Üzüntü Kilo Aldırır Mı?

Endişe Kilo Aldırır Mı? endişe kilo verdirirmi üzüntüden kilo alınırmı üzüntü kilo yaparmı Bir Takım kişiler arasın da üzüntü sonucu kilo verilirken bazıların da ise kısa sürede kilo alımında fazlalıklar görülür Millet arasın da fazla yaygın olan üzüntünün kilo aldırdığı yolun da merak ettiğiniz bilgileri uzmanlardan sizler için aktarıyoruz 1549342187 1549342187 uzuntukiloaldirirmi5c5915f00c3afuzuntukiloaldirirmi5c5915f00c3afuzuntukiloaldirirmi5c5915f00c3af Üzüntü ve sıkıntı bir grup insanın iştahını azalttığı onları yemeden kestiği halde özellikle şişmanlarda meslektah artışını zamanlı vakitsiz yemek yemek yeme isteğini tahrik etmektedir Psikolojik olarak bu biçimde memnun etme olmayan, üzülen şahısların yemek yemek yiyerek tatmin olduğu bilinmektedir Çünkü bu insanların açıklanmış bir uğraşa özellikle kendilerini oyalayan bir uğraşa yöneltilecek olurlarsa yemek yemeyi unutup bu yeni durumla avundukları saptama edilmiştir Biz, şişmanların çoğunun sofra başında bekledikleri, yapacak başka bir işleri olmadığı için daima ağızlarına çikolata, fındık, fıstık meyve gibi şeyler atma itiyadında olduğunu bildiğimiz için birincil konuşmamızda daima bu noktaya dikkatlerini sürüklemekteyiz Bunun en basit giderilme yolu her zaman ilgilenilecek bir şey bulmak, zorla yok severek bir şeyler gerçekleştirmek; eğer hiç bir şey yapılamıyorsa hemen evde veya sokakta bir yürüyüşe çıkmaktır Yürüyüşü müsamaha haline getirmenin bu yönden büyük faydası vardır bıkkınlık ve üzüntünün beyin ve sinirleri yorup yıprattığı ve şişmanlamaya istidadı olanları bol yemeğe sevkettiği bilindiğine göre, ne yapıp, yapıp zayıflamaya karar verenlerin bu kavrayış içinde yürüyüş alışkanlığına yönelmeleri gerekir Büyük üzüntülerin su ve tuzlu tutan hormonları harekete geçirerek vücudun su tutmasını sağladığını evvelce söylemiştik Ilk yürüyüşlerin alışık olmayanlarda ve fiziksel olarak tembelliği sevenlerde öbür bir sıkıntı yarattığı aşina bir gerçektir Bunun baş çarelerinden biri, birbirlerinin sohbetinden hoşlanan kimselerin bir alışkanlık elde edinceye kadar yürüyüşü beraber yapmalarıdır Bazen yürüyüşü daha sevimli ve olası kılacak özel çarelere başvurmak gerekebilir Bilhassa yürümekten hoşlanmayan erkeklerin az çok yabancı ama arkadaş oldukları hanımlarla beraber yürümesi daha basit olası oluyor Bu yürüyüşlerin kan koca arasında olanları muhakkak en faydalı olanlarıdır Yalnız şunu belirtmeliyim ama, bu kankoca yürüyüşlerinde birinin diğerine uyamaması ya da yolda gereksiz tartışmalara girilmesi iddia konusu ise buna başından itibaren mani almak gerekir Başlayıp yanda bırakmak çok daha baskı, çok daha kırıcıdır İnsanlann ihtiyaçları, şımartma ve imkânları beraber olabildiği gibi bir ölçüde ay n da olabilir Bu ayn gereklilik haz ve imkânın birleşememesi kırgınlık sıcacıkgınlık ya da siteme asla yol açmamalıdır Taraflardan biri diğerini anlayışla karşılamalı davranış ve davranışıyla mani olucu yok yardım edici bir yöne girmelidir her zaman olduğu gibi iyi sonuç olmak şartlara uymakla mümkündür Şartlan neticeye götürecek şekilde koymak ve bunlara aktarmak tabiatın insana hediye ettiği en kayda değer