Türkçenin Üstünlüğü Türkçe'nin Üstünlüğü 1 Türkçe'nin Şifresi Oğuz Sürükleyici Bizim bu dek cesaretli konuşmamızı sağlayan Türkçe’nin muhteşem düzenidirNasıl fakat, her şey zıddıyla bilinir, bunun gibi, Türkçe’nin düzeni ortaya konulduktan daha sonra, bundan böyle öteki dillerin düzensizlikleri gün gibi bariz olacaktır Yeryüzünde yaşamış bütün milletler, öznel bir şekilde kendi kültürlerini, örflerini ve dillerini öteki milletlerinkinden üstün görmektedirlerİnsanlar genellikle duygularıyla yaşarlarAkıllarıyla yaşadıklarını öne süren bilim adamları bile, o kadar fazla savlarında duygularının esiridir aslındaŞu anda dünyada büyük bir yayılma alanı bulmuş olan Hint Avrupa dil ailesine mensup İngiliz dilini konuşan bilim adamları, böyle bir öznel yaklaşımla kendi dillerini “en üstün dil konumuna koymaya cüret etmişlerdirOnlara tarafından, bütün dünya İngilizce’yi konuşursa medenileşecektirBir dilin üstünlüğü neye kadar olacaktır?Onlar: “en çok yayılan ve bükümlüleşen dil en üstündür demektedirlerBu görüşe göre, günümüzde Türkçe, İngilizce’ye kadar oldukça altında basamaklardadırEn alt basamakta ise Çince gibi diller vardırBizim bu kitabı yazmaktaki amacımız; bu gibi dilimizi aşağılayan görüşleri, bilimsel yöntemlerle yer yüzünden ayrıntılarıyla ortadan kaldırmaktırBizim bu değin cesaretli konuşmamızı karşılayan Türkçe’nin muhteşem düzenidirNasıl ama, her şey zıddıyla bilinir, bunun gibi, Türkçe’nin düzeni ortaya konulduktan daha sonra, artık diğer dillerin düzensizlikleri gün gibi anlaşılır olacaktır İngilizce, fazla çok iyi bir dil olduğundan dolayı bu dek yayılmamıştırBelki bu dili konuşanların bilimsel ve ekonomik üstünlükleri, diğer insanları bu dili öğrenmeye itmiştirNasıl ancak, çok eskiden Fars ve Arap toplumlarından bilimde ve edebiyatta kendilerini aşağı gören toplumlar, bu dilleri öğrenmişler ve gerçek sahiplerinden daha iyi kullanmışlardırBunun gibi bugün de batı dillerine bir yönelme doğal olarak gerçekleşmiştirSelçuklu Devlet’inde bilindiği üzere Farsça, Resmi Dil olarak kabul edilecek derecede ileri gidilmiştirArapça ve Farsça’nın etkileriyle Türkçe’nin Osmanlıca adı altında yeni bir lehçesi oluşmuşturDiller kara kaşları, kara gözleri için yayılmazlar tabiri caizseVe birbirlerinden fazla fazla da üstünlükleri yokturHer dilin de kendine kadar güzellikleri vardırBizim bu kitabı yazmaktaki amacımız,diğer dillere hücum etmek değildirBizim amacımız yüzlerce yıldır tanıdık olmayan (Bizim içimizden de bazı “yabancılar çıkmış) bilim adamlarınca küçümsenen,aşağılanan bir dili savunmaktırAslına bakılırsa,Türkçe’nin savunulmaya da ihtiyacı yokturTürkçe zaten tüm güzelliğiyle kendini savunmaktadırBizim gayemiz de kendi bakış açımızla görebildiğimiz güzellikleri sizlerle paylaşmaktırTürkçe’nin güzellikleri bizim söylediklerimizden ibarettir dersek,bizler de Türkçe’yi küçümsemiş oluruzElbette biz buz dağının görünen kısmıyla ilgilenebildikUzak amacımız, Türkçe’nin bilinmeyen