Turk tarihine yon veren olayları anlatan şiir ve roman ornekleri
Canakkale Destanı Mehmet Akif Ersoy Yaban Yakup Kadri Karaosmanoğlu Şu Cılgın Turkler Turgut Ozakman Alparslan ve Malazgirt Destanı Mustafa Akgun Ateşten Gomlek Halide Edip Adıvar Vurun Kah peye Halide Edip Adıvar Gazi Osman Pasa Tuna Nehri Akmam Diyor Konstantinopolis Dustu
Şiir
Mustafa Kemal ’in Kağnısı
Yediyordu Elif kağnısını,
Kara geceden geceden
Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu,
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar,
İnliyordu dağın ardı, yasla,
Her bir heceden heceden
Mustafa Kemal ’in kağnısı derdi, kağnısına
Mermi taşırdı oteye, dağ taş aşardı
Cabuk giderdi, cok gotururdu Elifcik,
Nam salmıştı asker icinde
Bu kez yine herkesten evvel almıştı yukunu,
Doğrulmuştu yola onceden onceden
Okuzleriyle kardeş gibiydi Elif,
Yemezdi, icmezdi, yemeden icmeden onlar,
Kocabaş, cok ihtiyardı, cok zayıftı,
Mahzundu butun butun Sarıkız, yanısıra,
Gecenin ulu ağırlığına karşı,
Hafiftiler, inceden inceden
İriydi Elif, kuvvetliydi kağnı başında
Elma elmaydı yanakları, uzum uzumdu gozleri,
Kınalı ellerinden ruzgar gecerdi daim;
Toprak gulumserdi carıklı ayaklarına
Alını, yeşilini kapmıştı, gecirmişti,
Niceden, niceden
Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu,
Nazar mı değdi goklerden, ne?
Dah etti, yok Dahha dedi gitmez,
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti gecti gacur gucur
Nasıl dururdu Mustafa Kemal ’in kağnısı
Kahroldu Elifcik, duşunceden duşunceden
Aman Kocabaş, ayağını opeyim Kocabaş,
Vur beni, oldur beni, koma yollarda beni
Gecer goturur ana, cocuk, mermisini askerciğin,
Koma yollarda beni, kulun kopeğin olayım
Bak hele uzerimden ses seda uzaklaşır,
Duşerim gerilere, iyceden iyceden
Kocabaş yığıldı camura,
Buyudu gozleri, buyudu yurek kadar,
Ortuldu gozleri ortuldu hep
Kalır mı Mustafa Kemal ’in kağnısı, bacım
Kocabaşın yerine koştu kendini Elifcik,
Yurudu duşman ustune, yuceden yuceden
Fazıl Husnu DAĞLARCA
Bir Adım BağımsızlıkBir Adım Mustafa Kemal
‘İstiklali tam
benim karekterimdir ’
Mustafa Kemal
Guc verdi yeniden
Bitmiştukenmiş Turkeli ’ne
Umut verdi
Işık verdi
Ses verdi
Sesimize
Bir kez daha seslendi
Amasya ’da
Sivas ’ta
Erzurum ’da
hepimize
Guveniyordu budun ’una
Guveniyordu kendisine
Cakınlar cakardı beyninde
Ve en onde o giderdi
Komutan değil
Sanki bir erdi
Gok gozlu kurt bakışlı
Bir subay
Ve bir budun olume koştu
Ardında alay alay
‘Ya olum dedim ya istiklal
Bir adım bağımsızlık
Bir adım Mustafa Kemal ’
İstiklali tam
Benim karekterimdir
Kurtuluş benim
duşuncem
goz ışığım
alın terimdir
Bir tek andımız vardı
Dağtaşormanarıcicek
Kadınerkekgencyaşlı
Ya olum dedik ya istiklal
Bir yiğit dikildi karşımıza
Ben varım dedi
Ardımda bir budun var
Geleceği goruyorum ak
Turkeli ’nin geleceği parlak
Bağımsızlık
Bir turku olur dolanır
Turkun dudaklarında
Ekitler yeşerir yeniden
Turkeli topraklarında
Daha durmaz bu yuruyuş
Devirir gider cağları
Dağlar koynunda saklar
Yıldızlar yolunu cizer
Bir bağımsızlık turkusu
Bir anda Turkeli ’ni gezer
Al bayrak dalganır
Bağımsızlık burclarında
Yarın Turkeli ’min her burcunda
Bayrağım dalgalanır alal
Bir adım bağımsızlık
Bir adım Mustafa Kemal
Nihat Yucel
Turk tarihine yon veren olayları anlatan şiir ve roman ornekleri
Canakkale Şehitlerine
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dunyada eşi?
