Turkler Ve Arapların İlişkileri Nasıl Gelişmiştir?
Turkler Ve Arapların İlişkileri
Turkler Ve Arapların İlişkileri Nasıldır
TurkArap ilişkilerini konu edinen bircok kaynaktan soz edilebilir Konuyu enine boyuna irdeleyen calışmalardan birinin altında Turkiye'den bir tarihcinin imzası var: Halil İnalcık Şeyhul Muarrihin (Tarihcilerin Ustası) unvanını hak ettiğine inandığımız İnalcık, Batılı meslektaşı Donald Quataert ile birlikte Osmanlı Devletinin Ekonomik ve Toplumsal Tarihi isimli esere adeta damgasını vurmuş
Ortak calışma, kitaptan cok ansiklopedik bir ozellik taşıyor On yıldan beri Batı'daki yankıları ve yeni baskıları devam ederken, Beyrut'tan olumlu bir haber daha geldi: Eser, ilk kez Arapcaya cevrildi Arap yayın dunyasında geniş bir tanıtımı yapıldı Lubnanlı yazar Ahmed el Zoubi, 14 Nisan 2007 tarihli el Hayat gazetesinde şunları yazdı: Osmanlı İmparatorluğu'nun geleneksel toplumundaki kurumlar ile sosyoekonomik ve uygarlık alanları uzerinde gercekleştirilmiş en onemli, en belirgin calışmayla karşı karşıyayız İngilizcenin yanı sıra dunyanın diğer dillerine cevrilmiş olması, eserin ne kadar onemli olduğunun bir kanıtıdır Arap diline tercumesi, buyuk bir kazanctır
Osmanlının tarihi mirascısı Turkiye'nin gunumuzde bulunduğu jeopolitik konumunu, bu arada ABD ve AB acısından onemini de goz onunde bulundurursak, kitabın Arapcaya cevirisinin ne anlama geldiği daha iyi anlaşılır Gunumuz Turkiyesi, Soğuk Savaş doneminin Turkiyesi'nden cok farklı: Son yirmi yıldan beri işlevi değişti: Turkiye, liberal İslam'ı temsil ediyor; vizyon sahibi bir ulke olarak bolgede katılımcı ve etkin bir rol oynuyor Ayakbağı olan yakınuzak gecmişinden kurtulmak icin ic diyaloga ve reformlara onem veriyor Ekonomik gelişme bakımından dunyada 20 sırada Sivil toplum, merkezi devlet sistemine karşı kendini kanıtlama mucadelesini surduruyor Butun bu gelişmeler, Turkiye'nin AB, Kıbrıs ve Kurt meselesi gibi problemlerini gozardı etmemizi gerektirmiyor
İnalcık'ın kitabını, gecmiş ile gunumuz arasındaki karşılaştırmalar
ışığında okumak, ufkumuzu acar; calışmanın onemini algılamamızı sağlar Billurlaşmakta olan Yeni Ortadoğu Duzeni'nin ozunu ve kapsama alanını daha iyi kavramış oluruz Cunku Ortadoğu sadece Arap dunyasından ibaret değil; aynı zamanda İran ve ozellikle yukselen bir gucdevlet olan Turkiye var bu bolgede Bu da bize, tarihi gozden gecirmemizi; ideoloji ve eski hukumlerden (kural ve yargılar) azade bicimde yeni bir tarih okuması yapmamızın yolunu acar Mesela gecmişte Turkiye (Osmanlı) bolgeye egemendi ama bir turlu ornek ulke olamamıştı Arapİslam damgası taşıyan Hilafet, Turklerin bile bilinc ve pratikleri icin model olabilmişti
Araplar, fetih hareketlerini doğuya doğru geliştirirken, Kafkaslar'ın kuzeyinde Hazarlar, Maveraunnehir ile Seyhun otesinde ise Turgişler başta olmak uzere ceşitli Turk toplulukları ile karşı karşıya gelmişlerdir
Halife Omer zamanında Arap orduları Horasan, Maveraunnehir ve Toharistan bolgelerinde Turkler ile karşılaştılar
TurkArap ilişkileri Emevilerin baskıcı politikaları ve Arap olmayan muslumanlara değer vermemeleri nedeni ile iyi olmadı Gokturkler ve Turgişler Maveraunnehir bolgesinde Araplara karşı mucadele ettiler Turkler, Emevilere karşı Abbasileri desteklediler
Abbasi doneminde Turk Arap ilişkileri gelişmiştir 751 deki AraplarlaCinliler arasında olan Talas savaşında Orta Asya'nın Cin egemenliğine girmesini istemeyen Turkler Arapların yanında yer alarak, savaşı kazanmalarını sağladılar Ozellikle ticari ilişkiler dolayısıyla ArapTurk ilişkileri yeni bir boyut kazanmış, Karluk, Yağma, Ciğil Turkleri İslamiyet'i kabul etmişlerdir 10yydan itibaren oğuzlar İslamiyet'i kabul ettiler
Araplar ,Turklerin ozellikle savaşcılık gucunden yararlanmışlardır Abbasiler doneminde bir ordugah şehri olarak ''Samarra'' şehrini kurdular Turkler, pek cok Musluman devlette komutan ve yoneticilik yapmış, bazılarında zamanla yonetimi ele gecirmişlerdir