daha o kadar fazla güzelliklerine de ulaşabilmektir Ilk Önce şunu belirtmeliyiz ama;Türkçe dünyanın tamamına yayılmış bir dildirŞu anda da Ermenilerden, Arnavutlara dek onlarca halkın ikinci bir dil olarak konuştuğu bir dildirTürkçe öyle fazla dünya milletinin dillerinde köklü şartların değişmesi yapmış bir dildirBugün Yunanca’da yüzlerce Türkçe kelime vardırSırplar Osmanlı’dan servet kalan “Devlet kelimesini hala kullanmaktadırlarBir fazla dili de etkilemiş bir dildir TürkçeBazı dil bilginleri Türkçe’nin kökenlerinin İsa’dan Önce 15 binlere dayandığını açıklama etmektedirlerHatta bazı cesaretli dil bilginleri , Hint Avrupa dillerinin kökenin de Ön Türkçe olduğunu bahis etmektedirlerAnadolu’daki bir takım medeniyetlerin de Ön Türklerin medeniyeti olduğu Türkologlar ve Dil Bilginleri kadar kanıt edilmektedirYine Hititçe ve Sümerce’nin Ön Türkçe diller olduğu bahis edilmektedirBu iddialar bir takım dil bilginleri ve araştırmacılarca kanıt da edilmektedirBazı Mezopotamya ve Anadolu medeniyetlerinin dillerinin Gramer yapıları Türkçe’ye fazla benzemese de, çok değişik yönlerden Türkçe’nin bu dilleri derinden etkilediği görülmektedirBu da Türkçe’nin erken dönemlerdeki tesirini göstermektedirBütün bu örneklerden de görüldüğü gibi Türkçe fiilen köklü ve tarihte devir açan ve çağ kapatan bir medeniyetin Karşılıklı Dili olmuş güzel bir dildirBugüne değin Türkçe’nin üstünlüğünü ve güzelliğini anlatan böylece fazla kitap neşredilmiştirBizim, Türkçe’yi, AngloSakson kelimelerin istilasına aleyhinde, muhafazaya çalıştığımız gibi, bizden bin sene öncesinde de, Kaşgarlı Mahmud, Fahreddin Mubarekşah, Zemahşeri gibi Müslüman Türk bilginleri, yazdıkları birbirinden kıymetli eselerlerle, Türkçe’nin ve Müslüman Türk kültürünün diğer dillerden ve kültürlerden üstünlüğünü ispata çalışmışlardıBizim bu mutevazi çalışmamız da aynı geleneksel çalışmaların, bir farklı anlayışla, devamından ibarettirAnlayış farkımız şudur; Artık bizim için risk Farsça ve Arapça gibi diller değildirOnlarla zaten bir sulh tesis etmişizdirBizim için şu andaki mesele, Anglosakson dillerinin ahlaki bakımdan negatif bağlı etkileriyle, bizim yazınsal dilimizi, sonsuza dek imha etmek üzere yaptıkları utanmaz saldırılara mukavemet etmektirBu alanda da pek fazla başarılara imza atılmıştırPek çok bilginimizin o kadar çok nadide çalışmaları, insanımızı uyandırmaya devam etmektedirAncak böyle ulvi vazifeler, fani şahsiyetlere yapı edilemezTürkçe’yi gözetmek vazifesi, bütün milletin vazifesidirİlmi vasfı ne olursa olsun, herkesin Türkçe’yi savunmaya ve korumaya hakkı vardırYeter ancak Türkçe’yi korumak adına söylenenler, ilmi delillerle kuvvetlendirilsin Biz bu çalışmamızda, Türkçe’nin bilhassa armoni yönünden üstünlüğünü kanıt etmeye çalıştıkBunu yaparken sade bir dil kullanmaya da itina gösterdikZira ulaşmak istediğimiz kitle geniş bir kitledirBu kitlenin ilköğretim öğrencisinden, Üniversite hocalarına dek çeşitli fertleri