Uşak Tarihi, Geçmişten Günümüze Uşak uşak tarihi evleri yaşadığınız ilin ulusal mücadele yıllarına ait fotoğrafları ve o yıllarda yaşanmış olayları yaşadığımız ilin ulusal uğraş yıllarına ait yaşanmış olaylar yaşadığımız fotoğraflar yaşadığınız fotoğraflar ve o yıllarda olaylar yazı Geçmişten günümüze değin Uşak ilinin genel tarih yapısı hakkında bilgilerusaktarihigecmistengunumuzeusak5c52c5a9e2d0aalt Uşak ve çevresinin MÖ 4000 yılından itibaren yerleşime açıldığı anlaşılmaktadır Bilhassa bronz çağında yerleşimin daha yaygınlaştığı görülmektedir MÖ2000 de Anadolu'da ilk siyasi birliği kuran Hititlerin 1000 de ise Frizlerin batı sınırını yaratıcı Uşak ve çevresi bu kültürlerden ziyade İon Kültürünün etkisi altında kalmıştır MÖ 7 Yüzyılda Kral Gyges'in Lidya İmparatorluğunu ele geçirmesi ile topraklarının büyük kısmı Lidya'da kalan Uşak MÖ 620'de iyice Lidya'nın egemenliğine girmiştir Dünyada ilk olarak parayı basan ve kullanan, döneminin en zengin krallığı olan Lidya'nın hakimiyeti MÖ 546 yılına kadar devam etmektedir Bu vakit içerisinde Efes'ten başlayan kral yolu yapılmış ve yol Gediz (Hermos) nehrini peşine düşüp takip ederek Uşak ili sınırları içerisinde Güre köyü, UşakKeromonAgora kentlerine uğrayarak devam etmiştir MÖ 546'da Lidya'nın son kralı Kroisos ile Pers Kralı Kyros arasındaki savaşta Lidya'nın tarihten silinmesi sonucu alan İran'dan gelen Perslerin hakimiyetine girmiştir Pers egemenliği MÖ 334 yılına kadar devam etmiştir Bu tarihte Makedonya’ lı Büyük İskender' in Anadolu seferi sonucu alan bütün Anadolu gibi Büyük İskender’ in hakimiyetine girmiş, İskender' in ölümünden sonradan ise alan, Büyük İskender' in generallerinden Antigon' un payına verilmiştir daha sonra bir zaman Bergama krallığına bağlanan Uşak ve çevresi MÖ 189 yılında Roma Konsülü Montius' un himayesine, başka bir ifadeyle Roma hakimiyetine geçmiş, Kavimler Göçünden sonradan Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılması neticesinde Doğu Roma sınırları içinde kalan Uşak, MS 12, Yüzyıla dek Bizans hakimiyetinde kalmıştır 1071'den sonra yöre, ara sıra Selçuklular ile Bizanslılar arasında el değiştirmiş, 1176 yılında Selçuklu Sultanı II Kılıçarslan ile Bizans İmparatoru Manüel Komnenos arasında yapılan Miryakefalon (Kumdanlı) Savaşı sonucunda Selçuklulara geçmiştir Sultan IIKılıçarslan yeni bir fetih hareketine girişerek 1182'de Uluborlu, sonradan Kütahya civarını fethetti Uşak yöresinin de bu sefer sırasında Selçuklu hakimiyetine geçtiği muhakkaktır Çünkü; Selçuklu sınırları Denizli'ye dek yaklaşmıştı bu vesileyle Sultan ll Kılıçarslan 1185 tarihinde ülkeyi 11 oğlu arasında paylaştırdı Bu taksimat sonunda KütahyaUsakUluborlu bölgesi Gıyaseddin Keyhüsrev' e verildi Bu taksimattan sonradan kardeşler arasında egemenlik mücadelesi haşladı l Gıyaseddin Keyhüsrev 1192 tarihinde devletin başına geçmeyi başardıysa da öteki kardeşlerini bertaraf edemedi ve 1196 da II Süleyman Şah tarafından sürgüne gönderildi Kardeşler arasındaki bu taht mücadelesinden yararlanan Bizans KütahyaUşak civarını geri aldı Bizans Hakimiyeti 1233 tarihine değin sürdü B u tarihten itibaren Uşak civarı artık en ince ayrıntısına kadar Türk hakimiyetine geçti Uşak, Anadolu Selçukluları döneminde bu devletin bir anlamda hudut şehri olmuştu Sultan