iltasyazilim
FD Üye
Uyvar Kalesi'nin Fethi (24 Eylül 1663)
Osmanlı tarihinde 17 asır; devlet müesseselerinde, içtimaî sahada ve hesaplı alanda ortaya meydana çıkan sıkıntılarla uğraş dönemi olarak bilinir Ama bu yüzyılın bir takım yılları, devletin şevket dönemi 16 yüzyılı hatırlatır Köprülüler devri, bu parlak dönemlerdendir Girit savaşlarının devam ettiği, Osmanlı donanmasının Çanakkale Boğazı'nın dışına çıkamayacak kadar etkisiz olduğu, içtimaî ve iktisadî karışıklıkların yaşandığı bir zamanda Köprülü Mehmed Paşa, 1656 yılında sadrazamlık görevine getirilmiş ve onun aldığı tedbirlerle olumsuz vaziyet aksine çevrilmiştir Köprülü Mehmed Paşa kendinden sonradan yerine oğlu Fazıl Ahmed Paşa'nın getirilmesini istek etmiş, bu istek Sultan 4 Mehmed tarafından kabul edilmiştir 1661 yılında göreve getirilen yeni sadrazam, devlet işlerini babasının bıraktığı yerden devralmış, fütuhatlar kaldığı yerden devam etmiştir
Uyvar, bugün Slovakya'da bulunan Novy Zamke şehrinin kalesidir Budapeşte'ye 80, Viyana'ya ise 110 km mesafede bulunan kale, Orta Avrupa'nın kapısı sayılabilecek bir konumdadır 16 yüzyılda Osmanlı fetihleri bölgeye değin ulaşınca Avusturya, Kanunî Sultan Süleyman'ın ilerleyişini engelleyebilmek için civarda çoğu kale yaptırmıştır Bu kalelerin en muhkemi ve fethi en zorlama olanı Uyvar Kalesi idi Osmanlı göre altı kez muhasara edilen kalenin alınamaması, müdafilerini cesaretlendirmiş, Avrupa'da kalenin şöhretini artırmıştı Fazıl Ahmed Paşa'nın sadaretinin ikinci yılında bölgedeki Erdel, Eflak ve Boğdan krallıklarının Avusturya'nın kışkırtmasıyla isyan etmeleri üzerine, öteki meseleler geri plâna atılarak bu problemle ilgilenilmiş; müzakerelerde Avusturya İmparatorluğu'nun işgal ettiği yerlerden çekilmesi, yeni yaptırdığı Kanije yakınlarındaki Serinwar Kalesi'nin yıkılması ve Kanunî döneminde olduğu gibi Osmanlı'ya yıllık 30000 altın ödenti ödemesi teklifleri reddedildiğinden sefere karar verilmiştir Kırım kuvvetleriyle desteklenen yüz bin kişiden pozitif Osmanlı askeri, Belgrad üzerinden bölgeye gelmiştir Kalenin teslim edilmesi taleplerine negatif yanıt verildiğinden muhasara başlamış ve şiddetli bir şekilde devam etmiştir Osmanlı askerinin gayreti, sadrazamın cesaret ve zekâveti bir uçtan bir uca muhasaranın otuz sekizinci günü kale teslim olmuştur
Yapılan anlaşmanın şartlarına binaen, kaledekilerin tehlikesiz şekilde kaleden çıkmalarına müsaade edilmiş, ağırlıklarını taşımaları için arabalar atama edilmiştir Davul ve trompet çalarak kaleden çıkma talepleri veziriazam kadar yadırganmış; Utanmazlarsa böylece yapsınlardenilerek buna da izin verilmiştir Bu dek zinde ve muhkem bir kalenin fethi Avrupa'da büyük yankılar meydana getirmiştir Unutulmaya yüz tutan Osmanlı'nın şöhret ve şevketi baştan hatırlanmış, muhasara sırasında askerin gösterdiği kahramanlıklar dillere destan olmuştur Osmanlı'yla konu ile ilgili Avrupa'da en fazla yayım, Uyvar'ın fethi vesilesiyle yapılmıştır Uyvar önündeki Türk gibideyimi Avrupalıların diline pelesenk olmuştur
Büyük fedakârlıklarla fethedilen Uyvar Kalesi ve onun etrafındaki alan, Uyvar Eyâleti olarak idarî taksimatta yerini almıştır Kale; Osmanlı'nın elinde ama yirmi iki sene kalmış, ikinci Viyana Bozgunu ardından, 1685 yılında, Avusturya orduları göre yeniden ele geçirilmiştir
