Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

ünlü türk matematikçileri ve kısaca hayatları

ünlü türk matematikçileri ve kısaca hayatları
0
114

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
ÜNLÜ TÜRK MATEMATİKÇİLERİ

ALİ KUŞÇU:

Türk İslam Dünyası gökbilim ve matematik alimleri aralarında, ortaya koyduğu eserleriyle haklı bir şöhrete sahip Ali Kuşçu, Osmanlı Türkleri'nde, astronominin önde gelen bilgini sayılır Batı ve Doğu Bilim dünyası onu 15 yüzyılda yetişen müstesna bir alim olarak tanırÖyle fakat; müsteşrik W Barlhold, Ali Kuşcu'yu On Beşinci Asır Batlamyos'uolarak adlandırmıştır Babası, Uluğ Bey'in kuşcu başısı (doğancıbaşı) idi Kuşçu soyadı babasından gelmektedir Asıl adı Ali Bin Muhammet'tir Doğum yeri Maveraünnehir bölgesi olduğu ileri sürülmüşse de, adı geçen bölgenin hangi şehrinde ve hangi yılda doğduğu kuşkusuz bilinmektedir
Ama doğum şehri Semerkant, doğum yılının ise 15 yüzyılın ilk dörtte biri içerisinde olduğu kabul edilmektedir 16 Aralık 1474 (h 7 Şaban 879) tarihinde İstanbul'da ölmüş olup, mezarı Eyüp Sultan Türbesi hareminde bulunmaktadır Ölüm tarihi; torunu meşhur gökbilimci Mirim Çelebi'nin (ölümü, Edirne 1525) Fransça yazdığı bir eserin incelenmesi sonucu anlaşılmıştır Mezar yerinin 1819 yılına değin belirtilen olduğu ve hüsnü muhafazasının yapıldığı; oysa 1819 yılından sonra, Ali Kuşcu'ya ait mezarın yerine, zamanının nüfuzlu bir devlet adamının kabir taşının konmuş olduğu anlaşılmaktadır Uluğ Bey'in Horasan ve Maveraünnehir hükümdarlığı sırasında, Semerkant'ta birincil ve dini öğrenimini tamamlamıştır Minik yaşta iken astronomi ve matematiğe geniş alaka duymuştur
Devrinin en büyük bilginlerinden; Uluğ Bey , Bursalı Kadızade Rumi, Gıyaseddün Cemşid ve Mu'in alDin elKaşi'den astronomi ve matematik dersi almıştır Önce,Uluğ Bey, tarafından 1421 yılında kurulan Semerkant Rasathanesi ilk müdürü, Gıyaseddün Cemşid'in, kısa zaman sonra da Rasathanenin ikinci müdürü Kadızade Rumi'nin ölümü üzerine, Uluğ Bey Gözlem Eviye müdür olarak Ali Kuşcu'yu görevlendirmiştir Uluğ Bey Ziyc'inin tamamlanmasında büyük emeği geçmiştir Nasirüddün Tusi'nin Tecridül Kelam adlı eserine yazdığı şerh, bu konuda da gayret ve başarısının en hoş delilini teşkil etmektedir Ebu Said Han'a ithaf edilen bu şerh, Ali Kuşcu'nun ilk şöhretinin duyulmasına niçin olmuştur Kaynakların değerlendirilmesi sonucu anlaşılmaktadır ki; Ali Kuşcu yalnız telih eseriyle yok, talim ve irşadıyle devrini aşan bir alim olarak tanınmaktadır O Kadar fakat; telif eserlerinin dışında, torunu Mirim Çelebi, Hoca Sinan Paşa ve Molla Lütfi (Sarı Lütfi) gibi astronomların da yetişmesine sebep olmuştur Bu bilginlerle beraber, Ali Kuşcu'yu eski astronominin en büyük bilginlerinden birisi olarak belirtebiliriz

CAHİT ARF:
1910 yılında Selanik'te doğdu Yüksek öğrenimini Fransa'da Ecole Normale Superieure'de tamamladı (1932) Bir zaman Galatasaray Lisesi'nde matematik öğretmenliği yaptıktan sonradan İstanbul Üniversitesi Fen Fakül tesi'nde doçent adayı olarak çalıştı Doktorasını yerine getirmek için Almanya'ya gitti 1938 yılında Göttingen Üniversitesi'nde doktorasını bitirdi Yurda döndüğünde İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde profesör ve ordinaryus profersörlüğe yükseldi Burada 1962 yılına değin çalıştı sonra Robert Koleji'nde Matematik dersleri vermeye başladı 1964 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) bilim kolu başkanı oldu
sonradan gittiği Amerika Birleşmiş Devletleri'nde araştırma ve incelemelerde bulundu; Kaliforniya Üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi olrak tayin yaptı 1967 yılında yurda dönüşünde Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde öğretim üyeliğine getirildi 1980 yılında emekli oldu Emekliye ayrıldıktan daha sonra TÜBİTAK'a alt Gebze Araştırma Merkezi'nde tahsis aldı 1985 ve 1989 yılları aralarında Türk Matematik Derneği başkanlığını yaptı
Arf İnönü Armağanı'nı (1948) ve TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü kazandı (1974) Cebir ve Sayılar Kuramsi üzerine uluslararası bir sempozyum 1990'da 3 ve 7 Eylül tarihleri aralarında Arf'in onuruna Silivri'de gerçekleştirilmiştir Halkalar ve Geometri üstüne ilk konferanslarda 1984'te İstanbul'da yapılmıştır Arf, matematikte geometri kavramı üzerine bir makale sunmuştur Cahit Arf 1997 yılının Aralık ayında bir yürek rahatsızlığı sebebiyle aramızdan ayrıldı