Alaaddin Kevkubad zamanında, Kütahya ve Uşak civarının kesinkes Türk hâkimiyetine girmesini takip eden yıllarda, bölgeye kesif bir Türkmen yerleşmesi olmuştur Bundan daha sonra Uşak ve çevresini Germiyanoğulları Beyliği' nin hakimiyetinde görüyoruz, XIII Yüzyılın birincil yarısında Anadolu Selçuklu Devleti'nin hizmetinde olarak Malatya taraflarında meskun yer alan Germiyan Asireti'nin, olasılıkla 1241'de Baba İshak isyanının bastırılmasından daha sonra II Gıyaseddin Keyhüsrev vaktinde ya da bir müddet sonradan KütahyaUşak bölgesine yerleştirildikleri anlaşılmaktadır Çünkü Pinti (Alaaddin Siyavuş) hadisesinde Germiyanlıların aktif bir rol oynamaları bu aşiretin Cimri hâdisesinin ortaya çıkısından (1277) önce Kütahya Uşak yöresine yerleştiklerini göstermektedir Bu hâdise sırasında Sahip Cet Oğulları emrinde görülen Germiyanlılar, bundan daha sonra bundan böyle Batı Anadolu'da en adaleli beylik haline gelmiştir Beylikler döneminde Germiyanoğulları’ na alt olan Uşak ve çevresi, 1391 de Yıldırım Bayezid' in Germiyanoğulları hakimiyetine son vermesi ile Osmanlılara dahil olmuş, Fetret Devrinde beylikler her tarafta canlanmış, 1429 yılında Germiyanoğulları’ nın son hükümdarı II Yakup Bey' in vasiyeti ile Osmanlı Devletine kalmıştır Uşak, Osmanlı hakimiyetine girdikten bir vakit daha sonra yapılan yönetimsel taksimata göre Anadolu Eyaletine bağlı Kütahya Sancağının bir kazasıdır Her ne dek Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivindeki 16yüzyıla ait 48 numaralı Kütahya Sancağı Tapu Tahrir Defterinde Uşak nahiye olarak geçmekte ise de Mustafa Çetin Varlık'ın 16Yüzyılda Kütahya Sancağı(1980) isimli kitabında, 1513 tarihinde Uşak Kütahya Sancağının kazaları arasında gösterilmektedir Uşak bu statüsünü 1530 tarihinde de muhafaza etmektedir 16yüzyılda detaylı şekilde veri bulabildiğimiz Uşak kazası hakkında daha sonraki yıllarda belgelere dayalı pozitif bir bilgiye rastlanmamaktadır 17yüzyıla ait bilgiler genelde seyahatnamelerde mevcuttur Bu yüzyılda yaşayan Katip Çelebi’nin (16051658) Cıhannümaadlı eserinde ; Uşak, Kütahya’dan doğuya bir merhale Murat Dağı yakınında, bir akarsu içinde kaleli bir kasaba, 150 adet köyü bulunan mamur bir kazadır Kasabası geniş bir ovanın doğusuna düşüp köyleri o ovada bulunmaktadır Seccade ve halısı meşhurdurdiye bahsedilmektedir Uşak hakkında benzer yüzyılda yazılı bir öteki kaynak da Evliya Çelebi'nin Seyahatnameadlı eseridir Bu eser Katip Çelebi'nin Cihannüma’sından daha sonraki yıllarda yazılmıştır Verilen bilgiler belirlenmiş olmamakla birlikle Katip Çelebi'nin anlattıklarını onay eder niteliktedir Seyahatname’ye kadar Uşak; Kütahya Sancağı dahilinde bulunan bir kaza olup, Gevher Sultan 'Has'sıdır Şehir, doğuda Banaz, kıble tarafında Honaz, güneyde Komar, batıda Kule, kuzeyde Gediz elde etmek üzere beş kapısı olan bir kale ile çevrilidir Eserde kalenin özellikleri detaylı bir şekilde anlatılmaktadır Buna tarafından; kalenin müstahkem olmadığı, beş arşın yükseklikte , şeklinin kare olduğu, Buğday Pazarı kapısında hendek bulunduğu ve 1598 tarihinde Uşak halkının Celali İsyanlarından dolayı bu kaleyi tuğla ve taşlarla tamir ettikleri anlatılmakladır Uşak Osmanlı yönetimi aşağıda l7 ve 18 yüzyıllarda münferit olaylar hariç uzun zaman barış içinde yaşamıştır 19 yüzyılda