nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Türk Filozofların eserleri
türk filozofları hakkında veri
Hilmi Ziya ÜLKEN
(1901, İsranbul ; 1974,Istanbul) Türkiye'de felsefeden sosyoloji ve psikolojiye, felsefe tarihinden ; mantık tarihine,Islâm felsefesinden Türk İslâm düşüncesi ve modern Türk düşüncesine, bilim felsefesinden eğitim felsefesine değin birçok alanda eser veren, özellikle Türk düşünce tarihi araştırmalarının yapılmasında etkili olan felsefecimiz
Kimyager Dr Mehmer Ziya Ülken ile Kazanlı Müderris Kerim Hazret'in ; torunu olan Müşfike Ülken'in oğludur İlköğrenimini özel Tefeyyüz Mektebi' ’nde, ortaokul ve Lise öğrenimini Istanbul Sultanisi'nde tamamladı (191&) Mülkiye Mektebii'ni1921'de bitiren Hurşit Ziya, İstanbul Dârülfünunu Edebiyat Fakültesi'nde Coğrafya asistanlığına atandı ı
Felsefe Bölümü'nden ahlâk, sosyoloji ve felsefe tarihi sertifikaları aldı Şubat 1924'te Bursa Lisesi'nde Coğrafya öğretmenliğine başladıysa da benzer sene Ankara Lisesi'nde Felsefe ve Muallim Mektebi'nde Tarih ve Coğrafya öğretmenliklerine atandı Çok geçmeden de öğretmenlikte ek görevli kalarak Maarif Vekâleti Tercüme Heyeti üyeliğine seçildi (1925)
Sonradan Çapa Kız Muallim Mektebi'nde Tarih ve Psikoloji dersleri ile İstanbul Erkek Lisesi'nde Felsefe dersleri öğretmeni olarak ödev yaptı t933 Üniversite Reformu'na dek Istanbul Erkek Hoca Okulu ile Galatasaray ve Kabataş liselerinde Felsefe ve Sosyoloji öğretmenlikleri görevini sürdürdü
Reform' dan daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Türk Medeniyeti Tarihi Kürsüsü geçici kadrosuna profesör muaviniolarak atandı ve alanında araştırmalar yerine getirmek üzere Berlin'e gönderildi
1941 yılina kadar Istanbul Üniversitesi'nde doçent sıfatıyla Türk Tefekkürü Tarihi dersleri veren Hilmi Ziya, o yıl Felsefe Bölümü Başkanı Ord Prof Dr Ernst von Aster ve Prof Dr Şerafettin Yaltkaya'nuı önerisiyle profesörlüğe yükseltildi
İslâm Felsefesi, Sosyoloji ve Değerler Felsefesi derslerini vermeye başladı Maarif Vekâleti 1944 yılında Sosyoloji dersini kürsü haline getirerek yönetimini ona verdi Ayrıca bu dönemde İstanbul Teknik Üniversitesi'nde Sanat Tarihi derslerine de girdi Ernst von Aster'in 1948'deki ölümünden sonra, 1949' da yeni kurulan Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Sistemli Felsefe Kürsüsü'nde ilave görevli olarak çalışmaya başladı 1957'de ordinaryüs profesörlüğe yükseltildi
27 Mayıs 1960 müdahalesinden sonra Milli Birlik Komitesi tarafından çıkarılan 27101960 tarih ve 114 sayılı kanunla Felsefe Bölümü'ndeki görevine son verildi 1962'de bu kanun yürürlükten kalktıysa da İstanbul'a dönmedi ve İstanbul Üniversitesi'ndeki görevinden 1681962'de istifa ederek A Ü İlahiyat Fakültesi kadrosuna geçti 1968'de yeni kurulan Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde ek görevli olarak Eğitim Felsefesi dersleri verdi 1971 yılında yaş haddinden emekliye ayrıldı ise de Senato kararıyla ödev süresinin uzatılması üstüne Temmuz 1973'e değin İlahiyat Fakültesi'ndeki görevini sürdürmüştür
