iltasyazilim
FD Üye
Tuzlu hangi ürelerde üretilir
Tuzlu üreten ülkelerin isimleri
Tarihi binlerce sene öncesine dayanan tuzlu, insan sağlığı açısından yaşamımızda önemli bir yere sahiptir Sodyum ve klor elementlerinden oluşan tuzun önemi, insan bedeninin içindeki sıvıları dengeleyici özelliğinden kaynaklanıyor Beden sıvılarında tatmin edici derecede bulunan sodyum, sinirlerin uyarılmasını ve kasların uyumlu çalışmasını sağlar Artış için de gerekli olan sodyumu, en çok tuzdan tedarik ederiz
Tuz, bununla birlikte insan sağlığı için elzem olan iyot elementinin de kaynağıdır İyot eksikliği akıl geriliğinden guatra, ölü doğum ve düşüklerden öğrenme güçlüğüne değin birçok hastalığa neden olur Ülkemizde iyot eksikliğinin giderilmesi için hukuki düzenlemelerle gıda için kullanılacak bütün tuzların iyotlanması gerekli ülkü gelmiş, bu alanda iyotsuz tuz satışı yasaklanmıştır
Tuz, ayrıca besin maddelerinin uzun zaman bozulmadan saklanmasını da sağlar Et, balık, süt ürünleri ve sebze gibi esas gıda maddeleri tuzlu bir uçtan bir uca uzun süre saklanabilir Tuzlu antiseptik özelliği ile bakterileri teftiş aşağı miktar
Tuzlu, sanayi için de manâlı bir girdi maddesidir Dokuma sanayinde kumaşların boyanması, üretim sularının ön arıtmasında kullanılan iyon değiştirici reçinelerin rejenerasyonu, gıda sanayi, medikal solüsyonların hazırlanması gibi alanlarda tuzdan yararlanılır
Eski çağlardan beri beslenme maddesi olarak kullanılan tuzlu, çağımızda kimya ve sanayinin en önemli girdilerinden biridir Kimya dilinde fazla geniş anlamda kullanılan tuzlu kelimesi NaCl sembolü ile ifade edilmektedir Kubik sisteme tarafından kristalleşen tuz Na ve Cl iyonlarından oluşur Tuzlu saf halde iken takriben % 40 Sodyum, % 60 Klor ’dan meydana gelir
Yüksek basınç altında plastik özellik bildiren tuzun sertliği 2,5 olup, özgül ağırlığı 2,1 2,55 grcm3 arasında değişir Erime noktası 800,8oC, Kaynama noktası ise 1412oC ’dır
Doğadan üretildiği şekliyle rengi gri, sarı, kırmızı hatta mavi ve yeşil olabilir Tuz saf halde iken renksizdir
Tuz hayati öneminden ötürü bilinen ve jurnal olarak sık kullanılan bir mineraldir İnsanın tuzu kullanmaya başladığı vakit belirlenmiş olmamakla birlikte, tuzla tanışması oldukça eskiye, MÖ 10000 yılına gider Çin ’de MÖ 3000 yıllarında tuz üretildiği hesaplanmaktadır Tuzla ilgili ilk yazılı belgeler MÖ 2250 yıllarına değin uzanır Tuz ticareti manâlı kervan yollarını doğurmuştur Heredot vaktinde Suriye limanlarıyla, İran Körfezi arasında tuz ticareti çöl üzerinden yapılmaktaydı Dinyeper nehri kolları üstünde tuzlu kaynakları, güney Rusya ’da yaşayanlarla Egeliler aralarında ticaretin gelişmesini sağlamıştır Bazı yerlerde tuzlu para yerine geçmiştir, Romalı askerlere tuz satın almaları için aylık (Salaria) verilmiştir Orta çağda ise maden üretimi durdurulmasına karşın tuzlu üretimi sürdürülmüştür Bu olayda tuzun önemi konusunda açık bir göstergedir
Türkiye ’de de tuz üretimi epeyce eskilere uzanır Çankırı, Tepesidelik, Kağızman, Tuzluca gibi yatakların minimum 1000 yıldan beri işletildiği düşülmektedir
Anadolumuzda ismini tuzlu ’dan bölge çoğu yerleşim birimi saymak mümkündür Tuzla, Tuzluca, Tuzhisar, Tuzlagözü köyü, Tuzla deresi, Tuzköy, Tuzçullu gibi mesken birimleri bunlardan sadece bir kısmıdır Fransızların Su Baskını, İtalyanların Sal, İngilizlerin Salt, Almanların Salz kelimeleri, itibarıyla tuz anlamına gelen Latince Sal kökünden gelmektedir
