Uzayda ölürsek vücudumuza ne olur? Aslında birçok insan bu sorunun cevabını düşünüyor. Çünkü uzay seyahati ve hatta uzayda bir süre konaklamak gittikçe daha kolay hale geliyor. Örneğin, Blue Origin, SpaceX ve Virgin Galactic şirketleri bu sene uzay turizmi amacıyla ilk uçuşlarını yaptı.
Uzaya ‘turizm‘ amacıyla giden milyarderlerin, ultra zenginlerin ve William Shatner gibi oyuncuların ardından uzaya gitme hayalleri artık daha da yakın olmaya başladı. Zira bu sene şirketlerin art arda yaptığı uçuşlar elbette son olmayacak. Elon Musk ve Jeff Bezos gibi milyarderler uzay turizmini daha düşük maliyetlere indirmek istediklerini söylüyor.
Dünyada öldüğümüzde vücudumuza ne oluyor?
Turizm amaçlı uzay yolculuğu artık mümkün hale geldiğinden ilerleyen yıllarda tatil için başka gezegenlere seyahat ettiğimiz dönemlere de ulaşabiliriz. Hatta belki de başka bir gezegende yaşama olasılığımız bile olabilir. İşte bu gelişmelerle birlikte uzayda yaşamın ve ölümün nasıl olacağını da düşünmeye başlıyoruz…
Daha sonra vücut soğur (algor mortis) ve kas liflerinde kontrolsüz kalsiyum birikmesi nedeniyle kaslar sertleşir (rigor mortis). Ardından enzimler hücre duvarlarını parçalar. Bununla birlikte, bağırsaklarımızdaki bakteriler tüm vücuda yayılarak yumuşak dokulara hasar verir. Vücut şişmeye ve ilerleyen saatlerde çürümeye ve kokmaya başlar.
Bu ayrışma süreçleri bedenimizin içsel süreci iken sıcaklık, diğer canlıların varlığı, cesedin gömülmesi, yanması veya mumyalanması gibi faktörler ayrışma sürecini etkiler.
Uzayda ölürsek vücudumuz hangi süreçlerden geçecek?
Şimdi, gelelim uzayda ölüme… Yukarıda sırasıyla belirttiğimiz süreçlerden hangileri diğer gezegenlerde meydana gelebilir? Diğer gezegenlerdeki farklı yer çekimi kesinlikle livor mortis aşamasını etkileyecektir. Vücudumuz uzayda yüzerken yer çekiminin olmaması kanın birikmeyeceği anlamına geliyor.
Bununla birlikte, uzayda ölürsek bağırsaktaki bakteriler yine de yumuşak dokularımıza hasar verir. Bu da çürümeye, kokmaya ve salınan gazın vücudu şişirmesine neden oluyor. Ancak bu bakterilerin düzgün çalışması için oksijene ihtiyacı olduğundan sınırlı hava kaynakları süreci önemli ölçüde yavaşlatır.
Dünya dışı koşullardaki ayrışma, iskelet gibi dış faktörleri de etkiliyor. Canlı olduğumuzda kemik, hem kan damarları ve kolajen gibi organik maddelerden hem de kristal yapıda inorganik maddelerden oluşan canlı bir maddedir. Normalde, organik bileşen ayrışır. Örneğin, müzelerde gördüğümüz iskeletler genelde inorganik kalıntılar. Ancak diğer gezegenlerdeki yüksek asidik topraklarda bunun tersi olabilir. Yani inorganik bileşen sadece yumuşak dokuları bırakarak yok olabilir.
Uzayda ölüm sonrası çevresel etkenler
Yeryüzünde insan kalıntılarının ayrışması ekosistemin parçasını oluşturur. Mesela, böcekler, mikroplar ve hatta bitkiler gibi canlı organizmalar tarafından geri dönüştürülür. Bu, dünyamızın dengeli bir sistemini gösteriyor. Ancak uzayda ölürsek durum değişecektir.
Ayrıca sıcaklık da ayrışmada önemli bir faktör. Örneğin, Ay‘dasıcaklık 120°C ile -170°C arasında değişiyor. Bu nedenle, cisimler değişim ya da donma ihtimaliyle karşı karşıya. İçeriğin sonuna gelirken, muhtemelen Dünya koşullarındaki kadar fazla etken olmadığı için buraya kıyasla bedenlerimiz daha uzun süre korunacaktır. Ancak Dünya’dan farklı olarak diğer gezegenlerde güneş ışığı cildimizde ciddi hasarlara yol açacaktır.
Bedenlerimiz, uzaydaki “uzaylılar” haline dönüşebilir. Ayrıca bir gün diğer gezegenlerde üs kurarsak cenaze yöntemleri bulmamız gerekebilir. Bu arada, bu konuda farklı görüşlerin olduğunu da belirtelim. Süreci elbette uzay giysisi, bedenin bulunduğu gezegen ya da konum etkileyecektir.
Bu konu hakkındaki yorumlarınızı bekliyoruz…