*
Osmanlı tarihinde 17 asır; devlet müesseselerinde, içtimaî sahada ve hesaplı alanda ortaya meydana çıkan sıkıntılarla uğraş dönemi olarak bilinir Ama bu yüzyılın bir takım yılları, devletin şevket dönemi 16 yüzyılı hatırlatır Köprülüler devri, bu parlak dönemlerdendir Girit savaşlarının devam ettiği, Osmanlı donanmasının Çanakkale Boğazı'nın dışına çıkamayacak kadar etkisiz olduğu, içtimaî ve iktisadî karışıklıkların yaşandığı bir zamanda Köprülü Mehmed Paşa, 1656 yılında sadrazamlık görevine getirilmiş ve onun aldığı tedbirlerle olumsuz vaziyet aksine çevrilmiştir Köprülü Mehmed Paşa kendinden sonradan yerine oğlu Fazıl Ahmed Paşa'nın getirilmesini istek etmiş, bu istek Sultan 4 Mehmed tarafından kabul edilmiştir 1661 yılında göreve getirilen yeni sadrazam, devlet işlerini babasının bıraktığı yerden devralmış, fütuhatlar kaldığı yerden devam etmiştir
Uyvar, bugün Slovakya'da bulunan Novy Zamke şehrinin kalesidir Budapeşte'ye 80, Viyana'ya ise 110 km mesafede bulunan kale, Orta Avrupa'nın kapısı sayılabilecek bir konumdadır 16 yüzyılda Osmanlı fetihleri bölgeye değin ulaşınca Avusturya, Kanunî Sultan Süleyman'ın ilerleyişini engelleyebilmek için civarda çoğu kale yaptırmıştır Bu kalelerin en muhkemi ve fethi en zorlama olanı Uyvar Kalesi idi Osmanlı göre altı kez muhasara edilen kalenin alınamaması, müdafilerini cesaretlendirmiş, Avrupa'da kalenin şöhretini artırmıştı Fazıl Ahmed Paşa'nın sadaretinin ikinci yılında bölgedeki Erdel, Eflak ve Boğdan krallıklarının Avusturya'nın kışkırtmasıyla isyan etmeleri üzerine, öteki meseleler geri plâna atılarak bu problemle ilgilenilmiş; müzakerelerde Avusturya İmparatorluğu'nun işgal ettiği yerlerden çekilmesi, yeni yaptırdığı Kanije yakınlarındaki Serinwar Kalesi'nin yıkılması ve Kanunî döneminde olduğu gibi Osmanlı'ya yıllık 30000 altın ödenti ödemesi teklifleri reddedildiğinden sefere karar verilmiştir Kırım kuvvetleriyle desteklenen yüz bin kişiden pozitif Osmanlı askeri, Belgrad üzerinden bölgeye gelmiştir Kalenin teslim edilmesi taleplerine negatif yanıt verildiğinden muhasara başlamış ve şiddetli bir şekilde devam etmiştir Osmanlı askerinin gayreti, sadrazamın cesaret ve zekâveti bir uçtan bir uca muhasaranın otuz sekizinci günü kale teslim olmuştur
Yapılan anlaşmanın şartlarına binaen, kaledekilerin tehlikesiz şekilde kaleden çıkmalarına müsaade edilmiş, ağırlıklarını taşımaları için arabalar atama edilmiştir Davul ve trompet çalarak kaleden çıkma talepleri veziriazam kadar yadırganmış; Utanmazlarsa böylece yapsınlardenilerek buna da izin verilmiştir Bu dek zinde ve muhkem bir kalenin fethi Avrupa'da büyük yankılar meydana getirmiştir Unutulmaya yüz tutan Osmanlı'nın şöhret ve şevketi baştan hatırlanmış, muhasara sırasında askerin gösterdiği kahramanlıklar dillere destan olmuştur Osmanlı'yla konu ile ilgili Avrupa'da en fazla yayım, Uyvar'ın fethi vesilesiyle yapılmıştır Uyvar önündeki Türk gibideyimi Avrupalıların diline pelesenk olmuştur
Büyük fedakârlıklarla fethedilen Uyvar Kalesi ve onun etrafındaki alan, Uyvar Eyâleti olarak idarî taksimatta yerini almıştır Kale; Osmanlı'nın elinde ama yirmi iki sene kalmış, ikinci Viyana Bozgunu ardından, 1685 yılında, Avusturya orduları göre yeniden ele geçirilmiştir
*