Hilmi Ziya Ülken'in epeyce geniş yelpazede ve çeşitlilikte bir yayın ve mesleki örgüt hayatı vardır Cumhuriyet öncesinde çıkan Mihralı ve Anadolu dergilerinin kurucuları arasındadır Muallimler Birliği nin çıkardığı aynı adlı dergide de çalişmıştır 1928'de Mehmet Servet'le birlikte Türkiye'de felsefecilerin birincil mesleki örgütü olan Türk Felsefe Cemiyeti' ni kurmuş ve bu derneğin yayınlama organı olan Felsefe ue Içtimaiyat Mecmuası ’ nda etkin rol oynamıştır Aynı derneğin 1932 ve 1943 yıllarında her yerde kurulması girişimlerinin ön saflarında da defalarca o vardır Dernekçilik faaliyetleri 1949'da kurduğu Sosyoloji Cemiyeti ile sürmüştür
Türk Tarih Tezi'nin etkisiyle Türk kültürünün tarihi temellerinin araştırılması, bulunması, hatta yaratılması görüntü ve hedeflerini egemen olduğu 1930'lu yıllarda Hilmi Ziya 1933 Üniversite Reformu'ndan hemencecik önce iki ciltlik bir eser yayınlamıştır Türk Tefekkür Tarihi adli bu kitapları gören Atatürk, Galatasaray Lisesi Felsefe ve İçtimaiyat muallimi Hilmi Ziya'yı Ankara'ya çağırarak görüşmüş; kendisinin yeni kurulacak üniversiteye bu konuda ders atamak için öğretim elamanı olarak atanacağını ve ayrıca benzer konuda araştırmak üzere yurtdışına gönderileceğini bildirmişti Yeni üniversitenin (İstanbul Üniversitesi) Felsefe Bölümü Türk Medeniyeti Tarihi Kürsüsü'ne atanan Hilmi Ziya, bu alanda incelemeler yapmak üzere gittiği Almanya' dan döndüğünde kadroda Türk Medeniyeti Tarihi doçenti olarak tahsis yaparken üniversite içinde ve haricen oldukça hareketti ve bereketli bir yayınlama hayatına girişti
1933'ten daha sonra Felsefe Yıllığı ’ nın ikinci sayısının yanısıra yalnız bir rakam yayınlanabilen Felsefe Tercümeler Dergisinin (Ocak 1947) Felsefe Bölümü tarafından yayınlanmasında önemli rol oynadı Sosyoloji Kürsüsü'nün yayınlama organı olan Sosyoloji Derneği'nin 19411960 yılları aralarında yayınlanmasını sağladı Üniversite açık havada ise 19381943 yıllan aralarında İnran dergisini yayınladı
1933 Üniversite Reformu öncesinde Istanbul Dârülfünûnu Felsefe Bölümü' nde bir İslâm Felsefesi kadrosu bulunuyordu ve bu isimle anılan dersler uzun yıllar İzmirli İsmail Hakkı tarafından verilmişti Reform'la birlikte medrese zihniyetinden uzaklaştırılmak istenilen üniversitede ise eski felsefe bölümündeki metafızik anlayışa yer yoktu Nitekim Reform sonrası Felsefe Bölümü kürsüleri aralarında Islâm Felsefesigibi bir kürsü bulunmuyordu Oysa 1938'de Bölüm Başkanı olan Ernst von Aster, genel felsefe tarihinin açıklanmış bir alam olan İslâm Felsefesi'ne özel bir tartma vererek Hilmi Ziya'nın bu dersleri vermesini sağladı Bu Nedenle Felsefe Bölümü'nde Islâm Felsefesi baştan okutulmaya başlandı
