Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
iltasyazilim
FD Üye
Üç aylarda camileri yok, kendimizi süsleyelim
Alışkanlıklar ve cemiyet, insanı iradesinin dışına sürüklüyor İnsan, seçtiği yola nefsini çekemiyor Kendisiyle tenakuza düşen insan huzursuz oluyor Daha çok dış dünya ile meşgul olan insan, iç dünyasına eğilemiyor Sonradan da huzursuzluğun sebebini kalkıp, onda bunda arıyor Hırçınlaşıyor
Gaflet denilen bir nevi uyku, insanları ibadetlerden uzaklaştırabiliyor İşte o zamanlarda ya cuma günü gelir, ya kandiller gelir veya üç aylar kazanç; insanlara ibadette sürat verir İnsan da aldığı o çabuk, olur ya hayatını cennete çevirir
Üç aylarda insan benzeri bir asansörle yukarılaraçıkarılır Çıktıkça bir takım hakikatleri daha açık görür Bakar oysa, ömür su gibi akıp geçiyor Koparılan her yıllık yaprağı yeni bir günü haber verirken, bendeki buluş nedir? Bu yaşam gereksizce akıp geçmesin Dünyada huzurlu olayım, ahirette de mükâfatımı alayımdiyerek manen atak yapar Ansızın, bayağı bir nefer olma yerine mareşalliğe yükselir
Bir tanıdığım vardı; senet sahibiydi Üzümleri şarap fabrikasına satardı Üç aylar gelince, o manevi havayla kendine bir el arabası aldı Üzümleri arabaya doldurdu, yol kavşağına götürüp orada sattı Gördü ki, bu meslek daha kârlı O dost, üç aylardan sonra da üzümlerini şarap fabrikasına satmaktan vazgeçti
Üç aylar gelince camiler parıl parıl süslenir Camilerin mimari yönden harika olması önemli değil, önemli olan cemaatin İslamiyet'i yaşayış yönünden harika olmasıdır Daha kötüsü vaiz efendi, faizin haramlığını anlatırken şayet cebinde banka cüzdanı var Cemaatin bir kısmı rahatsızlık içinde, dertleri pek çok Sahabedeki rahat, cemaatlerimize bir idealdir Ne vakit o rahat ele geçecek, o zamanlara ne zaman ulaşılacak bilinmez amma, önemli olan üç aylarda camilerin ve evin süslü olması yok, Müslüman'ın ilimle, ibadetle süslü olmasıdır Arapçayı, Osmanlıcayı öğreneceğimdemesidir Hadis külliyatını, Kur'anı Kerim tefsirini okumasıdır Yahut taşla, toprakla, mermerle, eşyayla cennete gidilmez!
Durumdan vazife çıkarmakdiye bir anlatım tarzı vardır Hayatın seyriyle başımıza gelen durumlarda vazifem nedirdiye düşünmek gerekli İnsan her olay aleyhinde dikilecek, ben ne yapacağım diyecek
Üç aylar geldi, ne yapacağız? Haydi, durumdan vazife çıkaralım; İslamiyet'i öğrenip yaşayacağız
Gençlik yıllarımda üç aylar girdiğinde kendime bir liste yapmıştım; NOKSANLARIM LİSTESİ
Kur'an'ı iyi okuyamıyordum Kur'an öğreniyorum seti alıp onun üzerinde çalıştım Çok uyuyordum, uykuyu azaltacağım diye karar aldım Kitap okumayı artıracağım dedim Yalnız kendimi aydınlatan bir lamba aldım, yatarken de kitap okudum Yemeği azalttım Çünkü dikkat edin, yemeği çok yiyince hemen uykunuz gelir
Müslüman, İslam gemisinin mürettebatıdır Yolcular eğlenebilir, gülebilir, oynayabilir Mürettebat, cihaz dairesinde her türlü can sıkıntısı içerisinde çalışmaktadır Eğer mürettebat dese oysa, ben de yolcular gibi gülüp eğleneceğim, o vakit gemi karaya oturur
Her şeye layık veren insan, kendine ne değin bedel veriyor? Terazi kendini tartmaz derler Göz de kendini görmezmiş Mühim olan şu veya bu olmak değildir, ne olduğumuzu bilmektir İnsan fazla şey arayabilir amma, kendini arayan kaç birey var?
