Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Uzmanlar Değerlendirdi: Türkiye Büyükelçileri Sınır Dışı Eder mi? Ederse Ne Olur?

Uzmanlar Değerlendirdi: Türkiye Büyükelçileri Sınır Dışı Eder mi? Ederse Ne Olur?

bilgisayarci

FD Üye
Katılım
Ocak 9, 2022
Mesajlar
38,141
Etkileşim
1
Puan
38
Yaş
96
F-D Coin
63
s-49b1147be742f126ad213bcbde87bba06258ee36.jpg


Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün 10 ülkenin büyükelçileri ile ilgili sözleriyle yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Erdoğan, büyükelçilerin 'istenmeyen kişi' ilan edilmesi için talimat verdiğini açıkladı. Peki bu hamle Türkiye'ye ne kazandıracak, ne kaybettirecek? Diplomatlar ve uzmanlar değerlendirdi.




Toplu açılış töreni için bugün Eskişehir'de bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4 yıldır casusluk suçlamasıyla tutuklu olan iş insanı Osman Kavala ile ilgili şunları söyledi: 

'Yatıyorlar, kalkıyorlar, Kavala, Kavala… Kavala dediğin, Soros'un Türkiye şubesi. 10 tane büyükelçi onun için Dışişleri Bakanlığı'na geliyor. Bu ne terbiyesizliktir ya? Siz burayı ne zannediyorsunuz ya? Burası Türkiye, Türkiye. Burası öyle zannettiğiniz gibi bir kabile devleti değil. Burası anlı şanlı Türkiye. Burada kalkıp da Dışişleri Bakanlığı'na gelip talimat verme gibi bir yola giremezsiniz.'

Erdoğan, bu büyükelçilerin 'istenmeyen kişi' ilan edilmeleri için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na talimat verdiğini söyledi:

'Gerekli talimatı ben de Dışişleri Bakanımıza verdim. Ne yapması gerektiğini söyledim. 'Bu 10 tane büyükelçinin bir an önce istenmeyen adam ilan edilmelerini hemen halledeceksiniz' dedim. Bunlar Türkiye'yi tanıyacaklar. Türkiye'yi bilmedikleri, anlamadıkları gün burayı terk edecekler.'

"Ben yaptım oldu derseniz yapılır"




Konuya ilişkin VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan AKP’nin kurucu isimlerinden, AKP hükümetindeki ilk Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Erdoğan’ın talimatını uygulatabileceğini ancak bundan Türkiye’nin zarar gereceğini söyledi.

Yakış, “Ben yaptım oldu derseniz yapılır. Diplomatik geleneklerimizde emsali görülmemiş bir durum olacaktır. Diplomatlar ile ilgili ‘persona non grata’ ilan ettiğinizde sözkonusu ülkelerle diplomatik ilişkilerinizi ciddi bir çıkmaza sürüklemiş olursunuz. Bu uygulama diplomatik ilişkilerde, geçmişi itibariyle savaş ilan edilmesinden bir öncesindeki adım olarak yorumlanmaktadır. Söz konusu diplomatlarca böylesi bir ortak açıklama yapmaları gerekir mi gerekmez mi meselesinden bağımsız olarak değerlendirme yapmalıyız. Çünkü Türkiye bu diplomatlar hakkında böyle bir karar alırsa her ülke kendi karşı hamlesini yapacaktır. Türkiye bundan zarar görecektir” dedi.

Emekli Büyükelçi Yakış, Türkiye’nin haksız olduğuna inandığı açıklamaya karşı diplomatik tavır alabileceğini ancak diplomatik ilişkileri tümüyle tartışmalı, sıkıntılı hale getirecek bir adıma ihtiyaç olmadığını düşündüğünü kaydetti.

Yakış, “Diplomaside söz konusu ülkeler de bizim diplomatlarımızla ilgili mütekabiliyet esasına bağlı şekilde aynı kararı alabilir. Ama almayabilir de. Tamamiyle bu ülkelerce nasıl bir karşı hamle yapılmasına karar verileceğiyle ilgili olacaktır neler olabileceği” açıklamasında bulundu.

