iltasyazilim
FD Üye
Türkiye'de Tiyatro
Geleneksel Türk Tiyatrosu
Türkiyedeki ilk tiyatro
Batılı anlamda tiyatro Türk edebiyatına Tanzimat döneminde girmiştirDaha önceleri Batı'da etkisini belirten bu tür,Batı'nın inançları,kültürleri kısacası sosyal yaşamları çerçevesinde şekillenerek,belirtilen vakit evreleri içerisinde,bizim edebiyatımızdaki yerini almıştırBu dönemden önceyse,Türklerin Anadoluda geliştirdikleri,dramatik olan ya da olmayan seyirlik oyunları vardı
Batı'da tiyatro türünün eski bir mazisi vardır Bizim edebiyatımızda bu koşul, seyirlik oyunlaradıyla faaliyet göstermekteydi Batı anlamında etkisini gösterdiği dönemlerde ise bu seyirlik oyunların bütün anlamıyla tiyatro niteliğinde olmadığını görmekteyiz
Tiyatronun Antik Yunan'daki tabiri thetrondur ve sözcük mânâsı 'oyun oynanan yer' dir Tiyatro kelimesinin de bu kökten geldiği yönünde muhakkak birtakım düşünceler vardır
Eski Yunan'da, yaz mevsiminin sona erip sonbaharın başlamasıyla beraber, toplumsal dayanışmayı temin etmek amacıyla yapılan merasim veya şenliklere Dionysos Şenlikleridenir Bu şenliklerin edebiyat bilimine ve bilimcilerine katkıları olmuştur ve Sophakles, Euripides, Aristophanes gibi şahsiyetlerin yetişmelerine önayak olmuştur
Bu kültür zamanla Batı Avrupa'ya yayılmış ve olağan tiyatronun temsilcileri olan Shakespeare, Racine, Moliére gibi edebi kişilikler orataya çıkmıştır Bu şahsiyetlerin XVI ve XVII yy tiyatrosunun gelişimine katkıları önemlidir Rusya'da da XIX: yy'da Çehov, Gogol gibi önemli isimlerinde tiyatronun gelişimine katkıları olmuştur
GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU (1839 öncesi)
Batılılaşma öncesi Türk Kültürünün tiyatrosudurİslami hayat ilkelerinin,esnaf loncalarının ve sarayın yönlendirmesiyle biçimlenen geleneksel kültürün köylü ve millet tiyatrosu türlerini kapsarKöylerde oynanan seyirlik oyunlar dıştan kalan halk müziği tiyatrosu genel olarak kentlerde,en çokta İstanbulda gelişmiştir
Geleneksel Türk Tiyatrosu kapsamı içinde Meddah,kukla,Karagöz,orta oyunu gibi dramatik içerik içeren türlerin yanısıra fayda ve beceri gösterileride yer alırÖrneğin: cambaz,efsuncu,denge sanatçıları gibi
Dramatik içerikli türlerden etik dersi vermesi de istenirToplumsal sorunlara dolaylı yollardan,genellemelerle,soyutlamalarla yaklaşılırKişiler klişeleşmiş söylev özellikleriyle gösterilirOyunlar yazılı metinlere dayanmaksızın,belli bir kanavayı izleyen ustalaşmış oyuncuların doğaçlama becerileriyle gelişmiştir
Geleneksel Türk tiyatrosunun dramatik içerikli türlerinde taklit başlıca çatışma ve kişileştirme yöntemi olarak kullanılırOyuncunun başarısı,taklit yapmadaki ustalığıyla ölçülür
Geleneksel Türk tiyatrosu gösterilerinde farklı alanlara yönlendirilmiş yabancılaştırma teknikleriyle açık biçim ya da gösterimci tiyatro adı verilen ve seyredenlerin izlediklerine büsbütün kapılmalarını önleyen bir oyun düzeni uygulanmıştır