siyasa! açıdan sakin bir dönem geçiren Uşak canlı bir ticaret şehri haline gelmiştir Bilhassa halı ve kilimleri İzmir yoluyla İngiltere ve Fransa'ya değin ulaşmıştır AlaşehirAfyon Demiryolunun 1869 yılında tamamlanmasıyla İzmir Metropolü ile Uşak aralarında ulaşım kolaylaşmış ve ticari yaşam daha da canlanmıştır 19yüzyılın ikinci yarısındaki Uşak hakkında La Turquie d'Asieadlı eserinde bilgi veren Vital Cuinet, evlerin büyük çoğunluğunun pişmemiş tuğladan yapıldığını, 1890 da ise ayrıca daha sağlam ayrıca de daha zarif olan ahşap evlerin tercih edildiğini belirtmekledir İzmir'in işgalinden sonra Batı Anadolu’da Gediz ve Menderes vadilerinde ilerlemeyi planlayan Yunan kuvvetleri; 25 Mayısta Manisa'yı, 29 Mayısta ise Turgutlu'yu işgal etti Bu işgaller karşı Alaşehir'de Kuvayı Milliye teşkilatı kuruldu Akabinde Uşak'ta da kıpırdanmalar başladı İzmir'in işgali sırasında 17 Kolordudan ayrılarak Uşak'a gelen Selanikli Kaymakam Fuat Bey, Yüzbaşı Hakkı Bey, ve Sökeli Hilmi Bey burada gizli bir cemiyet kurdular Ödemiş'in 1 Haziranda istilaya uğraması üzerine Uşak'a gelen Alaşehir Mevkii Kumandanı Süleyman Sururi Bey'in Teşkilatı Mahsusa ile bir irtibatı vardı Sururi Bey'in etkisiyle bu cemiyetin adı Müdafaai Hukuk Heyeti Milliyesişeklinde değiştirilerek Karakol Cemiyeti ile bağlantısı sağlandı Kuvayı Milliyeye karşı olan kaymakam ve belediye reisinin bütün baskılarına rağmen Uşak'ta ulusal hareket sindirilemedi Dar cemiyetin çalışmaları neticesinde Salihli Cephesinden ayrılan bir bölük Eşme'den takviye alarak 17 Temmuz 1919 günü Uşak'a girdi ve şehre etken oldu Gerisinde Gediz ve Simav'da Kuvayı Milliye teşkilatı kurulduKuvayı Milliyecilerin Uşak'ta hakimiyeti ele geçirmesi, İstanbul ve İşgal kuvvetlerine Kuvayı Milliyeciler hrıstiyan nüfusa saldırdıbiçiminde aksetti Düşman kuvvetleri İstanbul Hükümetine zorlama yaparak Uşak'ta asayişin sağlanmasını istedi Hükümet, Afyonda bulunan l 500 karakter 23 Fırkayı Uşak'a yollamak istedi General Milne fırkanın Kuvayı Mılliye'ye katılabileceğin i düşünerek bunu kabul etmedi Eski bir ittihatçı olan İbrahim Tahlakılıc (Dalkılıç) kuytu bir cemiyet olan Müdafaaı Hukuk Heyetî Mılliyesicemiyetinin içinde yer almadı Hatta bu cemiyetin zarar vermesinden endişe duyarak 30 Temmuz 1919 da Reddi İlhakcemiyetini kurdu İbrahim Bey'in başkanı olduğu bu cemiyet milli kuvvetlerin halka hasar vermelerini önlediği gibi Uşak’ta Kuvayı Milliye hareketini yaygınlaştırdı İzmir'in işgalinin ardından Uşak'ta bu gelişmeler yaşanırken, tüm Batı Anadolu’yu kapsayacak bir üst kongre niteliğinde Alaşehir Kongresi1516 Ağustos tarihinde toplandı Kongreye; Balıkesir, ManisaAlaşehir, Sındırgı, Buldan, Gördes, Uşak, Ödemiş, Bozdağ, İnegöl, DenizliNazilli, Akhisar ve Ayvalık'tan temsilciler katıldı Kongrede Hacım Muhittin Çarıklı başkan, Uşak temsilcisi İbrahim Bey ise Başkan yardımcısı seçildiler II ve III Balıkesir kongrelerinin ardından Ekim Ayı içerisinde Uşak'ta bir kongre toplandığına dair bilgiler bulunmakla birlikte oldukça sınırlıdır Alaşehir Kongresinde kurulması kararlaştırılan Alaşehir Heyeti Merkeziyesi14 Eylül 1919’ da ilk toplantısını yaptı daha sonra, Heyeti Merkeziye Talimatnamesi’ nin 8 Maddesi olan Heyeti Merkeziye, karargahını kendisi için muafık göreceği semt nakil edebilirhükmüne