Usta oyuncu Cüneyt Arkın, özel yaşamı ve hayata bakış açısıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Gençleri kendi kültürüne sahip çıkma konusunda teşvik eden Arkın, "Tarih bilinci olan insan Amerikan tıraşı yaptırmaz, küpe takmaz. Müziğini dinlese bile, o kültüre hayranlık duymaz" şeklinde konuştu.
Yeşilçamın efsanevi isimlerinden Cüneyt Arkın, Sabah Gazetesi'ne verdiği röportajda günümüzdeki gençlere altın değerinde tavsiyelerde bulundu. Yıllardır Türk sinemasının en değerli oyuncularından biri olarak görülen Arkın, oyunculuk kariyerini ele alarak şu ifadeleri kullandı:
"Benim dönemimde çektiğim filmler de çok popülerdi. Malkoçoğlu, Kara Murat, Battal Gazi… Kara Murat'ı seyirciye yetiştiremezdik. Tarihi dizilerin çekilmesi her anlamda olumludur. Çünkü bizim tarih bilincimize dokunuyor. Biz gençlerimize tarih bilincini aşılayamadık, veremedik. Tarih bilinci olan bir genç kendini bilir. Amerikan tıraşı olmaz, Amerikan küpeleri takmaz. Müziğini dinlersin ama onun hayranı olmazsın. Tarih bilinci olan genç, Türk Müslüman bilincini değiştirdiği için öyle yaşar. Çok olumlu bakıyorum."
"TÜRK HALKI KENDİSİNE KÖTÜ DAVRANANI REDDEDER"
83 yaşındaki usta oyuncu, günümüzde insanların şöhreti yakalaması hakkında ise "İnsanlar bir dönem şöhret olmak için Survivor'a gitti. Türk halkı aslında garip bir halk. Büyükşehirlerde çok çabuk kişiliğini, geleneğini, o yaşama biçimini kaybediyor. Çok hızlı yaşıyor. Çok çabuk aşık olup çok çabuk ayrılıyor. Bütün değerlerin altüst olduğu şaşkınlık veren bazı insanlar çıkıyor sosyal medyada. Bunu meslek edinen kadınlar gördüm. Saçıyla, kıyafetiyle dikkat çekiyorlar. Ama Türk halkının bir özelliği vardır. Kendisine kötü davrananı reddeder, ilgisini keser. Yenisi gelince hemen ona güvenir." şeklinde konuştu.
"İNSANLAR ANDROİD OLDU"
Görselliğin dikkat çektiği bu dönemde insanların giderek android olduğunu vurgulayan usta oyuncu, "Şimdi erkekler kaşlarıyla bile oynuyor. Hayret ediyorum. Bu bir ambalaj, kutunun içinde bir şey yok, değer yok. Giderek insanlar android oldu. Yarı insan, yarı robot oldu. Teknoloji insanları o hâle getirdi. Hiçbir şey özde değerli değilse, bir anlam taşımıyorsa, yüreklere dokunmuyorsa var olamaz. Birtakım şöhretler çıkıyor. O kadar çok sanatçı var ki. Kalıcılığı yakalamak istiyorsan halkla beraber olacaksın. Mesela şarkıcılar var. Onlara diyorum ki "Çıkın Anadolu'ya karış karış gezin." Ben türküleri topladım. Öyle içerikler vardı ki. Mesela "Bana bir mendil işle, gönder. İşlediği zaman eli değiyor. İçine elma koy, birini dişle, gönder. Elmaya dudağı değiyor yârin." Yahu biz ham çökelekte iki sene göbek attık. Kemal Tahir der ki; "Bir halkın türkülerini bana dinlet, ben o halkın ne olduğunu söylerim." Şarkıcılar halkla yatacak, dertleşecek, konuşacak, türkülerini dinleyecek. Bir köy hayatını iki gün yaşasalar hayata bakışları değişir." dedi.