Köy seyirlik oyunları: Yazılmış metin yokturOyunun çatısı,oyuncuların yeteneği ve seyircilerin misafir etme sırasındaki tepkileriyle biçimlenirAnadoluda düğünlerde,bayramlarda veya yılın belirli günlerinde köylülerin kendi arasında,oyun yapma,oyun tümdengelim adı altında gerçekleştirdikleri tiyatro gösterisidir
Gezici olmayan,oynandığı yörenin geleneksel kültürüne,imkanlarına,dil ve mizah anlayışına sıkı sıkıya bağlıdır
Meddah: Anlattığı hikayenin içindeki söyleşmeleri taklit ve ses değişikliği aracılığıyla kişileştirerek meddahlığı dramatik bir ağırlama haline sokarArapça medh (övme) kökünden türetilen meddah,ilk olarak peygamberin sözlerini yayan ve İslamiyeti öven kişi olarak tanınırdıOrta Asyadan Anadoluya göç eden Türk boylarının şamandan ozanlara ve aşıklara kadar uzanan kendilerine özgü hikayeciliği ve hikaye anlatma geleneği,zamanla Arap meddahlığının özellikleriyle birleşerek,geleneksel Türk tiyatrosunda Meddah geleneğini ortaya çıkarmıştır
Meddahlar epeyce varlıklı bir hikaye dağarcığına sahiptirlerGüldürü amaçlı hikayelerin yanı sıra,İslami kaynaklardan,İran efsanelerinden,Türk hikaye ve masal geleneğinden alınan konularla çok sayıda meddah hikayesi oluşturlmuşturMeddah bu hikayeleri anlattığı sırada,kişilerin öbür hitabe biçimlerini aktarmaya çalışır,hayvanların veya cansız nesnelerin taklitlerini yapar;sırası geldiğinde şarkılar,türküler de söyler
Meddahlar gösterilerini çoğu vakit kahvehanelerde bir yükselti üstünde gerçekleştirmişlerdir
Kukla: Kukla oyunları yanlış anlamalar,açık saçık sözler,çift manalı deyimler ve bol bol kullanılan dayak,pataklama sahneleriyle güldürüye yönelmiştir
Karagöz: Bir gölge oyunudurGösterimci tiyatronun oyun biçimini kullanırBir doğaçlama türü olan karagözde komedi öğesi ağır basarGerilimi merak öğesi sağlarSözcükleri hatalı kavrayış,zıt yanıtlar verme,ağız taklitleri,fena ve gülünç duruma düşme entrikaları karagöz oyunundaki gülmeceyi sağlayan öğelerdir
Orta oyunu: Çevresinde seyircilerin oturduğu bir alanda,oyuncuların belirli bir metne dayanmadan,doğaçtan oynadığı geleneksel Türk eğlence sanatıdırOrta oyunu 17yydan itibaren izine rastlanan çeşitli müzik,dans,kollarının bir sentezi olarak ortaya çıkmıştır19 yüzyılın ikinci yarısı ve 20 yüzyılın ilk çeyreğinde belirli biçimini almış en aydınlık dönemini Sultan Abdülaziz döneminde yaşamıştır
Tiyatro eserleri, aynı zamanda halkın sesi oluyor Hayatta gülünecek şeylerden bile ders çıkarılması konusunda kayda değer bir işleve sahiptirler Bu oyunlar toplumsal hicve de büyük siklet verirler Yan kesin bi r ekip kayda değer özelliklere de sahiptirler:
*Bu oyunlar XIX yy'a gelinceye kadar daima sözlüdür; ama Avrupa'da ise başlangıcından beri yazılmış olarak sahnelenmiştir
*Tiyatro doğrudan doğruya dile dayanan bir edebi türdür; seyircinin espri ve komedi anlayışını geliştirmekteki ve dili kavramasındaki işlevi önemlidir
*Tiyatro karşılıklı konuşmalara dayanan kısa cümlelere dayalı bir türdür Cümleler kısa ve öz olmalı; monologlardan kaçınılmalıdır
