Sliv Gastrektomi (Sleeve gastrectomy) veya halk arasında yaygın olarak Tüp Mide Küçültme ameliyatı (Tube gastrectomy) olarak bilinen cerrahi müdahale bir kilo verme yöntemidir. Bu ameliyat esnasında midenin yaklaşık %75’ı alınarak küçültme işlemi uygulanır.
İşlem midenin geniş kavisli bölgesine uygulanır (büyük kurvatur). İşlem sonucunda geriye kalan mide kısmı ince uzun ve silindir tarzında olduğundan kola (sleeve) veya tüpe (tube) benzetilir. Bu işlem kalıcı bir cerrahi müdahale olmasına rağmen işlemden sonra zaman sürecinde geriye kalan mide kısmında az olsa da genişleme ve büyüme gözlenebilir. Bu husus çok önemlidir çünkü kilo verme yöntemi olarak uygulanan birçok sleeve gasterktomilerde maalesef midenin sadece %50’si alınır ve zamanla geriye kalan %50 mide dokusunda tekrar büyüme ve genişleme görülür. Tüp Mide Küçültme ameliyatı açık veya kapalı (laparoskopik) olarak uygulanabilir.
Tüp Mide Küçültme ameliyatı daha önceleri mide bypass ameliyatlarının ikinci bir işlemi olarak uygulanırdı. Özellikle Kuzey Amerika ve Asya’da bu ameliyatlar sık sık yapılmaktaydı. Aslında o sıralarda bu ameliyat kilo verme yöntemi olarak kullanılmıyordu ancak ameliyat geçiren hastaların yapılan takiplerinde düzenli kilo verme eğilimi saptanmıştı. Bununla birlikte aşırı kilolu (morbid obese) ve şeker hastalarında (diyabetus milletus) ameliyat sonra şeker düzeyinde ciddi azalma saptanmıştır. Zamanla bu ameliyat primer olarak kilo verme yöntemi şeklinde kullanılmaya başlandı.
İşlem esnasında midenin girişinden (kardia) itibaren çıkışına kadar (pylor) olan uzun aksı (büyük kurvatur) çıkartılır ve geriye kalan dokular iki planda dikilir. Ameliyatın asıl amacı ise mide hacminin yaklaşık 150 cc’ye azaltılmasıdır (%25).
Tüp Mide Küçültme ameliyatının Avantajları
mide bypass ameliyatı sıkıntılarından kurtulmak (örneğin, protein ve vitamin eksikliği, barsak tıkanması, kansızlık “anemi”, ve kemik erimesi”osteoporoz”)
midenin açlık hissini uyaran hormon salgılayıcı kısmının çıkartılması
işlem sonrası hazımsızlık (dumping sendromu) ve mide ülseri riskinin düşük olması
barsak bypass cerrahisinin uygulanmadığı durumlarda rahatlıkla uygulanabilir olması (örneğin; anemi, crohn’s hastalığı,vb.)
Tip 2 şeker hastalarının %50-65’inde iyileşme (remisyon) görülmesi
Tüp Mide Küçültme ameliyatının Riskleri ve Dezavantajları
Operasyonla ilgili nedenler
Küçültme işleminin yetersiz olması
Geriye kalan mide dokusunda atılan dikişlerden sızıntı olması (leakage)
İşlem esnasında vagus sinirinin hasar görmesi; ki bu durumda şiddetli bulantı kusmalar olur
Midenin gereğinden fazla küçültülmesi
Hasta ile ilgili nedenler
çok aşırı şişman olması (morbid obese)
Kontol edilmeyen şeker hastalığı
ameliyat sonrası diyete sadık kalınmaması
Kapalı ve Açık ameliyat arasındaki Farklılıklar
Açık Tüp Mide Küçültme ameliyatının ortalama süresi 110 dakikadır. Ameliyat göbek üstü bölgede yapılan yaklaşık 10-15 cm insizyonla gerçekleşir. Bu yöntemde kanama riski daha az olup ameliyat sonrası komplikasyon oranı daha düşük olmasına rağmen iyileşme süresi daha uzundur (ortalama 14 gün)
Kapalı Tüp Mide Küçültme ameliyatının ortalama süresi 210 dakikadır. Ameliyat karında yapılan 6 ayrı delikten gerçekleştirilit. Bu yöntemde ameliyat sonrası komplikasyon oranı daha yüksek olmasına rağmen komplikasyon gelişmeyen vakalarda iyileşme süresi daha kısadır (ortalama 10 gün)
Her iki yöntemde de uygulanan primer cerrahi işlem aynıdır.
Tüp Mide Küçültme ameliyatı kalıcı ve geri dönüşümü olmayan bir müdahale olduğundan dolayı ameliyat öncesi bu işlemin kesin indikasyonu belirlenmelidir. Ne yazık ki gönümüzde uygulanan bir çok mide küçültme ameliyatı gereksiz olduğundan dolayı ameliyat sonrası yetersiz verim alınmaktadır. Hastaların ameliyat öncesi endokrinolojik ve psikolojik açıdan detaylı bir şekilde araştırılması şarttır.