yetenektir Bu yetenekten inşam mahrum kılan egoist ve eğitilmemiş iç çatışmalardır Kıskanan ve başkalarının mutlu olmasına dayanma edemeyen kişiler yakınlarının, istemedikleri davranışlarını öbür yollarla kusur bulma çabasına girerler Bunlar da ayrı bir bıkkınlık ve üzüntü kaynağıdır Post arkadaş ve eşlerini memnun etmek isteyenler ne onları gereğinden fazla yıpratıcı eleştiri yağmuruna tutmalı, ne de her şeylerinin içten olduğunu söyleme gibi bir ilgisizliğin içine girmelidirler Olası ve yardımsever olanı söylemeli bunu söylerken yumuşak olmalı ve sivri kelimeler kullanmadan söylemenin yolunu bulmalıdır Öyle fazla defa başlıca baba ve eşlerin zayıflama gayretinde muvaffak olamayan yakınla nna sert bir dille sataştıkları herkesin yanına onu alçaltıcı eleştirilerle aleyhinde karşıya bıraktıkları görülmüştür Bunun özellikle genç eşlerde büönem bir ruhsal yıkıntıya ve bayağılık duygusuna sebep olduğunu söyieme ye bilmem gereksinim değil İnsanı mutlu eden kendisine yakın ve yardımcı olduğuna muhakkak olduğu bir çevrenin bulunuşudur Böyle bir çevrenin varlığı en büyük acıların bile paylaşılmasını mümkün kılar ve onları taşınır ülkü getirir Böyle bir çevre olmayınca veya çevrenin iyi niyetinden belirsizlik edilince başan defalarca güçleşir Zayıflama kararı da her zaman özellikle ilk olarak büyük bir mücadeledir Bütün bu mücadelenin birincil günleri en şiddet olan günlerdir Kilolu kişi her işinde başarı sağlamış olsa bile bugün kuvvetsiz olmadığına göre bu işte başarısızlığa uğramış demektir Onun bu konuda başarılı olabilmesi için en kayda değer şart ve yardıma kendisidir Lakin o ışık halkası gelinceye değin birincil günler devamlı olarak tenkit etmek ve gerekeni yapmadığını söylemek onu hayattan bezdirir Bu bezginlikle hiçbir şeyin sürekli olması beklenemez Biz devamlılığın şartım hastanın kendi kendine inanması, yani eğitimi benimsemesi ve bunun devamının gerektiğine sarsılmaz bir inanca sahip olmasında görüyoruz Bazı insanların karakteri birincil günden kendi kendini disiplin altına almaya elverişlidir Lakin şişmanlarda bu fevkalade enderdir Büyük yetişkinlik bilhassa bu konuda bazı moral yardıma gereklilik gösterirler O esnada ne yemeği özendirme ederek caydırmaya ne de aralıksız tenkitlerle yıldırmaya kalkmamalı Yapılan ufak tefek hata ve programdaki sapmaları tatlı bir dille dürüst yola getirmeye çalışmalıdır Unutmamak gerekir ama, iştahlı insanlarda açlık özellikle ilk günlerde önemli bir “Verdiği sözden sözünden dönme” dürtüsü yaratır Böyle zamanlarda bir minicik krikkrak ya da yarım bisküvi ile bir çayı (natürel şekersiz) zayıflamak isteyenlerin yakınları getirip verivermelidir Zayıflamaya karar veren kişiyi bu kararından caydıracak en önemli öğe, fazla acıkma hissettiği zamanlarda yapacağı ufak tefek hataların yakınları tarafından büyük bir eleştiriye uğramasıdır Fiilen bunlar şişmanlıktan ve buna ilişkin eleştirilerden o kadar şikâyetçidirler ama, ekseriya yalnız yemek yemeyi seçim edişlerinin nedeni bu eleştirilerden uzaktan kalabilme gayretidir Yemeği kısıtlama, iradesinin zayıflığım kabul etme bunlar için o kakuytu zordur ama, iç ifraz bezlerinin hasta olduğunu ve bunun