KERİM ERİM:
(1894 1952)
İstanbul Yüksek Mühendis mektebi'ni bitirdikten (1914) sonradan Berlin Üniversitesi'nde Albert Einstein'in yanında doktorasını yaptı (1919) Türkiye'ye dönünce, bitirdiği okulda öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı Üniversite reformunu hazırlayan kurulda yer aldı Yeni kurulan İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde analiz profesörü ve dekan olduğu gibi Yüksek Mühendis Mektebi'nde de ders vermeye devam etti Yüksek Mühendis Mektebi İstanbul Teknik Üniversitesi'ne dönüştürülünce buradan ayrıldı ve yalnızca İstanbul Üniversitesi'nde çalışmaya devam etti sonradan burada ordinaryüs profesör oldu 1948 yılında Fen Fakültesi Dekanlığı'na getirildi
1940 1952 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'ne tabi Matematik Enstitüsü'nün başkanlığını yaptı Türkiye'de yüksek matematik öğretiminin yaygınlaşmasında ve devirdaş matematiğin yerleşmesinde etkili rol oynadı Mekaniğin matematik esaslara dayandırılmasına da öncülük etti Matematik ve fizik bilimlerinin felsefe ile olan ilişkileri üstünde de çalışmalarda yer alan Erim'in Almanca ve Türkçe yapıtları bulunmaktadırBunlardan bazıları şunlardır:
Nazari Hesap(1931), Mihanik(1934), Diferansiyel ve İntegral Hesap(1945), Über die Tragheitsformen eines modulsystems(Bir modül sisteminin süredurum biçimleri üzerine 1928)

ÖMER HAYYAM:
Ana adı Giyaseddin Ebu'l Feth Bin İbrahim El Hayyam' dır 18 Mayıs 1048'de İranin Nişabur kentinde doğan Ömer Hayyam bir çadırcının oğluydu Çadırcı anlamına gelen soyadını babasının mesleğinden almıştırAma o soyisminin fazla ötesinde işlere imza atmıştırDaha yaşadığı dönemde İbni Sina'dan sonra Doğu'nun yetiştirdiği en büyük bilgin olarak kabul ediliyordu Tıp, fizik, gökbilim, cebir, geometri ve yüksek matematik alanlarında önemli çalışmaları olan Ömer Hayyam için zamanın tüm bilgilerini bildi ği söylenirdi O herkesten ayrı olarak yaptığı çalışmaların çoğunu kaleme almadı, oysa O isufak çokça duyduğumuz teoremlerin isimsiz kahramanıdır Elde bulunan ender kayıtlara dayanılarak Ömer Hayyam'ın çalışmaları şöyle sıralanabilir:
Yazdığı bilimsel içerikli kitaplar aralarında Cebir ve Geometri Üstüne, Bedensel Bilimler Alanında Bir Özet, Varlıkla İlgili Data Özeti, Oluş ve Düşünceler, Bilgelikler Ölçüsü, Akıllar Bahçesi yer alır Enbüyük eseri Cebir Risalesi'dir On bölümden oluşan bu kitabın dört bölümünde kübik denklemleri incelemiş ve bu denklemleri sınıflandırmıştır Matematik tarihinde ilk önce bu sınıflandırmayı yapan kişidir O cebiri, sayısal ve geometrik bilinmeyenlerin belirlenmesini amaçlayan bilim olarak tanımlardı Matematik bilgisi ve yeteneği zamanın çok ötesinde olan Ömer Hayyam denklemlerle ilgili başarılı incelemeler yapmıştır Nitekim, Hayyam 13 bambaşka 3 dereceden denklem tanımlamıştır Denklemleri başlıca geometrik yöntem kullanarak çözmüştür ve bu çözümler akıllıca seçilmiş konikler üzerine dayandırılmıştır Bu kitabında iki koniğin arakesitini kullanarak 3 dereceden her denklem tipi için köklerin bir geometrik çizimi bulunduğunu belirtir ve bu köklerin varlık koşullarını tartışır
Bunun yanısıra Hayyam, binom açılımını da bulmuştur Binom teoerimini ve bu açılımdaki katsayıları bulan ilk birey olduğu düşünülmektedir (Pascal üçgeni diye bildiğimiz şey fiilen bir Hayyam üçgenidir)Öğrenimi tamamlayan Ömer Hayyam kendisine bugünlere değin uzanacak bir ün kazandıran Cebir Risaliyesi'ni ve Rubaiyat'ı Semerkant'ta kaleme almıştır Dönemin üç ünlü ismi Nizamülmülk, Hasan Sabbah ve Ömer Hayyam bu şehirde bir araya gelmiştir Dönemin hakanı Melikşah, adı devlet düzeni anlamına gelen ve bu ada yakışır yaşayan veziri Nizamülmülk'e çok güvenirdi Ömer Hayyam ile başta Semerkant'ta tanışan Nizam onu İsfahan'a davet eder Orada buluştuklarında O'na devlet hülyasından bahseder ve bu büyük hayalinin gerçekleşmesi için Hayyam'dan destek ister Ama Hayyam devlet işlerine burnunu sokmak istemez ve teklifini geri çevirir4 Aralık 1131'de doğduğu yer olan Nişabur' da fani dünyaya veda eder *
 
858,475Konular
981,229Mesajlar
29,547Kullanıcılar
sonertSon üye
Üst Alt