İşlem midenin geniş kavisli bölgesine uygulanır (büyük kurvatur). İşlem sonucunda geriye kalan mide kısmı ince uzun ve silindir tarzında olduğundan kola (sleeve) veya tüpe (tube) benzetilir. Bu işlem kalıcı bir cerrahi müdahale olmasına rağmen işlemden sonra zaman sürecinde geriye kalan mide kısmında az olsa da genişleme ve büyüme gözlenebilir. Bu husus çok önemlidir çünkü kilo verme yöntemi olarak uygulanan birçok sleeve gasterktomilerde maalesef midenin sadece %50’si alınır ve zamanla geriye kalan %50 mide dokusunda tekrar büyüme ve genişleme görülür. Tüp Mide Küçültme ameliyatı açık veya kapalı (laparoskopik) olarak uygulanabilir.
Tüp Mide Küçültme ameliyatı daha önceleri mide bypass ameliyatlarının ikinci bir işlemi olarak uygulanırdı. Özellikle Kuzey Amerika ve Asya’da bu ameliyatlar sık sık yapılmaktaydı. Aslında o sıralarda bu ameliyat kilo verme yöntemi olarak kullanılmıyordu ancak ameliyat geçiren hastaların yapılan takiplerinde düzenli kilo verme eğilimi saptanmıştı. Bununla birlikte aşırı kilolu (morbid obese) ve şeker hastalarında (diyabetus milletus) ameliyat sonra şeker düzeyinde ciddi azalma saptanmıştır. Zamanla bu ameliyat primer olarak kilo verme yöntemi şeklinde kullanılmaya başlandı.
İşlem esnasında midenin girişinden (kardia) itibaren çıkışına kadar (pylor) olan uzun aksı (büyük kurvatur) çıkartılır ve geriye kalan dokular iki planda dikilir. Ameliyatın asıl amacı ise mide hacminin yaklaşık 150 cc’ye azaltılmasıdır (%25).
Tüp Mide Küçültme ameliyatının Avantajları
mide bypass ameliyatı sıkıntılarından kurtulmak (örneğin, protein ve vitamin eksikliği, barsak tıkanması, kansızlık “anemi”, ve kemik erimesi”osteoporoz”)
midenin açlık hissini uyaran hormon salgılayıcı kısmının çıkartılması
işlem sonrası hazımsızlık (dumping sendromu) ve mide ülseri riskinin düşük olması
barsak bypass cerrahisinin uygulanmadığı durumlarda rahatlıkla uygulanabilir olması (örneğin; anemi, crohn’s hastalığı,vb.)
Tip 2 şeker hastalarının %50-65’inde iyileşme (remisyon) görülmesi
Tüp Mide Küçültme ameliyatının Riskleri ve Dezavantajları
Operasyonla ilgili nedenler
Küçültme işleminin yetersiz olması
Geriye kalan mide dokusunda atılan dikişlerden sızıntı olması (leakage)
İşlem esnasında vagus sinirinin hasar görmesi; ki bu durumda şiddetli bulantı kusmalar olur
Midenin gereğinden fazla küçültülmesi
Hasta ile ilgili nedenler
çok aşırı şişman olması (morbid obese)
Kontol edilmeyen şeker hastalığı
ameliyat sonrası diyete sadık kalınmaması
Kapalı ve Açık ameliyat arasındaki Farklılıklar
Açık Tüp Mide Küçültme ameliyatının ortalama süresi 110 dakikadır. Ameliyat göbek üstü bölgede yapılan yaklaşık 10-15 cm insizyonla gerçekleşir. Bu yöntemde kanama riski daha az olup ameliyat sonrası komplikasyon oranı daha düşük olmasına rağmen iyileşme süresi daha uzundur (ortalama 14 gün)
Kapalı Tüp Mide Küçültme ameliyatının ortalama süresi 210 dakikadır. Ameliyat karında yapılan 6 ayrı delikten gerçekleştirilit. Bu yöntemde ameliyat sonrası komplikasyon oranı daha yüksek olmasına rağmen komplikasyon gelişmeyen vakalarda iyileşme süresi daha kısadır (ortalama 10 gün)
Her iki yöntemde de uygulanan primer cerrahi işlem aynıdır.
Tüp Mide Küçültme ameliyatı kalıcı ve geri dönüşümü olmayan bir müdahale olduğundan dolayı ameliyat öncesi bu işlemin kesin indikasyonu belirlenmelidir. Ne yazık ki gönümüzde uygulanan bir çok mide küçültme ameliyatı gereksiz olduğundan dolayı ameliyat sonrası yetersiz verim alınmaktadır. Hastaların ameliyat öncesi endokrinolojik ve psikolojik açıdan detaylı bir şekilde araştırılması şarttır.