Turkler Ve Arapların İlişkileri
Turkler Ve Arapların İlişkileri Nasıldır
TurkArap ilişkilerini konu edinen bircok kaynaktan soz edilebilir Konuyu enine boyuna irdeleyen calışmalardan birinin altında Turkiye'den bir tarihcinin imzası var: Halil İnalcık Şeyhul Muarrihin (Tarihcilerin Ustası) unvanını hak ettiğine inandığımız İnalcık, Batılı meslektaşı Donald Quataert ile birlikte Osmanlı Devletinin Ekonomik ve Toplumsal Tarihi isimli esere adeta damgasını vurmuş
Ortak calışma, kitaptan cok ansiklopedik bir ozellik taşıyor On yıldan beri Batı'daki yankıları ve yeni baskıları devam ederken, Beyrut'tan olumlu bir haber daha geldi: Eser, ilk kez Arapcaya cevrildi Arap yayın dunyasında geniş bir tanıtımı yapıldı Lubnanlı yazar Ahmed el Zoubi, 14 Nisan 2007 tarihli el Hayat gazetesinde şunları yazdı: Osmanlı İmparatorluğu'nun geleneksel toplumundaki kurumlar ile sosyoekonomik ve uygarlık alanları uzerinde gercekleştirilmiş en onemli, en belirgin calışmayla karşı karşıyayız İngilizcenin yanı sıra dunyanın diğer dillerine cevrilmiş olması, eserin ne kadar onemli olduğunun bir kanıtıdır Arap diline tercumesi, buyuk bir kazanctır
Osmanlının tarihi mirascısı Turkiye'nin gunumuzde bulunduğu jeopolitik konumunu, bu arada ABD ve AB acısından onemini de goz onunde bulundurursak, kitabın Arapcaya cevirisinin ne anlama geldiği daha iyi anlaşılır Gunumuz Turkiyesi, Soğuk Savaş doneminin Turkiyesi'nden cok farklı: Son yirmi yıldan beri işlevi değişti: Turkiye, liberal İslam'ı temsil ediyor; vizyon sahibi bir ulke olarak bolgede katılımcı ve etkin bir rol oynuyor Ayakbağı olan yakınuzak gecmişinden kurtulmak icin ic diyaloga ve reformlara onem veriyor Ekonomik gelişme bakımından dunyada 20 sırada Sivil toplum, merkezi devlet sistemine karşı kendini kanıtlama mucadelesini surduruyor Butun bu gelişmeler, Turkiye'nin AB, Kıbrıs ve Kurt meselesi gibi problemlerini gozardı etmemizi gerektirmiyor
İnalcık'ın kitabını, gecmiş ile gunumuz arasındaki karşılaştırmalar
ışığında okumak, ufkumuzu acar; calışmanın onemini algılamamızı sağlar Billurlaşmakta olan Yeni Ortadoğu Duzeni'nin ozunu ve kapsama alanını daha iyi kavramış oluruz Cunku Ortadoğu sadece Arap dunyasından ibaret değil; aynı zamanda İran ve ozellikle yukselen bir gucdevlet olan Turkiye var bu bolgede Bu da bize, tarihi gozden gecirmemizi; ideoloji ve eski hukumlerden (kural ve yargılar) azade bicimde yeni bir tarih okuması yapmamızın yolunu acar Mesela gecmişte Turkiye (Osmanlı) bolgeye egemendi ama bir turlu ornek ulke olamamıştı Arapİslam damgası taşıyan Hilafet, Turklerin bile bilinc ve pratikleri icin model olabilmişti
Araplar, fetih hareketlerini doğuya doğru geliştirirken, Kafkaslar'ın kuzeyinde Hazarlar, Maveraunnehir ile Seyhun otesinde ise Turgişler başta olmak uzere ceşitli Turk toplulukları ile karşı karşıya gelmişlerdir
Halife Omer zamanında Arap orduları Horasan, Maveraunnehir ve Toharistan bolgelerinde Turkler ile karşılaştılar
TurkArap ilişkileri Emevilerin baskıcı politikaları ve Arap olmayan muslumanlara değer vermemeleri nedeni ile iyi olmadı Gokturkler ve Turgişler Maveraunnehir bolgesinde Araplara karşı mucadele ettiler Turkler, Emevilere karşı Abbasileri desteklediler
Abbasi doneminde Turk Arap ilişkileri gelişmiştir 751 deki AraplarlaCinliler arasında olan Talas savaşında Orta Asya'nın Cin egemenliğine girmesini istemeyen Turkler Arapların yanında yer alarak, savaşı kazanmalarını sağladılar Ozellikle ticari ilişkiler dolayısıyla ArapTurk ilişkileri yeni bir boyut kazanmış, Karluk, Yağma, Ciğil Turkleri İslamiyet'i kabul etmişlerdir 10yydan itibaren oğuzlar İslamiyet'i kabul ettiler
Araplar ,Turklerin ozellikle savaşcılık gucunden yararlanmışlardır Abbasiler doneminde bir ordugah şehri olarak ''Samarra'' şehrini kurdular Turkler, pek cok Musluman devlette komutan ve yoneticilik yapmış, bazılarında zamanla yonetimi ele gecirmişlerdir