarısında, Suriye ya da Türkiye'de fazla yağışlar olmuşsa veya karlar dağlarda çok ivedi erimişse, o vakit bu büyük nehirler taşar ve çevrelerindeki küçük yerlere büyük zararlar verirdi Bu gibi durumlarda bir taşma izi, beklenen bir şeydir Günümüzde güneyde böylece fazla eski mesken birimi artık çöllerde kalmıştır Bunun nedeni zamanla nehirlerin yataklarını değiştirmiş olmasıdır
Venedik'te San Marco kilisesinin mozaikleri: Nuh ile ailesi gemide Nuh hayvanları çifter çifter gemiden indiriyor
Karadeniz mi Taştı?
William Ryan ve Walter Pitman adlı iki Amerikalı bilimadamı yeni ve gayet acayip bir hipotez ortaya atmışlardır Bunların ikisi de bilhassa Karadeniz'le ilgilenen jeofizikçilerdir Onlara tarafından Büyük Tufan, Karadeniz'de İÖ 6 binyılda sahiden olmuş çok büyük bir âfettir Karadeniz o zamanlar derhal jeologların Yeni Euxine Gölü adını verdikleri bir tatlı su gölüydü
O sıralarda yüzeyi deniz düzeyinin 150 metre altındaydı Buzul çağı sonunda buzdağlarının erimesi dünyanın tümünde denizlerin yükselmesine neden oldu Akdeniz (ki, o da Cebelitarık Boğazı aracılığıyla Atlas Okyanusu'ndan beslenmekteydi) tuz suyunu Çanakkale Boğazı'ndan Marmara Denizi'ne boşalttı Denizin doğusunda bir kara parçası Marmara'nın Yeni Euxine'yle birleşmesini önlüyordu Ama deniz yükseldikçe su bu bölgeyi ilk başlarda yavaş ve daha sonra olur ya daha büyük bir şipşak aşmaya başladı
Sonra illaki Türkiye'de fazla olan depremlerden biri esnasında toprak ayrıldı ve milyonlarca ton tuz su günümüz Boğaziçi'ne dolup oradan da fazla aşağılardaki göle dolmaya başladı Ryan ve Pitman iki sene baştan başa bu bakımlı kanaldan günde 10 dingil küp suyun batıdan doğuya boşaldığını ve böylece kendisine bir yatak kazarak önündeki her şeyi silip süpürdüğünü tahmin etmektedirler Bu durumda bile Karadeniz'in tümü günde 15 santim yükselecek, gölün kıyısındaki düz arazi günde 1,5 km kadar toprak aşağı kalacaktır
Gölün çevresinde tıpkı Yakındoğu'nun öteki yerlerinde olduğu gibi çiftçilikle geçinen insanlar yaşamaktaydı Bunların çoğu yükselen sulardan hayvanlarını alıp kayıklarla, eşeklerle hatta gerekirse olarak kaçmış olacaklardır Dört bir yanlamasına kaçan bu gruplar Tufan'ın korkunç anılarını da taşıyacaklardı Bu anılar zamanla kuşaklar boyu saz şairleri ve bayağı ahali kadar şarkılar ve hikâyeler olarak anlatıldıkça folklora ve efsanelere dönüşeceklerdi
Varsayım buydu ve bu varsayım da acilen Karadeniz'in tabanı uzakta kumandalı kameralı denizaltı araçlarıyla araştırılarak sınanmaktadır Kameraların gönderdiği görüntüler grubun gemisinde izlenmektedir birincil bulgular heyecan vericidir: 91 metre derinlikte binaya aynı kalıntılara rastlanılmıştır ve bu çalışmalar sıklaştırılacaktır
İki Amerikalı bilimadamına göre Tufan efsanesinin kökeni budur Nuh'un hikâyesi bunun bir anısı, Mezopotamya destanları ikinci ve hatta Yunanistan'daki Deucalion efsanesi bir üçüncüsü olabilir Bu fikrin kanıtlanması güçse de, kolaylıkla gözardı edilemeyeceği de kesindir
(Solda) Sir Leonard Woolley'nin 1920'lerde güney Mezopotamya'da Bitkiler'da kazdırdığı Büyük Tufan Çukuru Woolley, Tufan'ın kanıtlarını bulduğunu sanmışsa da, iki iskân katmanının arasındaki alüvyon katmanı, Tümör kentinin bile tümünü etkilemeyen bir taşkına işaret etmekteydi (Sağda) Karadeniz'in acilen batmış olan eski kıyı çizgisini araştıran bir gemide, Robert Ballard başkanlığındaki takım uzak kumandalı kameralarla deniz dibini tarıyor
Tekvin'den Tufan Seçmeleri
Ve onu şöyle yapacaksın: Geminin uzunluğu üç yüz arşın, genişliği elli arşın ve yüksekliği otuz arşın olacaktır Gemiye ışıklık yapacaksın ve onu yukarı içten bir arşına tamamlayacaksın ve geminin kapısını emrindeki tarafına koyacaksın; daha alçak, ikinci ve üçüncü katlı olarak onu yapacaksın ()
Fakat seninle ahdimi sabit kılacağım ve sen ve seninle beraber oğulların ve senin karın ve oğullarının karıları gemiye gireceksiniz Ve seninle beraber sağ kalmak için her yaşamış, bütün vücut sahibi olanlardan, her nevinden ikişer olarak gemiye getireceksin, erkek ve kadınsı olacaklar
Cinslerine kadar kuşlardan ve cinslerine göre sığırlardan, cinslerine kadar toprakta her sürünenden, her neviden ikişer olarak, sağ kalmak için sana gelecekler Ve sen yenilen her yemekten kendine al ve yanını topla ve sana ve onlara da gıda olacaktır Ve Nuh, Allah'ın kendisine emrettiği her şeye göre yaptı; o kadar yaptı
Tekvin, 6: 1522
İÖ 6 binyılda Karadeniz taşkını Deniz yüzeyi 150 metre yükselmiş ve tatlı sudan tuzlu suya bir geçiş olmuştur *