En kesif orduların yukleniyor dordu beşi
Tepeden yol bularak gecmek icin Marmara ’ya
Kac donanmayla sarılmış ufacık bir karaya
Ne hayasızca tehaşşud ki ufuklar kapalı!
Nerdegosterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
DedirirYırtıcı, his yoksulu, sırtlan kumesi,
Varsa gelmiş, acılıp mahbesi, yahud kafesi!
Eski Dunya, yeni Dunya, butun akvamı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Cehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk:
Sade bir hadise var ortada: Vahşetler denk
Kimi HindU, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela
Hani, tauna da zuldur bu rezil istila!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlUki asil,
Ne kadar gozdesi mevcUd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Doktu karnındaki esrarı hayasızcasına
Maske yırtılmasa hala bize afetti o yuz
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yuzsuz
Sonra mel'undaki tahribe muvekkel esbab,
Oyle mudhiş ki: Eder her biri bir mulku harab
Oteden saikalar parcalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sonuyor goğsunun ustunde o arslan neferin
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yuzlerce adam
Olum indirmede gokler, olu puskurmede yer;
O ne mudhiş tipidir: Savrulur enkaazı beşer
Kafa, goz, govde, bacak, kol, cene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vadilere, sağnak sağnak
Sacıyor zırha burunmuş de o namerd eller,
Yıldırım yaylımı tUfanlar, alevden seller
Veriyor yangını, durmuş da acık sinelere,
Suru halinde gezerken sayısız teyyare
Top tufekten daha sık, gulle yağan mermiler
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide guler!
Ne celik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı goğsundeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?
Cunku te'sisi İlahi o metin istihkam
Sarılır, indirilir mevkii mustahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'i beşer;
Bu goğuslerse Huda'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'i bedi'im, onu ciğnetme' dedi
Asım'ın neslidiyordum yanesilmiş gercek:
İşte ciğnetmedi namusunu, ciğnetmiyecek
Şuheda govdesi, bir baksana, dağlar, taşlar
O, rukU olmasa, dunyada eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne guneşler batıyor!
Ey, bu topraklar icin toprağa duşmuş asker!
Gokten ecdad inerek opse o pak alnı değer
Ne buyuksun ki kanın kurtarıyor tevhidi
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gomelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın
Herc u merc ettiğin edvara da yetmez o kitab
Seni ancak ebediyyetler eder istiab
'Bu, taşındır' diyerek Ka'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da gecirsem taşına;
Sonra gok kubbeyi alsam da, rida namıyle,
Kanayan lahdine ceksem butun ecramıyle;
Mor bulutlarla acık turbene catsam da tavan,
Yedi kandilli Sureyya'yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, burunmuş kanına,
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Turbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gunduzun fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tullenen mağribi, akşamları sarsam yarana
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana
Sen ki, son ehli salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanı Salahaddin'i,
Kılıc Arslan gibi iclaline ettin hayran
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken husran,
O demir cenberi goğsunde kırıp parcaladın;
Sen ki, rUhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki, a'sara gomulsen taşacaksınHeyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağUşunu acmış duruyor Peygamber
Mehmet Akif Ersoy
Tuna Nehri Akmam Diyor
Tuna nehri akmam diyor
Etrafımı yıkmam diyor
Şanlı Gazi Osman Paşa
Plevne'den cıkmam diyor
Tuna nehri akar gider
Etrafını yıkar gider
Şanlı Gazi Osman Paşa
