Uzman Öğretmen ve Başöğretmen Ünvanı Ne Getirir ?

Uzman Öğretmen ve Başöğretmen Unvanı Ne Getirir ? 

Şubat ayında maddeleşen Öğretmenlik Meslek Kanunu kapsamında, öğretmenler imtihana alınarak “Uzman öğretmen ve Başöğretmen” unvanı verilecek. Bu unvanları alan öğretmenlerin maaşlarında artış yapılacak. Bugün eğitim kamuoyunu ilgilendiren en değerli husus bu. 

Bu uygulamaya Eğitim Bir Sen dışındaki sendikalar karşı olduklarını açıkladılar. Hatta birtakım sendikalar alanlara çıkarak seslerini duyurmaya çalışacaklar. 

Bu uygulama birinci sefer 2004 yılında çıkarılan yasa ile yapıldı. O vakit 90 binden fazla “Uzman öğretmen”, 300’den fazla “Başöğretmen” unvanı verildi. Pekala bu uygulama eğitimde ne yarar sağladı? Eşit işe eşit fiyat unsuru çiğnenerek, tıpkı sınıfa girip, birebir işi yapıp, tıpkı fiyatı alması gereken iki öğretmenden birine, fazla fiyat ödemekten öteki neye yaradı onca ayrıcalıklı öğretmen? Bugün imtihana başvuran öğretmenler unvan alarak daha verimli eğitimci olacaklarına inanıyorlar mı? Hayır. Bu eğitim görüntülerinde bizlere uzman olmamızı sağlayacak yeni bir bilgi de verilmiyor. Yapılacak imtihana birebir okulda vazife yapan iki sınıf öğretmeninin girdiğini varsayalım. Misyonda 10 yılını tamamlayan öğretmen imtihanı kazandı uzman oldu. Vazifede 19 yılını tamamlayan öğretmen imtihanı kazanamadı. İmtihanı kazanamayan öğretmen rencide olmayacak mı? Uzman olan öğretmenin okutacağı sınıftaki öğrencilerin avantajı ne olacak? Bunu sayın bakanımız bize açıklayabilir mi? Öğretmenin başarısı yetiştirdiği öğrencileridir. Öğretmenin muvaffakiyetini imtihanla ölçemezsiniz. Öğretmenler bu imtihan ile alacakları uzmanlığın, başöğretmenliğin mesleksel açıdan kendilerine bir kazanım sağlamayacağının şuurunda. İnanın öğretmenler bu imtihana yalnızca fiyat artışı için gireceklerdir. Zira öğretmen konut kirasını ödeyemez, çocuğunun okul masraflarını karşılayamaz duruma geldi. Sayın Ulusal Eğitim Bakanı, bir ay sonra öğretmenlere “eğitim öğretime hazırlık ödeneği” vereceksiniz. 1.400 lira. Bugün bir markette yapacağımız alışverişe bile yetmez. Bu ödenek 2002 yılında bir öğretmen maaşının yaklaşık %30’una denk geliyordu. 

KPSS Soruları Çalındıysa…

Bir de itimat sorunu var. ÖSYM’nin yaptığı KPPS imtihanında bile sorular çalındıysa, bu imtihanda da tıpkı şeyin olmayacağına nasıl inanacağız. 

“Bu imtihan ile öğretmenlerin yeterliliğini ölçeceğiz” diyen sayın bakan, geçen yılın sonunda biz öğretmenlere muvaffakiyet evrakı dağıttınız. O dokümanları hangi kriterlere nazaran dağıttınız? Pekala bu imtihanda başarılı olamayan öğretmenlerin dokümanlarını iptal etmeyi düşünüyor musunuz?

Sınav ile ilgili sesini çıkarmayan Eğitim Bir Sen. Yetkili sendikasınız. “Sorular kolay olacak” diye öğretmenlerin prestiji zedelenirken, öğretmenler küçük düşürülürken neredesiniz? Öğretmenlere menfaat vadederek üye yapıyorsunuz. Onların meselelerine tahlil bulmak için neden uğraş etmiyorsunuz. Ediyorsanız bu denli öğretmen bugün “Sınava hayır!” derken, siz neredesiniz? 

Öğretmenler Alanlara Mı Çıkılacak ? İş Bırakma Mı Olacak ?

Sınava hayır diyen sendikalara: İmtihana hayır diyen çok öğretmen bir ortaya gelmişken (tabanda birliktelik sağlanmışken), siz de bir ortaya gelip, ortak bir aksiyon kararı neden almıyorsunuz? Bugün biriniz, yarın ötekiniz, alanlara çıkarak sesimizi duyuramazsınız. Zati artık okullar tatil. Bence yapılması gereken şu: Sendikalardan biri,  öbür sendikalara yazılı davette bulunarak toplantıya davet etmeli. Gelen gelir. Gelmeyen sendikalar da üyeleri nezdinde sorgulanır. Bu toplantıda, maddelerin bize verdiği haklarımızı kullanarak (okullar açıldıktan sonra) “en tesirli protesto hareketi ne olur?” sorusu sorgulanır. Ortak bir karar alınır. Kokart mı takılacak? İşyerlerinde ortak açıklama mı yapılacak?  Alanlara mı çıkılacak? İş bırakma mı olacak? Bu tıp hareketler birlikte yapılırsa, sesimizi lakin o denli duyurabiliriz. 

      Salih TOPUK  – Eğitim İş Sendikası  Kemalpaşa Temsilciliği Başkanı