teknolojiuzmani
FD Üye
Vajinismus sorunu kadın sağlığında yüzyıllardır var olan bir cinsel problemdir, bu problem ile ilgili ilk yazılı kayıtlar 11. yüzyıla kadar gitmektedir.
Ülkemizde ve dünyada son yıllarda çok fazla konuşulması ve medyada yer alması var olan problemi yalnızca su üstüne çıkarmıştır. Bu bölümde vajinismus sorunu tarihçesi hakkında bilgiler yer almaktadır.
Eskiden çocuk sahibi olamayan pek çok çiftlerde de vajinismus problemi mevcuttu, fakat çiftler vajinismus tedavisi için kime başvuracaklarını bilmedikleri için bu sorunlarını örtbas etmeyi tercih ettiler.
Vajinismus Sorunu Tarihçesi
Vajinismus ve vajinismus tedavisi bilimsel şekilde ilk olarak 1861 yılında “Sims” tarafından tanımlanmış bir kavramdır ve bu kavram 150 yıldır neredeyse bir değişikliğe uğramamıştır. Bir hastasını muayene eden bu bilim adamının ilginç gözlemleri bilimsel kayıtlara şu şekilde geçmiştir:
Kadının hikâyesindeki en belirgin şey çeyrek yüzyıldır evli olmasına rağmen hala bakire kalması gerçeğiydi. Bu olguyla ilgili araştırmada vajinal muayene tümüyle başarısız olmustu… Vajina ağzına hafifçe dokunmak çok yoğun tepkiye neden oluyordu. Sinir sistemi büyük bir karmaşa içindeydi; genel bir kas gerginliği vardı. Tüm vücudu aralıklı kaskatı kesiliyor ve titriyordu. Çığlık çığlığa haykırıyor, gözleri çılgın gibi parlıyordu. Yanaklarından gözyaşları süzülürken terör ve can çekişmeyi andıran görünümü çok acınacak haldeydi. Fiziksel acısının tüm bu dış yansımalarına rağmen metanetliydi, muayene sedirinde kalarak çaresiz durumu için bir umut varsa vazgeçmemek için yalvarıyordu. Tüm güçle birkaç dakika bastırmanın ardından parmağı vajina içine birkaç saniye sokabildi, ancak ilerlemedi. Vajina içinde büyük bir direnç ve parmağın duyarlılığını azaltan sert bir kasılma vardı. Böylece muayeneyle ancak vajina girişinde aşılması güç bir kasılma olduğu anlaşıldı.
Sims MJ (1861)
Sims tedavi amacıyla ilk olarak genital ağızdaki kas ve sinirlere ameliyat sonrası cam genişleticiler kullanılarak yapılacak genişletme (dilatasyon) işlemini önermiştir.
Ameliyat işlemi sonradan tartışmalı bir hale gelirken, geliştirilen ameliyatsız genişletme ve anestezi altında genişletme işlemleri başarılı oldu ve daha gerçekçi tedaviler arasında yer almıştır.
Salermo’lu Trotula “Kadınların Hastalıkları” adlı 1547 tarihli bilimsel eserinde şimdi vajinismus olarak adlandırdığımız durumun belki de ilk tanımını şöyle yapmıştır; “genital alandaki öyle bir kasılmasıdır ki, baştan çıkarılmış bir kadın bile aslında bakire olabilir”.
Walthard (1909), Sims’in genital organlara has olarak nitelendirdiği aşırı duyarlılık kavramını sorgulayarak vajinal kas spazmının ağrıya karşı duyulan korkunun “ fobik bir reaksiyonu” olduğu fikrini ileri sürerek, ameliyat ve genişletmeden ziyade “psikoterapi” ve eğitimin önemini vurgulamıştır.
1923 yılına ait bir araştırmada Faure ve Sireday, vajinismusun vulvo-vaginal kanalın genital organlara özel bir aşırı duyarlılık nedeniyle, istem dışı, ağrılı, spazmotik kasılması olduğu sonucuna varmışlardır.
1993 yılında Beck, vajinismus ve vajinismus tedavisini “bilimsel ihmale ilginç bir örnek” olarak ifade etmiştir. Bu ihmal edilmiş kadın sağlığı sorununa yönelik, geç kalmış olmakla birlikte yeniden uyanan bilimsel ilginin artması umut vaat edicidir.
Tarafımıza başvuran pek çok hastamızın ortak sorusu:
“Vajinismus sorunu eskiden de var mıydı, yoksa yeni ortaya çıkan bir problem midir?”
Bu sorunun cevabı okumuş olduğunuz sayfa da gördüğünüz gibi, vajinismusun yeni bir hastalık olmadığı, tarihte yüzyıllardır toplumlarda görüldüğü, ancak özellikle son yıllarda kişiler tarafından daha çok telaffuz edilmeye başlandığı için yeni ortaya çıkmışçasına duyulduğudur. Vajinismus sorunu tarihçesi incelendiğinde bu durum net olarak görülmektedir. Vajinismus sorunu tarihte sık olarak değişik şekillerde geçmektedir.
Toplumumuzda her on kişiden birisinin vajinismus sorununu taşıdığı düşünülürse, aslında bu problemin halen üstünün kapatılmaya çalışıldığı ve halkımızın bu konuda yeterince bir bilince sahip olmadığı anlaşılacaktır.