TANZİMAT ve İSTİBDAT DÖNEMİ TÜRK TİYATROSU(18391908)
Osmanlı İmparatorluğu içinde 18 Yy başlarında ortaya çıkan batılılaşma eğilimleri tiyatro alanındaki etkisini 19 Yydan sonra göstermeye başladıGeleneksel hayat biçiminin terk edilerek Avrupa örneğinde modern bir toplum düzenine geçilmesini amaçlayan Batılılaşma eğilimi, saray çevresi, yüksek devlet görevlileri, aydınlar ve basın tarafından desteklendiBatılılaşmanın geniş halk kitlelerine yayılması ve benimsetilebilmesi için Tanzimat yıllarından başlayarak,Batı örneğinde yeni bir Türk tiyatrosunun geliştirilmesine çalışıldıÇerçeve sahnesi,dekoru,oyunları ve oyunculuk biçimiyle geleneksel seyirlik anlayışından çok bambaşka olan bu yeni tiyatro anlayışının yerleşmesinde yabancı elçiliklerinin,azınlıkların,levantenlerin ve sıksık İstanbul ile İzmire dıştan gelip temsiller veren tanıdık olmayan toplulukların (turup) katkıları oldu
Tanzimat tiyatrosu batılı anlamda tiyatronun başladığı dönemdirTiyatro bu dönemde tercüme ve uygulamalarla batıya, yerli oyunlarla Türk halkına açıldı;sansürle de ilkin bu dönemde tanıştı
Türkiyeye Batı tiyatrosunun girmesinde IIISelim,IIMahmut ve Abdülmecit gibi yenilikçi padişahların büyük katkısı vardırIIISelim döneminde İstanbulda opera oynandı,bir tiyatro binası yapıldı1830da İzmirde bir tiyatro binası yapı edilerek oyunlar sahnelendi Gazeteciliğin de tiyatro türünün gelişmesindeki katkıları büyüktür1'lı yıllarda İstanbul'da Hoca Naum, Şark, Hasköy, Ortaköy adlarıyla tanıdık olmayan tiyatro grupları (trup) ortaya çıkmıştırBunların yanında Ermenilerin kurmuş olduğu Güllü Agop (Gedikpaşa'da); daha sonraki adı Tiyatroyı Osmâniolan tiyatro da Batılı manada ancak birincil yerli eserlere ev sahipliği yapamalarından dolayı,dönemin önemli tiyatro sahneleridir Bu tiyatro grubunuda bununla beraber, Namık Kemal, Ahmet Midhat Efendi,Direktör Âlî Bey (oyunculara diksiyon derslerinin verilmesi ve eserlerin oynanmadan önceki analizlerinin yapılması bu heyetin önemli vazifelerindendir) gibi dönemin önemli şahsiyetlerinden oluşan bir edebi heyetin bulunması da bu tiyatro grubunun öteki tiyatro gruplarından farkının olduğunu bir göstergesidir
Letâfet Apartımanı adı ile anılan yapı ise İstanbul'un ilk apartımanı olması özelliğinin yanına,bu apatımanın ilk katının Dârü'l bedâyî(hoş sanatlar eğitim merkezi);ikinci katının ise Dârü'l elhan(konservatuar)olarak kullanılması bu binaya birincil şehir tiyatrosu olma özelliği de kazandırmıştırVezneciler Şehzâdebaşı'ndaki Direklerarası adıyla anılan mekan ise ta fakat Cumhuriyet Dönemi'ne kadar kayda değer bir kültür merkezi olarak nitelendirilmiştir
Bursa'da kurulan Ahmet Vefik Paşa tiyatrosu da döneme damgasını vuran manâlı bir kültür abidesi olmuştur
Tanzimat döneminde öbür edebiyat türlerinde olduğu gibi,oyunlarda da toplumsal fayda ön plana geldiOyunlarda,toplumun aksayan yönlerini işleyen tiyatro yazarları ibret verici sonuçlar çıkarılmasına itina gösterdiler
