iltasyazilim
FD Üye
Türk Halk Hikayelerinin Özellikleri Nelerdir,
Türk Millet Hikayelerinin Genel Özellikleri
AHALI HİKAYELERİ
Destanların vakit içinde değişime uğramış biçimleri sayabileceğimiz millet hikâyeleri gerçeğe daha yakın olmaları bakımından destandan ayrılırlar Anonimdirler
Ahali hikâyelerinde şiirle düzyazı iç içedir Millet hikâyeleri konuları yönünden iki grupta incelenebilir
Tek olay çevresinde artan irk hikayeleri olduğu gibi, kişi ve durum sayısı çok ahali hikayeleri de vardır Bu hikayeler âşıklar ve yaşlılar göre anlatılır
Millet hikayeleri konularına göre dört çeşittir:
Aşk Hikayeleri: Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Yusuf ile Züleyha, Ercişli Emrah ve Selvi, Tahir ile Zühre, Âşık Acayip Hikayesi, Aşık Kerem
Hikayesi, Elif ile Mahmut…
DiniTarihi Irk Hikayeleri: Hayber Kalesi, Kan Kalesi, Battal Gazi, Danişmend Gazi, Hz Ali ile ilgili diğer hikayeler…
Mertlik Hikayeleri: Köroğlu Hikayesi
Destanî Millet Hikâyeleri: Dede Korkut Hikayeleri
*Ahali hikayeleri, destan ile roman arasındaki aşamanın ürünüdür
*Destan geleneğinden Irk hikâyeciliğine geçişin birincil ürünü Büyükbaba Korkut Hikayeleri ’dir bu nedenle Dede Korkut Hikayeleri özel bir yük taşır
Büyükbaba Korkut Hikayelerinin en önemli özellikleri şunlardır:
Başlıca adı “Kitabı Büyükbaba Korkut Alâ Lisanı Taifei Oğuzan şeklindedir
12, 13 ve 14 yyda Doğu Anadolu ’da ve Azerbeycan ’da yaşayan müslüman Oğuz boylarının geleneklerini, göreneklerini, iç mücadelelerini, doğa üstü güçlerle, yaratıklarla savaşmalarını ele alır
14 ve 15 yyda yazıya geçirilmiştir Bu konudaki yaygın kanaat hikayelerin 14yy ’da yazıya geçirildiği şeklindedir Hikayelerin kimin tarafından yazıya geçirildiği bilinmemektedir
Toplam on iki hikayeden oluşur
Şiir ve düzyazı (nazımnesir) girift oluşturulmuştur
Hikayelerde eksik da olsa masal ve destan unsurları görülür
Fazla temiz, güzel ve zengin bir kullanılmıştır
Anlatım açık, yalın ve durudur Kesinlik açıklama eder
Hikayelerde en önemli meziyet kahramanlıktır
Aileye, çoğalmaya, kadına, çocuğa ve çocuk terbiyesine büyük yük verilir Kadınların ailenin en kayda değer unsuru olduğu vurgulanır Önsözünde dört bambaşka tadın tipi çizilir
Tüm hikayelerde dini unsurlar (namaz kılma, dua etme, arı sudan abdest alma) görülür
Kahramanlar dövüşlerini, Allah ve peygamber sevgisi için yapar
Türk milletinin karakteristik özellikleri; doğruluk, adelet, güzellik yüceltilir
Misafirperverlik ve cömertlik insanların iki taraflı özelliğidir
Beygir, ağaç, su, yeşillik kısaca tabiat fazla sevilir
Kahramanların en büyük yardımcısı atlardır
Kadınlar, eşlerine karşısında aşırı saygılı ve itaatkârdır Eşler de kadınlarına siklet verir, iyi davranır
Hikâyelerde, birçok tavsiye vardır bu nedenle bu hikayeler didaktiktir
Hikayelerde yaşanan olayların tarihi bilgilerle ilgisi vardır
Hikayelerde geçen ve hikayeler adını veren Dede Korkut; ihtiyar, herkesin hürmet gösterdiği, hakanların bile us danıştığı, çocuklara isim koyan, eğlencelerde kopuz çalıp şiirler söyleyen, kırgınlıkları gidermede aracılık eden kişidir
EFSANELER
Vaktiyle beri söylenegelen, doğaüstü kişi ve olaylardan söz eden, tavır diliyle oluşturulan, üslup kaygısından uzakta, gerçek dışı öykülerdir
Efsaneler kimi yönlerden destan ve masalı andırır Masallar iyi bir sonla bitmesine rağmen, efsanede böyle bir durum söz konusu değildir Efsaneler bir inanış konusudur Narlıgöl Efsanesi, Acıklı Kaya Efsanesi…
MASALLAR
