iltasyazilim
FD Üye
Türkiyedeki Ovaların Oluşumu,Türkiyedeki Dağların Oluşumu
Türkiyede Dağlar ve Ovalar Nasıl Oluşmuştur?
TÜRKİYEDE'Kİ OVALAR
Akarsular göre derin olarak yarılmamış, üstünde kabarıklar bulunmayan ve eğimi epeyce az olan düzlüklere “Ova adı verilir Bu düzlüklerde akarsular, çoğunlukla, salınımlar yaparak, yatakları her tarafında akarlar Bafra, Sakarya, Konya, Büyük Menderes ovaları gibi ovalar, bulundukları yerlere göre, ikiye ayrılırlar: çukur ovalar, yüksek ovalar
1Çukur Ovalar:
Deniz yüzeyinden olan yüksekliği eksik ovalara, çukur ova denir Çukur ovalar deniz kıyıları her tarafında uzanırlar Çukur ovaların denizden yüksekliği en çok 500 m ’ye dek olur Çukurova, Sakarya, Antalya, Ege Bölgesi ve Harran ovası gibi ovalar, birer çukur ovadır
2Yüksek Ova: Deniz yüzeyinden olan yüksekliği fazla ovalara, yüksek ova denir Başka bir deyişle, deniz yüzeyinden olan yüksekliği 500 m ’den fazla ovalar, yüksek ova adını alır Bunlar genellikle, iç bölgelerde bulunurlar Konya, Doğubeyazıt, Muş ovaları gibi ovalar, yüksek ovadır
Ovalarda da, öteki yeryüzü şekilleri gibi oluşum bakımından çeşitlilik gösterirler Bu özellikler ile dört grupta toplanırlar:
1Aşıntı (Yontulma) Ovaları: Aşınmalar sonucu oluşmuş ovalardır Dış güçler yontukdüz ve kabarıklıkları aşındırarak bu ovaları oluştururlar
2Çökme Ovaları:
Kırılma olayları sonucu oluşmuş ovalardır Yerkabuğundaki kırılmalardan sonra oluşan bunalım hendekleri, dış güçlerin birikintileri ile dolar ve düzleştirilirse, bunalım ovaları oluşur Batı Anadolu ’daki Gediz, Bakırçay, Küçük ve Büyük Menderes, Hatay ’ın Amik ovaları gibi
3Birikinti Ovaları:
Dış güçlerin taşıyıp getirdiği birikintilerle oluşmuş ovalardır Genelde, çay biriktirmesi ile oluşurlar Birikinti konileri gibi Akarsular taşıdıkları kum, çakıl, kil gibi dağınık maddeleri hızlarının ya azaldığı veya bittiği yerde biriktirerek bu ovaları doğururlar Buraları genel olarak, yamaçların eteği, akarsuların genişleyen vadi tabanları ve ağızlarına yakın olan bölümleridir
4Alüvyal Ovalar:
Akarsuların taşıdığı alüvyonların, deniz ve göl kıyılarında, sığ yerleri de dolduracak biçimde biriktirilmesi ile oluşmuş ovalardır Gelgit genliği az iç denizlere dökülen akarsular, taşıdıkları sürüntüleri döküldükleri göl veya denizin kıyısında biriktirmeğe başlarlar Zamanla, bu birikinti kıyının sığ yerlerini de doldurarak geniş düzlükler oluştururlar Bu Nedenle oluşan ovalara, alüvyal ovalar adı verilir Çukurova, Çarşamba ovaları gibi
DAĞ OLUŞUMU (OROJENİK) HAREKETLERİ
Bu hareketler dar zamanda, bakımlı olaylar olarak belirir ve tabakaların duruşunu bozarlar Hareketler yatay ve düşey almak üzere iki yönde gelişir Genelde, yatay (tanjansiyal) hareketler kıvrılma ve kıvrım dağlarına, dikey hareketler de (radial) kıvrılma ve kırık dağlarına yer verirler bununla beraber, bu iki gurup arasında belli bir hudut çizmek olanaksızdır Çünkü, sert tabakalarda kırılma olurken, anında yan yumuşak tortullar kıvrılabilir bu nedenle kıvrım ve kırık dağları birbirinin içine girmiş olarak da uzanırlar Öteki bir nitelik de, yatay ve düşey hareketlerin aynı anda oluşmaları ya da birbiri ardınca gelmeleridir