Üç ayların herkese afiyet ve afiyetler getirmesini dilerim
HEKİMOĞLU İSMAİL *
Alışkanlıklar ve cemiyet, insanı iradesinin dışına sürüklüyor İnsan, seçtiği yola nefsini çekemiyor Kendisiyle tenakuza düşen insan huzursuz oluyor Daha çok dış dünya ile meşgul olan insan, iç dünyasına eğilemiyor Sonradan da huzursuzluğun sebebini kalkıp, onda bunda arıyor Hırçınlaşıyor
Gaflet denilen bir nevi uyku, insanları ibadetlerden uzaklaştırabiliyor İşte o zamanlarda ya cuma günü gelir, ya kandiller gelir veya üç aylar kazanç; insanlara ibadette sürat verir İnsan da aldığı o çabuk, olur ya hayatını cennete çevirir
Üç aylarda insan benzeri bir asansörle yukarılaraçıkarılır Çıktıkça bir takım hakikatleri daha açık görür Bakar oysa, ömür su gibi akıp geçiyor Koparılan her yıllık yaprağı yeni bir günü haber verirken, bendeki buluş nedir? Bu yaşam gereksizce akıp geçmesin Dünyada huzurlu olayım, ahirette de mükâfatımı alayımdiyerek manen atak yapar Ansızın, bayağı bir nefer olma yerine mareşalliğe yükselir
Bir tanıdığım vardı; senet sahibiydi Üzümleri şarap fabrikasına satardı Üç aylar gelince, o manevi havayla kendine bir el arabası aldı Üzümleri arabaya doldurdu, yol kavşağına götürüp orada sattı Gördü ki, bu meslek daha kârlı O dost, üç aylardan sonra da üzümlerini şarap fabrikasına satmaktan vazgeçti
Üç aylar gelince camiler parıl parıl süslenir Camilerin mimari yönden harika olması önemli değil, önemli olan cemaatin İslamiyet'i yaşayış yönünden harika olmasıdır Daha kötüsü vaiz efendi, faizin haramlığını anlatırken şayet cebinde banka cüzdanı var Cemaatin bir kısmı rahatsızlık içinde, dertleri pek çok Sahabedeki rahat, cemaatlerimize bir idealdir Ne vakit o rahat ele geçecek, o zamanlara ne zaman ulaşılacak bilinmez amma, önemli olan üç aylarda camilerin ve evin süslü olması yok, Müslüman'ın ilimle, ibadetle süslü olmasıdır Arapçayı, Osmanlıcayı öğreneceğimdemesidir Hadis külliyatını, Kur'anı Kerim tefsirini okumasıdır Yahut taşla, toprakla, mermerle, eşyayla cennete gidilmez!
Durumdan vazife çıkarmakdiye bir anlatım tarzı vardır Hayatın seyriyle başımıza gelen durumlarda vazifem nedirdiye düşünmek gerekli İnsan her olay aleyhinde dikilecek, ben ne yapacağım diyecek
Üç aylar geldi, ne yapacağız? Haydi, durumdan vazife çıkaralım; İslamiyet'i öğrenip yaşayacağız
Gençlik yıllarımda üç aylar girdiğinde kendime bir liste yapmıştım; NOKSANLARIM LİSTESİ
Kur'an'ı iyi okuyamıyordum Kur'an öğreniyorum seti alıp onun üzerinde çalıştım Çok uyuyordum, uykuyu azaltacağım diye karar aldım Kitap okumayı artıracağım dedim Yalnız kendimi aydınlatan bir lamba aldım, yatarken de kitap okudum Yemeği azalttım Çünkü dikkat edin, yemeği çok yiyince hemen uykunuz gelir
Müslüman, İslam gemisinin mürettebatıdır Yolcular eğlenebilir, gülebilir, oynayabilir Mürettebat, cihaz dairesinde her türlü can sıkıntısı içerisinde çalışmaktadır Eğer mürettebat dese oysa, ben de yolcular gibi gülüp eğleneceğim, o vakit gemi karaya oturur
Her şeye layık veren insan, kendine ne değin bedel veriyor? Terazi kendini tartmaz derler Göz de kendini görmezmiş Mühim olan şu veya bu olmak değildir, ne olduğumuzu bilmektir İnsan fazla şey arayabilir amma, kendini arayan kaç birey var?
Üç ayların herkese afiyet ve afiyetler getirmesini dilerim
HEKİMOĞLU İSMAİL *