“Lüksemburg’daki kararlar paralelinde Türkiye’ye karşı bir dizi önlem hali hazırda Avrupa Birliği’nin gündemindeydi” anımsatması yapan Yakış, eğer Türkiye böylesi bir adım atarsa Avrupa Birliği’nin tutumunu sertleştirebileceğini işaret etti.

Roma’da 30-31 Ekim’de gerçekleştirilmesi planlanan G-20 toplantısında Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmeyi öngördüğünü de kaydeden Yakış, “Bu yapılma olasılığı gündemde olan görüşme de tehlikeye girecek. ABD Kongresi’nin her iki kanadında F-35 askeri uçak projesinden Türkiye’den çıkartılması sonrasında zaten var olan Türkiye karşıtlığını pekiştirebilecektir. Dolayısıyla Türkiye, F-16 askeri uçak modernizasyonu gibi taleplerine olumlu yanıt alamayacaktır. Öncesinde böyle bir adım atılması, Erdoğan’ın Biden ile ilişkilerini olumsuz etkileyecektir” diye konuştu.

"Türkiye’nin batı dünyasında izolasyonu artacak"



Avrupa Konseyi başta olmak üzere Türkiye’yi Avrupa nezdinde temsil etmiş deneyimli diplomatlardan emekli Büyükelçi Oğuz Demiralp de, “Sonuçları iyi olmayacaktır. Persona non grata ilan ettiğinizde o ülkeler de karşılık da verirse Türkiye’nin uluslararası platformlardaki tüm diplomatik temaslarını olumsuz etkileyecektir” dedi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Demiralp, “Elçiler hakkında persona non grata ilanı yapılan ortak açıklamaya karşı bir anlamda orantısız tepki gösterilmesi de olacaktır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve o çerçevedeki AİHM’in kararına uyulmaması, Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliği boyutunda tartıştırmaktadır. Avrupa Konseyi’nde zaten Kasım ayında Türkiye'yle ilgili görüşme yapılacaktır. Eğer Konsey’in, Türkiye’ye anlayışlı tutum alma ihtimali varsa da o ihtimal çok ciddi azalacaktır. Türkiye’nin Batı dünyasında izolasyonu arttıracaktır. Bu on devlet, Batı dünyasını temsil etmek noktasında devletler” diye konuştu

"Trump ve Merkel'e olumlu cevap verildi"



Independent Türkçe'ye konuşan Eski Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel ise 'Erdoğan'ın çıkışıyla 10 büyükelçi ülkelerine gönderilir mi? sorusunun cevabını bilen tek kişinin yine Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu söyledi. 

Erdoğan'ın, uygulanması halinde sonuçlarının çok ağır olacağı laflar ettiğini ama arkasını getirmediğini ifade eden Prof. Dr. Gürel, 'Dolayısıyla ne yapacağı belli olmaz. Ama asıl önemli olan bu büyükelçilere Türkiye'nin içişlerine böyle karışma cesareti verilmiş olmasıdır' dedi.

Büyükelçilerin yaptıklarını doğru bulmadığının altını çizen Gürel, 'Donald Trump ve Angela Merkel'in de yaptıkları doğru değildi. Ama onlara olumlu cevap verildi. Dolayısıyla büyükelçiler bu cesareti herhalde oradan almışlardır' diye konuştu.

'İşin şöyle bir boyutu var' diyen Gürel, şunları kaydetti: 

'Doğrusu, Türkiye'nin anlaşmalarla yetkisini tanıdığı uluslararası mahkemelerin, yargının kararlarına uymasıdır. Anayasamız bunu gerekli kılar ama bunu büyükelçilerin bize hatırlatması doğrusu hiç yakışık kalmaz. Bunu kendi anayasamıza göre kendimizin değerlendirmesi gerekirdi.'

