Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Vahdeti Vücudu Savunanlar ve Anlayışları ?

Vahdeti Vücudu Savunanlar ve Anlayışları ?
0
137

adanali

FD Üye
Katılım
Eki 20, 2019
Mesajlar
2,792
Etkileşim
0
Puan
36
Yaş
36
Konum
Adana
Web sitesi
bilgilihocam.com
F-D Coin
69
Vahdeti Vücudu Savunanlar ve Anlayışları ?

Vahdeti vücudu savunan kimlerdir ve onların İslam ve Allah anlayışı nasıldır?

Tasavvufta, varlığın birliğini savunan öğreti. Muhyiddin İbn Arabi tarafından sistemleştirilen öğreti, sadece Allah'ın varlığının zorunluluğu temeli üzerine kuruludur. Benimseyen mutasavvıflarca tevhidin en yüksek yorumu sayılan öğreti, diğer bazı mutasavvıflar tarafından fena makamında kalmanın ortaya çıkardığı bir yanılgı olarak nitelenir.

Vahdet-i vücut ve Vahdet-i şühut nedir?

Cenab-ı Hakka varan yollar çoktur. Bunların bir kısmı diğerlerine nisbeten daha kısa ve daha parlaktır. Fakat, hiç şüphe yok ki, bu yolların arasında Cenab-ı Hakka varan en kısa ve en parlak yol, Resul-i Ekrem Efendimizin çizmiş olduğu nurlu yoldur. Hatta tarikatlar arasında da, Resulullahın sünnetini esas alan tarikatların daha parlak, daha muhteşem olduklarını ifade eden Bediüzzaman, doğru bir yolu takip etmek hususunda sünnet-i se-niyyenin önemine şu ifadeleriyle işaret etmektedir:

"Sünnet-i seniyyenin mes'eleleri, hatta küçük adabları, gemilerde hatt-ı hareketi gösteren kıble nameli birer pusula gibi, hadsiz zararlı, zulümatlı yollar içinde birer düğme hükmünde görüyordum."1

Manevi yolların takibinde meydana gelen bütün tereddütler sünnet-i seniyye ile gider, insan bu sayede ruhi bir huzur ve sükunet hisseder. Tarikatların takip ettiği tasavvufi yollar da Resulullahın sünnetine uymaları nisbetinde doğru ve hak olur. Kıymet kazanmaları ise, sünnet-i seniyyeye uymalarına ve uygun hareket etmelerine bağlıdır. Nitekim İmam Rabbani bu hakikati açık bir şekilde ifade etmektedir.2

İşte, tasavvuf ehlinin bir kısmı "la mevcude illa Hu" yani "Allah'tan başka varlık yoktur", diğer bir kısmı da "la nıeşhude illa Hu", "Allah'tan başka müşahede edilen bir varlık yoktur" şeklinde vecizeleşen görüşleri de bu ölçü içerisinde mütalaa edilmelidir. Her iki görüşün mensuplarının, varlıkları tamamen inkar ettikleri söylenemez. Ancak varlıkları hayal hükmünde kabul ederler. Varlıkların Allah'ın varlığı karşısındaki mevcudiyeti çok sönük olduğundan, böyle derler. Mümkinata, yani Allah'ın yarattıklarına, varlık değerini vermek istemezler. Hatta İbni Arabi, Allah'tan başka bütün varlıkların mümkün olduğunu ve bu mümkün varlıkların var oluşlarının ise mevhum olduğunu söylemektedir. Böylece varlıkları bir gölge olarak görmektedir.3

İşte, "la mevcude illa Hu" ile ifade edilen bu meslek Bediüzzaman'ın ifadesiyle "cadde-i kübra" değildir. "Evet, cadde-i kübra, Sahabe ve Tabiin ve Asfiyamn caddesidir. (Eşyanın hakikatları sabittir) cümlesi onların kaide-i külliyeleridir."4 Dolayısıyla varlıkların sabit hakikatları vardır. Hayal ve vehim değildiler.

"La meşhude illa Hu" diyen meslek ise, tam huzuru kazanmak için varlıkların varlığını tamamen inkar etmez, fakat üzerine bir perde çeker, görmek istemez. çünkü onların manevi huzura mani olduğuna inanır. Bunların birinci kısımdan farkları, varlıkları yok olarak kabul etmemeleridir. Vardır, ama perde olduğuna inandıkları için görmek istemezler.