vardırMaddeler halinde Türkçe’nin HintAvrupa dillerinden üstün olan yönlerini tespite çalıştıkTürkçe’nin üstünlüğüyle ilgili olarak, bizim 80 civarında saptama ettiğimiz maddelerin sayısı belki 200’ü bulabilirdiBelki diğer bir vakit,başka bir çalışmada bu sayıyı daha da genişletebilirizYine bu çalışmamızda Türkçe’nin Ermenice, İngilizce, Farsça , Arapça gibi birbirlerinden çok öbür mantık yapılarına sahip dilleri nasıl etkilediğini de bir takım örneklerle göstermeye çalıştıkTürkçe’nin Matematikselliği konusu hep kafamı kurcalayan bir konuyduBu Türkçe’nin Matematiksel Şifresi gibiydi adetaSonunda bu dilin matematikselliğine açılan kapılardan birini bulduk ve Türkçe’nin bu hoş yönünü de ortaya hazırlamak bize nasip olduOsmanlıca konusuna da bilhassa değinme gereği duydukÇünkü, bu lehçeyle yazılmış böylece fazla nadide eserimiz arşivlerde, tozlu raflar ardında çürümeye terk edilmiş şekilde durmaktadırlarBu lehçeyi dünyamızdan dışlayışımız ise, bizim bu lehçeyle yazılı bilimsel, edebi eserlere ulaşmamızı imkansız kılmıştırBunun fena sonuçlarından biri de, kendimize ait bir uygarlık oluşturamamamız, diğer uygarlık dünyalarında dolaşıp durmamızdırŞimdi lafı fazla uzatmadan sizleri, Türkçe’nin şifrelerle ve güzelliklerle batmış dünyasıyla baş başa bırakıyorumUmarım siz de Türkçe’nin hazinelerinden birine gelmek için, bir şifre çözersiniz 1) Türkçe’miz fiil yönünden gerçekte işlek bir dildirDiğer dillerden ad almış olsa da fazla sayıda fiil almamıştırFakat İngilizce’nin %80’inin Latince gibi dillerden özel baskı olduğu bilinmektedirGünümüzde Türkiye ve Orta Asya Türkçe’leri incelendiğinde, Türkçe’nin asliyetini doğal değişmeler kapsamında koruduğunu görmekteyizBelli bir vakit diliminde bazı kelimeler alınmışsa da bu kelimeler ahali diline fazla nüfuz etmemiş, devlet diline has kalmıştırHatta pek çok Osmanlı Padişah’ının şiirleri incelenirse ne tatlı bir Türkçe kullandıkları ortaya çıkacaktırTürkçe bilim dili olabilecek, kendine yetebilen nadide dillerden birisidirYavuz Sultan Selim’in yazınsal sanatlarla zenginleştirdiği ve Şah İsmail’e gönderildiği rivayet edilen, o dönemin Türkçe’siyle yazılı bir kıtasını sizlerle paylaşalım: Sanma şahım herkesi sen sadıkane yar olur Herkesi sen arkadaş mu sandın ola ki ol ağyar olur Sadıkane belki ol alemde dildar olur Yar olur, ağyar olur, dildar olur, serdar olur Bu şiiri incelediğimizde Türk’ün ince edebi zekasını müşahede edebiliyoruz Orhun abidelerindeki şiirsel üsluba artı şaşırmamak gerekirBu üslup daha da hoş süslemelerle Osmanlı döneminde de devam etmiştirŞiir Müslüman Türk’ün de hayatında ayrılmaz bir tutam olmuşturBen bu şiirin ince özelliklerini öğrencilerime anlatıyordumDersleri fazla da iyi olmayan bir kız öğrencim bu şiirdeki edebi sanatın benzerini uyguladığı çok güzel bir şiir yazdıÜstelik 510 dakika içinde yazdı bu şiiriPek fazla öğrencim de bu şiire birer nazire yaptılarDaha önce hiçbir şiir deneyimi olmayan ve artı da okumayı