Refah seviyesinin yüksek olduğu bölgelerde hırsızlığın, cinayetin ve genel olarak suçun daha az görüldüğünü biliyoruz. Ancak farklı ülkelerden alınan veriler ışığında yakın zamanda oluşturulan bir grafiğe baktığımızda bu durum biraz farklı. Hatta şöyle söyleyelim; tablo, bu konuda “Avrupa bizi kıskanıyor” dediğinizde haksız olmayacağınız cinsten.
Ülkelerden alınan verileri bir haritaya döküp istatistikleri sitesinde paylaşan Landgeist, Avrupa ülkelerinde görülen soygun oranlarını paylaştı. İspanya ve Belçika’nın başı çektiği listede Türkiye, son sıralarda yer aldı.
Türkiye sondan sekizinci oldu
Landgeist, Avrupa’da yılda her 100 bin vatandaştan kaçının soyguna maruz kaldığını gösterdiği bir harita grafiği yayınladı. Grafikte bahsedilen suçun her türlü hırsızlık olmadığı; fiziksel güç, silah zoru ve tehditle uygulanan hırsızlık vakaları olduğu vurgulandı. Estonya, Kuzey Makedonya ve Birleşik Krallık’tan alınan veriler 2017’den kalma iken diğer tüm ülkelerin verileri 2019’dandı.
Listenin en tepesinde 100 bin kişide 140 soygun oranıyla Belçika ve İspanya yer aldı. Üçüncü isim 132 soygunla İngiltere olurken İsveç gibi refah seviyesi yüksek ve sakin bir ülkenin 88 soygunla dördüncü olması da dikkat çekti. Sondan sekizinci sıraya oturan Türkiye’ye gelecek olursak bu sayı, 100 bin kişide 13 soygunla sınırlı kaldı.
Arnavutluk’un yılda 100 bin kişide 3 soygun sayısı ülkeyi son sıraya koyarken Avusturya ve İsviçre arasında yer alan Lihtenştayn, sondan ikinci oldu. Kıbrıs Cumhuriyeti ve Macaristan ise 6 soygunla sondan üçüncü sırada yer aldı. Peki bu soygun sayılarının ülkelerin refah seviyeleriyle alakasız ve karışık bir düzende olmasının nedeni neydi?
Bu konu sosyal bilimcilere kalsın, ancak şimdi kısaca tahmin yürütürsek nüfusun yoğun olduğu bölgelerde insanlar, soygun ya da genel olarak suçtan çekiniyor olabilir. Zira potansiyel bir suçlunun etrafında 10 kişi değil de 100 kişi varken birini gasp etmesi daha zordur. Ya da ülkelerinin sakin yaşamına adapte olamayan kesimler bu tarz aktivitelerle ‘huzur’ buluyor olabilir. Siz ne düşünüyorsunuz?