Turk kadınının toplum hayatındaki yeri
Eski Turk cemiyetlerinde kadınla erkek arasında bir ayrılık yoktu Turklerde toplumun temelini aile teşkil etmekteydi Cunku Turklerde aile kutsal, bir topluluktu Anadolu'da seyahat eden İbni Batuta seyahatnamesinde Turk kadınlarından şoyle sozeder Burada acaip bir hal gordum Turkler nezdinde kadınlar tazim gormektedir Kadınların mertebeleri erkeklerden yuksektir
İslam hukukuna dayanan Osmanlı İmparatorluğunda, kadın bircok haklarını kaybetti Hukuk bakımından iki kadın bir erkeğe eşitti Aile de bu eşitlik prensibi uzerine kurulmuştu Bir erkek dort kadın alabildi Boşanmada erkeğin hakimdi, erkeğin Seni boşadım demesi ayrılmak icin yeterli idi Kadının aile icinde de bir yeri yoktu Harem denilen kısımda oturur, erkek topluluklarına katılamazdı Sokağa cıkarken carşaf giyer, yuzlerini de pece ile orterdi
Kadınlar hic bir mesleğe giremezler, ev işleriyle uğraşırlardı Fakat koylerde kadın eski Turk adetlerine bağlı kalmıştı Yuzunu ortmez, dışarda erkeği ile birlikte calışabilirdi
Eve kapatılan, toplum hayatına katılmasına izin verilmeyen, cahil bırakılan Turk kadını uzucu ve ezici hayatını devrime kadar yaşadı İstiklal Savaşında vatanı kurtarmak, erkeğinin yukunu hafifletmek icin sırtında cocuğuyla cepheye koşan Turk kadını, milli davada kendine duşen vazifeyi buyuk bir fedakarlıkla yaptı Bu, aynı zamanda yuzyıllarca butun haklarından mahrum edilerek, kafes arkasına kapatılan Turk kadınının hurriyet mucadelesi oldu
İstiklal Savaşından sonra girişilen devrim hareketinin en onemlisi Turk kadınının toplum icinde hakkını ve vazifesini alması olmuştur Ataturk yalnız devlet muesseselerinde yapılan devrimleri yeter gormuyordu O Turk toplumunun laik esasları uzerine kurulmasını, yaşayış şekilleriyle hayat goruşlerinin de değişmesini gerekli buluyordu Bunun icin de her şeyden once kadına aileden ve toplumda doğal haklarının verilmesi gerekiyordu Ataturk, vatan topraklarının değerlendirilmesinde ve Turk toplumunun kalkınmasında kadının rolunu belirterek demiştir ki:
Bizi analarımızın adam etmesi lazımdır Onlar edebildikleri kadar etmişlerdir Bundan sonra başka zihniyette, başka kemalatta adamlara muhtacız Bunları yetiştirecek olanlar bundan sonraki analardır
Turk kadınının haklarına kavuşması icin yapılan yenilikler şunlardır;
1Kadın hukuku: Medeni Kanunun kabulu ile kadınlarımız medeni haklarına kavuşmuş ve yeni Turk ailesi kurulmuştur Modern Turk ailesinde erkekle kadın eşit haklara sahiptir Evlenmede her iki tarafın isteği esas tutulmuş, dini nikah yerine kanuni evlenme usulu konulmuştur Turk Medeni Kanunu boşanmayı da hakimin kararına bırakmıştır
Kadına siyasi haklar tanındı 1930 yılında kabul edilen Belediye Kanunu ile kadına belediye uyesi secmek ve secilmek hakkı verildi 5 Aralık 1934'te cıkarılan bir kanunla vatandaşların kutsal hakkı olan milletvekili secmek ve secilmek hakkına da kavuştu
2Kadın kıyafetinde değişiklik: Turk kadınının modern Turk toplumundaki yerini tam anlamıyla,alması ve kendisine tanınan hukuki haklardan istifade edebilmesi icin kadın kıyafetinde de değişiklik yapmak gerekiyordu Turk kadınının kimliğini gizleyen pece ve carşafın kaldırılması gereğine inanan Ataturk, bu husustaki fikrini şu sozlerle belirtmiştir :
Seyahatim esnasında koylerde değil, bilhassa kasabalarda ve şehirlerde kadın arkadaşlarımızın yuzlerini ve gozlerini cok kesif olarak kapattıklarını gordum Erkek arkadaşlar, bu biraz bizim bencilliğimizin eseridir
Onlar da yuzlerini cihana, gostersinler ve gozleriyle cihanı dikkatle gorebilsinler, bunda korkulacak bir şey yoktur
Ataturk'un fikirlerindeki isabeti goren ve anlayan kadın once peceyi, şapka devriminden sonra da carşafı attı Kadınlarımıza medeni, siyasal, sosyal haklarının verilmesi, Turk aile ve Turk toplumunu Ortacağın kohnemiş fikir ve gorenek esaretinden kurtarmıştır