Yatay ve dikey hareketler sonucunda oluşan, kıvrılma ve kırık dağları yeryüzünün “Öz Inşa yüzeyini oluştururlar Aşağı işleyeceğimiz yerkabuğu yaylanmaları (epirojenik hareketler) ile dağ oluşumu (orojenik) hareketinin ikisine ansızın yer kabuğunun yer sanatı (tektonik) öz inşa yüzeyini (strüktür) oluşturur Dış güçler bu yüzeyi işler, değiştirir ve kendine özgü yer şekilleri doğururlar Dağ oluşumu hareketleri iki yapı biçimi oluştururlar: Kıvrılma ve Kırılma
Kıvrılma Ve Kırılma Dağları
Jeolojik devirler her tarafında iç güçlerin oluşturdukları kabarıklar, yeniden jeolojik devirler boyunca yine dış güçler her tarafında aşındırılırlar Kabarıklıklar aşındırıla aşındırıla dalgalı bir düzlük durumuna gelir Bu dalgalı düzlüğe, “Yontukdüz (Peneplen) adı verilir Yontula yontula düzleşmiş arazi demektir Tortullar derin deniz diplerindeki tortulanma alanlarına (jeosenklinallerde) biriktirilirler Ara Sıra de yeryüzündeki çukurluklarda ve göl çanaklarında tortulanırlar Yeniden aşındırma, taşıma ve biriktirmelerle çanaklar dolarYer yüzü çukurluğu düzleşir, deniz veya gölün derinliği azalır Kimi zaman deniz veya gölün o bölümü, bütünü ile dolarak karalaşır
Tortullarla batmış olan bir tortulanma çanağı, dengesini yitirmiş ve birbirine yaklaşan iki yer kabuğu bölümü (şole) aralarında kalacak olursa; sıkışır Diğer bir sözle, alt basınçlara uğrayınca hacmi daralır İçindeki yumuşak tortullar daralan bu yere sığmayarak kıvrılır ve su yüzüne çıkar Bu olaya kıvrılma, oluşan dağlara da kıvrım dağları denir
Tortulanma çanaklarının su aşağıda ya da yer yüzünde olma özelliğine kadar, kıvrılma iki biçimde gerçekleşir Hakiki kıvrılma ve bükme Su altı tortulanma çanaklarında da emrindeki basınçların özelliğine kadar, dağıtılmış kıvrılma biçimleri oluşur Bunlar da çoğunlukla sürükleyici kıvrılma ve yamalı kıvrılma diye iki grupta toplanır
aDüzgün Kıvrılma:
Tortulanma çanağının kenarlarına yapılan basınç eşit değerlerde ise, tabakalar sürükleyici olarak kıvrılır Katman veya kıvrım dağı kabarıklığı ve çukurluğu oluşur Kıvrım dağı veya kıvrılmış tabakadaki kabarıklığa (kemerleşmeye) “Antiklinal, çukurluğa (oluklaşmış) da “Senklinal adları verilir
bBaştan Savma Kıvrılmalar:
Tortulanma çanağının kenarlarına yapılan basınçlar eşit değerlerde değil ise, “Düzesiz kıvrılma olur Basıncın fazla olduğu yanındaki tortullar, basıncın az olduğu yan tortulların üstüne eğilir, devrilir, biner ya da o tabakaların üstüne aşar Basınç değerleri imtiyaz fazla değilse, basıncın çok geldiği yandaki tabakalar eksik geldiği yanındaki tabakalara içten eğilir ama, buna “Eğri Kıvrım denir Basınç ayrıcalığı çoğaldıkça, tabalar devrilir “Devrik Kıvrım, birbiri üzerine biner “Binmiş Kıvrım, biri diğeri üzerine aşar “Aşmış Kıvrım (Şaryajlı Kıvrılma) biçimleri oluşur