Türkçemizde kökü Latinceden gelme, tuzla ilgili birçok sözcükler farkında olmadan kullanılmaktadır Latince Salsun salça olarak, tuzun çeşnilendirilmişi anlamına gelen Salcicius kelimesi Sosis olarak dilimize geçmiştir Kullanmakta olduğumuz Salamura kelimesi latince “Salmacudus Sal ve Maria kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiş olup, tuzlu su anlamını taşımaktadır
Idareli bir layık içeren tuzlu kaynakları katı ve akışkan olarak ikiye ayrılmaktadır Tuz istikrarsız halde denizlerde, tuzlu su kaynaklarında ve katı halde kaya tuzu biçiminde bulunmaktadır
Tuz doğada sıvı ve katı olarak bulunmaktadır Türkiye ’de ve dünyada tuz Deniz, Kaya, Kaynak ve göl elde etmek üzere dört şekilde çıkartılmaktadır
Ülkemizde tuzun çıkarılması; Cumhuriyet tarihimizde özel yasa hükümlerine bağlı olmuştur Bu konuda çıkartılan 11121936 tarihli 3078 sayılı Tuzlu Kanunu 26062001 tarihine değin yürürlükte kalmıştır Bu kanunun yürürlük süresi içinde bir takım değişiklikler yapılmış, ama tuzlu stratejik öneme sahip ürünler arasında yer almıştır Bu sebeple ham tuz çıkarılması Devlet tekelinde tutulmuştur Bu görevi Tekel adı aşağı etkinlik belirten kurum üstlenmiştir (Tekel ’in eski adı İnhisarlar İdaresi) 3078 Sayılı Tuz Kanunu ’na göre içinde %96 Sodyum Klorür (NaCI) yer alan her türlü madde tuz olarak adlandırılmakta idi
Bu hukuki düzenleme 26062001 tarihine değin devam etmiş ve 3078 sayılı Tuz Kanunu 26062001 tarihinde yürürlükten kaldırılmış ve Maden Kanunu kapsamına alınmıştır *
Tuzlu üreten ülkelerin isimleri
Tarihi binlerce sene öncesine dayanan tuzlu, insan sağlığı açısından yaşamımızda önemli bir yere sahiptir Sodyum ve klor elementlerinden oluşan tuzun önemi, insan bedeninin içindeki sıvıları dengeleyici özelliğinden kaynaklanıyor Beden sıvılarında tatmin edici derecede bulunan sodyum, sinirlerin uyarılmasını ve kasların uyumlu çalışmasını sağlar Artış için de gerekli olan sodyumu, en çok tuzdan tedarik ederiz
Tuz, bununla birlikte insan sağlığı için elzem olan iyot elementinin de kaynağıdır İyot eksikliği akıl geriliğinden guatra, ölü doğum ve düşüklerden öğrenme güçlüğüne değin birçok hastalığa neden olur Ülkemizde iyot eksikliğinin giderilmesi için hukuki düzenlemelerle gıda için kullanılacak bütün tuzların iyotlanması gerekli ülkü gelmiş, bu alanda iyotsuz tuz satışı yasaklanmıştır
Tuz, ayrıca besin maddelerinin uzun zaman bozulmadan saklanmasını da sağlar Et, balık, süt ürünleri ve sebze gibi esas gıda maddeleri tuzlu bir uçtan bir uca uzun süre saklanabilir Tuzlu antiseptik özelliği ile bakterileri teftiş aşağı miktar
Tuzlu, sanayi için de manâlı bir girdi maddesidir Dokuma sanayinde kumaşların boyanması, üretim sularının ön arıtmasında kullanılan iyon değiştirici reçinelerin rejenerasyonu, gıda sanayi, medikal solüsyonların hazırlanması gibi alanlarda tuzdan yararlanılır
Eski çağlardan beri beslenme maddesi olarak kullanılan tuzlu, çağımızda kimya ve sanayinin en önemli girdilerinden biridir Kimya dilinde fazla geniş anlamda kullanılan tuzlu kelimesi NaCl sembolü ile ifade edilmektedir Kubik sisteme tarafından kristalleşen tuz Na ve Cl iyonlarından oluşur Tuzlu saf halde iken takriben % 40 Sodyum, % 60 Klor ’dan meydana gelir