Olağanüstü durum ve kişilere yer veren, sık sık bir eğitim amacı güden hayali öykülere masal denir Masallarda yer ve zaman kavramı yoktur Bunlar toplumun beğenisini, düşünüş biçimini, geleneklerini kuşaktan kuşağa aktarırlar Toplumun beğenisini, düşünüş tarzını, geleneklerini, dünya görüşünü kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktaran ürünlerdir Çoğunluğu mucizevi olaylarla doludur Kafdağı gibi doğaüstü coğrafi unsurlar; dev, yedi başlı canavar, konut büyüklüğünde kuş gibi mucizevi yaratıklar vardır Masallarda yer ve zaman kavramı emin değildir Masalların anlatımında genelde –miş ’li geçmiş zaman kipi kullanılır Söyleyeni bilinmeyen bu ürünler, kulaktan kulağa günümüze değin gelmiştir Masallarda iyilik, doğruluk, yardımlaşma öğütlenir böylece masalla, didaktik eserlerdir Masalların bilhassa başında, bazen de ortasında ve sonunda tekerleme denilen uyaklı sözle kullanılır Türk masallarının sonunda, çoğunlukla iyiler ödüllendirilir Kırk gün, kırk gece düğün yapılır Kötüler ise ya kırk katır ya da kırk satır cezasına çarptırılır
Sözlü gelenekte gelişen masallar, sonra kitap haline getirilmiştir Türk Edebiyatı ’nda masal derleme eser konusunda en önemli çalışmayı yapan Eflatun Cem Güney ’dir Masallardan etkilenerek günümüzde çocuk hikâyeleri doğmuştur
ORTA OYUNU
Halkın ortasında apaçık duran bir meydanda; metinsiz, suflörsüz, ezbersiz oynanan bir tiyatrodur
Diğer bir ifadeyle seyircilerle çevrilmiş bir alanda, yazılı bir metne ast kalmadan ve doğaçlama (tuluat) yoluyla oynanan bir oyundur Pişekar ve Kavuklu oyunun esas kişileridir
Pişekâr cinasçılık, Kavuklu ise tekerlemecilik yapar
Çelebi, Zenne, Denyo, Arnavut, Acem, Arap, Yahudi gibi tipler kendilerini simgeleyen bir müzikle sahneye çıkar
Balama nedir?
Türk gölge oyunu ’nda, Matiz, Külhanbey tarafından yabancı ülke tipleri; ortaoyunu ’nda ise Rum için kullanılan Çingeneceden bozma sözcük
Orta oyunu halkın ortak malıdır Oyunların güldürme unsurları; iki taraflı konuşmalardaki laf oyunları, hazırlanmış cevaplılık, hatalı anlamalar ve yöresel konuşmaların taklitleridir
Oyunda Karagöz ile Kavuklu ’nun; Pişekâr ile Hacivat ’ın tüm özellikleri aynıdır Karagöz ile Ortaoyunun farkı ise, Karagöz ’ün perdede, Orta Oyun ’un meydanda oynanmasıdır Yani Orta Oyunu canlı kişilerle oynanırken Karagöz ’de tasvirlerin gölgesi oynatılır
MEDDAH
Bir sözlü tiyatro ürünüolan meddahlık, özet olarak, “tek adamlı tiyatrodur
• Meddah, tiyatronun tüm karakterlerini kendi kişiliğinde birleştiren bir aktördür
• Bir hikâyeyi başından ardına kadar, yüksekçe bir yerde, karakterleri şivelerine kadar konuşturarak anlatır
• Perdesi, sahnesi, dekoru, kostümü bulunmayan bu tiyatroda her şey, meddah denen kişinin zekâsına, bilgisine, laf söylemedeki hünerine bağlıdır
KARAGÖZ
Taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur,
• Başkarakterler Karagöz ve Hacivat ’tır
• Karagöz, okumamış bir insandır Hacivat ’ın kullandığı yabancı sözcükleri anlamaz veya anlamaz görünüp onlara yanlış anlamlar yükleyerek ortaya değişik nükteler çıkarırken bir taraftan da Türkçe dil kuralları ile tanıdık olmayan sözcükler kullanan Hacivat ile alay eder
• Hacivat, kişisel çıkarlarını her zaman ön planda miktar Eksik buçuk okumuşluğundan dolayı yabancı sözcüklerle konuşmayı sever Perdeye gelen anında herkesi tanır, onların işlerine arabuluculuk eder
• Zenne, Çelebi, Tuzsuz Kara Bekir, Beberuhi, Tiryakı, Acem Laz Matiz, Zeybek gibi diğer tipler oyuna ayrı bir renk katar *
