iltasyazilim
FD Üye
Türkiye cumhuriyetinde sırayla hangi anayasalar kullanılmıştır?
Ilk tüzük 1876 yılında yürürlüğe girmiştir 1909'da bu anayasada değişiklikler yapılarak padişahın yetkileri kısıtlandı Kişisel yargı ve özgürlükler tanındı, basın üzerindeki sansür kaldırıldı Hükümet bundan böyle padişaha yok, meclise aleyhinde sorumluydu
Kurtuluş Savaşı esnasında, 20 Ocak 1921'de Teşkilatı Esasiye Kanunu adıyla yeni bir tüzük kabul edildi Bu anayasada egemenliğin şartsız milletin olduğu belirtiyordu Yasama yetkisi de Büyük Ahali Meclisine bırakılmıştı Cumhuriyetin ilanından sonra daha kapsamlı bir anayasaya ihtiyaç duyuldu 20 Nisan 1924'te bu amaçla, gene Teşkilatı Esasiye Kanunu adını içeren yeni bir anayasaya hazırlandı 1924 Anayasasıyla yasama ve yürütme yetkileri Türkiye Büyük Irk Meclisine bırakıldı Meclis yasama yetkisini kendisi, yürütme yetkisini de cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu eliyle kullanıyordu Cumhurbaşkanının onayıyla göreve başlayan bakanlar kurulu meclise karşısında sorumluluk sahibi sayılmıştı Kurtuluş Savaşı döneminden başlayarak tüzük sözcüğü karşılığında teşkilatı esasiye kanunu kullanıldı Tüzük sözcüğü ise, 1960'tan sonra hukuk sisteminde kullanılmaya başladı
27 Mayıs 1960taki askeri darbeden daha sonra yeni bir anayasa hazırlandı 1961 Anayasası olarak tanıdık bu tüzük, halkoylamasıyla yürürlüğe girdi
12 Eylül 1980'deki askeri darbeden daha sonra Milli Emniyet Konseyi ile Danışma Meclisi (Kurucu Meclis) yeni bir anayasa hazırladı Bu anayasa 7 Kasım 1982'de yapılan halkoylamasıyla kabul edilerek yürürlüğe girdi 1982 Anayasası, bir takım hak ve özgürlüklere önemli sınırlamalar getirmiş, Anayasa Mahkemesi'nin ve Danıştay'ın denetleme yetkilerini azaltmıştır Son yıllarda, bilhassa Avrupa Birliğine üyelik sürecinin bir gereği olarak, 1982 Anayasasında yargı ve özgürlükleri genişletici bir dizi değişim gerçekleştirilmiştir
1982 ile 1961 anayasaları aralarında temel bir bakış açısı farkı olduğu kararsızlık götürmez bir gerçektir 61 anayasasında Milli Birlik Komitesi'nin daha geri planda olduğu ve fiilen tüzük üstünde laf hakkının Temsilciler Meclisi'nde olduğu bir sistem izlemiş bunun sonucunda da bu güne dek Türkiye için çıkarılmış en özgürlükçü tüzük oluşmuştur
2001 değişikleri ile anayasaya yeni açılımlar getirilmesine rağmen bir takım alanlarda hala çok büyük boşlukların olduğu görülmekte ve bazı maddelerin doktrinde açıklanması büyük teknik sorunlar ortaya koymaktadır *
Ilk tüzük 1876 yılında yürürlüğe girmiştir 1909'da bu anayasada değişiklikler yapılarak padişahın yetkileri kısıtlandı Kişisel yargı ve özgürlükler tanındı, basın üzerindeki sansür kaldırıldı Hükümet bundan böyle padişaha yok, meclise aleyhinde sorumluydu
Kurtuluş Savaşı esnasında, 20 Ocak 1921'de Teşkilatı Esasiye Kanunu adıyla yeni bir tüzük kabul edildi Bu anayasada egemenliğin şartsız milletin olduğu belirtiyordu Yasama yetkisi de Büyük Ahali Meclisine bırakılmıştı Cumhuriyetin ilanından sonra daha kapsamlı bir anayasaya ihtiyaç duyuldu 20 Nisan 1924'te bu amaçla, gene Teşkilatı Esasiye Kanunu adını içeren yeni bir anayasaya hazırlandı 1924 Anayasasıyla yasama ve yürütme yetkileri Türkiye Büyük Irk Meclisine bırakıldı Meclis yasama yetkisini kendisi, yürütme yetkisini de cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu eliyle kullanıyordu Cumhurbaşkanının onayıyla göreve başlayan bakanlar kurulu meclise karşısında sorumluluk sahibi sayılmıştı Kurtuluş Savaşı döneminden başlayarak tüzük sözcüğü karşılığında teşkilatı esasiye kanunu kullanıldı Tüzük sözcüğü ise, 1960'tan sonra hukuk sisteminde kullanılmaya başladı
27 Mayıs 1960taki askeri darbeden daha sonra yeni bir anayasa hazırlandı 1961 Anayasası olarak tanıdık bu tüzük, halkoylamasıyla yürürlüğe girdi
12 Eylül 1980'deki askeri darbeden daha sonra Milli Emniyet Konseyi ile Danışma Meclisi (Kurucu Meclis) yeni bir anayasa hazırladı Bu anayasa 7 Kasım 1982'de yapılan halkoylamasıyla kabul edilerek yürürlüğe girdi 1982 Anayasası, bir takım hak ve özgürlüklere önemli sınırlamalar getirmiş, Anayasa Mahkemesi'nin ve Danıştay'ın denetleme yetkilerini azaltmıştır Son yıllarda, bilhassa Avrupa Birliğine üyelik sürecinin bir gereği olarak, 1982 Anayasasında yargı ve özgürlükleri genişletici bir dizi değişim gerçekleştirilmiştir
1982 ile 1961 anayasaları aralarında temel bir bakış açısı farkı olduğu kararsızlık götürmez bir gerçektir 61 anayasasında Milli Birlik Komitesi'nin daha geri planda olduğu ve fiilen tüzük üstünde laf hakkının Temsilciler Meclisi'nde olduğu bir sistem izlemiş bunun sonucunda da bu güne dek Türkiye için çıkarılmış en özgürlükçü tüzük oluşmuştur
2001 değişikleri ile anayasaya yeni açılımlar getirilmesine rağmen bir takım alanlarda hala çok büyük boşlukların olduğu görülmekte ve bazı maddelerin doktrinde açıklanması büyük teknik sorunlar ortaya koymaktadır *