Tanzimat döneminin,yazılan lakin yayımlanmayan ilk yerli tiyatro eseri Hayrullah Efendi'nin Hikâyei İbrahim Paşa be İbrahimi Gülşeni adlı,dörtperdelik dramıdırŞinasinin Şair Evlenmesi oyunuysa 1da yayımlanan,bir başka deyişle kamuoyu önüne meydana çıkan,derine tesir eden,birincil yazılmış tiyatro yapıtıdırBu yanı ile birincillik özelliği taşımaktadırBu eser önceleri Tercümânı Ahvâl'de yazı dizisi ;daha sonraları ise ufak kitapçıklar hâlinde yayınlanmıştırBirbirini görmeden evlenmenin ortaya çıkardığı gülünç durumları işleyen bu güldürüde,orta oyunuyla Moliére güldürülerinin etkileri açık olarak görülürBu eser karakter adlarının da rollere uygun olarak verilmesi,eserin özgünlüğünü ortaya koymaktadırPiyes yazarı Ali Haydar Bey (18361913) Sergüzeşti Perviz adlı yapıtıyla ilk tragedya örneğini vermiştir
Tiyatroyu en etkili öğretici ve öğretici cins olarak kabul eden Namık Kemal tümü dram türünde(Victor Hugo,Shakespeare) olan oyunlarında toplumsal ve tarihsel konuları işlemiştirGülnihâl, Vatan yoksa Silistre,Akif Bey,Kara Bela gibi oyunları bu türün en güzel örnekleridir
Namık Kemal ile Şinasi arasındaki bu geçiş döneminde de önemli eserler edebiyatımızdaki yerini almıştırBu dönemde Âli Bey'in mudhika içerikli eserleri(Kokana Yatıyor,Patavatsız Berber,Misâfiri İstiskâl) ve yeniden Recaizâde Ekrem'in eserleri(Atala Yahut Amerika Vahşileri,Afife Anjelik,Vuslat,Çok Haberdar Olan Fazla Yanılır)kayda değer yer teşkil etmektedir
Özel Baskı *
Geleneksel Türk Tiyatrosu
Türkiyedeki ilk tiyatro
Batılı anlamda tiyatro Türk edebiyatına Tanzimat döneminde girmiştirDaha önceleri Batı'da etkisini belirten bu tür,Batı'nın inançları,kültürleri kısacası sosyal yaşamları çerçevesinde şekillenerek,belirtilen vakit evreleri içerisinde,bizim edebiyatımızdaki yerini almıştırBu dönemden önceyse,Türklerin Anadoluda geliştirdikleri,dramatik olan ya da olmayan seyirlik oyunları vardı
Batı'da tiyatro türünün eski bir mazisi vardır Bizim edebiyatımızda bu koşul, seyirlik oyunlaradıyla faaliyet göstermekteydi Batı anlamında etkisini gösterdiği dönemlerde ise bu seyirlik oyunların bütün anlamıyla tiyatro niteliğinde olmadığını görmekteyiz
Tiyatronun Antik Yunan'daki tabiri thetrondur ve sözcük mânâsı 'oyun oynanan yer' dir Tiyatro kelimesinin de bu kökten geldiği yönünde muhakkak birtakım düşünceler vardır
Eski Yunan'da, yaz mevsiminin sona erip sonbaharın başlamasıyla beraber, toplumsal dayanışmayı temin etmek amacıyla yapılan merasim veya şenliklere Dionysos Şenlikleridenir Bu şenliklerin edebiyat bilimine ve bilimcilerine katkıları olmuştur ve Sophakles, Euripides, Aristophanes gibi şahsiyetlerin yetişmelerine önayak olmuştur
Bu kültür zamanla Batı Avrupa'ya yayılmış ve olağan tiyatronun temsilcileri olan Shakespeare, Racine, Moliére gibi edebi kişilikler orataya çıkmıştır Bu şahsiyetlerin XVI ve XVII yy tiyatrosunun gelişimine katkıları önemlidir Rusya'da da XIX: yy'da Çehov, Gogol gibi önemli isimlerinde tiyatronun gelişimine katkıları olmuştur
GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU (1839 öncesi)
Batılılaşma öncesi Türk Kültürünün tiyatrosudurİslami hayat ilkelerinin,esnaf loncalarının ve sarayın yönlendirmesiyle biçimlenen geleneksel kültürün köylü ve millet tiyatrosu türlerini kapsarKöylerde oynanan seyirlik oyunlar dıştan kalan halk müziği tiyatrosu genel olarak kentlerde,en çokta İstanbulda gelişmiştir
Geleneksel Türk Tiyatrosu kapsamı içinde Meddah,kukla,Karagöz,orta oyunu gibi dramatik içerik içeren türlerin yanısıra fayda ve beceri gösterileride yer alırÖrneğin: cambaz,efsuncu,denge sanatçıları gibi
Dramatik içerikli türlerden etik dersi vermesi de istenirToplumsal sorunlara dolaylı yollardan,genellemelerle,soyutlamalarla yaklaşılırKişiler klişeleşmiş söylev özellikleriyle gösterilirOyunlar yazılı metinlere dayanmaksızın,belli bir kanavayı izleyen ustalaşmış oyuncuların doğaçlama becerileriyle gelişmiştir
Geleneksel Türk tiyatrosunun dramatik içerikli türlerinde taklit başlıca çatışma ve kişileştirme yöntemi olarak kullanılırOyuncunun başarısı,taklit yapmadaki ustalığıyla ölçülür
Geleneksel Türk tiyatrosu gösterilerinde farklı alanlara yönlendirilmiş yabancılaştırma teknikleriyle açık biçim ya da gösterimci tiyatro adı verilen ve seyredenlerin izlediklerine büsbütün kapılmalarını önleyen bir oyun düzeni uygulanmıştır
Köy seyirlik oyunları: Yazılmış metin yokturOyunun çatısı,oyuncuların yeteneği ve seyircilerin misafir etme sırasındaki tepkileriyle biçimlenirAnadoluda düğünlerde,bayramlarda veya yılın belirli günlerinde köylülerin kendi arasında,oyun yapma,oyun tümdengelim adı altında gerçekleştirdikleri tiyatro gösterisidir
Gezici olmayan,oynandığı yörenin geleneksel kültürüne,imkanlarına,dil ve mizah anlayışına sıkı sıkıya bağlıdır
Meddah: Anlattığı hikayenin içindeki söyleşmeleri taklit ve ses değişikliği aracılığıyla kişileştirerek meddahlığı dramatik bir ağırlama haline sokarArapça medh (övme) kökünden türetilen meddah,ilk olarak peygamberin sözlerini yayan ve İslamiyeti öven kişi olarak tanınırdıOrta Asyadan Anadoluya göç eden Türk boylarının şamandan ozanlara ve aşıklara kadar uzanan kendilerine özgü hikayeciliği ve hikaye anlatma geleneği,zamanla Arap meddahlığının özellikleriyle birleşerek,geleneksel Türk tiyatrosunda Meddah geleneğini ortaya çıkarmıştır
Meddahlar epeyce varlıklı bir hikaye dağarcığına sahiptirlerGüldürü amaçlı hikayelerin yanı sıra,İslami kaynaklardan,İran efsanelerinden,Türk hikaye ve masal geleneğinden alınan konularla çok sayıda meddah hikayesi oluşturlmuşturMeddah bu hikayeleri anlattığı sırada,kişilerin öbür hitabe biçimlerini aktarmaya çalışır,hayvanların veya cansız nesnelerin taklitlerini yapar;sırası geldiğinde şarkılar,türküler de söyler
Meddahlar gösterilerini çoğu vakit kahvehanelerde bir yükselti üstünde gerçekleştirmişlerdir