için şişmanladığını yani hasta olduğunu kabul etmeyi tekrar tekrar tercih ederler Nasıl uykuya doyamayanlara kısa süreli uyku kâfi gelmez ve her an hiç uyumadığından şikâyet ederse bunlara hiç bir vakit yedikleri kâfi gelmez ve ne değin az yerlerse yesinler yine de fakatlo aldıklarını bahis etmekte fikir almaz bir inat gösterirler Esasında daha önce söylediğimiz gibi bünyeden bünyeye ufak farklar vardır Fakat hastanın tüm olarak psikolojik ve çevresel durumu organize edilmeden bu tedaviye açtırmak daima kısa vadeli olmaktadır Hasta bir süre daha sonra kendi bünyesindeki farklılıklara göre perhiz ve yürüyüşlerindeki öbürliği ayarlamayı öğrenecektir Lakin bu öğreniş oluncaya değin her şeye itiraz edecek, ya “Benim tüm ömrümde yaptığım zaten bu perhiz idi, bir kilo da zayıflayamadım” diyecek veya bir düğüne giyeceği elbiseye uyakavramak veya deniz mevsimine mayo ile çıkabilmek için birkaç kilo çelimsizlama ile sonuçlanacak geçici tedbirler isteyecektir Zayıflayacak birey bütün alışkanlıklarıyla yeni her yerde kendini organize edecektir Ne lüzumundan pozitif gıda ne lüzumundan aşamala aylaklık edip ağırbaşlı oturacak, ne bu zayıflama kararının kısa bir süre daha sonra yine eskiye dönüş anlamına geldiğini düşünecek Dengelenmiş yiyecek, bol yürüyüş ve spor yapacak, alkolü uygar ve sıhhi ölçülerde alacak, bedeni ve sinirlerini daha sağlam ve kuvvetli tutacak olan bu yeni şartların kendisi için bir tutku haline gelmesini temin edecektir, özellikle genç kızlarda yeni cereyan dolayısıyla gönlünce yaşamak ve kendini sıkıntıya sokmamak felsefesinin arkasına sığınanları fazla görmekteyiz Çoğunun verimsiz olduğu bu yeni akımı aylaklık ve kıskançlıklarına bir bahane gibi kullandıkları tanıdık bir hakikattir Başlangıçta gayet laubali, dünyaya metelik vermeyen ve böyle şeylere aldırmadığını biraz eksik edepli bir eda ile bildiren bu genç hastalarımızın baş başa konuşmalardan sonra disipline girmeleri çok daha basit oluyor Bizim tecrübelerimize kadar en iyisi onları arkadakidaşlarıyla veya çok layık verdiği bir arkadaşının yardımıyla disipline almalıdır Başlıca baba ve ağabeylerin onlar üzerinde adeta hiçbir rolü olmuyor Başlıca ve babanın bunlardan daima bir şeyler istemesi aralarında zaman gelen bir çatışmayı doğurduğu için bu yeni durumun tedavisinde belli başlı babanın yardımı o kadar faydalı olmuyor hatta bir ölçüde zararlı oluyor Bu gençlerin çocuğunun çok saygı duydukları ve sözünden çıkmadıkları bir yakın arkadaşları vardır Onun bulunmasıyla bu sorun büyük ölçüde çözüm yoluna girebiliyor Herhalde en güvenli olmayan durum bunlarla kalabalık içinde konuşmak ve doğrudan doğruya şahıslarını gaye bölge eleştirilerde bulunmaktır Zayıflama kararında karşılaşılan önemli zorluklardan biri de özellikle hastalığı gereği çoğu kez makarna, pirinç lapası, süt, sütlaç, muhallebi yemek zorunda olanlardır Herkesin bildiği gibi bu hastalar hastalıklarının üzüntüsü içinde olduklarından onlar için şişmanlık geri plana düşer Bizim böyle ülserli, bir takım şişman hastalarımız olmuştur Bunlar hastalıkları gereği bazen bir saatlik açlığa bile dayanamazlar ve o hatıra mutlaka yemek yiyerek geçiştirmek zorundadır*lar