Hilmi Ziya Ülken, felsefı düşüncesinin gelişiminde oldukça öbür yaklaşımların etkisinde kalmıştır 1930'lu yılların başlarında Aşk Ahlâkı ve İnsani Vatanperverlik eserleriyle Spinoza'dan hareketle çoklukta birlik düşüncesini temellendirmeye çalışır Bu dönemde ruh ve bedeni, birey ve toplumu uzlaştırmaya çalışırken daha çok psikolojizmin (ruhbilimcilik) ve natüralist (doğalcı) felsefenin etkisindedir
1933 Reformu sonrasında Reichenbach'ın etkisiyle bilimsel felsefe ile ilgilenmeye başlar Viyana Okulu'nun önde gelen temsilcilerinden Moritz Schlick'ten İlim ve Felsefe'yi çevirir Felsefe Yıllığı'nın Reform'dan sonradan meydana çıkan ikinci ve son sayısında da aynı hoşgörüyle çeviriler yayımlar
Yirminci Asrın Filozofları adli eserinde Reichenbach ve yeni pozitivizmi de tanıtan Ülken, Ülkü dergisinde yayımladığı Feylesof ve Fı!olog(1943) başlıklı yazısında ise Alman fılozofun açıkça etkisi altındadır: Türkiye'de felsefı düşüncenin gelişmesi için fevlesofun filologla karıştırılmamasıgerektiğini vurgulayarak, felsefecinin araştırmalarında felsefe tarihine ve fılolojik incelemelere odaklanmasını düşüncesiz bulur Ona kadar fılozof her şeyden önce zamanının bilimine nüfuz ederek onun problemleri içinden yetişmelidir Çünkü fılozofun problemleri artık bilimden kaynaklanacaktır Türkiye'de felsefeciler artı bilimin problemlerinden epeyce uzakta ve yalnız spekülatif' kalmışlardır Türkiye'de gerçek felsefe hareketi, oysa bilimle felsefe arasındaki ayrılığın ortadan kalkmasıyla muhtemel olabilecektir Bu dönemde yayımladığı İnsan dergisinde materyalizme ve hatta sosyalizme akım duyarken, 1948 sonrasında tam aksi görüşle Tarihî Maddeciliğe Reddiye'yi yazan Burada Hegel'den ayrılarak Platon'a dönen Ülken, Amsterdam'da toplanan Uluslararası Felsefe Kongresi'ne sunduğu Varlikların İki Yüzübaşlıklı bildirisinde ve sonradan yayımladığı Felsefeye Antre, Data ve Değer, Varlık ve Oluş adli eserlerinde Platon'un dyadkavramından hareketle ontoloji, epistemoloji ve pozitivizmin indirgeyici yaklaşımı yerine Husserl fenomenolojisinin tanım yöntemini savunur
Bu çalışmalarında varlık, veri ve değerinde alanlarındaki değişme ve çift kutupluluğun ama değer alanında aşkın varlikla bağlantı ile aşılabileceğini, bu alana ait hakikate dayanmaksızın bilgi ve varlık alanlarının aydınlatılamayacağını ileri sürer Böylece onun natüralist, pozitivist ve hatta materyalist çerçevedeki görüşlerden idealist metafıziğe doğru bir zihin gelişimi gösterdiği söylenebilir Onu niteleyebilecek manâlı özelliklerinden birisi de geniş bir yelpazedeki araştırma ruhuyla herhangi bir görüşü iyice olumsuzlamaksızın bütüncü bir yaklaşımla konulan irdelemesi ve kendi anlayışını geliştirmeye çalışmasıdır
Hilmi Ziya Ülken'in etkileri daha fazla Türkiye'de felsefe tarihi ve lslâm felsefesi tarihi çalişmalarının yayılmasında aranmalıdır Bilhassa TürkIslâm düşüncesi ve batılılaşma sonrası Türk düşüncesi tarihinin araştırılmasına yönelik çalışmaların temelinde her zaman kişisel olarak öğrencilerine bu yönde çalışmalar yaptırmış olan Ülken vardır