cBükme (Fleksür):
Katı yer kabuğunun çukurluklarında birikmiş olan tortullar alt basınçlarla etkilenirse, Herhangi bir yerinden bükülür Bu olaya bükme, oluşan şekle bükülmüş tabakalar (fleksür) ve bükülme sonucu oluşan basamağa bükülme basmağı denir Bükülmede tabakalar süreklidir Tabakalarda kırılma yırtılma olmamıştır Basınç etkisi ile tabakaların bir bölümü aşağıda kalmış ve aralarındaki bir birim bükülmüştür Bir yörede büküklü inşa çok yer tutarsa, buraya büküklü yöre adı verilir
Kıvrım bölgelerinde ve kıvrım dağlarında kıvrılma biçimlerinin tümü bir arada ve birbirinin içine girmiş olarak bulunur l Jeolojik Devirde oluşan Kaledoniyen, Hersiniyen ve lll Jeolojik Devirde oluşan AlpHimalaya sistemlerine tabi dağlar, kıvrım dağları olarak oluşmuşlardır Oysa, zamanımız kıvrım dağları yalnız Alpin (Yüksek DağHimalaya) oluşumlarına bağlıdır İleride görülebileceği gibi, Kaledoniyen ve Hersiniyen oluşumları kıvrım dağları özelliğini yitirerek, zamanımızın kırık dağları özelliğini kazanmışlardır Genç kıvrım dağları olan Alpin sistem oluşumları, yeryüzünde Büyük Okyanus ’u çevreleyecek biçimde ve büyük bir “H harfi çizerek uzanır
Kırılma Ve Kırık Dağları
Kıvrılma olayı yatay yönde yerkabuğu hareketleri sonucu oluşurken, kırılma olayı dikey yönü olan hareketler sonucu oluşur Oysa, kırılmanın olabilmesi için düşey yöndeki hareket yeterli değildir Bu hareketle etkilenen tabakaların kıvrılamayacak dek sert (berk, rijit) olması gereklidir Eski yerkabuğu oluşumları bir yana dış güçlerle aşındırılıp yontukdüz durumuna getirilirken, bir yandan da tabakaları oluşturan taşlar, başkalaşma gibi etkenlerle, sertleşir İşte, yontukdüz durumuna gelmiş ve sertleşmiş tabakalar düşey yönlü basınçların etkisinde kalınca, daha önce kıvrılıp sertleşerek kıvrılma özelliğini yitirdiği için, yer yer kırılır, çöker ve yükselir Bu olaya kırılma ve kırılma sonucu oluşan dağlara da “Kırık Dağları denir Kırılmalarla oluşan yeryüzü çatlaklarına da “Fay adı verilir
Kırılmalarla kırık basamaklarında oluşur Kırık basamakları da tabakaların bir bölümü kırık çizgisi boyunca yüksekte kalırken bir bölümü alçakta kalır Kırk çizgisi baştan başa kayan katman bölümlerinin parça başına “kırığın kanadı denir Yüksekte kalana “yukarı dışarı giden, alçakta kalana “alta giden kanat adı verilir Kırığın kanatları arasındaki basamak, “kırık basamağıdır İki kanat arasındaki boy ayrıcalığı bir kaç metreden, binlerce metreye kadar olabilir Kırılmalara uğramış bir bölgede, kırık çizgileri ya birbirlerine paralel olarak veya birbirlerini kayıtlı açılarla kesecek biçimde uzanırlar ve kırık ağları oluştururlar Kırık basamaklarında, tabakalar süreksizdir Kırılma ve yırtılmalara uğramışlardır Basamağın yukarı giden yüzeyi, sürtme etkisi ile, parlar Buraya fay aynası denir
Sertleşmiş yontukdüzler basınçlarla etkilenince, yeryüzü çatlakları baştan başa üç şart oluşur:
aBasınç etkisinde kalan tabakalar bütünü ile yükselir Fakat, kimi yari fazla, kimi yeri eksik yükselir Kırılma ve kırık basamakları oluşur
bBasınç etkisi ile sert tabakalar bütünü ile alçalır Oysa, kimi yeri çok, kimi yeri eksik çöker Kırılma ve kırık basamakları oluşur
cBasınç etkisinde kalan sert tabakaların kimi teri yükselirken, kimi yeri çöker Kırılma ve kırık basamakları oluşur
Her üç durumda da kırıklarla taraflı yükseklikler ve çukurluklar doğar Yerkabuğu çatlakları ile cepheli yüksekliklere “Horst, çukurluklara “Graben (Depresyon Hendeği) adı verilir Bir kırık bölgesinde veya kırık dağlarında horst ve gabenler birbirini izler Ama, horst ve grabenler birbirine eşit genişlikte olabileceği gibi, geniş horstlar gizli grabenler ve sıcacık horstlar geniş grabenler de oluşabilir
Kırılma olayları genellikle sertleşmiş eski kütleler basınçlara uğrayınca oluşur Zamanımızda, yeryüzünün ilk karaları olan kıta çekirdekleri l Jeolojik Devrin kaledoniyen ve hersiniyen oluşumları kırılmalara ve kırık dağlarına yer verirler Çünkü bu oluşumlar önce kıvrılmışlar, aşınmışlar ve sertleşmişlerdir Alpin hareketleri ve tektonik hareketler esnasında bitmiş basınç etkisinde kalınca, yer yer kırılmışlar, yükselmişler ve çökmüşlerdir Kırk bölgeleri ve kırılma dağları günümüzde Atlas Okyanusu ’nu çevreleyecek biçimde uzanırlar Basınç etkisinin fazla yeğin olması durumunda genç ve serleşmemiş oluşumlar da kırılmalara yer verilebilir Türkiye ’nin batısındaki kırık bölgeleri ve Kuzey Anadolu Çökme Hendeği gibi
netten alıntı *
Türkiyede Dağlar ve Ovalar Nasıl Oluşmuştur?
TÜRKİYEDE'Kİ OVALAR
Akarsular göre derin olarak yarılmamış, üstünde kabarıklar bulunmayan ve eğimi epeyce az olan düzlüklere “Ova adı verilir Bu düzlüklerde akarsular, çoğunlukla, salınımlar yaparak, yatakları her tarafında akarlar Bafra, Sakarya, Konya, Büyük Menderes ovaları gibi ovalar, bulundukları yerlere göre, ikiye ayrılırlar: çukur ovalar, yüksek ovalar
1Çukur Ovalar:
Deniz yüzeyinden olan yüksekliği eksik ovalara, çukur ova denir Çukur ovalar deniz kıyıları her tarafında uzanırlar Çukur ovaların denizden yüksekliği en çok 500 m ’ye dek olur Çukurova, Sakarya, Antalya, Ege Bölgesi ve Harran ovası gibi ovalar, birer çukur ovadır
2Yüksek Ova: Deniz yüzeyinden olan yüksekliği fazla ovalara, yüksek ova denir Başka bir deyişle, deniz yüzeyinden olan yüksekliği 500 m ’den fazla ovalar, yüksek ova adını alır Bunlar genellikle, iç bölgelerde bulunurlar Konya, Doğubeyazıt, Muş ovaları gibi ovalar, yüksek ovadır
Ovalarda da, öteki yeryüzü şekilleri gibi oluşum bakımından çeşitlilik gösterirler Bu özellikler ile dört grupta toplanırlar:
1Aşıntı (Yontulma) Ovaları: Aşınmalar sonucu oluşmuş ovalardır Dış güçler yontukdüz ve kabarıklıkları aşındırarak bu ovaları oluştururlar
2Çökme Ovaları:
Kırılma olayları sonucu oluşmuş ovalardır Yerkabuğundaki kırılmalardan sonra oluşan bunalım hendekleri, dış güçlerin birikintileri ile dolar ve düzleştirilirse, bunalım ovaları oluşur Batı Anadolu ’daki Gediz, Bakırçay, Küçük ve Büyük Menderes, Hatay ’ın Amik ovaları gibi