sevmeyen bu çocuklara böyle sanatlı bir şiiri yazdıran nedir?Elbetteki o çocukların analarından süt emdikleri sırada ruhlarıyla ve kulaklarıyla emdikleri Türkçe sütü, bu harikulade kabiliyetlerin doğmasına sebep olmuşturTürkçe en okumuşunu da,hiç okumamışını da şiire, edebiyata meftun eden nadide bir dildirAşık Veysel gibi fazla eksik tahsil görmüş insanlara o sonsuz eserleri yazdıran neden, kendi içlerindeki deha ve yeteneklerin Türkçe bağında sünbüllenmesinden ibarettir 2)Türkçe’deki kurallılık Türkçe’yi ezber dili olmaktan çıkarmakta bir mantık dili haline getirmektedirHint Avrupa dillerinde bir çok Düzensiz Fiil ve Kelimeler yoğun bir ezber faaliyetini gerektirmektedirİngilizce, Gramer kitaplarında geçen yüzlerce baştan savma fiil bize bu hakikati haykırmaktadırHer emin bildiği bir Go fiilinin Past Tense(geçmiş zaman) hali Went şeklindedirİnsanın mantığını Go’dan Went’e götürecek hiçbir mantıklı köprü kurulamamaktadırYüzlerce böyle formu ezberlemek gerekmektedirAncak Türkçe’mizde bu kelimenin karşılığı olan Git fiilinin dili geçmiş zaman hali, Gitti şeklindedirBu kelime bir –ti ekiyle kökünden başkalaşmadan oluşmaktadırDiğer bütün fiillerde istisnasız benzer ekler mantıksal bir süreçle yeni fiiller kurmaktadırBu diğer eklerde ve zamanlarda da benzer şekilde görülmektedirDemek ancak Türkçe, ezberden ziyade mantığı öne bölge yegane dillerden birisidir Bu açıdan öğrenilmesi –bazı ses özelliklerinin dıştankolay bir dildir 3)Hint Avrupa dillerini konuşan dil bilginleri tarafından ortaya atılan bir bahis da Hint Avrupa dillerinin diğer dil ailelerinden üstün olduğu iddiasıdırBu sözde diller yapıları bakımından 3 öbeğe ayrılmaktadır: 1)Tek heceli diller (yalınlayan diller):Çince bu dil grubuna örnek gösterilirBu dilde bir kelime farklı tonlama ve seslerle bambaşka manaları oluşturmaktadır 2)Düzenli diller:Türkçe, Japonca, Macarca gibi sondan eklemeli ve uyumlu yapılar içeren diller bu gruba girmektedir 3)Bükümlü Diller:İngilizce, Fransızca ve Farsça gibi içinde düzensiz fiiller ve kelimeler yer alan diller girmektedirBu dillerde kelimeler aslından epeyce farklılaşabilmektedir Avrupalı bazı dilbilimcileri, bükümlü dillerin en üstün diller olduğunu iddia etmektedirlerBize göre bu iddia tutarsızdırBen bu cins dilleri değişime ve başkalaşmaya her an açık ihtiyarlamış diller olarak görmekteyimNasıl ama düzenini muhafaza etmiş bir binayla düzensizliğe, deformasyona dürüst dışarı giden harap olmuş bir yapı bir değildirBunun gibi Türkçe ile Hint Avrupa dilleri aralarında da pek ayrım vardırTürkçe düzenini muhafaza etmiş bir yapı gibidirİngilizce gibi Hint Avrupa dilleri ise başkalaşmaya yüz tutmuş, düzensizleşmiş kelimelere sahiptirTürkçe’nin haricindeki dilleri küçümsediğimiz düşünülmemelidirBize kadar bütün diller güzeldir, bunların kendine has güzellikleri vardırAncak bazıları bazılarından harmoni yönünden üstün görünmektedirİşte Türkçe düzenlilik yönünden bu tür dillerden üstündür