Onun Ankara Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi'nin gerek kurucu heyetinde yer alması gerekse başlangıçtan itibaren burada dersler vermesi ve daha sonra da kadrolu olarak bu fakülteye geçmesi, Dârülfunûn'da olduğu gibi, İslâm felsefesi ve Türkİslâm düşüncesi boyutlarında İslâm felsefesi tarihi araştırmalarının bitmiş başlamasında temel etkendir Hilmi Ziya, fakültenin kürsüleri aralarında İslâm Felsefesi Kürsüsü' nün yer almasını sağlaması yanında, fakülteyi ilmi bir zihniyetle güçlendirmeknedeniyle Eski ve Modern Çağ Felsefe Tarihi, Sistematik Felsefe, Mantık ve Sosyoloji gibi derslerin programa esas dersler olarak konulmasını sağladığı için, ilahiyat fakültelerinde felsefe eğitiminin kurumsallaşması açısından manâlı bir kişidir
Eserleri:
İçtimaiyat Hakkında İptidai Malumat (1924),
Umumî Ruhiyat (1928),
Felsefe Dersleri: Bilgi ve Vücud Nazariyeleri (1928),
Aşk Ahlâkı (1931), Umumî İçtimaiyat (1931, 2 zorlama: Sosyoloji, 1943),
Türk Tefekkür Tarihi III (19321933),
İnsani Vatanperverlik (1933),
İçtimai Felsefe Tenkitleri I: Telifçiliğin Tenakuzları(1933),
Türk Feylosofları Antolojisi (1935),
Uyanış Devrinde Tercümenin Rolü (1935),
Türk Mistitizmini Tetkike Antre (1935),
Yirminci Asır Filozofları (1936),
İlkyeı Meselesi ve Mantıkla Ilgili (1938),
Fârâbî (1940),
Türk Tarihinde Mezhep Çatışmaları (1940),
İçtimai Doktrinler Tarihi (1940),
İbn Haldun (1941),
Posta Yolu (Roman, 1941),
,Seytanla Konuşmalar (Roman, 1941),
Mantık Tarihi (1942),
Ziya Gökalp (1942),
Dini Sosyoloji (1943),
Fotoğraf ve Cemiyet (t943),
Yarım Adam (Roman, 1943),
Yahudi Meselesi (1944),
Milletlerin Uyanışı (t945),
İslam Düşüncesi: Türk Tefekkür Tarihi Araştırmalarına Antre (1946),
Ahlâk (1946),
Tasavvur ve Psikoloji (1946) ,
İslam Medeniyetinde Tercümeler ve Tesirleri(1947),
Ahali ve Tarih Suuru (1948),
İslâm Sanatı (1948),
Fârâbi Tetkikleri (1950),
Tarihî Maddecilığe Reddiye (1951),
İbn Rüşd (1951),
La Pensee de İslam (1953),
Ousta B Luga (1953),
İslam Düşüncesine Antre (1954),
Sosyolojinin Problemleri (1955),
Dünyada ve Türkiye'de Sosyoloji Öğretimi ve Araştırmaları (1956),
Veraset ve Cemiyet (1957, 2 zorlama: Toplum Yapısı ve Soyaçekme , 1971),
Ibn Sina (1957),
İslâm Felsefesi Tarihi (1957)
Felsefeye Giriş (19571958),
Siyasi Partiler ve Sosyalizm (1963),
Data ve Layık (1965),
Değerler, Kültür ve Sanat (1965),
Türkish Architectures (1965),
Türkiye'de Çağdaş Akıl Tarihi (1966)
, Eğitim Felsefesi (1967),
Islâm Felsefesi (1967),
Humanizmes des Kultures (1967),
Varlık ve Oluş (1968),
İlim Felsefesi I (t969),
Sosyoloji Sözlüğü (1970),
Genel Felsefe Dersleri (1972),
Türk Kozmogonisi: Türk Mitolojisi, Türk Hikmeti, Teknik, Tefekkür (ty) Çevirileri: Yeni
İlmî Zihniyet (G Bachelard'dan, 1934),
İlim ve Felsefe (M Schlick'ten, 1934),
Metafizik I (Aristoteles'ten, 1935)
Lojik Prensipler ve Muasır Tenkid (D Remand' dan, 1942),