3Birikinti Ovaları:
Dış güçlerin taşıyıp getirdiği birikintilerle oluşmuş ovalardır Genelde, çay biriktirmesi ile oluşurlar Birikinti konileri gibi Akarsular taşıdıkları kum, çakıl, kil gibi dağınık maddeleri hızlarının ya azaldığı veya bittiği yerde biriktirerek bu ovaları doğururlar Buraları genel olarak, yamaçların eteği, akarsuların genişleyen vadi tabanları ve ağızlarına yakın olan bölümleridir
4Alüvyal Ovalar:
Akarsuların taşıdığı alüvyonların, deniz ve göl kıyılarında, sığ yerleri de dolduracak biçimde biriktirilmesi ile oluşmuş ovalardır Gelgit genliği az iç denizlere dökülen akarsular, taşıdıkları sürüntüleri döküldükleri göl veya denizin kıyısında biriktirmeğe başlarlar Zamanla, bu birikinti kıyının sığ yerlerini de doldurarak geniş düzlükler oluştururlar Bu Nedenle oluşan ovalara, alüvyal ovalar adı verilir Çukurova, Çarşamba ovaları gibi
DAĞ OLUŞUMU (OROJENİK) HAREKETLERİ
Bu hareketler dar zamanda, bakımlı olaylar olarak belirir ve tabakaların duruşunu bozarlar Hareketler yatay ve düşey almak üzere iki yönde gelişir Genelde, yatay (tanjansiyal) hareketler kıvrılma ve kıvrım dağlarına, dikey hareketler de (radial) kıvrılma ve kırık dağlarına yer verirler bununla beraber, bu iki gurup arasında belli bir hudut çizmek olanaksızdır Çünkü, sert tabakalarda kırılma olurken, anında yan yumuşak tortullar kıvrılabilir bu nedenle kıvrım ve kırık dağları birbirinin içine girmiş olarak da uzanırlar Öteki bir nitelik de, yatay ve düşey hareketlerin aynı anda oluşmaları ya da birbiri ardınca gelmeleridir
Yatay ve dikey hareketler sonucunda oluşan, kıvrılma ve kırık dağları yeryüzünün “Öz Inşa yüzeyini oluştururlar Aşağı işleyeceğimiz yerkabuğu yaylanmaları (epirojenik hareketler) ile dağ oluşumu (orojenik) hareketinin ikisine ansızın yer kabuğunun yer sanatı (tektonik) öz inşa yüzeyini (strüktür) oluşturur Dış güçler bu yüzeyi işler, değiştirir ve kendine özgü yer şekilleri doğururlar Dağ oluşumu hareketleri iki yapı biçimi oluştururlar: Kıvrılma ve Kırılma
Kıvrılma Ve Kırılma Dağları
Jeolojik devirler her tarafında iç güçlerin oluşturdukları kabarıklar, yeniden jeolojik devirler boyunca yine dış güçler her tarafında aşındırılırlar Kabarıklıklar aşındırıla aşındırıla dalgalı bir düzlük durumuna gelir Bu dalgalı düzlüğe, “Yontukdüz (Peneplen) adı verilir Yontula yontula düzleşmiş arazi demektir Tortullar derin deniz diplerindeki tortulanma alanlarına (jeosenklinallerde) biriktirilirler Ara Sıra de yeryüzündeki çukurluklarda ve göl çanaklarında tortulanırlar Yeniden aşındırma, taşıma ve biriktirmelerle çanaklar dolarYer yüzü çukurluğu düzleşir, deniz veya gölün derinliği azalır Kimi zaman deniz veya gölün o bölümü, bütünü ile dolarak karalaşır
