Unut Gitsin aş k, her yanı almak taş kınıydı kalpte … ayrılık yalnızca bir yanı olduğunu gördüğünde dönmekti bir baş ına kendi nefes evine … ^^ birazdan hiç öpülmemiş bir çocuk çıkacak, göğüs kafesimin kapısından dışarı birazdan ağaçlar şayet de ilk defa ağlayacaklar sarsıla sarsıla ve dallarında birer bere gibi sızlayacak, terk edilmiş boş kuş yuvaları birazdan çekip sürükleyecek beni bilinmezliğin sisleri arasına tekrar yollar birazdan “gitmek yeniden, yüzüme iki yanık karanfil kokusuyla sarılıp, öpecek “kalmak birazdan sokağın kalbinde yapayalnız bir kumru o daima pek bir başına, üzgünce kanat çırpıp, duracak ve ben, ılık ılık sızacağım, mutsuzluğumun kirpik kıyısından damla damla, çisem çisem, serpilecek arzu ve silinecek adım bir pencere camının buğusundan kelimeler ağrılı cümlelerde derin kan kaybı ve ışıksız bir yıldız gibi, sevda akacak boşluğa gözlerimde incecik bir bıçak izi oysa, belki de geriye doğru bir tek o kalacak anlam, düşecek daha sonra mana körleşecek ve laf herşeyden mahrum, tükenecek ki tükensin tükensin … ve hani sana “beni unutma demiştim ya boşver … boşver artık … unut, gitsin … * birazdan bir incinmiş gülüş bırakacağım ilkin kendini affedenlerin baş ucuna birazdan bir kumaş gibi yırtıp katlayacağım gülüşümden kalanı, kırpıntı olsun en fazla kendine ağlayanlara ve sırtımı verdiğim soğuk duvara neredeyse sokulacağım birazdan, hiç korkmadım, üzülmedim ki, sen defalarca varsın ve âmâ bir makas kesecek saçlarımı bir fotoğrafta anılar dökülecek kucağıma yavaş yavaş ve mevsimler kapatacak üzerlerini, üst üste kar taneleri gibi buz tutacak bakışlarım, erimeyecek ve o şarkı daima benzer uygun tekrar tekrar yine “beni unutma diyecek içim burkulacak acıyacak canım ama acısın … acısın varsın … ve hani sana “beni unutma demiştim ya boşver … boşver … artık unut, gitsin … * birazdan koluma girecek birincil düş kırıklığımın hatırası birazdan ıhlamur çiçekleri son bir kere daha süsleyecek üvey kalpler sokağını ve yüreğimin suya anlattıkları tükenecek birazdan gülüşler kiralıktı, geri verilecek umutlarsa itimat ­­onlar devredilecek ve kollarımda son bulacak bir gecenin daha sabahleyin sancısı mehtap unutkan, uğramamış olacak yine pencereme uyku, gözlerime gücenecek yürek, sönecek kendi alevinde eriyen mum sevda, can verecek sessiz sedasız aşk, meğerse sonluymuş bitecek oysa bitsin bitsin … yaşanmayan her şey ölüme terk edilsin ve hani sana “beni unutma demiştim ya boşver … boşver artık unut, gitsin … birazdan hiç öpülmemiş bir çocuk çıkacak, göğüs kafesimin kapısından dışarı birazdan ağaçlar olur ya de birincil kez ağlayacaklar sarsıla sarsıla ve dallarında birer yara gibi sızlayacak, terk edilmiş, anlamsız, kuş yuvaları … Alıntı