Kukla: Kukla oyunları yanlış anlamalar,açık saçık sözler,çift manalı deyimler ve bol bol kullanılan dayak,pataklama sahneleriyle güldürüye yönelmiştir
Karagöz: Bir gölge oyunudurGösterimci tiyatronun oyun biçimini kullanırBir doğaçlama türü olan karagözde komedi öğesi ağır basarGerilimi merak öğesi sağlarSözcükleri hatalı kavrayış,zıt yanıtlar verme,ağız taklitleri,fena ve gülünç duruma düşme entrikaları karagöz oyunundaki gülmeceyi sağlayan öğelerdir
Orta oyunu: Çevresinde seyircilerin oturduğu bir alanda,oyuncuların belirli bir metne dayanmadan,doğaçtan oynadığı geleneksel Türk eğlence sanatıdırOrta oyunu 17yydan itibaren izine rastlanan çeşitli müzik,dans,kollarının bir sentezi olarak ortaya çıkmıştır19 yüzyılın ikinci yarısı ve 20 yüzyılın ilk çeyreğinde belirli biçimini almış en aydınlık dönemini Sultan Abdülaziz döneminde yaşamıştır
Tiyatro eserleri, aynı zamanda halkın sesi oluyor Hayatta gülünecek şeylerden bile ders çıkarılması konusunda kayda değer bir işleve sahiptirler Bu oyunlar toplumsal hicve de büyük siklet verirler Yan kesin bi r ekip kayda değer özelliklere de sahiptirler:
*Bu oyunlar XIX yy'a gelinceye kadar daima sözlüdür; ama Avrupa'da ise başlangıcından beri yazılmış olarak sahnelenmiştir
*Tiyatro doğrudan doğruya dile dayanan bir edebi türdür; seyircinin espri ve komedi anlayışını geliştirmekteki ve dili kavramasındaki işlevi önemlidir
*Tiyatro karşılıklı konuşmalara dayanan kısa cümlelere dayalı bir türdür Cümleler kısa ve öz olmalı; monologlardan kaçınılmalıdır
TANZİMAT ve İSTİBDAT DÖNEMİ TÜRK TİYATROSU(18391908)
Osmanlı İmparatorluğu içinde 18 Yy başlarında ortaya çıkan batılılaşma eğilimleri tiyatro alanındaki etkisini 19 Yydan sonra göstermeye başladıGeleneksel hayat biçiminin terk edilerek Avrupa örneğinde modern bir toplum düzenine geçilmesini amaçlayan Batılılaşma eğilimi, saray çevresi, yüksek devlet görevlileri, aydınlar ve basın tarafından desteklendiBatılılaşmanın geniş halk kitlelerine yayılması ve benimsetilebilmesi için Tanzimat yıllarından başlayarak,Batı örneğinde yeni bir Türk tiyatrosunun geliştirilmesine çalışıldıÇerçeve sahnesi,dekoru,oyunları ve oyunculuk biçimiyle geleneksel seyirlik anlayışından çok bambaşka olan bu yeni tiyatro anlayışının yerleşmesinde yabancı elçiliklerinin,azınlıkların,levantenlerin ve sıksık İstanbul ile İzmire dıştan gelip temsiller veren tanıdık olmayan toplulukların (turup) katkıları oldu
Tanzimat tiyatrosu batılı anlamda tiyatronun başladığı dönemdirTiyatro bu dönemde tercüme ve uygulamalarla batıya, yerli oyunlarla Türk halkına açıldı;sansürle de ilkin bu dönemde tanıştı