Moskofları kırar gider
Kapandı Plevne'nin yolu
Duşman sardı sağı solu
Askerim cok cephanem yok
Yetiş Suleyman Paşa kolu
Karadeniz akmam dedi
Ben Tuna'ya bakmam dedi
Yuzbin Kazak gelmiş olsa
Osman Paşa korkmam dedi
Plevne'nin ardı bayır
Bizlerde kalmadı hayır
Yok olası Damat Paşa
Yaktı bizi cayır cayır
Kara kazan coştu derler
Dalga dalga aştı derler
Osman Paşa'nın askeri
Gece burdan gecti derler
Kılıcımı vurdum taşa
Taş yarıldı baştan başa
Şanlı Gazi Osman Paşa
Moskofları kırar gider
Mehmet Ozbek
Rumeli
Canakkale Destanı Mehmet Akif Ersoy Yaban Yakup Kadri Karaosmanoğlu Şu Cılgın Turkler Turgut Ozakman Alparslan ve Malazgirt Destanı Mustafa Akgun Ateşten Gomlek Halide Edip Adıvar Vurun Kah peye Halide Edip Adıvar Gazi Osman Pasa Tuna Nehri Akmam Diyor Konstantinopolis Dustu
Şiir
Mustafa Kemal ’in Kağnısı
Yediyordu Elif kağnısını,
Kara geceden geceden
Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu,
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar,
İnliyordu dağın ardı, yasla,
Her bir heceden heceden
Mustafa Kemal ’in kağnısı derdi, kağnısına
Mermi taşırdı oteye, dağ taş aşardı
Cabuk giderdi, cok gotururdu Elifcik,
Nam salmıştı asker icinde
Bu kez yine herkesten evvel almıştı yukunu,
Doğrulmuştu yola onceden onceden
Okuzleriyle kardeş gibiydi Elif,
Yemezdi, icmezdi, yemeden icmeden onlar,
Kocabaş, cok ihtiyardı, cok zayıftı,
Mahzundu butun butun Sarıkız, yanısıra,
Gecenin ulu ağırlığına karşı,
Hafiftiler, inceden inceden
İriydi Elif, kuvvetliydi kağnı başında
Elma elmaydı yanakları, uzum uzumdu gozleri,
Kınalı ellerinden ruzgar gecerdi daim;
Toprak gulumserdi carıklı ayaklarına
Alını, yeşilini kapmıştı, gecirmişti,
Niceden, niceden
Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu,
Nazar mı değdi goklerden, ne?
Dah etti, yok Dahha dedi gitmez,
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti gecti gacur gucur
Nasıl dururdu Mustafa Kemal ’in kağnısı
Kahroldu Elifcik, duşunceden duşunceden
Aman Kocabaş, ayağını opeyim Kocabaş,
Vur beni, oldur beni, koma yollarda beni
Gecer goturur ana, cocuk, mermisini askerciğin,
Koma yollarda beni, kulun kopeğin olayım
Bak hele uzerimden ses seda uzaklaşır,
Duşerim gerilere, iyceden iyceden
Kocabaş yığıldı camura,
Buyudu gozleri, buyudu yurek kadar,
Ortuldu gozleri ortuldu hep
Kalır mı Mustafa Kemal ’in kağnısı, bacım
Kocabaşın yerine koştu kendini Elifcik,
Yurudu duşman ustune, yuceden yuceden
Fazıl Husnu DAĞLARCA
Bir Adım BağımsızlıkBir Adım Mustafa Kemal
‘İstiklali tam
benim karekterimdir ’
Mustafa Kemal
Guc verdi yeniden
Bitmiştukenmiş Turkeli ’ne
Umut verdi
Işık verdi
Ses verdi
Sesimize
Bir kez daha seslendi
Amasya ’da
Sivas ’ta
Erzurum ’da
hepimize
Guveniyordu budun ’una
Guveniyordu kendisine
Cakınlar cakardı beyninde
Ve en onde o giderdi
Komutan değil
Sanki bir erdi
Gok gozlu kurt bakışlı
Bir subay
Ve bir budun olume koştu
Ardında alay alay
‘Ya olum dedim ya istiklal
Bir adım bağımsızlık
Bir adım Mustafa Kemal ’
İstiklali tam
Benim karekterimdir
Kurtuluş benim
duşuncem
goz ışığım
alın terimdir
Bir tek andımız vardı
Dağtaşormanarıcicek
Kadınerkekgencyaşlı
Ya olum dedik ya istiklal
Bir yiğit dikildi karşımıza
Ben varım dedi
Ardımda bir budun var
Geleceği goruyorum ak
Turkeli ’nin geleceği parlak
Bağımsızlık
Bir turku olur dolanır
Turkun dudaklarında
Ekitler yeşerir yeniden
Turkeli topraklarında
Daha durmaz bu yuruyuş
Devirir gider cağları
Dağlar koynunda saklar
Yıldızlar yolunu cizer
Bir bağımsızlık turkusu
Bir anda Turkeli ’ni gezer
Al bayrak dalganır
Bağımsızlık burclarında
Yarın Turkeli ’min her burcunda
Bayrağım dalgalanır alal
Bir adım bağımsızlık
Bir adım Mustafa Kemal
Nihat Yucel
Turk tarihine yon veren olayları anlatan şiir ve roman ornekleri
Canakkale Şehitlerine
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dunyada eşi?