Yüksek basınç altında plastik özellik bildiren tuzun sertliği 2,5 olup, özgül ağırlığı 2,1 2,55 grcm3 arasında değişir Erime noktası 800,8oC, Kaynama noktası ise 1412oC ’dır
Doğadan üretildiği şekliyle rengi gri, sarı, kırmızı hatta mavi ve yeşil olabilir Tuz saf halde iken renksizdir
Tuz hayati öneminden ötürü bilinen ve jurnal olarak sık kullanılan bir mineraldir İnsanın tuzu kullanmaya başladığı vakit belirlenmiş olmamakla birlikte, tuzla tanışması oldukça eskiye, MÖ 10000 yılına gider Çin ’de MÖ 3000 yıllarında tuz üretildiği hesaplanmaktadır Tuzla ilgili ilk yazılı belgeler MÖ 2250 yıllarına değin uzanır Tuz ticareti manâlı kervan yollarını doğurmuştur Heredot vaktinde Suriye limanlarıyla, İran Körfezi arasında tuz ticareti çöl üzerinden yapılmaktaydı Dinyeper nehri kolları üstünde tuzlu kaynakları, güney Rusya ’da yaşayanlarla Egeliler aralarında ticaretin gelişmesini sağlamıştır Bazı yerlerde tuzlu para yerine geçmiştir, Romalı askerlere tuz satın almaları için aylık (Salaria) verilmiştir Orta çağda ise maden üretimi durdurulmasına karşın tuzlu üretimi sürdürülmüştür Bu olayda tuzun önemi konusunda açık bir göstergedir
Türkiye ’de de tuz üretimi epeyce eskilere uzanır Çankırı, Tepesidelik, Kağızman, Tuzluca gibi yatakların minimum 1000 yıldan beri işletildiği düşülmektedir
Anadolumuzda ismini tuzlu ’dan bölge çoğu yerleşim birimi saymak mümkündür Tuzla, Tuzluca, Tuzhisar, Tuzlagözü köyü, Tuzla deresi, Tuzköy, Tuzçullu gibi mesken birimleri bunlardan sadece bir kısmıdır Fransızların Su Baskını, İtalyanların Sal, İngilizlerin Salt, Almanların Salz kelimeleri, itibarıyla tuz anlamına gelen Latince Sal kökünden gelmektedir
Türkçemizde kökü Latinceden gelme, tuzla ilgili birçok sözcükler farkında olmadan kullanılmaktadır Latince Salsun salça olarak, tuzun çeşnilendirilmişi anlamına gelen Salcicius kelimesi Sosis olarak dilimize geçmiştir Kullanmakta olduğumuz Salamura kelimesi latince “Salmacudus Sal ve Maria kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiş olup, tuzlu su anlamını taşımaktadır
Idareli bir layık içeren tuzlu kaynakları katı ve akışkan olarak ikiye ayrılmaktadır Tuz istikrarsız halde denizlerde, tuzlu su kaynaklarında ve katı halde kaya tuzu biçiminde bulunmaktadır
Tuz doğada sıvı ve katı olarak bulunmaktadır Türkiye ’de ve dünyada tuz Deniz, Kaya, Kaynak ve göl elde etmek üzere dört şekilde çıkartılmaktadır
Ülkemizde tuzun çıkarılması; Cumhuriyet tarihimizde özel yasa hükümlerine bağlı olmuştur Bu konuda çıkartılan 11121936 tarihli 3078 sayılı Tuzlu Kanunu 26062001 tarihine değin yürürlükte kalmıştır Bu kanunun yürürlük süresi içinde bir takım değişiklikler yapılmış, ama tuzlu stratejik öneme sahip ürünler arasında yer almıştır Bu sebeple ham tuz çıkarılması Devlet tekelinde tutulmuştur Bu görevi Tekel adı aşağı etkinlik belirten kurum üstlenmiştir (Tekel ’in eski adı İnhisarlar İdaresi) 3078 Sayılı Tuz Kanunu ’na göre içinde %96 Sodyum Klorür (NaCI) yer alan her türlü madde tuz olarak adlandırılmakta idi
Bu hukuki düzenleme 26062001 tarihine değin devam etmiş ve 3078 sayılı Tuz Kanunu 26062001 tarihinde yürürlükten kaldırılmış ve Maden Kanunu kapsamına alınmıştır *