istinaden merkezini Uşak'a nakletti Heyeti Merkeziye Uşak'ta birincil toplantısını İbrahim Bey'in başkanlığında gerçekleştirdi Sivas Kongresinde tüm cemiyetlerin Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti adı altında toplanması karan alınmasına karşın, Uşak'ta Heyet i Merkeziye Hareket i Milliye Reddi İlhak Cemiyeti Heyetii Merkeziyesiadını korudu Bu isimden daha önce Uşak'ta kurulan Reddi İlhak Cemiyeti ile Heyeti Merkeziyenin bütünleştiği anlaşılmaktadır Uşak Heyeti Merkeziyesinin görevi sadece cepheye asker göndermek değildi Cephe arkasından de ihtiyaçları onarmak için büyük gayretler sarf ediyordu Sivas Kongresinin toplanmasından sonra Yunan kuvvetlerinin harekete geçmesiyle İzmit, Eskişehir ve Konya livaları en alıngan bölgeler haline geldi İstanbul Hükümeti bu bölgelerde Kuvayı Milliye teşkilatının kurulmasını önlemeye calıştı Heyeti Temsiliye ise İstanbul Hükümetini istifaya zorlayarak bu bölgelerde gücünü arttırmak istiyordu Bu karmaşa içinde Garbi Anadolu Umum Kuvayı Milliye Kumandanlığına Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, Eskişehir Mıntıka Kumandanlığına Atıf Bey, 23 Fırka Kumandanlığına Ömer Lütfi Bey getirildiler Harbiye Nazırı Mersinli Cemal Paşa, Batı Cephesinde yaptığı yeni düzenleme ile 23 Fırkayı Konya'da bulunan 12 Kolorduya bağladı Heyeti Temsiliye yaptığı çalışmalar neticesinde 23 Fırkayı kendi denetimi altına aldı 23 Fırkanın 68 Alayı bir taburu beceriksiz olarak Uşak'a yerleşti 8 Ocak 1920 tarihinde 23 Fırkanın kumandanlığına Aşir Bey görev edildi Fırkanın içinde milis tümeni de vardı İbrahim Bey'in isteğiyle sabit olan Uşak Hamle Taburu Ocak 1920 tarihinde milis tümeninin içinde yer aldı Yunanlılar tabanca zoruyla Sevr Antlaşmasını Osmanlı Devletine kabul ettirebilmek için 22 Haziran 1920 tarihinde taarruza başladılar Yunan kuvvetlerinin bir kolu Bursa tarafına, bir kolu da İzmir'in doğusuna doğru harekete geçti 29 Ağustosta Uşak'ı işgal etti Yunanlılar Uşak'a girdikleri süre eşraftan ve köylülerden öyle çoğunun evlerini yağmaladılar Ayrıca işgal sırasında Yunan askerleri böylece fazla kişiyi öldürdü Bu katliamda ne kabahat tespiti yapıldı ne de mahkeme kararı alındı Yunanlılar işgalden sonradan şehre yerleşmek için bir takım evlere el koydular Uşak'ta yerli halkı benimsenmek gayesiyle nüfuzlu kişileri, Atina ve Yunan adalarındaki esir kamplarına sürdüler Sürgüne gönderilen 300 kadar vatandaşımız 1012 ay sürgünde kaldılar Bunlar Kuvayı Milliyeye katıldıklarından dolayı sudan bahanelerle suçlandılar 29 Ağustos 1920 de işgal edilen Uşak, iki sene iki gün süren Yunan işgalinden 1 Eylül 1922 günü kurtuldu id Milli mücadele yıllarında Uşak, bedensel ve manevi bakımdan zarara uğramasına karşın, Cumhuriyet Türkiyesi’nde ilk girişimlerle sanayi hamlesini başlatmıştır Osmanlı devrinde Hüdavendigar Vilayetinin Kütahya Sancağına bağlı bir kaza olan Uşak, 20 Nisan 1924 tarihli 491 Sayılı Teşkilati Esasiye Kanunu ile yapılan yönetimle ilgili düzenlemede yine Kütahya Vilayetinin bir kazası olarak kaldı Türkiye Cumhuriyetinin yeni idari yapısı içinde Banaz, Sivaslı, Karahallı ve Ulubey Nahiyeleri, Uşak Kazasına bağlandı 9 Temmuz l 953 tarih ve 6129 Sayılı kanunla vilayet haline getirilen Uşak'a Manisa ilinden Eşme ilçesi bağlandı Nahiyeler ilçe statüsüne getirildi