Tortullarla batmış olan bir tortulanma çanağı, dengesini yitirmiş ve birbirine yaklaşan iki yer kabuğu bölümü (şole) aralarında kalacak olursa; sıkışır Diğer bir sözle, alt basınçlara uğrayınca hacmi daralır İçindeki yumuşak tortullar daralan bu yere sığmayarak kıvrılır ve su yüzüne çıkar Bu olaya kıvrılma, oluşan dağlara da kıvrım dağları denir
Tortulanma çanaklarının su aşağıda ya da yer yüzünde olma özelliğine kadar, kıvrılma iki biçimde gerçekleşir Hakiki kıvrılma ve bükme Su altı tortulanma çanaklarında da emrindeki basınçların özelliğine kadar, dağıtılmış kıvrılma biçimleri oluşur Bunlar da çoğunlukla sürükleyici kıvrılma ve yamalı kıvrılma diye iki grupta toplanır
aDüzgün Kıvrılma:
Tortulanma çanağının kenarlarına yapılan basınç eşit değerlerde ise, tabakalar sürükleyici olarak kıvrılır Katman veya kıvrım dağı kabarıklığı ve çukurluğu oluşur Kıvrım dağı veya kıvrılmış tabakadaki kabarıklığa (kemerleşmeye) “Antiklinal, çukurluğa (oluklaşmış) da “Senklinal adları verilir
bBaştan Savma Kıvrılmalar:
Tortulanma çanağının kenarlarına yapılan basınçlar eşit değerlerde değil ise, “Düzesiz kıvrılma olur Basıncın fazla olduğu yanındaki tortullar, basıncın az olduğu yan tortulların üstüne eğilir, devrilir, biner ya da o tabakaların üstüne aşar Basınç değerleri imtiyaz fazla değilse, basıncın çok geldiği yandaki tabakalar eksik geldiği yanındaki tabakalara içten eğilir ama, buna “Eğri Kıvrım denir Basınç ayrıcalığı çoğaldıkça, tabalar devrilir “Devrik Kıvrım, birbiri üzerine biner “Binmiş Kıvrım, biri diğeri üzerine aşar “Aşmış Kıvrım (Şaryajlı Kıvrılma) biçimleri oluşur
cBükme (Fleksür):
Katı yer kabuğunun çukurluklarında birikmiş olan tortullar alt basınçlarla etkilenirse, Herhangi bir yerinden bükülür Bu olaya bükme, oluşan şekle bükülmüş tabakalar (fleksür) ve bükülme sonucu oluşan basamağa bükülme basmağı denir Bükülmede tabakalar süreklidir Tabakalarda kırılma yırtılma olmamıştır Basınç etkisi ile tabakaların bir bölümü aşağıda kalmış ve aralarındaki bir birim bükülmüştür Bir yörede büküklü inşa çok yer tutarsa, buraya büküklü yöre adı verilir
Kıvrım bölgelerinde ve kıvrım dağlarında kıvrılma biçimlerinin tümü bir arada ve birbirinin içine girmiş olarak bulunur l Jeolojik Devirde oluşan Kaledoniyen, Hersiniyen ve lll Jeolojik Devirde oluşan AlpHimalaya sistemlerine tabi dağlar, kıvrım dağları olarak oluşmuşlardır Oysa, zamanımız kıvrım dağları yalnız Alpin (Yüksek DağHimalaya) oluşumlarına bağlıdır İleride görülebileceği gibi, Kaledoniyen ve Hersiniyen oluşumları kıvrım dağları özelliğini yitirerek, zamanımızın kırık dağları özelliğini kazanmışlardır Genç kıvrım dağları olan Alpin sistem oluşumları, yeryüzünde Büyük Okyanus ’u çevreleyecek biçimde ve büyük bir “H harfi çizerek uzanır
Kırılma Ve Kırık Dağları