Emil Q J Rousseau'dan, 1943), *
türk filozofları hakkında veri
Hilmi Ziya ÜLKEN
(1901, İsranbul ; 1974,Istanbul) Türkiye'de felsefeden sosyoloji ve psikolojiye, felsefe tarihinden ; mantık tarihine,Islâm felsefesinden Türk İslâm düşüncesi ve modern Türk düşüncesine, bilim felsefesinden eğitim felsefesine değin birçok alanda eser veren, özellikle Türk düşünce tarihi araştırmalarının yapılmasında etkili olan felsefecimiz
Kimyager Dr Mehmer Ziya Ülken ile Kazanlı Müderris Kerim Hazret'in ; torunu olan Müşfike Ülken'in oğludur İlköğrenimini özel Tefeyyüz Mektebi' ’nde, ortaokul ve Lise öğrenimini Istanbul Sultanisi'nde tamamladı (191&) Mülkiye Mektebii'ni1921'de bitiren Hurşit Ziya, İstanbul Dârülfünunu Edebiyat Fakültesi'nde Coğrafya asistanlığına atandı ı
Felsefe Bölümü'nden ahlâk, sosyoloji ve felsefe tarihi sertifikaları aldı Şubat 1924'te Bursa Lisesi'nde Coğrafya öğretmenliğine başladıysa da benzer sene Ankara Lisesi'nde Felsefe ve Muallim Mektebi'nde Tarih ve Coğrafya öğretmenliklerine atandı Çok geçmeden de öğretmenlikte ek görevli kalarak Maarif Vekâleti Tercüme Heyeti üyeliğine seçildi (1925)
Sonradan Çapa Kız Muallim Mektebi'nde Tarih ve Psikoloji dersleri ile İstanbul Erkek Lisesi'nde Felsefe dersleri öğretmeni olarak ödev yaptı t933 Üniversite Reformu'na dek Istanbul Erkek Hoca Okulu ile Galatasaray ve Kabataş liselerinde Felsefe ve Sosyoloji öğretmenlikleri görevini sürdürdü
Reform' dan daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Türk Medeniyeti Tarihi Kürsüsü geçici kadrosuna profesör muaviniolarak atandı ve alanında araştırmalar yerine getirmek üzere Berlin'e gönderildi
1941 yılina kadar Istanbul Üniversitesi'nde doçent sıfatıyla Türk Tefekkürü Tarihi dersleri veren Hilmi Ziya, o yıl Felsefe Bölümü Başkanı Ord Prof Dr Ernst von Aster ve Prof Dr Şerafettin Yaltkaya'nuı önerisiyle profesörlüğe yükseltildi
İslâm Felsefesi, Sosyoloji ve Değerler Felsefesi derslerini vermeye başladı Maarif Vekâleti 1944 yılında Sosyoloji dersini kürsü haline getirerek yönetimini ona verdi Ayrıca bu dönemde İstanbul Teknik Üniversitesi'nde Sanat Tarihi derslerine de girdi Ernst von Aster'in 1948'deki ölümünden sonra, 1949' da yeni kurulan Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Sistemli Felsefe Kürsüsü'nde ilave görevli olarak çalışmaya başladı 1957'de ordinaryüs profesörlüğe yükseltildi
27 Mayıs 1960 müdahalesinden sonra Milli Birlik Komitesi tarafından çıkarılan 27101960 tarih ve 114 sayılı kanunla Felsefe Bölümü'ndeki görevine son verildi 1962'de bu kanun yürürlükten kalktıysa da İstanbul'a dönmedi ve İstanbul Üniversitesi'ndeki görevinden 1681962'de istifa ederek A Ü İlahiyat Fakültesi kadrosuna geçti 1968'de yeni kurulan Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde ek görevli olarak Eğitim Felsefesi dersleri verdi 1971 yılında yaş haddinden emekliye ayrıldı ise de Senato kararıyla ödev süresinin uzatılması üstüne Temmuz 1973'e değin İlahiyat Fakültesi'ndeki görevini sürdürmüştür