Türk Millet Hikayelerinin Genel Özellikleri
AHALI HİKAYELERİ
Destanların vakit içinde değişime uğramış biçimleri sayabileceğimiz millet hikâyeleri gerçeğe daha yakın olmaları bakımından destandan ayrılırlar Anonimdirler
Ahali hikâyelerinde şiirle düzyazı iç içedir Millet hikâyeleri konuları yönünden iki grupta incelenebilir
Tek olay çevresinde artan irk hikayeleri olduğu gibi, kişi ve durum sayısı çok ahali hikayeleri de vardır Bu hikayeler âşıklar ve yaşlılar göre anlatılır
Millet hikayeleri konularına göre dört çeşittir:
Aşk Hikayeleri: Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Yusuf ile Züleyha, Ercişli Emrah ve Selvi, Tahir ile Zühre, Âşık Acayip Hikayesi, Aşık Kerem
Hikayesi, Elif ile Mahmut…
DiniTarihi Irk Hikayeleri: Hayber Kalesi, Kan Kalesi, Battal Gazi, Danişmend Gazi, Hz Ali ile ilgili diğer hikayeler…
Mertlik Hikayeleri: Köroğlu Hikayesi
Destanî Millet Hikâyeleri: Dede Korkut Hikayeleri
*Ahali hikayeleri, destan ile roman arasındaki aşamanın ürünüdür
*Destan geleneğinden Irk hikâyeciliğine geçişin birincil ürünü Büyükbaba Korkut Hikayeleri ’dir bu nedenle Dede Korkut Hikayeleri özel bir yük taşır
Büyükbaba Korkut Hikayelerinin en önemli özellikleri şunlardır:
Başlıca adı “Kitabı Büyükbaba Korkut Alâ Lisanı Taifei Oğuzan şeklindedir
12, 13 ve 14 yyda Doğu Anadolu ’da ve Azerbeycan ’da yaşayan müslüman Oğuz boylarının geleneklerini, göreneklerini, iç mücadelelerini, doğa üstü güçlerle, yaratıklarla savaşmalarını ele alır
14 ve 15 yyda yazıya geçirilmiştir Bu konudaki yaygın kanaat hikayelerin 14yy ’da yazıya geçirildiği şeklindedir Hikayelerin kimin tarafından yazıya geçirildiği bilinmemektedir
Toplam on iki hikayeden oluşur
Şiir ve düzyazı (nazımnesir) girift oluşturulmuştur
Hikayelerde eksik da olsa masal ve destan unsurları görülür
Fazla temiz, güzel ve zengin bir kullanılmıştır
Anlatım açık, yalın ve durudur Kesinlik açıklama eder
Hikayelerde en önemli meziyet kahramanlıktır
Aileye, çoğalmaya, kadına, çocuğa ve çocuk terbiyesine büyük yük verilir Kadınların ailenin en kayda değer unsuru olduğu vurgulanır Önsözünde dört bambaşka tadın tipi çizilir
Tüm hikayelerde dini unsurlar (namaz kılma, dua etme, arı sudan abdest alma) görülür
Kahramanlar dövüşlerini, Allah ve peygamber sevgisi için yapar
Türk milletinin karakteristik özellikleri; doğruluk, adelet, güzellik yüceltilir
Misafirperverlik ve cömertlik insanların iki taraflı özelliğidir
Beygir, ağaç, su, yeşillik kısaca tabiat fazla sevilir
Kahramanların en büyük yardımcısı atlardır
Kadınlar, eşlerine karşısında aşırı saygılı ve itaatkârdır Eşler de kadınlarına siklet verir, iyi davranır
Hikâyelerde, birçok tavsiye vardır bu nedenle bu hikayeler didaktiktir
Hikayelerde yaşanan olayların tarihi bilgilerle ilgisi vardır
Hikayelerde geçen ve hikayeler adını veren Dede Korkut; ihtiyar, herkesin hürmet gösterdiği, hakanların bile us danıştığı, çocuklara isim koyan, eğlencelerde kopuz çalıp şiirler söyleyen, kırgınlıkları gidermede aracılık eden kişidir
EFSANELER
Vaktiyle beri söylenegelen, doğaüstü kişi ve olaylardan söz eden, tavır diliyle oluşturulan, üslup kaygısından uzakta, gerçek dışı öykülerdir
Efsaneler kimi yönlerden destan ve masalı andırır Masallar iyi bir sonla bitmesine rağmen, efsanede böyle bir durum söz konusu değildir Efsaneler bir inanış konusudur Narlıgöl Efsanesi, Acıklı Kaya Efsanesi…
MASALLAR