Halbuki, Kur'an-ı Kerimin ve sünnet-i seniyyenin, herkesin girebileceği en geniş caddesi, varlıkları inkar etmek veya unutmak değil; onları Cenab-ı Hakkın isimlerinin tecelli yerleri olarak görmek, her varlıkta İlahi mührü okumak, hakiki Tevhide varmaktır. Kur'an-ı Kerimin varlıklarda tefekkürü emreden ayetleri de bu yolu açıkça göstermektedir.
"La mevcude illa Hu" ile "La meşhude illa Hu" diyenlerin arasındaki farka işaret için yukarıdaki ifadelere ek olarak İmamı Rabbani'nin verdiği misali de ilave etmek isteriz. Ona göre, birinci grup, Allah'ın zatından başka bir varlığı bilmez. İkinci grup ise Allah'tan başka bir varlığı bildiği halde görmez. Bediüzzaman'm tabiriyle "nisyan (unutmak) perdesini üstüne çeker." Her iki mesleğin de tevhid görüşlerini kafi görmeyen İmam Rabbani bunu şöyle bir misalle açıklamaktadır:

"Mesela, bir kimse güneşin varlığına ilmen bir yakınlık peyda etse, bu yakınlık diğer yıldızların o anda kabul edilmesini gerektirmez. Fakat güneşe bakan bir insan yıldızları göremez. çünkü o anda onda güneşi görme isteğinin dışında bir arzu yoktur. Bütün buna rağmen, bu insan mutlaka bilir ki, yıldızlar madum (yok olmuş) değildir. Güneşin parlak ışığından dolayı görünmezler. İşte bu sırada bir kimse yıldızların varlığını inkar ederse hata etmiş olur."5

İmamı Rabbani, bu ifadelerinden sonra, varlıkları iıvkar etmenin sünnet-i seniyyeye uygun olmadığını ve bunda mahzur bulunduğunu açıklamaktadır. Fakat sadece "Bir"i görmenin bir tehlike arzetmeyeceğini ifade eder. Ona göre, Hallac-ı Mansur da "Ene'1-Hak" derken, "Ben değilim, Haktır" manasını kastetmektedir. Bu ifade, bütün varlık alemini unutup yalnızca Allah'ın varlığında fani oluşu dile getirmektedir.

1. Lem'alar, 45.
2. a.g.e.
3. Tasavvuf ve tarikatlar, 125.
4. Mektubat, 76.
5. Tasavvuf ve Tarikatlar, 158.
 

Similar threads

Vahdet-i Vücut Hakkında Biraz Bilgi Verir misiniz? “La mevcude illa hu” (Ondan başka mevcut yoktur.) diyerek varlığın ancak Allah'a mahsus olduğunu esas alan ve mahlukatın varlığını kabul etmeyen bir tasavvuf ekolüdür. Ekolun kurucusu Muhyiddin-i Arabi hazretleridir. Sadeddin Konvevi...
Cevaplar
0
Görüntüleme
229
Vahdet-i Vücut ve Eşyanın Hakikatı önce, vahdet ve vücut kelimeleri üzerinde biraz duralım. Vahdetin sözlük anlamı, birlik'tir. Zıt anlamı "kesret", yani çokluktur. Mesela, beş farklı harf bir kesrettir, ama bunlar tevhit edilerek bir kelime halini alırlarsa vahdete erilmiş olunur. Kainat...
Cevaplar
0
Görüntüleme
184
Hatme Duası Nedir? Kaç Çeşittir? Hatme, tarikatta yapılan ve insanların kalplerinin Allah'a açılmasını sağlamaya sebep olan bir adaptır. Dinimizdeki yerine gelince, bunlar tarikatın adabıdır. Sünnet olmamakla beraber, güzel olan ve yapılması durumunda insanlara çok şeyler kazandıracağına...
Cevaplar
0
Görüntüleme
207
Sünnet-i Seniyyeye İttiba Sünnet-i Seniyyeye İttiba` ile İlgili Güzel Sözler ve Hadis Mealleri "Kim ümmetimin fesada gittiği zamanda benim sünnetime sarılır, hayatında tatbik ederse, o kimse yüz şehid sevabına nail olur." Hadis-i Şerif meali "Cenab-ı Hakk`a iman eden, elbette O`na itaat...
Cevaplar
0
Görüntüleme
149
Korku Anında Yapılacak Dua ? İmam-ı Rabbani hazretleri, talebeleri ile, uzak bir yere giderken, gece, bir handa kaldılar. (Bu gece bir bela zuhur edecektir. Besmele ile, "Bismillahillezi la yedurru ma'asmihi şey'ün fil erdı ve la fissemai ve hüves-semi'ul alim" duasını üç defa okuyun, buyurdu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
208
858,497Konular
982,556Mesajlar
30,294Kullanıcılar
Üst Alt