Eski Turk cemiyetlerinde kadınla erkek arasında bir ayrılık yoktu Turklerde toplumun temelini aile teşkil etmekteydi Cunku Turklerde aile kutsal, bir topluluktu Anadolu'da seyahat eden İbni Batuta seyahatnamesinde Turk kadınlarından şoyle sozeder Burada acaip bir hal gordum Turkler nezdinde kadınlar tazim gormektedir Kadınların mertebeleri erkeklerden yuksektir
İslam hukukuna dayanan Osmanlı İmparatorluğunda, kadın bircok haklarını kaybetti Hukuk bakımından iki kadın bir erkeğe eşitti Aile de bu eşitlik prensibi uzerine kurulmuştu Bir erkek dort kadın alabildi Boşanmada erkeğin hakimdi, erkeğin Seni boşadım demesi ayrılmak icin yeterli idi Kadının aile icinde de bir yeri yoktu Harem denilen kısımda oturur, erkek topluluklarına katılamazdı Sokağa cıkarken carşaf giyer, yuzlerini de pece ile orterdi
Kadınlar hic bir mesleğe giremezler, ev işleriyle uğraşırlardı Fakat koylerde kadın eski Turk adetlerine bağlı kalmıştı Yuzunu ortmez, dışarda erkeği ile birlikte calışabilirdi
Eve kapatılan, toplum hayatına katılmasına izin verilmeyen, cahil bırakılan Turk kadını uzucu ve ezici hayatını devrime kadar yaşadı İstiklal Savaşında vatanı kurtarmak, erkeğinin yukunu hafifletmek icin sırtında cocuğuyla cepheye koşan Turk kadını, milli davada kendine duşen vazifeyi buyuk bir fedakarlıkla yaptı Bu, aynı zamanda yuzyıllarca butun haklarından mahrum edilerek, kafes arkasına kapatılan Turk kadınının hurriyet mucadelesi oldu
İstiklal Savaşından sonra girişilen devrim hareketinin en onemlisi Turk kadınının toplum icinde hakkını ve vazifesini alması olmuştur Ataturk yalnız devlet muesseselerinde yapılan devrimleri yeter gormuyordu O Turk toplumunun laik esasları uzerine kurulmasını, yaşayış şekilleriyle hayat goruşlerinin de değişmesini gerekli buluyordu Bunun icin de her şeyden once kadına aileden ve toplumda doğal haklarının verilmesi gerekiyordu Ataturk, vatan topraklarının değerlendirilmesinde ve Turk toplumunun kalkınmasında kadının rolunu belirterek demiştir ki:
Bizi analarımızın adam etmesi lazımdır Onlar edebildikleri kadar etmişlerdir Bundan sonra başka zihniyette, başka kemalatta adamlara muhtacız Bunları yetiştirecek olanlar bundan sonraki analardır
Turk kadınının haklarına kavuşması icin yapılan yenilikler şunlardır;
1Kadın hukuku: Medeni Kanunun kabulu ile kadınlarımız medeni haklarına kavuşmuş ve yeni Turk ailesi kurulmuştur Modern Turk ailesinde erkekle kadın eşit haklara sahiptir Evlenmede her iki tarafın isteği esas tutulmuş, dini nikah yerine kanuni evlenme usulu konulmuştur Turk Medeni Kanunu boşanmayı da hakimin kararına bırakmıştır
Kadına siyasi haklar tanındı 1930 yılında kabul edilen Belediye Kanunu ile kadına belediye uyesi secmek ve secilmek hakkı verildi 5 Aralık 1934'te cıkarılan bir kanunla vatandaşların kutsal hakkı olan milletvekili secmek ve secilmek hakkına da kavuştu
2Kadın kıyafetinde değişiklik: Turk kadınının modern Turk toplumundaki yerini tam anlamıyla,alması ve kendisine tanınan hukuki haklardan istifade edebilmesi icin kadın kıyafetinde de değişiklik yapmak gerekiyordu Turk kadınının kimliğini gizleyen pece ve carşafın kaldırılması gereğine inanan Ataturk, bu husustaki fikrini şu sozlerle belirtmiştir :
Seyahatim esnasında koylerde değil, bilhassa kasabalarda ve şehirlerde kadın arkadaşlarımızın yuzlerini ve gozlerini cok kesif olarak kapattıklarını gordum Erkek arkadaşlar, bu biraz bizim bencilliğimizin eseridir
Onlar da yuzlerini cihana, gostersinler ve gozleriyle cihanı dikkatle gorebilsinler, bunda korkulacak bir şey yoktur
Ataturk'un fikirlerindeki isabeti goren ve anlayan kadın once peceyi, şapka devriminden sonra da carşafı attı Kadınlarımıza medeni, siyasal, sosyal haklarının verilmesi, Turk aile ve Turk toplumunu Ortacağın kohnemiş fikir ve gorenek esaretinden kurtarmıştır