Olağanüstü durum ve kişilere yer veren, sık sık bir eğitim amacı güden hayali öykülere masal denir Masallarda yer ve zaman kavramı yoktur Bunlar toplumun beğenisini, düşünüş biçimini, geleneklerini kuşaktan kuşağa aktarırlar Toplumun beğenisini, düşünüş tarzını, geleneklerini, dünya görüşünü kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktaran ürünlerdir Çoğunluğu mucizevi olaylarla doludur Kafdağı gibi doğaüstü coğrafi unsurlar; dev, yedi başlı canavar, konut büyüklüğünde kuş gibi mucizevi yaratıklar vardır Masallarda yer ve zaman kavramı emin değildir Masalların anlatımında genelde –miş ’li geçmiş zaman kipi kullanılır Söyleyeni bilinmeyen bu ürünler, kulaktan kulağa günümüze değin gelmiştir Masallarda iyilik, doğruluk, yardımlaşma öğütlenir böylece masalla, didaktik eserlerdir Masalların bilhassa başında, bazen de ortasında ve sonunda tekerleme denilen uyaklı sözle kullanılır Türk masallarının sonunda, çoğunlukla iyiler ödüllendirilir Kırk gün, kırk gece düğün yapılır Kötüler ise ya kırk katır ya da kırk satır cezasına çarptırılır
Sözlü gelenekte gelişen masallar, sonra kitap haline getirilmiştir Türk Edebiyatı ’nda masal derleme eser konusunda en önemli çalışmayı yapan Eflatun Cem Güney ’dir Masallardan etkilenerek günümüzde çocuk hikâyeleri doğmuştur
ORTA OYUNU
Halkın ortasında apaçık duran bir meydanda; metinsiz, suflörsüz, ezbersiz oynanan bir tiyatrodur
Diğer bir ifadeyle seyircilerle çevrilmiş bir alanda, yazılı bir metne ast kalmadan ve doğaçlama (tuluat) yoluyla oynanan bir oyundur Pişekar ve Kavuklu oyunun esas kişileridir
Pişekâr cinasçılık, Kavuklu ise tekerlemecilik yapar
Çelebi, Zenne, Denyo, Arnavut, Acem, Arap, Yahudi gibi tipler kendilerini simgeleyen bir müzikle sahneye çıkar
Balama nedir?
Türk gölge oyunu ’nda, Matiz, Külhanbey tarafından yabancı ülke tipleri; ortaoyunu ’nda ise Rum için kullanılan Çingeneceden bozma sözcük
Orta oyunu halkın ortak malıdır Oyunların güldürme unsurları; iki taraflı konuşmalardaki laf oyunları, hazırlanmış cevaplılık, hatalı anlamalar ve yöresel konuşmaların taklitleridir
Oyunda Karagöz ile Kavuklu ’nun; Pişekâr ile Hacivat ’ın tüm özellikleri aynıdır Karagöz ile Ortaoyunun farkı ise, Karagöz ’ün perdede, Orta Oyun ’un meydanda oynanmasıdır Yani Orta Oyunu canlı kişilerle oynanırken Karagöz ’de tasvirlerin gölgesi oynatılır
MEDDAH
Bir sözlü tiyatro ürünüolan meddahlık, özet olarak, “tek adamlı tiyatrodur
• Meddah, tiyatronun tüm karakterlerini kendi kişiliğinde birleştiren bir aktördür
• Bir hikâyeyi başından ardına kadar, yüksekçe bir yerde, karakterleri şivelerine kadar konuşturarak anlatır
• Perdesi, sahnesi, dekoru, kostümü bulunmayan bu tiyatroda her şey, meddah denen kişinin zekâsına, bilgisine, laf söylemedeki hünerine bağlıdır
KARAGÖZ
Taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur,
• Başkarakterler Karagöz ve Hacivat ’tır
• Karagöz, okumamış bir insandır Hacivat ’ın kullandığı yabancı sözcükleri anlamaz veya anlamaz görünüp onlara yanlış anlamlar yükleyerek ortaya değişik nükteler çıkarırken bir taraftan da Türkçe dil kuralları ile tanıdık olmayan sözcükler kullanan Hacivat ile alay eder
• Hacivat, kişisel çıkarlarını her zaman ön planda miktar Eksik buçuk okumuşluğundan dolayı yabancı sözcüklerle konuşmayı sever Perdeye gelen anında herkesi tanır, onların işlerine arabuluculuk eder
• Zenne, Çelebi, Tuzsuz Kara Bekir, Beberuhi, Tiryakı, Acem Laz Matiz, Zeybek gibi diğer tipler oyuna ayrı bir renk katar *