"Cumhurbaşkanı tarafından söylenmesi çok vahim"



Eski Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır ise dışişlerinin belli bir usul ve adabının olduğunu anımsattı.

Bu usul ve adabın dışına çıkılması durumunda fevkalade olumsuz sonuçların yaşanabileceğini aktaran Yalçınbayır, 'Uluslararası hukuk ve Avrupa Konseyi'nin bir parçasıyız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararını tanıyan bir ülkeyiz ve vatandaşımıza da iç hukukta hak arama bittikten sonra AİHM'e başvuru hakkını da tanımış. Bu kadar bağlayıcı kural ve etik değerler varken, aksine davranmamız fevkalade yanlıştır' ifadelerini kullandı. 

Erdoğan'ın çıkışının popülist tutum olduğunu söyleyen Yalçınbayır, bunun Cumhurbaşkanı tarafından söylenmesinin daha da vahim olduğunu belirterek şu değerlendirmede bulundu:

'Onun için bu sözü söylenmemiş sayacaklardır. Söylenmemiş sayılmak da fevkalade olumsuz neticeler doğurur. Onun için ben bu sözün söylenmemiş olduğunu düşünüyorum. Bu sözü Türkiye'de hiç kimse söylememelidir. Söylüyorsanız eğer o zaman AİHM kararlarını kabul etmeyeceğinizi, Avrupa Konseyi'nden çıkacağınızı ilan edin… Bunlar restleşmek değil, bunlar popülist tutum ve davranışlardır. Dünya ile entegre olmak istiyorsanız, dünyada yarışa katılmak istiyorsanız, yarışın asgari unsurları bu kurallara uymak ve nezaketi göstermektir.'

"Sınır dışı edileceklerine pek ihtimal vermiyorum"



Emekli Büyükelçi Onur Öymen ise 10 ülkenin büyükelçilerinin kendi başlarına karar alamayacakları görüşünde.

Büyükelçilerin hükümetlerinden talimat aldıktan sonra bu yönde bir açıklama yapmış olabileceklerini anımsatan Öymen, 'O bakımdan bir tepki gösterilecekse esas muhatap onlara talimat veren hükümetleridir' dedi.

Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde benzer çağrıların yaşandığını hatırlatan Öymen, 'Osmanlı da bu tür girişimlere biraz zayıf davranıyor ve boyun eğiyordu. İkincisi, bir ülkeyi eleştirilecek konu olduğu zaman normal usule göre yapılması gerekir. Büyükelçinin bulunduğu ülkenin hükümetine protesto vermesi çok sık görülen bir durum değildir' şeklinde konuştu. 

'Uluslararası hukuka göre 'istenmeyen adam' ilan edilebilir'

İnsan hakları gibi konuların devletlerin iç işleri sayılmadığına dikkati çeken Öymen, şöyle devam etti: 

'AİHS'nin 46 maddesine göre AİHM'in kararları uygulanmak zorundadır. O bakımdan 'hiçbir işimize karışamazsınız' diyemezsiniz. Kaldı ki 2004'te anayasamızın 90. maddesinin sonuna eklenen bir protokolle insan haklarıyla ilgili uluslararası anlaşmalar milli yasalara göre önceliklidir. Tüm bu gerçekler ortadayken 'bizim içişlerimize karışamazsınız' demek doğru değil. Evet, büyükelçilerin girişimi yanlıştır. Eleştiri yapılacaksa ilgili hükümetlere yapılmalıdır. Çünkü büyükelçiler, hükümetlerinin talimatlarıyla hareket ediyor.' 

'Büyükelçiler gönderilebilir mi?' sorusuna Onur Öymen, 'Uluslararası hukuka göre hükümetler görev yapan büyükelçileri, 'Persona non grata' ilan edilebilir. Şahsen 10 büyükelçinin birden sınır dışı edileceğine pek ihtimal vermiyorum' yanıtını verdi.

VOA Türkçe ve Independent Türkçe
 
858,443Konular
980,891Mesajlar
29,489Kullanıcılar
BeratksmalSon üye
Üst Alt