En kesif orduların yukleniyor dordu beşi
Tepeden yol bularak gecmek icin Marmara ’ya
Kac donanmayla sarılmış ufacık bir karaya
Ne hayasızca tehaşşud ki ufuklar kapalı!
Nerdegosterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
DedirirYırtıcı, his yoksulu, sırtlan kumesi,
Varsa gelmiş, acılıp mahbesi, yahud kafesi!
Eski Dunya, yeni Dunya, butun akvamı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Cehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk:
Sade bir hadise var ortada: Vahşetler denk
Kimi HindU, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela
Hani, tauna da zuldur bu rezil istila!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlUki asil,
Ne kadar gozdesi mevcUd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Doktu karnındaki esrarı hayasızcasına
Maske yırtılmasa hala bize afetti o yuz
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yuzsuz
Sonra mel'undaki tahribe muvekkel esbab,
Oyle mudhiş ki: Eder her biri bir mulku harab
Oteden saikalar parcalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sonuyor goğsunun ustunde o arslan neferin
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yuzlerce adam
Olum indirmede gokler, olu puskurmede yer;
O ne mudhiş tipidir: Savrulur enkaazı beşer
Kafa, goz, govde, bacak, kol, cene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vadilere, sağnak sağnak
Sacıyor zırha burunmuş de o namerd eller,
Yıldırım yaylımı tUfanlar, alevden seller
Veriyor yangını, durmuş da acık sinelere,
Suru halinde gezerken sayısız teyyare
Top tufekten daha sık, gulle yağan mermiler
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide guler!
Ne celik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı goğsundeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?
Cunku te'sisi İlahi o metin istihkam
Sarılır, indirilir mevkii mustahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'i beşer;
Bu goğuslerse Huda'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'i bedi'im, onu ciğnetme' dedi
Asım'ın neslidiyordum yanesilmiş gercek:
İşte ciğnetmedi namusunu, ciğnetmiyecek
Şuheda govdesi, bir baksana, dağlar, taşlar
O, rukU olmasa, dunyada eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne guneşler batıyor!
Ey, bu topraklar icin toprağa duşmuş asker!
Gokten ecdad inerek opse o pak alnı değer
Ne buyuksun ki kanın kurtarıyor tevhidi
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gomelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın
Herc u merc ettiğin edvara da yetmez o kitab
Seni ancak ebediyyetler eder istiab
'Bu, taşındır' diyerek Ka'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da gecirsem taşına;
Sonra gok kubbeyi alsam da, rida namıyle,
Kanayan lahdine ceksem butun ecramıyle;
Mor bulutlarla acık turbene catsam da tavan,
Yedi kandilli Sureyya'yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, burunmuş kanına,
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Turbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gunduzun fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tullenen mağribi, akşamları sarsam yarana
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana
Sen ki, son ehli salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanı Salahaddin'i,
Kılıc Arslan gibi iclaline ettin hayran
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken husran,
O demir cenberi goğsunde kırıp parcaladın;
Sen ki, rUhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki, a'sara gomulsen taşacaksınHeyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağUşunu acmış duruyor Peygamber
Mehmet Akif Ersoy
Tuna Nehri Akmam Diyor
Tuna nehri akmam diyor
Etrafımı yıkmam diyor
Şanlı Gazi Osman Paşa
Plevne'den cıkmam diyor
Tuna nehri akar gider
Etrafını yıkar gider
Şanlı Gazi Osman Paşa
Moskofları kırar gider
Kapandı Plevne'nin yolu
Duşman sardı sağı solu
Askerim cok cephanem yok
Yetiş Suleyman Paşa kolu
Karadeniz akmam dedi
Ben Tuna'ya bakmam dedi
Yuzbin Kazak gelmiş olsa
Osman Paşa korkmam dedi
Plevne'nin ardı bayır
Bizlerde kalmadı hayır
Yok olası Damat Paşa
Yaktı bizi cayır cayır
Kara kazan coştu derler
Dalga dalga aştı derler
Osman Paşa'nın askeri
Gece burdan gecti derler
Kılıcımı vurdum taşa
Taş yarıldı baştan başa
Şanlı Gazi Osman Paşa
Moskofları kırar gider
Mehmet Ozbek
Rumeli