Hilmi Ziya Ülken'in epeyce geniş yelpazede ve çeşitlilikte bir yayın ve mesleki örgüt hayatı vardır Cumhuriyet öncesinde çıkan Mihralı ve Anadolu dergilerinin kurucuları arasındadır Muallimler Birliği nin çıkardığı aynı adlı dergide de çalişmıştır 1928'de Mehmet Servet'le birlikte Türkiye'de felsefecilerin birincil mesleki örgütü olan Türk Felsefe Cemiyeti' ni kurmuş ve bu derneğin yayınlama organı olan Felsefe ue Içtimaiyat Mecmuası ’ nda etkin rol oynamıştır Aynı derneğin 1932 ve 1943 yıllarında her yerde kurulması girişimlerinin ön saflarında da defalarca o vardır Dernekçilik faaliyetleri 1949'da kurduğu Sosyoloji Cemiyeti ile sürmüştür
Türk Tarih Tezi'nin etkisiyle Türk kültürünün tarihi temellerinin araştırılması, bulunması, hatta yaratılması görüntü ve hedeflerini egemen olduğu 1930'lu yıllarda Hilmi Ziya 1933 Üniversite Reformu'ndan hemencecik önce iki ciltlik bir eser yayınlamıştır Türk Tefekkür Tarihi adli bu kitapları gören Atatürk, Galatasaray Lisesi Felsefe ve İçtimaiyat muallimi Hilmi Ziya'yı Ankara'ya çağırarak görüşmüş; kendisinin yeni kurulacak üniversiteye bu konuda ders atamak için öğretim elamanı olarak atanacağını ve ayrıca benzer konuda araştırmak üzere yurtdışına gönderileceğini bildirmişti Yeni üniversitenin (İstanbul Üniversitesi) Felsefe Bölümü Türk Medeniyeti Tarihi Kürsüsü'ne atanan Hilmi Ziya, bu alanda incelemeler yapmak üzere gittiği Almanya' dan döndüğünde kadroda Türk Medeniyeti Tarihi doçenti olarak tahsis yaparken üniversite içinde ve haricen oldukça hareketti ve bereketli bir yayınlama hayatına girişti
1933'ten daha sonra Felsefe Yıllığı ’ nın ikinci sayısının yanısıra yalnız bir rakam yayınlanabilen Felsefe Tercümeler Dergisinin (Ocak 1947) Felsefe Bölümü tarafından yayınlanmasında önemli rol oynadı Sosyoloji Kürsüsü'nün yayınlama organı olan Sosyoloji Derneği'nin 19411960 yılları aralarında yayınlanmasını sağladı Üniversite açık havada ise 19381943 yıllan aralarında İnran dergisini yayınladı
1933 Üniversite Reformu öncesinde Istanbul Dârülfünûnu Felsefe Bölümü' nde bir İslâm Felsefesi kadrosu bulunuyordu ve bu isimle anılan dersler uzun yıllar İzmirli İsmail Hakkı tarafından verilmişti Reform'la birlikte medrese zihniyetinden uzaklaştırılmak istenilen üniversitede ise eski felsefe bölümündeki metafızik anlayışa yer yoktu Nitekim Reform sonrası Felsefe Bölümü kürsüleri aralarında Islâm Felsefesigibi bir kürsü bulunmuyordu Oysa 1938'de Bölüm Başkanı olan Ernst von Aster, genel felsefe tarihinin açıklanmış bir alam olan İslâm Felsefesi'ne özel bir tartma vererek Hilmi Ziya'nın bu dersleri vermesini sağladı Bu Nedenle Felsefe Bölümü'nde Islâm Felsefesi baştan okutulmaya başlandı
