Urfalı Nabi'nin şairler divanına kabulü

Gazelleriyle, kelamlarıyla şiirleriyle Divan edebiyatının önde gelen şairlerinden olan Urfalı Nabi'nin vefatının üzerinden asırlar geçmesine karşın daima hatırlanan biri oldu.

Nabi'nin yaşadığı olay ise onun ustalığından ileri gelmektedir. Urfalı Nabi, birgün Urfa'dan kalkıp İstanbul'a gelir. Maksadı ise şairlerin toplandığı, şiirlerin okunduğu meclise gitmek...

İstanbul'a geldiğinde mihmandarlık yapan insanlara ( rehberlik eden manasına gelir) kendisini büyük şairlerin olduğu yere götürmesini istedi. Mihmandar ise Nabi'nin kılık kyafetine, üstüne başına bakar ve küçümseyici bir tutumla onu süzer. Ne de olsa köylü... Sarayada oturmasını kalkmasını bilmez, nasıl konuşulmasını gerektiğini bilmez düşüncesi mihmandarda hakim olur..

Hırpani kılıklı bir adam

Mihmandar bir taraftan da köyden gelen hırpani kılıklı bu adama acır ve isteğini yerine getirir. Nabi'yi alıp büyük ustaların, şairlerin meclisine götürür. Burada Divan edebiyatının önde gelen değerli şairlerin bulunduğu büyük meclistir.

Herkes burada hünerlerini gösterir; beğenilenler ise hürmetle karşılanır. Nabi de hünerini göstermek isteyen şairlerden biri olduğu için pek heyecanlıdır ve bir an kendini kabul ettirmek istemektedir.

Mihmandar, Nabi'yi şairlerin üyük meclisine götürür ve durumu oradakilere anlatır. Mecliste bulunan şairler Nabi'yi süzdükten sonra odanın en aşağısında bir yer verirler. Bu aslında Nabi'yi küçüksemek ve aşağılamak içindir.



Kulpsuz fincanda kahve

Ama Nabi hiç oralı değildir; tek gayesi kelam meclisinin açılması ve herkesin hünerlerini göstermesidir. Kulpsuz bir fincanda Nabi'ye kahve ikram edilden sonra divana başkanlık eden şair bir mısra söyledikten sonra başkalarının de birebir kafiye ve redifle gerisini getirmesini ister. Arapça ve Farsça karışık olarak okunan şiirler ustalığın bir göstergesidir.



Saygıyı hak eden bir şair

Sıra Nabi'ye gelir...Kahveyi alıp içer ve divan liderinin okuduğu şiirle emsal kafiye ve redifle şiiri tamamlar. Divanda herkes şaşkınlık içindedir ve anlıyorlar ki; bu karşısındaki genç güzel bir şair ve artık saygıyı hak ediyor niyetine giriyorlar.