Kıvrılma olayı yatay yönde yerkabuğu hareketleri sonucu oluşurken, kırılma olayı dikey yönü olan hareketler sonucu oluşur Oysa, kırılmanın olabilmesi için düşey yöndeki hareket yeterli değildir Bu hareketle etkilenen tabakaların kıvrılamayacak dek sert (berk, rijit) olması gereklidir Eski yerkabuğu oluşumları bir yana dış güçlerle aşındırılıp yontukdüz durumuna getirilirken, bir yandan da tabakaları oluşturan taşlar, başkalaşma gibi etkenlerle, sertleşir İşte, yontukdüz durumuna gelmiş ve sertleşmiş tabakalar düşey yönlü basınçların etkisinde kalınca, daha önce kıvrılıp sertleşerek kıvrılma özelliğini yitirdiği için, yer yer kırılır, çöker ve yükselir Bu olaya kırılma ve kırılma sonucu oluşan dağlara da “Kırık Dağları denir Kırılmalarla oluşan yeryüzü çatlaklarına da “Fay adı verilir
Kırılmalarla kırık basamaklarında oluşur Kırık basamakları da tabakaların bir bölümü kırık çizgisi boyunca yüksekte kalırken bir bölümü alçakta kalır Kırk çizgisi baştan başa kayan katman bölümlerinin parça başına “kırığın kanadı denir Yüksekte kalana “yukarı dışarı giden, alçakta kalana “alta giden kanat adı verilir Kırığın kanatları arasındaki basamak, “kırık basamağıdır İki kanat arasındaki boy ayrıcalığı bir kaç metreden, binlerce metreye kadar olabilir Kırılmalara uğramış bir bölgede, kırık çizgileri ya birbirlerine paralel olarak veya birbirlerini kayıtlı açılarla kesecek biçimde uzanırlar ve kırık ağları oluştururlar Kırık basamaklarında, tabakalar süreksizdir Kırılma ve yırtılmalara uğramışlardır Basamağın yukarı giden yüzeyi, sürtme etkisi ile, parlar Buraya fay aynası denir
Sertleşmiş yontukdüzler basınçlarla etkilenince, yeryüzü çatlakları baştan başa üç şart oluşur:
aBasınç etkisinde kalan tabakalar bütünü ile yükselir Fakat, kimi yari fazla, kimi yeri eksik yükselir Kırılma ve kırık basamakları oluşur
bBasınç etkisi ile sert tabakalar bütünü ile alçalır Oysa, kimi yeri çok, kimi yeri eksik çöker Kırılma ve kırık basamakları oluşur
cBasınç etkisinde kalan sert tabakaların kimi teri yükselirken, kimi yeri çöker Kırılma ve kırık basamakları oluşur
Her üç durumda da kırıklarla taraflı yükseklikler ve çukurluklar doğar Yerkabuğu çatlakları ile cepheli yüksekliklere “Horst, çukurluklara “Graben (Depresyon Hendeği) adı verilir Bir kırık bölgesinde veya kırık dağlarında horst ve gabenler birbirini izler Ama, horst ve grabenler birbirine eşit genişlikte olabileceği gibi, geniş horstlar gizli grabenler ve sıcacık horstlar geniş grabenler de oluşabilir
Kırılma olayları genellikle sertleşmiş eski kütleler basınçlara uğrayınca oluşur Zamanımızda, yeryüzünün ilk karaları olan kıta çekirdekleri l Jeolojik Devrin kaledoniyen ve hersiniyen oluşumları kırılmalara ve kırık dağlarına yer verirler Çünkü bu oluşumlar önce kıvrılmışlar, aşınmışlar ve sertleşmişlerdir Alpin hareketleri ve tektonik hareketler esnasında bitmiş basınç etkisinde kalınca, yer yer kırılmışlar, yükselmişler ve çökmüşlerdir Kırk bölgeleri ve kırılma dağları günümüzde Atlas Okyanusu ’nu çevreleyecek biçimde uzanırlar Basınç etkisinin fazla yeğin olması durumunda genç ve serleşmemiş oluşumlar da kırılmalara yer verilebilir Türkiye ’nin batısındaki kırık bölgeleri ve Kuzey Anadolu Çökme Hendeği gibi
netten alıntı *