Hilmi Ziya Ülken, felsefı düşüncesinin gelişiminde oldukça öbür yaklaşımların etkisinde kalmıştır 1930'lu yılların başlarında Aşk Ahlâkı ve İnsani Vatanperverlik eserleriyle Spinoza'dan hareketle çoklukta birlik düşüncesini temellendirmeye çalışır Bu dönemde ruh ve bedeni, birey ve toplumu uzlaştırmaya çalışırken daha çok psikolojizmin (ruhbilimcilik) ve natüralist (doğalcı) felsefenin etkisindedir
1933 Reformu sonrasında Reichenbach'ın etkisiyle bilimsel felsefe ile ilgilenmeye başlar Viyana Okulu'nun önde gelen temsilcilerinden Moritz Schlick'ten İlim ve Felsefe'yi çevirir Felsefe Yıllığı'nın Reform'dan sonradan meydana çıkan ikinci ve son sayısında da aynı hoşgörüyle çeviriler yayımlar
Yirminci Asrın Filozofları adli eserinde Reichenbach ve yeni pozitivizmi de tanıtan Ülken, Ülkü dergisinde yayımladığı Feylesof ve Fı!olog(1943) başlıklı yazısında ise Alman fılozofun açıkça etkisi altındadır: Türkiye'de felsefı düşüncenin gelişmesi için fevlesofun filologla karıştırılmamasıgerektiğini vurgulayarak, felsefecinin araştırmalarında felsefe tarihine ve fılolojik incelemelere odaklanmasını düşüncesiz bulur Ona kadar fılozof her şeyden önce zamanının bilimine nüfuz ederek onun problemleri içinden yetişmelidir Çünkü fılozofun problemleri artık bilimden kaynaklanacaktır Türkiye'de felsefeciler artı bilimin problemlerinden epeyce uzakta ve yalnız spekülatif' kalmışlardır Türkiye'de gerçek felsefe hareketi, oysa bilimle felsefe arasındaki ayrılığın ortadan kalkmasıyla muhtemel olabilecektir Bu dönemde yayımladığı İnsan dergisinde materyalizme ve hatta sosyalizme akım duyarken, 1948 sonrasında tam aksi görüşle Tarihî Maddeciliğe Reddiye'yi yazan Burada Hegel'den ayrılarak Platon'a dönen Ülken, Amsterdam'da toplanan Uluslararası Felsefe Kongresi'ne sunduğu Varlikların İki Yüzübaşlıklı bildirisinde ve sonradan yayımladığı Felsefeye Antre, Data ve Değer, Varlık ve Oluş adli eserlerinde Platon'un dyadkavramından hareketle ontoloji, epistemoloji ve pozitivizmin indirgeyici yaklaşımı yerine Husserl fenomenolojisinin tanım yöntemini savunur
Bu çalışmalarında varlık, veri ve değerinde alanlarındaki değişme ve çift kutupluluğun ama değer alanında aşkın varlikla bağlantı ile aşılabileceğini, bu alana ait hakikate dayanmaksızın bilgi ve varlık alanlarının aydınlatılamayacağını ileri sürer Böylece onun natüralist, pozitivist ve hatta materyalist çerçevedeki görüşlerden idealist metafıziğe doğru bir zihin gelişimi gösterdiği söylenebilir Onu niteleyebilecek manâlı özelliklerinden birisi de geniş bir yelpazedeki araştırma ruhuyla herhangi bir görüşü iyice olumsuzlamaksızın bütüncü bir yaklaşımla konulan irdelemesi ve kendi anlayışını geliştirmeye çalışmasıdır
Hilmi Ziya Ülken'in etkileri daha fazla Türkiye'de felsefe tarihi ve lslâm felsefesi tarihi çalişmalarının yayılmasında aranmalıdır Bilhassa TürkIslâm düşüncesi ve batılılaşma sonrası Türk düşüncesi tarihinin araştırılmasına yönelik çalışmaların temelinde her zaman kişisel olarak öğrencilerine bu yönde çalışmalar yaptırmış olan Ülken vardır