Türkiyeye Batı tiyatrosunun girmesinde IIISelim,IIMahmut ve Abdülmecit gibi yenilikçi padişahların büyük katkısı vardırIIISelim döneminde İstanbulda opera oynandı,bir tiyatro binası yapıldı1830da İzmirde bir tiyatro binası yapı edilerek oyunlar sahnelendi Gazeteciliğin de tiyatro türünün gelişmesindeki katkıları büyüktür1'lı yıllarda İstanbul'da Hoca Naum, Şark, Hasköy, Ortaköy adlarıyla tanıdık olmayan tiyatro grupları (trup) ortaya çıkmıştırBunların yanında Ermenilerin kurmuş olduğu Güllü Agop (Gedikpaşa'da); daha sonraki adı Tiyatroyı Osmâniolan tiyatro da Batılı manada ancak birincil yerli eserlere ev sahipliği yapamalarından dolayı,dönemin önemli tiyatro sahneleridir Bu tiyatro grubunuda bununla beraber, Namık Kemal, Ahmet Midhat Efendi,Direktör Âlî Bey (oyunculara diksiyon derslerinin verilmesi ve eserlerin oynanmadan önceki analizlerinin yapılması bu heyetin önemli vazifelerindendir) gibi dönemin önemli şahsiyetlerinden oluşan bir edebi heyetin bulunması da bu tiyatro grubunun öteki tiyatro gruplarından farkının olduğunu bir göstergesidir
Letâfet Apartımanı adı ile anılan yapı ise İstanbul'un ilk apartımanı olması özelliğinin yanına,bu apatımanın ilk katının Dârü'l bedâyî(hoş sanatlar eğitim merkezi);ikinci katının ise Dârü'l elhan(konservatuar)olarak kullanılması bu binaya birincil şehir tiyatrosu olma özelliği de kazandırmıştırVezneciler Şehzâdebaşı'ndaki Direklerarası adıyla anılan mekan ise ta fakat Cumhuriyet Dönemi'ne kadar kayda değer bir kültür merkezi olarak nitelendirilmiştir
Bursa'da kurulan Ahmet Vefik Paşa tiyatrosu da döneme damgasını vuran manâlı bir kültür abidesi olmuştur
Tanzimat döneminde öbür edebiyat türlerinde olduğu gibi,oyunlarda da toplumsal fayda ön plana geldiOyunlarda,toplumun aksayan yönlerini işleyen tiyatro yazarları ibret verici sonuçlar çıkarılmasına itina gösterdiler
Tanzimat döneminin,yazılan lakin yayımlanmayan ilk yerli tiyatro eseri Hayrullah Efendi'nin Hikâyei İbrahim Paşa be İbrahimi Gülşeni adlı,dörtperdelik dramıdırŞinasinin Şair Evlenmesi oyunuysa 1da yayımlanan,bir başka deyişle kamuoyu önüne meydana çıkan,derine tesir eden,birincil yazılmış tiyatro yapıtıdırBu yanı ile birincillik özelliği taşımaktadırBu eser önceleri Tercümânı Ahvâl'de yazı dizisi ;daha sonraları ise ufak kitapçıklar hâlinde yayınlanmıştırBirbirini görmeden evlenmenin ortaya çıkardığı gülünç durumları işleyen bu güldürüde,orta oyunuyla Moliére güldürülerinin etkileri açık olarak görülürBu eser karakter adlarının da rollere uygun olarak verilmesi,eserin özgünlüğünü ortaya koymaktadırPiyes yazarı Ali Haydar Bey (18361913) Sergüzeşti Perviz adlı yapıtıyla ilk tragedya örneğini vermiştir
Tiyatroyu en etkili öğretici ve öğretici cins olarak kabul eden Namık Kemal tümü dram türünde(Victor Hugo,Shakespeare) olan oyunlarında toplumsal ve tarihsel konuları işlemiştirGülnihâl, Vatan yoksa Silistre,Akif Bey,Kara Bela gibi oyunları bu türün en güzel örnekleridir
Namık Kemal ile Şinasi arasındaki bu geçiş döneminde de önemli eserler edebiyatımızdaki yerini almıştırBu dönemde Âli Bey'in mudhika içerikli eserleri(Kokana Yatıyor,Patavatsız Berber,Misâfiri İstiskâl) ve yeniden Recaizâde Ekrem'in eserleri(Atala Yahut Amerika Vahşileri,Afife Anjelik,Vuslat,Çok Haberdar Olan Fazla Yanılır)kayda değer yer teşkil etmektedir
Özel Baskı *