Onun Ankara Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi'nin gerek kurucu heyetinde yer alması gerekse başlangıçtan itibaren burada dersler vermesi ve daha sonra da kadrolu olarak bu fakülteye geçmesi, Dârülfunûn'da olduğu gibi, İslâm felsefesi ve Türkİslâm düşüncesi boyutlarında İslâm felsefesi tarihi araştırmalarının bitmiş başlamasında temel etkendir Hilmi Ziya, fakültenin kürsüleri aralarında İslâm Felsefesi Kürsüsü' nün yer almasını sağlaması yanında, fakülteyi ilmi bir zihniyetle güçlendirmeknedeniyle Eski ve Modern Çağ Felsefe Tarihi, Sistematik Felsefe, Mantık ve Sosyoloji gibi derslerin programa esas dersler olarak konulmasını sağladığı için, ilahiyat fakültelerinde felsefe eğitiminin kurumsallaşması açısından manâlı bir kişidir
Eserleri:
İçtimaiyat Hakkında İptidai Malumat (1924),
Umumî Ruhiyat (1928),
Felsefe Dersleri: Bilgi ve Vücud Nazariyeleri (1928),
Aşk Ahlâkı (1931), Umumî İçtimaiyat (1931, 2 zorlama: Sosyoloji, 1943),
Türk Tefekkür Tarihi III (19321933),
İnsani Vatanperverlik (1933),
İçtimai Felsefe Tenkitleri I: Telifçiliğin Tenakuzları(1933),
Türk Feylosofları Antolojisi (1935),
Uyanış Devrinde Tercümenin Rolü (1935),
Türk Mistitizmini Tetkike Antre (1935),
Yirminci Asır Filozofları (1936),
İlkyeı Meselesi ve Mantıkla Ilgili (1938),
Fârâbî (1940),
Türk Tarihinde Mezhep Çatışmaları (1940),
İçtimai Doktrinler Tarihi (1940),
İbn Haldun (1941),
Posta Yolu (Roman, 1941),
,Seytanla Konuşmalar (Roman, 1941),
Mantık Tarihi (1942),
Ziya Gökalp (1942),
Dini Sosyoloji (1943),
Fotoğraf ve Cemiyet (t943),
Yarım Adam (Roman, 1943),
Yahudi Meselesi (1944),
Milletlerin Uyanışı (t945),
İslam Düşüncesi: Türk Tefekkür Tarihi Araştırmalarına Antre (1946),
Ahlâk (1946),
Tasavvur ve Psikoloji (1946) ,
İslam Medeniyetinde Tercümeler ve Tesirleri(1947),
Ahali ve Tarih Suuru (1948),
İslâm Sanatı (1948),
Fârâbi Tetkikleri (1950),
Tarihî Maddecilığe Reddiye (1951),
İbn Rüşd (1951),
La Pensee de İslam (1953),
Ousta B Luga (1953),
İslam Düşüncesine Antre (1954),
Sosyolojinin Problemleri (1955),
Dünyada ve Türkiye'de Sosyoloji Öğretimi ve Araştırmaları (1956),
Veraset ve Cemiyet (1957, 2 zorlama: Toplum Yapısı ve Soyaçekme , 1971),
Ibn Sina (1957),
İslâm Felsefesi Tarihi (1957)
Felsefeye Giriş (19571958),
Siyasi Partiler ve Sosyalizm (1963),
Data ve Layık (1965),
Değerler, Kültür ve Sanat (1965),
Türkish Architectures (1965),
Türkiye'de Çağdaş Akıl Tarihi (1966)
, Eğitim Felsefesi (1967),
Islâm Felsefesi (1967),
Humanizmes des Kultures (1967),
Varlık ve Oluş (1968),
İlim Felsefesi I (t969),
Sosyoloji Sözlüğü (1970),
Genel Felsefe Dersleri (1972),
Türk Kozmogonisi: Türk Mitolojisi, Türk Hikmeti, Teknik, Tefekkür (ty) Çevirileri: Yeni
İlmî Zihniyet (G Bachelard'dan, 1934),
İlim ve Felsefe (M Schlick'ten, 1934),
Metafizik I (Aristoteles'ten, 1935)
Lojik Prensipler ve Muasır Tenkid (D Remand' dan, 1942),
Emil Q J Rousseau'dan, 1943), *